Sarıkamış, Sarıkamış

Sarıkamış, çocukluğumun geçtiği, ortaokulu okuduğum güzel bir kasabadır. Kışın turizme açılan kayak tesisleri, Ruslardan kalan ve halen ordumuzca kullanılan tarihi binaları ve Birinci Paylaşım Savaşı sırasında yaşadığımız felaketin geçtiği yer olarak hatırlarım. Tarihteki önemli olayları unutmamak gerekir. Gençliğe geçmişi öğretip ona göre geleceği kurmalarını öğütlemiş oluruz. Bunu yapıyoruz ama bu işte bir tuhaflık sezmeye başladım. Son birkaç […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Aramak

Hayat… Makamını bilmeden söylediğim Ama ezberimden atamadığım bir şarkıydı. Geceleri ansızın uyanmak, Rüyalarda ağlamak, Bazen sokulmaktı sevdiğinin koynuna, Sığınmaktı anne kucağına,,, Aslında hayat sadece bir güneş ışığıydı. Yaşamak… Kendinden utanmaktı, Sevilmemeye bir isyan Ya da Damlayamayan bir gözyaşıydı yaşamak. Kaybolmaktı, Yerini bilmemek, Kendini de yurdun gibi unutmak, Bir vatan arayışıydı yaşamak Soluk aldığın her an; […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kayboluşlarımız

Büyüyor olmak hiç bu kadar acı vermemişti bana. Ya da hayatın telaşı hiç izin vermemişti ne kadar küçük olduğum zamanları geride bıraktığımı görmeme. Büyük kayıplar, terk edilişler, karşılık aradığım karşılıksızlıklar ve uzun zaman yalnızlıkları lazımmış, aynada kendimi aramam için. Her uzun yalnızlık sonucu kendime uzun bir reçete yazmıştım ve her reçetede günlük yaşamam gereken senaryolar […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bir Karınca Nasıl Köşeyi Döner?

Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde bir karıncacık (belincecik, eğricecik ve büğrücecik) yaşarmış. Karıncacık ana-babasının çalışma ile ilgili tüm atasözlerinin eşliğinde büyümüş. Genç bir karınca olmuş. Genç karınca sürekli çalışmaya başlamış. Durmak yok, dinlenmek yok. Tatil hiç yok. “Biraz soluklanayım” dediği anda hemen aklına ağustos böceği geliyormuş. Adımlarını daha bir sıklaştırıyormuş. Ağustos Böceği gibi olmayacak, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Söğüt Dalları

Bir mağaranın önündeyim tam yedi yıl oldu taş ile sakallarımı kesmeyişim. Neye benzediğimi görmek için ağaç kabuklarıyla taşıdığım suları biriktirdim büyük bir çukura. Suya şekil vermeyi öğrendiğim gün kendime de şekil vermeye başladım.  Korkmuyordum artık hayattan. Ateşe, suya, taşa ben şekil veriyorum.  Mağaram artık benim için pek de konforlu gelmemeye başladı. Hem kalabalık da olmuştuk. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

KİRAZ KOKUSU

Yaşlı kadın kapının çalınmasına aldırış etmeden pencerenin önündeki sandalyede öylece oturuyordu. Uzun zamandır yalnız yaşadığı eski, büyük, ahşap evinin üst katındaki bu oda özensizce döşenmişti ve nerdeyse lambayı yakmayı gerektirecek kadar karanlıktı. Pencereden maviliğini grilere teslim etmiş yorgun bir gökyüzü görünüyordu. Bahçedeki artık meyve vermeyen kiraz ağaçları son yapraklarına da veda etmişti. Sanki ekmek kırıntısı […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Eğitimde Değişim Yönetimi

Giriş Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Programında 1968 ve 1998 değişikliklerinden başka en son 2005 yılında köklü değişiklikler yapmıştır. Bu çalışmada, meydana gelen değişimin neler olduğuna kısaca değinildikten sonra, bu değişimin öğretmenlere değişim yönetimi teknikleri ile nasıl anlatılabileceği ve değişimin nasıl uygulanabileceği tartışılacaktır. İlköğretim Programında Yapılan Değişiklikler 2005 yılında Millî Eğitim Bakanlığı’nın İlköğretim Programında yaptığı değişiklikler […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sovyetler Birliğini Dünyada En Öne Çıkaran ve Çökmesini Hızlandıran Rus Mucizesi

1. Yeni Savaş Silahları ve Yıldızlar Savaşına İlk Adım İnsanoğlunun Dünyanın çevresindeki kozmik uzaya çıkması, Ayın yüzeyine inip kalkması ve gezeğenlere cihazları gönderebilmesi bilimin ve özellikle teknolojinin yaklaşık 30 yıl önceki mucizesidir. Bilindiği gibi bu yönde ilk önemli adımı Sovyetler Ülkesi atmıştır ve Yuriy Gagarin’in kozmosa uçuşu, kozmik çağın başlangıcı olmuştur. Kozmosa ilk insan uçuşu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Açık Mektup: Orman

Karanlık aydınlığın yokluğundandır. Belki pek çok şey bulunur da bendeki orman aşkı az bulunur. Ben çaresizlikler içerisindeyim diye hiç şikayetçi olmadım. Karanlığa ağlamak yerine bir mum yakmayı yeğledim. Şu anda en büyük arzularımdan birisi de laftan ziyade orman dikme işini hızlandırmak. Başkaları yapsın, bende faydalanayım. Yok öyle “ARMUT PİŞ AĞZIMA DÜŞ, SAPI DA DIŞARI GELSİN!” […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sensiz Dünya Gece

Vatan! Güneş senden nurlanır, seninle parlatır ayı Bir elinde kara toprak, bir elinde altın kalem Vatan seni övmüş övmüş de yaratmış yaradan İnsan bayrağın altında bir bütündür, vatanda. Vatan sen olmasaydın, tarihler gelir miydi dile? Nice baba yiğitler, efeler hep senin elinde. Sensiz kâinat ölü, sensiz dünya gece Kutsiyetin sır gibi, her insanın gönlünde. Suyunda […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Gönderilmemiş Mektup

Sıcağın etkisini iyice hissettirdiği bir öğle sonrası idi. Zehra bu güneşin altında tarlada çalışıyor, kaynanasına yardım ediyordu. Zehra’nın sevimli kızı Ayşe de bir elma ağacının gölgesinde oturmuş çamurdan bebekler yapıyordu. O sırada köyün muhtarı elinde küçük bir  torba ve zarfla geldi. – Kızım bu mektup Murat’tan sana, dedi. Bunu duyan Zehra sevinçle mektubu aldı ve […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Önce Vatan

Bu cümleyle çocukluğumda tanıştım. Hani vardır ya çocukluktan kalma hiç silinmeyen, hiç unutulmayan bazı anılar, görüntüler, tatlar. Kimimiz en sevdiğimiz balonlu sakızı, kimimiz en sevdiğimiz bebeğimizi, kimimiz de komşunun bahçesinden aşırdığımız; belki de aşırdığımız için o kadar lezzetli olan eriklerin tadını unutamaz. İşte bu cümlede benim unutamadığım çocukluk anılarımdandır. Anneannemlere giderken uyumadığım bir yolculuk sırasında-ki […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Türkçe Düşünüp Türkçe Konuşmak

Yabancı dillerden sözcük ve kavramları lüzumsuzca alıp sonradan görmelik yaparak kullananlar bir hayli dikkat çekmekte ve eleştirilmekteydi. Ancak son yıllarda Türkçe “imiş gibi” görünen ama yabancı dilden aktarma sözcük ve deyimler de giderek artmakta, dilimizin ve kültürümüzün mantığını ve anlam ağlarını bozmaktadır. Derinlikli değil ama farklı konuşma çabası içinde olanlar aracılığıyla bunlar yerleşmektedir. İngilizce düşünüp, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Hadi Türk Milleti

Atatürk’ten bahsedeyim yurttaşlar Geç kalmadan yürüyelim izinde Türkün veciz sözü Ata dan başlar “İstiklal göklerde” dedi sözünde Parmağıyla ediyorken işaret O günden bu günü görürmüş hayret Şu resme bakıp da bir daha seyret Gök gözleri dalmış göğün yüzünde Ata bizi uyarmışta çok erken Eller Ay’a  gitmiş bizler uyurken Biz  vatanda kardeş kanı dökerken Dünya yarışıyor […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yorumsuz

Ben düştüm bir sonsuz aşka Cayır cayır yanıyorum Benim aşkım bir bambaşka Başka yoktur sanıyorum Aşkım güzel sana sana Aşk oduna yana yana Bir gün kavuşurum ona Çevresinde dönüyorum Döne döne aşka karşı Aşkta döndü bana karşı Unuttum  ekmeği aşı Açlığı da yeniyorum Kurudum tahtaya döndüm Çıktım üzerinde yundum Tahtadan tahtaya kondum Tahtaları deniyorum Tahtalar […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Vatan

Küçücük yatağının üstüne dimdik oturmuş, gözlerini iri iri açmış tek bir noktaya bakıyordu. Kırış kırış olmuş yüzü gerginleşmiş, sanki yine gençleşmişti. Bomboş koridorda tak tak tak ayak sesleri gelmeye başladı. Hemşire geliyor olmalı diye söylendi. İlaç vakti tabii dedi. Ayak sesleri yaklaştı yaklaştı, beyninde uğuldamaya başladı bu ses. Tak tak tak… Gözlerini kapadı. Sislenmiş hafızası […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Neredesiniz?

Vatan, aslında ne çok duyguyu uyandırıyor bende. Ama ben daha çok vatana karşı nerede olduğumuzdan bahsetmek istiyorum. Burası eğer bizim vatanımızsa biz bu vatana ne kadar sahip çıkıyoruz?  Bizler neredeyiz? Şehit kanlarıyla sulanmış, düşman çizmeleri altında kalmaktan kurtarılmış bu vatana, demokrasi palavrası adı altında yapılanlara karşı neredesindeyiz? Her Allahın günü çeşitli medya kanallarında bizlere izlettirilen […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Osmanlıdan Cumhuriyetin İlk Yıllarına Kadar Vatan Anlayışı

VATAN KAVRAMI Vatan, doğum veya ikamet anlamına gelen klasik bir Arapça sözcüğün Türkçeleştirilmiş şeklidir (Lewis,1993: 332). Üzerinde devletin oluştuğu toprak parçası her dilde olduğu gibi Türkçe’de de çok sayıda sözcükle anlatılmaktadır. Örneğin bunlar vatan, memleket, yurt, ülke vb. sözcüklerle anlatılmakla birlikte gerek vatan gerekse yurt kavramları duygusal nitelikler taşımaktadır (Ateş, 1999: 40). Vatan, farklı siyasi […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Eğitim, Temel Bilimler ve Yaşam Üzerine

Cumhuriyet gazetesinin haftalık Bilim ve Teknik ekinde (15 Aralık 2006) ve Bilim ve Ütopya dergisinde (Eylül 2005) yayımlanan eğitim, bilim ve bilimsel düşüncenin, (zeki olmanın da bunlarla ilişkili olduğu varsayılırsa) zekânın gelişmesi ile ilgili makaleler keşke daha fazla ilgi çekebilseydi. Ne yazık ki medya kuruluşları (diğer gazeteler ve TV’ler) eğitim ve bilime genelde ilgi göstermemektedirler. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Vatan, Millet…

Müsebbibi ister küreselleşme, emperyalizm, sömürgecilik, isterse mankurtlaşmış okumuşların akıl tutulmaları olsun, sonuçta Ortadoğu ve Balkanlar başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde ulusal değerlere saldırı başlatılmıştır. Saldırının hedefi ulusu bir arada tutan temel kavramlardır. Üzerinde anlaşılmış, uzlaşılmış kavram ve koşullar bozulmakta ve millî mutabakatlar ortadan kaldırılmaktadır. Anayasada yazılı olan, üzerinde bütün milletin anlaştığı bu hususları birçok […]

Yazının devamı İçin tıklayınız