Mezunlara: Son Ders

Değerli Meslektaşlarım, Yeni göreviniz ülkemizin geleceğini hazırlamaktır. Yetiştirdiğiniz öğrenciler okullarını bitirdikten sonra çeşitli görevlere geleceklerdir. Öğrencilerinize kazandırdığınız bilgi ve beceriler, onların eline tutuşturduğunuz ve kullanmayı öğrettiğiniz araçlardır. Öğrencileriniz o araçları ne kadar mahir kullanırlarsa o kadar başarılı olacaklardır. Sonuçta öğrencileriniz ne kadar nitelikli olurlarsa, ülkemiz o kadar hızlı kalkınacak, geleceğe o kadar güvenle bakabileceğiz. Bu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ayrılmak mı?

Benliğimde kayboluşunu görmek, Benden bir uzvun kopuşuna şahit olmak gibi bir şey… Dünyamı karelere böldüm; Seni her köşesine yerleştirdim. O köşeler ki Üstüme üstüme geliyor Sensizliği düşünürken, Sen ki; Umudum oldun. Yaşamın anlamını sende tattım. Sen ki, Tenlerin ötesini yaşattın O şey Ruhumun derinliklerinde gizli, Ben ki bu gizemi çözemiyorum. Bilmiyorum! O gizem bir gün […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Lades Oyunu

YİTİRİLEN DEĞERLERİMİZ-1 LADES ( NADES ) OYUNU 2000’li yılların başından itibaren televizyon ve internet gib kitle iletişim araçlarının esiri oldu gençliğimiz. Uzun kış gecelerinde oynadığımız kültürel oyunlarımızın yerini bilgisayarda savaş oyunları, chat adı verilen sohbet kanalları aldı. Çocukluk arkadaşlarımla ne zaman biraraya gelsek, hep bu durumdan dert yanarız. Buna bir çözüm bulmak adına mazideki oyunlarımızı […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bana Sor

Mecnun oldum, vefasız olmadım hâşâ, Leylasız gönlüm dönüyor taşa, Yokluğun ile ben baş başa, Kalıyorum ama sen gel bana sor! Gündüzüm gecelerden daha kara, Dilimde türkümüz, içerimde yara, Yâr hayalimde, Leylalı hülyalara, Dalıyorum ama sen gel bana sor! Karahisariyem, haber beklerim senden, Kokunu alırım esen yelden, Yaşlı gözlerimi kaçırıp elalemden, Gülüyorum ama sen gel bana […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Gel

Uzayan yollarca uzak olmak sana Bakışlarının tenhalığına dokunamamak Duyamamak gözlerinin içli türküsünü Ama yine de sevmek! Yüreğini canla başla ortaya koyabilmek İnanmak bu aşkın kutsallığına… İşte böyle seni sevmek… Yüreğimi toprağına emanet bırakabilmek ‘Allaha emanetimsin’ diyebilmek İşte böyle seni sevmek… Sen de durma, kalk! Tutun rüzgarın kanadına Yere düşen kar taneleriyle gel Düşüver alev almış […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Hayat ve Sevgi

Hayat nedir? Niye yaşarız? Neden çabalarız? Niçin severiz? Bu küçük Feyza’nın kompozisyonu yazmadan önce aklında dolaşan sorulardan bir kaçıydı. Öğretmenleri ödev vermişti ”Hayat ve sevgiyi” anlatın diye. Feyza önce düşündü, ne yazabilirdi ki. Aslında bugüne kadar hiç düşünmemişti belki de böyle bir soruyu. Hayat nedir diye düşündü bir an, ya sevgi bugüne kadar soyut bir […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Avazım Çıktığı Kadar Susuyorum

Sevgili ve biricik ablam; Benim için en değerli olan insan, nasılsın? Sen üniversiteyi kazanıp gittiğinden bu yana hayatımda bazı şeyler değişti bu mektupta bu değişen şeyleri yazmak isterim. Duygularım çok karmaşık abla, kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Kendimi eskiden daha verimli, daha mutlu ve daha fazla yaşam enerjisi bulurdum. Sen gittiğinden beri bu yana kimseye duygularımı, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sessiz, Sedasız

Gün karanlığın gölgesinde, ışıklarıyla son kez odayı sarmış ve veda ediyordu. Yine,  yeniden, yeni yarınlara, yeni umutlara doğabilmek için. O ise sanki sonsuz bir uykuya dalmak üzere olduğunu,  mühürlenecek bir anın soluğunu tadacağını, masumiyetin en alıcı mevsiminin şu an olduğunu anlamıştı. Artık ölümün sonsuz uykusundaki rüyadan uyanma, yani hayat denen tiyatroda perdeye veda etme vakti […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Mutluluk ve Mutluluksuzluk

YİRMİLERİNDE MUTLULUKSUZLUK Güzel bir bahar günü… Ankara sisten, dumandan arınmış, tertemiz bir güne merhaba diyor.  Sıkkınım, alabildiğine sıkkın.  Yalnızım ya da yalnız olduğum düşüncesine sığınıyorum.  Her demde sığınılacak bir düşünce ya da elem arar ya insan, o misal.  Olduk olmadık her an bunalacağım, kendim yetmez çevremdekileri de bunaltacağım. Okula gitmeliyim.  Telaşla hazırlanıyorum, ateş almış gibi, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Hesap Verin!

Bana genç diyorsunuz, yarınlarımız diyorsunuz. Bana enkaz halinde bir bugün bırakıp benden aydınlık bir yarın bekliyorsunuz. Böyle diyerek, tüm sorumluluğu bizim (gençlerin) omuzlarımıza yükleyerek kurtulamaz, aklanamazsınız. Hesap vermek zorundasınız. Anlatın, hesabını verin biz gençlere, memleketimin neden bu halde olduğunun hesabını. Ay sonunu getiremeyen işçilerimizin hesabını, mutsuz olan, yarından bir beklentisi olmayan, geçinemeyen işçilerimizin hesabını verin, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Aşka Bir Haller Oldu

Yüzlerce tanımı olan, anıldığı anda insanın içini ürperten başka bir sözcük daha var mıdır? Günümüzde pek çoğumuzun iç geçirerek düşündüğü, bulabilmek uğruna dünyanın bir ucundan diğerine, bıkmadan usanmadan yol alabildiği, üç harfli bu sihirli sözcük elbette ki;  Aşk! Uğruna yaşamlar yok edilebilen, kimimizi yemeden içmeden kesen, kimimizi deli eden, yaş baş dinlemeyen, sonuç olarak hepimizi […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ağlamak!

İlk insanın ne zaman ve nerede, nasıl ve niçin aǧladıǧını bilmek isterdim. Bunu son zamanlarda o kadar merak ediyorum ki, adeta kâhin olarak bunu bilmek için aklımın bütün erebileceǧi olanakları kullanarak bulmak istiyorum. Elimden gelse ve imkanlarım elvermiş olsa dünyanın en büyük kütüphanelerinden giderek bu merakımı ve kafama takılan bu soruyu cevaplandırmak için bütün enerjimi […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yanık Ceset Kokusu

Kars’ta bir efsane vardır; Kars kalesine çıkıp şehri seyreden birinin yolu Kars’a yine düşecektir, derler. Kars’a gelen ve Kars’ı görmek isteyen bir yabancı mutlaka kaleye çıkar. Şimdi Kars’ta olmama bakılırsa efsane en azından bende kendini kanıtlamış durumdadır. 1152’de Saltukoğullarından Melik İzzettin döneminde yapıldığı belirtilen kale şehre hakim bir tepede bulunuyor. Kaleden düzlükteki şehrin tamamı görülebiliyor. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Her Şeyi Satmak İstediğimiz İçin Her Şeyi Satın Alıyoruz

Otursam yazsam diyordum saatlerdir, neyi yazmam gerektiğini bilmeden. Bazen olur bana böyle. Birşeyler yazılmak üzere kendini dayatmadan önce, tutulma yaşarım bazen. O zaman voltaya başlarım küçük odamda, tıpkı cezaevindeki gibi. Şairin dediği gibi, cezaevi kafamda mı benim,  ya da her yer cezaevi mi artık, bilmiyorum! Birşeyler, ama  mutlaka iyi birşeyler gelmeliydi aklıma yazılmak üzere. Ama […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Özgürlük

Duyarsız kalmamıza hiçbir zaman izin vermeyecek yazılarınızı okuyup suskun kalmak ne mümkün. Müsemmalığımı bir kenara koyuyorum, dilim şişti yazmazsam uyuyamam, yazmazsam en derin uykulardayım demektir. Her zamanki gibi bugün de güzel ülkemizde birileri Milliyetçiliği, birileri Laikliği, birileri Cumhuriyetçiliği, Halkçılığı, İnkılâpçılığı, Dinciliği sorguluyor. Kalıplar yıkılıyor, fistanlar dikiliyor, üç beden büyük çuvallar geçiriliyor sırtımıza. Sorulmuyor? Düşünmek en […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ait Olma Duygusu

Ait olma duygusu hem hayvanlarda hem de insanlarda yerleşik olan bir duygudur. Hayvanlarda önsezgi (instic) ve insanlarda duygu ve mantık belirlenmesine dayanarak ortaya çıkan bir baǧlanmadır Bir bebek daha anne karnında iken göbek baǧı denen bir baǧla anneye baǧ lanarak başka bir bireye baǧlılıǧını saǧlamış oluyor. Bu baǧ olmadan zaten bir bireyin mevcudiyeti de sözkonusu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Medyayla Aşağılanan Kadın

Sizce kadın nedir? Profesyonel bir doğum uzmanı mı? Yoksa dokuz ayda bir insan üreten bir tesis mi? Belki de sadece hizmetçimizdir. Belki de ne dersek diyelim, kadın erkek için her halükarda “bir şey” olabiliyor. Peki erkek kadın için “çok şey” olabiliyor mu? Hani dedik ya dünya hızla değişiyor. Tamam, kabul değişsin değişmesine de ama hangi […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Akıllı Olmak

Kalıtım (genetik), ortam, ilk çocukluk yıllarındaki eǧitim, mutlu bir aile ortamında büyümek, bazen hazıra konmak insana akıllı olmayı istemeden öǧreten bir mekanizmanın dişlileridir. Hayata kendi renklerini veren ve bu ortamda kendini bulan birisi akıllı olmaması zaten kuşkulu bir durumdan başka bir şey de deǧildir. Akıl, ise bir bireye düşünme ve anlama gücünü veren, fikir üreten bir […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sosyal Gelişmede Gerileyişin Dayatılması

SOSYAL GELİŞMEDE GERİLEYİŞİN DAYATILMASI: KAPİTALİZMİN KRİZLERİ, AÇMAZLARI, AMAÇLARI VE KİMLİK “EMEĞİN ETNİK’LEŞMESİ, DİN’SELLEŞMESİ, ULUS’LAŞMASI” Kimlik, yalancı bir memedir; oyalar, ama doyurmaz. r. oymak Birey, tarihin belli bir kesitinde ortaya çıkan, hiçbir yer ve hiçbir kişiye bağlı olmayan varlıktır. Din ve ulus, insanın yalnızlığına ve korkularına çare sayılıyor. y. küçük Dünya kapitalizmi dinamik bir devingenlikle yapısal yeni krizini aşma, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yönetime Nasıl Katılacağım?

Uygarlık mücadelesinin sonucunda insanlar yarı-tanrı rolündeki yöneticilerden bazı haklarını almayı başardı: Artık egemenlik yöneticide değil, millette. Kuramsal olarak böyle, uygulamada ise eski sistem yaklaşık olarak devam ediyor. Devleti yöneten sınıf ve kişilerin ciddi bir sorunu vardır. Halka bunu nasıl açıklayacaklardır? Kitleleri kendilerini yönettiklerine nasıl inandıracaklardır? Kavrayışı iyi olmayanlara kolayca anlatmak için şu tanım üretilmiştir: Demokrasiyle […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

“Mankurtlaştırma Süreci” Kitabı Üzerine

Kitabın Adı: Mankurtlaştırma Süreci  Yazar: Dr. İkram ÇINAR Yayın yeri ve yayıncı: Ankara, Anı Yayıncılık Yayımlanma tarihi: Aralık 2009 Baskı: Genişletilmiş 2. baskı  Sayfa sayısı: 273 Bu yazıda yukarıda künyesini verdiğim kitap hakkında görüşlerimi yazdım. Yazarın “Mankurtlaştırma Süreci” adlı eseri ilk olarak 2006’da yayımlanmıştır. “Mankurtlaştırma Süreci” kitabıyla birlikte farklı yazarların birbirinden bağımsız olarak, “mankurt” kavramını kullanarak aynı temada üç farklı eser ortaya […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

“Mankurtlaştırma Süreci”ni Okurken

Elimde bir kitap var: Mankurtlaştırma Süreci. Yazarı İkram Çınar. Anı Yayıncılık’ta 2009’un sonunda ikinci baskısını yapmış. Yazımda bu kitap hakkındaki yorum ve değerlendirmem var. Bu kitapla ilgili ilk sözüm şu olmalı: Çerez değil. Eğlencelik değil, öğrenmelik bir kitap. Dikkatle okunmalı, ciddiye alınmalı, üzerine düşünülmeli. Yakın tarihimizde gelişemediğimiz dönemleri ve alanları, bunların nedenlerini ve kaynaklarını gözler […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kitap Tanıtımı: Alternatif Eğitim

Hern, Matt (Ed). 2008. Alternatif Eğitim: Hayatımızı Okulsuzlaştırmak. (Çev. Eylem Çağdaş Babaoğlu) İstanbul: Kalkedon Yayınları. 279 sayfa. Yukarıda künyesi yazılı kitap bir editörlük çalışmasıdır. Matt Hern, bu konuda düşünen yazarlardan yazı talep ederek ya da yazarların daha önce yazdıkları yazıları bir araya getirerek bu kitabı meydana getirmiş. Dolayısıyla kitap çok değişik zamanlarda ve farklı düşünürlerin makalelerinden oluşuyor. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Dinamik Nüfusun Eğitim Hakkı

İnsanın doğa karşısında bilmediğinin farkına varması ve bu bilgisizliğine yenilmeyeceğine, yani doğaya başkaldırması, insanı bilime ve üretmeye götürmüştür. Tüketicilikten üreticiliğe geçmesiyle de uygarlığın temellerini atmaya başlamıştır. Düşünen ve üreten insanlar çoğalmış topluluklar haline gelmişlerdir. Her bir topluluğun uygarlık tarihine ayrı bir katkısı olmuştur. Anadolu coğrafyasına baktığımızda uygarlığa; yazdıkları ve yaptıkları eserlerle son derece yararlı olmuş; […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Küçük Mükemmelliyetçiler

Anne babalar, büyük bir heyecanla dünyaya getirirler bebeklerini.Hakkında kendilerince hayaller kurup, planlar yaparlar: “Doktor olacak benim oğlum/kızım. Ben aslında doktor olmak istiyordum, ama olamadım. Benim yapamadıklarımı o yapacak! vb. hayaller kurarlar. İşte bu ‘aslında’ ile başlayan cümlelerin altında hep kendi isteklerini, özlemlerini ve hayallerini gerçekleştirme arzusu yatar. Anne babalar için çocuklar, isteklerine göre şekillendirecekleri bir […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Çocuk Eğitiminde Bilişsel Yaklaşım

Bilişsel yaklaşım,kişilerin duygu ve davranışlarının kendi oluşturdukları dünya ve yaşantı ile belirlenmesi kuramına dayanır.İçsel motivasyon ön plandadır yani davranışçı yaklaşımın uzağındadır. Esas olan çocuğun kendi amaçlarını saptaması ve bunlar için güdülenmesidir. Bu yaklaşıma göre insan dikkat, algı, düşünme gibi zihinsel süreçlerle çevresini anlar ve yorumlar. Yani davranışı biçimlendiren zihinsel süreçlerdir. Davranışçı yaklaşıma baktığımızda ise öğrenmenin […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Müderris Tunazî’nin Öğretimi Değerlendirme Tekniği

Sonunda defineyi bulduk. Yüz elli yıldır peşindeydik. Kaç kuşaktır sülalece onu arıyorduk. Neden söz ettiğimi anlamadınız değil mi? Başından anlatayım: Büyük büyük dedem Tataristan’da ünlü bir müderrismiş. Ünü ve nüfuzu sadece müderrisliğinden gelmiyor. Bir dini lider; tarikat ehli. Belki de dönemin özelliği gereği aynı zamanda siyasal bir kimliği de var. Üç oğlu ve sayısı çoktan […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Çoklu Zekâ Kuramına Göre Ölçme Değerlendirme Anlayışı

Giriş Zekanın ne olduğu ve nasıl tanımlanacağı yüzyıllardan beri insanoğlunu meşgul etmiş bir konudur (Selçuk, Kayılı ve Okut, 2000; Selçuk, 2005). İnsan zekası üzerindeki çalışmalar XIX. yüzyılın sonları ile XX. yüzyılın başlarında büyük bir ivme kazanmış ve insan ve hayvanlar üzerindeki çalışmalar çeşitli teorilerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu alandaki ilk çalışmalar; Charles Darwin’in “hayvanlar”, yeğeni […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Okulda Değişim ve Toplam Kalite

BİR DEĞİŞİM ÖYKÜSÜ Bu yazıda “değişim yönetimi”, “değişime direnme”, “toplam kalite yönetimi” ve “örgütsel öğrenme” konuları, bir öykü kurgusu içinde işlenmektedir. Böylesi bir yaklaşımın uygulayıcılar açısından daha işlevsel olacağı düşünülmektedir. Okulda Değişim Gereksinimi Durağanlar mahallesindeki Dönüşüm İlköğretim Okulu’nun değişimci müdürü Önder Yenilikçi, okulunun etkililik ve verimliliğinin her geçen gün düştüğünün farkındaydı: Öğretmenler yaptıkları işten gurur […]

Yazının devamı İçin tıklayınız