Bir Yetişkinin “Keşke”leri

        Okan Özüdoğru, çoluk çocuğa karışmış, yetişkin yaşta bir kişidir. Öyle olmasına karşın anne babasının, çocukluk çağlarında gösterdikleri olumsuz davranışların kendisinde yarattığı rahatsızlıkları, bir türlü atamıştır içinden. Sonunda, bunlardan ilk aklına gelenleri, bir mektupla anne babasına iletmeye karar verir. Oturup aşağıdaki mektubu yazar ve anne babasına postalar. Anneciğim, babacığım!         Yıllardır içimde biriken ve bir […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Savruk Düşünceler – 12

Sosyal kredi “Küçük kaygılarım olmakla beraber, tanıdığım insanlara 100 üzerinden 90 puan kredi açarak tanışıklığa başlarım. 10 puan yanılgı payı, hata yapma hakkı tanırım kendime. Küçük kazıklar atmaya başlar, çok uzaklarda olduğunu hissettirirse bütün kredisini hemen keser, onu silerim, uzak dururum. Güvenimi kazananların puanını 100’e çıkarırım. Bundan sonraki ilişkimde yanlışlarıyla kredisinden siler, doğrularıyla yeni puanlar […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kleptokrasi Çürütür

Eskiden sosyalist sistemle yönetilen ülkeler, kapitalizme geçtikten sonra ciddi sosyal hastalıklarla karşı karşıya kaldılar. İnsanlar bir an önce daha çok para elde etmek ve komşularından daha zengin olmak istiyordu. Bunun için mafyalaşma bir yöntemdi. Asıl sorun devlet olanaklarını kullanarak rüşvet, yolsuzluk, akraba kayırma ve partizanlığın en büyük sosyal hastalıklar haline gelmesiydi. Gürcistan da bunlardan biriydi; […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Uluslararası Bakalorya Programı

  Uluslararası Bakalorya (UB), İsviçre’nin Cenevre kentinde 1968’de kâr amacı gütmeyen bir eğitim organizasyonu olarak kuruldu. Önceleri yetenekli ve ileri görüşlü birkaç öğretmenin ve çeşitli uluslararası okullardan gelen asistanların bir araya gelmesiyle uluslararası eğitim alan öğrencilerin üniversiteye hazırlanması için ‘IB Diploma Programme’ (UBDP) ile başlatılan program, daha sonraları 3-19 yaş arası her öğrencinin yetiştirilmesi için […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Türkçe Öğretimi ve Öğretmen

Dil eğitimi ve öğretimi süreci, ilkokuma ve yazma öğretimi tamamlandıktan sonra, anlama ve anlatma eğitimi başlamaktadır. Dili, dinleme ve ardından konuşma olarak edinen ve kullanan birey, çeşitli olumsuz dilsel ve dildışı etkenlerin etkisiyle dil kullanımında çeşitli kısıtlılıklar yaşamaktadır. Bunların başında kavram yetersizliği gelmektedir. Ölçünlü izlencelerle, okullarda, bu genel kısıtlılık ve yetersizliklerin giderilmesi amaçlanmaktadır:  Edinilen ve […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

CHP Yönetimi Kendi Topuğuna Sıkıyor

CHP YÖNETİMİ, PARTİ’NİN TOPUĞUNA TAAMMÜDEN, KURŞUN SIKIYOR!.. Prof. Dr. Tolga Yarman 12 Ocak 2016 CHP’nin, 1992’de Yeniden Açılmasının Öncesindeki, Bir “Sütunu” Olan “Sosyal Demokrasi Partisi”, Kurucu Üyesi (1983),  CHP Kurultay Onur Üyesi, CHP İstanbul İl Başkanlığı, Yeni Örgütlenme Anlayışı ve Modeli, Eş Başkanı (2015) Geçtiğimiz Yıl (2015), CHP İstanbul İl Başkanlığı Görevi’ni deruhte eden Değerli […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Descartes’in Tanrı Anlayışı

Hayatı             Modern felsefenin ve analitik geometrinin kurucusu olan, doğayı egemenlik altına almayı amaçlayan Descartes, 31 Mart 1596 yılında Fransa’da Touraine eyaletinin La Haye şehrinde dünyaya geldi.[2] Hayatının büyük kısmını yabancı ülkelerde geçiren Fransız filozofun ailesi varlıklı bir Fransız Aristokrat ailesindendi. Babası Rennes Parlamentosu’nda üye idi. Yeniçağ felsefesinin “kurucusu”, “babası” olarak anılan Descartes, 1604 yılında […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Türkiye’deki Uluslararası Öğrencilerin Sorunları

Yurt dışında yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti’nde üniversite eğitimine devam eden öğrenciler “uluslararası öğrenci” diye tanımlanmaktadır. Bu kavrama sahip binlerce genç her yıl Türkiye’ye gelmekte ve üniversite eğitimine başlamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Türk yükseköğretim sektörünü cazibe merkezi haline getirmek için yürüttüğü politikalar ve sivil toplum kuruluşları ile üniversitelerin yurtdışında yaptığı tanıtım ve işbirliği faaliyetleri etkisini yavaş yavaş […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İslam, Öteki ve Şiddet

İnsan yıkıcılığının ve şiddetin kökleri, insanlık kadar eskidir. Belki de İbrani geleneğindeki Habil-Kabil miti, metaforik olarak insanın bu yönünü dile getirmektedir. Bu metafor, büyük ölçüde, insanın nasıl insanlığından çıkarak, hem cinsini nesneleştirdiğini, şeyleştirdiğini, araçsallaştırdığını, kendi varlık koşulunu unutarak kendi varlığına nasıl kastettiğini anlatmaya çalışmaktadır. Bu yönüyle, gerçekliğe dayanan, insana ilişkin deneyimlerden yola çıkan felsefi antropolojinin […]

Yazının devamı İçin tıklayınız