Yaşamı Anlamlı Kılma Üstüne

Geçmişte, bir uzaktan söyleşide “bana göre yaşamın anlamının ne olduğu” sorulmuştu. “Yaşamın anlamı ne ola ki?”, “Yaşamı nasıl anlamlı kılabiliriz acaba?” diye düşündüğüm zaman belleğimde, bilim çevrelerince de benimsenip onaylanmış çok sayıda kişilik kuramı canlanmıştı. Soruya ilişkin düşüncemi, onlardan birkaçının ortaya koyduğu bilgi ve bulgulara gönderme yaparak belirtmiştim. Yaşamı anlamlı kılma konusuna ilişkin görüşümü bu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sınavlara Olan Güven Kaybolursa Geleceğe Olan Güvenimiz de Kaybolur

Uzun zamandır ÖSYM merkezi ve diğer kamu kurumları tarafından düzenlenen sınavlara ait soruların çalındığı veya bazılarının bazı sınav sorularından önceden haberdar olduğu sıkça belirtiliyor. Şu ana kadar bütün kamu alanlarını ilgilendiren ve devletin güvencesi altında olan birçok sınavın sorularının çalındığı iddiaları hep konuşulurdu ve çoğunun da 15 Temmuz darbe girişimi sonrası doğru çıktığı belirtildi. Ek […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ruh Sağlıklı Kişi Neler Yapıyor?

“Ruh sağlığı” sözüyle kısaca akıl ve duygu sağlığını anlatıyoruz. Günümüzde bedensel hastalıklar kadar da ruhsal bozukluklarla karşılaşıyoruz. Dahası, kimi kez beden sağlığı için de temel oluşturabiliyor, ruh sağlığı. Dinamik psikolojide ruh sağlığı, “aklın ilkelerini izleyerek haz ilkesinden gerçeklik ilkesine geçerek mutlu olmak ve mutlu etmek amacıyla yaşama” olarak tanımlanıyor. Ruhsal yönden sağlıklı olan kişinin sahip […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Çehov’un Altıncı Koğuş Öyküsü Üzerine

1860 yılının Ocak ayında Rusya’nın Taganrog şehrinde dünyaya gözlerini açan Anton Çehov, oyun ve kısa öykü yazarı olarak tüm edebiyat çevrelerine kendini tanıtmıştır. Rus edebiyatının en önemli edebiyatçılarından sayılan yazar, durum öykücülüğün (Çehov tarzı) kurucusu olarak bilinmektedir. Eserlerinde realizm akımının güçlü etkisi hissedilse de empresyonizm ve sembolizmden de yararlanır. Çehov’un tarzı üzerine yorum yapanların çoğu, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Soykırım Girişimi: Ermenilere Karşı mı, Türklere Karşı mı?

Yaklaşık 40 yıldan beri, birçok Batılı hükümet, Osmanlı Devleti’nin son döneminde Doğu ve Güney Anadolu’da özellikle Rusya, İngiltere, Fransa ve Amerika’nın kışkırttığı Ermeni – Türk kanlı kavgalarından Türk ulusunu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni sorumlu tutmak, üstelik bunu “Ermenilere karşı soykırım„ gibi sunmak haksızlığını, Türk diplomatlarına yöneltilen ASALA terör cinayetlerini bile görmezlikten gelme ahlaksızlığını sergileyegelmektedirler. Nesnellik […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bazı Gözlemler ve Kısaca Görüşler

İKİNCİ CUMHURİYETÇİLİK Bilindiği gibi Atatürk Cumhuriyeti’ne 1980’lerden başlayan “İkinci Cumhuriyetçi” saldırısının sloganı, “Cumhuriyet demokrasi değildir; Atatürk cumhuriyet kurdu, demokrasi kurmadı” sloganıdır. Ne yazık ki Cumhuriyeti kuran Atatürk’ün partisi CHP’nin Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçtaroğlu bu sloganı “Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız” biçiminde sürdürmektedir. Oysa söz konusu söylemi başlatan 2. Cumhuriyetçi saldırının amacı, Atatürk’ün Türk Gençliğine en önemli […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Hatırlarım Babamı…

  Elini cebine atınca, hiç bitmezdi parası Konu komşu ile de, hep iyiydi arası Kabın kaşığın da, aldırırdı darası Nerede bir kasketli görsem, hatırlarım babamı Elindeki sigaraya, dünyalık keyif derdi Dik tutardı başını, hep düz yolda giderdi Yarınlara güvenir, Allah kerimdir derdi Nerde bir kasketli görsem hatırlarım babamı Zenginler selam verir, fakirler baba derdi Cuma […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yeşil Kuşak Projesi

  Birinci Dünya Savaşı, korkunç yıkımlara yol açmış, insanlığı sarsmıştı. Irkçılık ve mezhepçilik yüzünden herkes, her yerde saldırı tehdidinde ve diken üstünde duruyordu. Aydınlar insanlık için çareler ararken sosyalizm bir umut olarak öne çıktı. Her sorunu çözebilecek reçetelerinin olduğunu söylüyorlardı. Kâğıt üzerinde iyi görünüyordu. İnsanlığı sosyalizm kurtarabilirdi! *** Rusya’da devrim olmuştu. Demek ki iktidarı elde […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ahıska’ya Hasret

   GÖTÜR Ya Allahım, bir gün bəni Vətənimə al da, götür. Bu ġürbətin ġucağından Bir anluğa çal da, götür.           *** Gögərçinlər ġanadında; Peygəmbərin Bürağında; Ya bir ari t̆ot̆ağında Şanalanmış p̌alda götür.                   *** Yandım ġürbətin ġorunda, Gizlət bəni öz nurunda, Axır zamanın Surunda Nəğmə kimi çal da, götür.               *** Puvarların şır-şırası, Ġulağımda çinlər səsi, İlk […]

Yazının devamı İçin tıklayınız