Annemden Öğrendiklerim

Üretici Annemin Yaşamı ve Ondan Öğrendiklerim Yunus Emre “Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil” der. Orhan Veli Kanık’ın, Sakın Şaşırma şiirinde belirttiği “Ölüm Allah’ın emri, ayrılık olmasaydı” dizelerinde belirtiği ayrılık duygusu aklımdan çıkmıyordu. Daha iki gün önce kabrini ziyaret ettiğimde zihnimde, “annemi kaybetmedim, çocukluğumun şekillenmesindeki akıl hocamı kaybettim” diye düşündüm. Ölümünden iki hafta sonra […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Etnopedagoji Notları – 7

İlgi, bilgi, marifet, hikmet ve iltifat… Türkiye’de uluslararası kitap deyince uluslararası saygınlığı olan, mümkünse yabancı bir ülkede yayınlanan kitap akla geliyor. Bir de değişik uluslardan bir kadronun bir araya gelerek/getirilerek yayınlandığı kitaplar var. Bu kitabımız hem değişik uluslardan yazarların emeği hem de uluslararası saygınlığı olan bir yayınevinin yayını olarak önemlidir. İçeriğine zaten güveniyoruz. Kaldı ki, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Eğitişimci Dr. İkram Çınar’la Eğitim Söyleşisi

Değerli Hocam; eğitim bilimleri, mankurtlaştırma, etnopedagoji, bilgi yönetimi, öğrenci kulüpleri, Ahıska ve Atabek Yurdu jeokültürü üzerine yaptığınız bilimsel çalışmalarınızla bu alanlardaki çok önemli eksikleri tamamlıyorsunuz. Bu önemli konular üzerine çalışma yapan İkram Çınar kimdir? Sizi, söyleşimize başlamadan önce tanıyabilir miyiz? Söyleyince fark ettim; çok geniş bir alanda dolaşmışım. Kendimce artılarım ve eksilerim buradan kaynaklanıyor olabilir. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yerel Dilimizin Anlam Zenginliği

      Eğitişim Dergisinin Ekim 2021 tarihli 72. sayısındaki “Geleneksel Söz Varlığımız” başlıklı yazımda, arkadaşım Nuri ile gerçekleştirdiğimiz düşsel söyleşiden bir kesit sunmuştum. O söyleşide, çok uzaklardaki acı-tatlı çocukluk yaşantılarımızla biçimlenip belleğimize sinen söz varlığımızdan örnekler vermiştik. Onlar, her kuşakta biraz daha gürleşip gürbüzleşerek yüzyıllar öncesinden Artvin yereline ulaşan; özellikle de Ardanuç ilçesine bağlı Aşağı Irmaklar […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Genceli Nizami’den Oğluna Öğüt

Genceli Nizami, Türkiye’de hak ettiği kadar tanınmayan Azerbaycan Türk’ü bir düşünür ve şairdir. Mevlâna Celaleddin Rumi türü şair-filozof bir kalem ustasıdır. Öykülerini edebiyatın şiir türünü kullanarak anlatmıştır. Nizami, şiirlerini Fars dilinde yazmak zorunda kalmıştır. Bunu, şiirlerini takdim ettiği Şirvan şahının isteği üzerine yaptığını belirtir. O dönemde yazı ve şiirleri Farsça veya Arapça yazma eğilimi de […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

“Masallar Bize Ne Anlatır”

Bu soru cümlesi Yücel Feyzioğlu’nun yazdığı bir kitabın adıdır. İlk yayınlandığında tam da bu soruya yanıt arıyordum. İlaç niyetine almıştım ve nitekim ilaç gibi geldi. Bir hayli yararlandım. Yeni baskısı yapılmış, daha bir güzeltilmiş. Okulsuz zamanların müfredatı folklorun içindeydi. Folklor, yani halk bilimi… Halkın geleneklerini, masallarını, hikâyelerini ve inanışlarını inceleyen bilim… Folklor, etnopedagojinin en önemli […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Etnopedagoji Notları-6

Etnopedagoji Nedir? Etnopedagoji nedir? Ne anlama gelir? Etnopedagoji hakkında neleri bilmek gerekir? Etnopedagoji iyi bilinen ama adı yeni duyulan, yeni bir eğitim bilim dalının adıdır. Halkın geleneksel eğitimi demek mümkündür. Kapsamlı bir tanım vermek gerekirse şu söylenebilir: “Etnopedagoji; bir toplumun çocuk yetiştirmeye ilişkin tarihin derinliklerinden geliştirerek taşıdığı etnik-ulusal bilgi ve bilinci, yetişkinliğindeki yükümlülükleri taşıması için […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sovyetler’de Masal Kapısını Bana Kim Açtı?

Sovyetler Birliği’ndeki Türk yurtlarından masal derlemeye karar verdiğimde oralardan kimseyi tanımıyordum. Arkama güçlü bir dayı almadan bu işi başaramayacaktım. Türkçeye çevrilmiş kitaplarından adını sanını bildiğim birçok yazar ve şair vardı. Çevrilmeyenleri anlamak aşkı ile 1970’li yıllarda kiril alfabesini öğrenip onları da okumaya başlamıştım. Özellikle Çolpan, Abay, Muhtar Avazov, İsmail Gaspıralı, Mustafa Çokay, Abdullah Tukay, Hüseyin […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Geleneksel Söz Varlığımız

      Köyümüz Aşağı Irmaklar, on üç çevre köyün merkezi konumundadır. Bucak yönetimi kaldırılıncaya dek yıllarca bucak müdürü ve karakol komutanı ile bucak işlevini sürdürmüştür. Artvin ilinin Ardanuç ilçesine bağlıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beş yıl sonra, okul gelmiş, bizim köye. On üç çevre köyün çocukları, kendi okulları açılana dek, bizim köyün okulundan yararlanmışlar.       27 Mayıs […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Etnopedagoji Notları – 5

Ezik mi, soylu mu? Yıllar önceydi. Soma maden kazasında madenden hafif yaralı olarak çıkarılan genç işçi sedyeye konulurken, sedye kirlenmesin diye çizmelerini çıkarmak istedi. Bu sahne birçok kişiye dokunmuş, duygulanmıştı. İşçinin “ezik” olduğunu düşünmüş ve bu haline acımışlardı! Ben de duygulandım, ama davranışını hiç de eziklik olarak değerlendirmedim. O halini asil buldum, eğitilmiş kişiliğine bağladım […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yerel Dil ve Toplumsallaşma

Sağlıklı bir kişilik geliştirme, toplumsallaşmış olma anlamını taşıyor. Toplumsallaşma, “bireyin, içinde yaşadığı toplumun normlarını, değerlerini, kendisine biçilen rolleri, tutumları, davranış yapılarını, toplumsal etkileşim için gerekli becerileri, benlik ve kimlik duygusunu kazanma, içinde yaşadığı kültürü içselleştirme süreci” olarak tanımlanıyor. Bu tanım, aynı zamanda “kültürel uyum” anlamına geliyor. Kişiliğimizin temel yapısını ilkin, içine doğduğumuz ailemizden edindiğimiz derin […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Etnopedagoji Notları 4

Masallara Gömülü İletiler Masallar sözlü kültürün en etkili müfredat araçlarından biridir. Masalların etkisi geçmişte kalmış değildir; yine etkisini sürdürmektedir. Masallar elbette kurmacadır ve eğitim aracı olarak düşünüldüğünde aktardığı iletiler ve vurguladığı değerleri incelemek etnopedagojinin görevlerinden biridir. Geleneksel masallarda cümleler arasında gömülen, bazen masalla doğrudan ilişkisi olmayan cümleler araya sıkıştırılır. Bu cümlelerdeki iletiler çocuklara sanki özellikle […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Etnopedagoji Notları-3

  Etnopedagoji Okumaları Bilim yolundan çıkınca akıl kullanımından da vaz geçilir. Doğru ve yanlışı belirlemede kullanılan ölçüt bir anda ortadan kalkar. Ak ile kara birbirinden ayrılmaz olur, belirsizlik olur ve grileşme başlar. Türkiye, grileşme yüzünden rasyonel bir toplum olamamanın sancılarını birçok boyutta çekiyor. Bu boyutlardan biri de ahlâkî boyut. Karakterli insan yetiştirmekte sıkıntı yaşanıyor. Karakterli […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Halk Masal ve Hikayelerinde Türk Kültürü

Halk masalları ve hikâyelerinde İslam öncesi ve sonrası Türk kültürü -Ziya Gökalp’in Küçük Mecmuası Örneği- [1] Önceki yazılarımda başta Atatürk olmak üzere, tanıttığım bazı düşünürlerimizin filozof olduklarını belirtmiştim. Bazı Veryansıntv okurları, filozof nitelemesini hak ettiklerini düşündüğüm kişiler için, ‘her şey olabilirler ama filozof değildirler’ tarzında eleştirilerini dile getirmişlerdi. Tam tersini düşünüyorum: her şey olabilmenin yolu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kendini Eken Tarla

Posof ilçesinin Uğurca Köyünde doğdum ve on sekiz yaşıma kadar köyde kaldım. Bu süre içerisinde büyüklerimden öğrendiğim çoğu şey hayatımın diğer bölümü için fazlasıyla ışık tutup yol gösterecekti. İyilik yapmak, büyüklere ve insanlara saygılı olmak, çalışkan olmak, merhametli olmak hep yerleşmiştir içime, o günlerden. Ailede saygı çok önemliydi. Büyükler konuşurken biz pür dikkat dinlerdik. Söze […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Etnopedagoji Notları-2

Tarihte örneği az bulunur zamanlardan geçiyoruz. Yaşadığımız “Korona Durumu” dünya ekonomisini daha şimdiden vurdu. Bu durumun birkaç ay sürmesi halinde büyük çöküşler göreceğiz. Önemli toplumsal çalkantılar yaşanabilir. Binlerce şirket batabilir, yüzbinlerce kişi işsiz kalabilir. İşsizlik büyük bir faciadır. Afrika atasözünde denildiği gibi “Aç insan değerlerini yer.” Aile faciaları, boşanmalar, kadın cinayetleri, sokak çocuklarında artış, suç […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Etnopedagoji Notları 1

İnsan türünün düşünsel seyrine bakınca genelden özele, uzaktan yakına doğru bir yaklaşım izlediği görülür. İlk gelişen bilim uzaklarla ilgilidir ve adı Astronomidir. Yakına gelmek için çok uzaktan başlanmıştır. En yakındaki yani beyin ise az bilinen organdır. Beyin araştırmaları yakın zamanlarda ivme kazandı ve insanlar için hala gizlerle doludur. Genelden özele yaklaşımıyla insan mantığının önce bütünü […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Destanların Toplum İçin Önemi

Destan, gerçek üstü ile gerçeğin, efsane ile tarihin birbirine karıştığı, bir kahraman ya da önemli bir tarihsel olayı övüp yücelten manzume yazılardır. Destan, kültürleri yeniden üretir. Destanlar, milletlerin kültür kodlarını taşır. Aynı destanı bilen kuşaklar birbirine benzer ve milletin devamlılığını sağlar. Örneğin Manas Destanı o dönemin kültürünü ve Türklerin yaşam tarzını anlatır. Yine Ergenekon Destanı’nı […]

Yazının devamı İçin tıklayınız