Ona Yanarım

Erişilmezi ister, gönül bu ya! Hayalin düşer yakamozlarla suya, O ipek saçlarına bir dal papatya, Takmadan ölürsem ona yanarım. Methiyeler düzsem güzelliğine, Türküler söylesem kaşına, kirpiğine, Fidan boyuna, yeşil gözlerine, Bakmadan ölürsem ona yanarım. Gece çöker, yine içerim yanar, Dilim her daim seni anar, Pamuk yumağı ellerine kınalar, Yakmadan ölürsem ona yanarım. Ellerim dokununca ellerine, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ağlayacaksın

Dalacaksın boşluğa bomboş, avare, Yüreğin yorgun, yüreğin virane, Gözlerin dolacak bakınca gelinliğine, Ben geleceğim aklına, ağlayacaksın. Yadeller dolanınca o incecik beline, Hayalim çökecek kara gözlerine, Kocanın koynuna gireceğin ilk gece, Ben geleceğim aklına, ağlayacaksın. Benim sıcaklığımı aradığında, Belki de, bir gecenin karanlığında, Aldattığın gibi sen de aldatıldığında, Ben geleceğim aklına, ağlayacaksın.  

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadın Vatandır

Kadın vatandır, vatan kadar değerli; mukaddes. Kadındır coğrafyayı vatan yapan, yaptıran. Sonra sizi ona bağlayan. Onun uğruna taşı toprağı yurt yaparsınız. Onun için yurdu bekler, onun için canınızı verirsiniz… Vatan sizi büyütür. Yedirir, içirir, sever. Saçlarından süpürge yapmasını o bilir. Vatan; üzerinde yaylandığınız bir yayla, dinlendiğiniz bir kışladır… Vatan bir anadır. Olanca anaçlığıyla sizi ninniler, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Annemin İsli Çırası

Bir araçtır çıra karanlıǧı aydınlatmak için. Dilimizde Farsça’dan “çerâǧ” kelimesinden giren bir aydınlatma aracıdır. Reçineli aǧaçların kalem gibi yaǧlı çubuklarından yanmaya elverişli bölümlerinin tutuşturulmasıyla isli bir alevin göze çarpışıdır. Her ne kadar halk dilinde lamba olarak kullanılsa da aslında lamba deǧildir. Bu benzetme sanırım ışık verişinden dolayı ortaya çıkan bir benzetmedir. Ben bu hikâyede hem […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Korkuları Yenmek

Beni ben yapanlardan bu gün uzaklaşarak kendi dünyamdan syrılıp çıkmak istiyorum, diyerek evden çıkmıştı. Paylaşacak hiç bir şeyi olmayanların düştüǧü girdaba takılıp kalan düşüncelerinden hiç bir zaman ve asla kurtulamayacaǧı çıǧlıkları içini burkarak sınırlarını da zorluyordu aslında görmek istemediǧi gerçeklerin altında. Yeteneklerinin ve yaşamın doǧduǧu beldeden uzak geçmesi de onu incitmiyordu bir yönüyle… Çünkü o […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Küreselleşme Bağlamında Bilgi Toplumu: Bilimsel Araştırmalara Yansımalar

Özet: Değişen dünya düzeniyle birlikte toplum hayatında büyük ölçekte yenilikler doğmuştur. Hayatın her alanındaki bu değişmeler belki de gelişmeler çok farklı kültürleri birleştirmiş, küreselleşme adı altında kaynaştırmıştır. Bu çalışmada küreselleşen toplumlardaki başlıca ortak kültürler üzerinde durularak postmodern düzende değerler sisteminin önemi belirtilmiştir. Bilimsel anlamdaki değişikliklere de değinilerek postmodernitenin bilime yansımaları ele alınmış, betimsel yöntemlerle alan […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

A Short History of Hui in China

There are two major Muslim groups in China: “Turkic and Indo-European Muslims” (Uygur, Kazakh, Kirghiz, Tajik, Tatar and Uzbek) who mainly reside in Xinjiang and the Muslims who are especially concentrated in the Gansu-Qinghai-Ningxia borderland areas (Hui, Salar, Bonan and Dongxiang). Among these, the Hui are the largest in population and labelled as “Chinese Muslims” […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Çin’deki Huilerin Kısa Bir Tarihi

Çin’de başlıca iki adet kapsamlı Müslüman azınlık vardır. Bunlardan biri, çoğunlukla Çin’in kuzeybatısında özerk bir bölge olan Sincan’da yaşayan “Türki ve Hint-Avrupa Müslümanları”, yani Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar, Tacikler, Tatarlar ve Özbeklerin içinde bulunduğu gruptur. Diğeri ise çoğunlukla Kansu-Çinghay-Ningxia (KÇN) bölgelerinde yaşayan Hui, Salar, Bao’an ve Dongxiangların içinde bulunduğu Müslüman gruptur. Bu toplulukların içinde Huiler en […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadınsı Yansımalar – 1

Kadın içsel dünyasını anlatan yazı dizisi yapmak istedim.  Her sayıda yepyeni bir yansıma! Beğenilip beğenilmediğini okuyucu yorumlarına göre düzenleyip gelecek yazılarda sürdüreceğim… Belki de bir saatten fazla olmuştu uyanalı.  Ama bir türlü kalkmak gelmiyordu içinden.  Gözleri tek noktada, beyninde uçuşan düşünceler karmakarışıktı.    Mutfaktan gelen mis gibi kahve kokusuyla kendine geldi.  Geç saatlere kadar oturmayı alışkanlık […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

“Mankurtlaştırma Süreci” Üzerine Bir Eleştiri

“Mankurtlaştırma” kelimesi üzerine fikir ileri sürmek gerekirse Türkçemizde kullanımına pek rastlamadığımız bir kelimedir. Ancak; manası, içeriği yönünden bulunduğumuz durumu, yaşam tarzımızı ve düşünce yapımızı kapsayan büyük bir şemsiye gibidir. Ama kitaba (Mankurtlaştırma Süreci) başlık atılacak kadar geniş mi ya da daha böyle anlamı bilinen bir kelime olsa daha iyi olur muydu diye düşünüyorum bazen. Ya […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Starbucks: Beyond A Cup of Coffee

Starbucks: Bir Fincan Kahvenin Ötesinde Özet: Starbucks, dünyanın neredeyse her ülkesinde kahve servisi yapan bir mağazalar zinciridir. İlk mağazası 1971’de Seattle, A.B.D.’de açılan zincirin, şu an dünyanın 55 ülkesindeki mağazalarında haftada yaklaşık 20 Milyon müşteriye kahve servisi yapılır. Stratejik Yönetim kavramının yenilik “inovasyon”la harmanlanmasının en başarılı örneklerinden olan işletme, günümüzdeki halini “müşterilerine ev ve iş […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Davranışçı Öğrenmenin Öğretiminde Drama ve Geleneksel Öğretim Yönteminin Karşılaştırılması

Davranışçı Öğrenme Yaklaşımı Konusunun Öğretiminde Drama Yöntemi ve Geleneksel Öğretim Yönteminin Karşılaştırılması Özet Gelişim ve Öğrenme dersinde Davranışçı Öğrenme Yaklaşımı konusunun öğretiminde drama yöntemi ve geleneksel öğretim yönteminin etkinliklerinin karşılaştırılması amaçlamıştır. Çalışmada; deney grubu olarak 33 Fen Bilgisi Öğretmenliği 2. sınıf öğrencisi, kontrol grubu olarak da 33 Sınıf Öğretmenliği 2. sınıf öğrencisi tayin edilmiştir. Dönem […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Türkiye’de Meslekî ve Teknik Eğitim: Bir Model Önerisi

Giriş Bu çalışmada, Türkiye’de mesleki ve teknik eğitimin nereden nereye geldiğine bakacak değiliz. Ancak, şöyle bir husus vardır ki; içerisinde bulunulan zaman diliminde ülkemizdeki teknik ve mesleki eğitim ne kendisinden beklenen “nitelikli” eğitimi verebilmekte, ne de mesleki ve teknik eğitimde ihtiyaç duyulan “nicelik” açısından öğrenci sayısını artırarak yetiştirmekte ve bu öğrencileri endüstriye istihdam edebilmektedir. Ülkemizde mesleki ve […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Almanya Eğitim Sistemi

Almanya’da dünya da ki değişen değerlere parelel olarak eğitim sistemini sürekli gelenekselliğine bağlı kalmak kaydıyla güncelleştirmektedir. Aktuel olarak Almanya da ki eğitim sistemini mercek altına almak istersek, dörtlü veya beşli vertikal (dikey) bir eğitim sistemiyle karşılaşabiliriz. Buna üç altı yaşları kapsayan okul öncesi kreş eğitimini de dahil etmek zorundayız. Hatta pädagojik açıdan insan incelenecek olursa […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İlkokuma Yazma Metinlerinde Vatan Kavramı

Vatan sözcüğü ne dereceye kadar soyut bir sözcüktür? Somutlaştırılmak istense, okuma yazmayı yeni öğrenen çocuklara vatan kavramı aşılanmaya çalışılsa nasıl bir yol izlenmeli? Hangi metinlerle öğretilirse çocuk bu kavramı içselleştirir? Bunların hiç birini dert etmeyip çok soyut bir kavram çocuk öğrenecek de ne olacak demek mi gerekir acaba? Bu cümleden hareketle yeni programı hazırlayanlar da böyle […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

J. J. Rousseau’da Bilim-Sanat-Erdem İlişkisi

JEAN-JACQUES ROUSSEAU’NUN “BİLİMLER VE SANATLAR ÜSTÜNE SÖYLEV” ADLI ESERİNDE BİLİM-SANAT-ERDEM İLİŞKİSİ Ahlak felsefesi, insan yaşamının ahlaki boyutu ile ilgilenir. İnsan yaşamının değerleri, ilke ve yargıları Ahlak Felsefesinin konularını oluşturur. Ahlak ise, insanların birbirleriyle ya da devletle olan ilişkilerinde ortaya çıkan ve yapılması beklenen davranışlardır.[1] “Bilimlerin ve sanatların gelişmesi ahlakın düzelmesine yardım etmiş midir?”[2] Rousseau’nun eserlerindeki tezlerini […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

“Muallimin Meslek Ahlâkı” Üzerine Düşünceler

Bu yazıda yetkin bir eğitimci ve yazar olan Kâzım Nami (Duru)’nun yazmış olduğu “Muallimin Meslek Ahlâkı” adlı eseri tanıtılacaktır. Kitabın tanıtımından önce, böylesi bir eğitim düşünürünün hayatını kısaca, ansiklopedik bir bilgi şeklinde verilmesinin uygun olacağı açıktır. Kâzım Nami’nin Hayatı: 1876’da Üsküdar’da doğdu. Çeşitli iptidailerde, Üsküdar, Edirne ve Selanik Askerî rüştiyelerinde, Manastır Askerî İdadisi’nde okudu. 1895’de […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Eğitim ve Millî Güç Unsurları

Birey açısından eğitim, insan yavrusunu içinde bulunduğu topluma göre toplumsallaştırmak ve böylece toplumun bir üyesi yapmaktır. Ulusal açıdan ise eğitim, yerel düzeyde toplumsallaşan kitleleri bir ulusun mensubu yapma çabasıdır. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de ülkeler arasındaki kalkınma ve uygarlaşma yarışında ülkelerin ulusal güçleri belirleyici olmaktadır. Ulusal (millî) gücü yüksek olanlar hem uygarlığa katkı yapmada etkili […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sınıflı Toplumun Bilimsiz Düşünü: Töre

Ahlaktan çıkan ses kışısel değıl, sınıfsaldır. İnsanların durumlarına ilişkin aldatmacalardan kurtulmalarını istemek, aldatmacaları gerektiren bir durumdan kurtulmalarını istemek demektir (…)Tarihin hizmetinde olan düşüngünün ivedi görevi, insanların kendi kendilerine yabancılaşmalarının, öbür dünya ya da ahretle ilgili biçiminin maskesini düşürdükten sonra, kendi kendine yabancılaşmanın bu dünyaya ilişkin biçiminin maskesini düşürmektir. Böylece, öbür dünyanın eleştirisi bu dünyanın eleştirisine, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız