Labirentte İlerlerken Kendini Kaybeden İnsanlık

Teknolojik Çağda İnsanlık ve Güç İlişkilerinin Vardığı Nokta: Labirentte İlerlerken Kendini Kaybeden İnsanlık İnsanlık tarihinin birkaç binyıllık geçmişi içinde, doğanın sunduğu ekosistem hizmetlerinden yararlanma durumu büyük ölçüde ayrışmıştır. Hemen her toplumda, insanlar ve devletlerarasındaki az çalışıp çok fazla mal ve mülk sahibi olan küçük azınlıklar ile çok çalışıp karnını doyuramayan nüfus oranları değişmiştir. Sonuçta adaletsiz […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Uluslararası Araştırmalara Katılmanın Türk Bilimi için Önemi

Avrupa Birleşik Araştırma Merkezi (JRC) ve Uluslararası Araştırmalara Katılmanın Türkiye Bilimi İçin Önemi AB Araştırma Merkezi (JRC ) Çok İyi Organize Edilmiş Bir Bilimsel Üs Avrupa Komisyonu Birleşik Araştırma Merkezi (Joint reserach Centr (JRC)) ismini uzun zamandır duyuyordum, ancak ilk defa AB-PRIMA projesi SHARInG-MeD ekseninde proje partneri ve araştırıcısı olarak toprak örnekleme stratejilerini Avrupa Toprak […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sel Felaketinde Can ve Mal Kaybı

Temmuz 2021’de Rize ve Artvin’de yaşanan sel felaketi önlenebilir miydi? sorusu doğal olarak sorulması gereken bir soru. Ülkemizin en yüksek yağışının düştüğü Doğu Karadeniz’de yağışlarla birlikte yaşanan sel ve heyelan çok ciddi de maddi hasara neden olmakla birlikte zaman zaman ölümlere neden olmaktadır. Rize ve Artvin’de yaşanan sel ve heyelanlar sonucu 6 insanın yaşamını yitirmesine neden […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Mikroskop Keşfedilmeseydi Korona Salgınını

Mikroskop Keşfedilmeseydi Korona Salgınını Nasıl Konuşurduk? Mercek İnsanın Doğal Yollarla Göremediği (Çıplak gözle görmediği) Gerçeklerin Görmesini Sağladı 17. yüzyıla kadar çıplak gözle görülmeyecek kadar küçük, boyutları 0,1-10 nm arasında değişen varlıklar ve mikroorganizmalar ve neden oldukları hastalıklar da hiç bilinmiyordu. İnsan gözünün en fazla ne kadar uzağı görebileceği hep merak konusu olup, sağlıklı bir göz […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İslamcı İdeolojinin Kıskacındaki Felsefe

İSLAMCI İDEOLOJİNİN KISKACINDAKİ FELSEFE: YENİ ORTAÖĞRETİM FELSEFE PROGRAMINA YÖNELİK KİMİ ELEŞTİRLER Milli Eğitim Bakanlığı’nın, 2005’den bu yana ilköğretim ve ortaöğretim müfredatında sık sık değişiklik yapmaktadır. Bu değişikliklerden felsefe dersi öğretim programı da payına düşeni almaktadır. En son değişiklik, 2018 yılına aittir, ancak program incelemede olduğu için, sanırım eleştiriler doğrultusunda bazı düzeltmeler yapılmaya devam etmektedir. Programda […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Dedikodu Fiziği

Rahmetli Teyzem, çok bilge bir kadındı. Buna rağmen ara ara öyle sözler söylerdi ki, şaşırmamak mümkün olmazdı. Özellikle “gelinleri” çekiştirmeye bayılırdı. Bana ve kardeşlerime aşırı düşkünlüğünden, tabii… – Yahu, niye böyle yapıyorsun, dediğimde, cevabı hazırdı. – Ne yani, patlayacak mıyım, evladım?.. Sevgili Teyzem’in bu sözü, beni düşüncelere sevkederdi. Bir doğabilimci olarak, “patlamak” fiiline “dedikodu” bağlamında […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Termodinamiğin İkinci Yasası ve Sevgililiklerin Pörsümesi

Anadolu Bilim ve Teknoloji Stratejileri Araştırma Enstitüsü (BİLTES), Cumhuriyet Bilim Teknik, 31 Ekim 1992 Termodinamik, “ısıldevinim” demek. Çok kabaca “ısı” ve “hareket” (devinim) arasındaki ilişkileri inceleyen, bir bilim dalı… Birinci Yasa Termodinamiğin “iki temel yasası” var. Birinci yasa, “enerji korunumu” yasası. İlk kez, Lavoisier tarafından 18. yy ortalarında şöyle vazedilmiş: – Hiç bir şey vardan yok olmaz, hiç bir şey yoktan var olmaz. Sözün aslı Fransızca. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Hassstrroloji ya da Kısaca Hastroloji

Yazı başlığına bakıp: – Yahu, gayrı ciddiyet, Tolga Hoca’ya yakışmıyor, demeyin. Gerçi, “bilimsel” içerikli olmakla birlikte, bu tür yazılarıma “fantazi boyutunu” katmayı çok seviyorum, biliyorsunuz. Ama hiç gayrı ciddi olmadım. Onu da teslim edeceğinize güveniyorum. Sahi, yazı başlığına bakıp, yaklaşımımın size, “gayrı ciddi” olduğunu düşündürtecek birşey mi sezinliyorsunuz  ki! (Gülmeyin) Sizin ilk bakışta, başlıktan ne anlayacağınızı bilmiyorum. (Aslında galiba biliyorum!) Yine de ben, neden onu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

ECER 2013 Türkiye’de

Eğitişim Dergisi’nin Ekim sayısında okurlarla dünyanın en büyük Eğitim Araştırma derneklerinden biri olan Avrupa Eğitim Araştırmaları Derneğinin (EERA- European Educational Researchers Association) her yıl düzenlediği Eğitim Araştırması Avrupa Konferansını (ECER) ve konferans izlenimlerimizi paylaşacağız. EERA, Avrupa’da 20’den fazla ulusal ve bölgesel Eğitim Araştırmaları Dernekleri’nden oluşan bir dernektir. Avrupa’da eğitim alanında yapılan araştırmaları desteklemek ve eğitim […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Üniversitelerimizde Bilimsizlik

Bilim var olanın, edimselinin, eyleminin bilgisini ortaya çıkararak gerçeğe ulaşmak için izlenen sistematik çabadır. Örneğin kadın ve erkek var olandır. Kadınların ve erkeklerin birbirlerine âşık olmaları bir edimdir. Ayça ve Gökhan’ın birbirlerine âşık olmaları da eylemdir. Ayça ve Gökhan’ın birbirlerine âşık olmalarının yasalarını açıklayabilirsek bu bilimdir. Sonuçta Ayça ve Gökhan da diğer insanlar gibi insandırlar. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Üniversite: Adı Var Kendi Yok…

Bir toplumun geleceği eğitim sistemi içerisinde örülür. Eğitim sisteminden çağın gereklerini karşılayan, ufku geniş, nitelikli ve donanımlı insanlar yetişirse, o toplumun ekonomiden, bilim, felsefe, kültür ve sanata değin her şeyi gelişmeye başlar. Tabi eğitim sisteminin, nitelikli ve donanımlı insan yetiştirmesinin ilk ve temel koşulu, bilim, sanat, felsefe ve kültür alanlarında geniş bir özgürlük alanının yaratılması […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Köy Enstitülü: Binali Çınar

Babam köy enstitülü bir öğretmendi. Zor zamanlarda zor bir çocukluk ve zor bir eğitimden geçmişti. Kars-Susuz’daki Cilavuz Köy Enstitüsünü bitirmişti. Tam mezun olacakken, köy enstitüleri kapatılmış, okulu bitirmişken bitirmemiş sayılmış. Enstitüler “İlköğretmen Okulu” adını almış ve eğitim süresi bir yıl daha uzamış. Böylece o yıl mezun verilmemiş, babam onlardan. Köy Enstitülerinin mezun olamayan son, İlköğretmen […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İslam Kültürü ve Felsefe Karşıtlığı

Son dönemlerde, gerek siyasal, gerekse bilimsel toplantılarda, İslam kültür ve uygarlığının, çeşitli boyutlarıyla yeniden tartışıldığı görülmektedir. Özellikle, ülkemizdeki muhafazakâr iktidarın, geleceği geçmişte arayan tutumunun bunda yadsınamaz bir rolünün olduğunu sanıyorum. Geçmişi araştırmak, nesnel bir değerlendirmeye tabi tutmak, elbette önemlidir; ancak F. W. Nietszche’nin de haklı olarak söylediği gibi, dönüp dolaşıp sürekli tarihe odaklanmak, bir tür […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bilim ve Üniversitelerimiz

Üniversiteler meslek yüksek liseleri değillerdir. Üniversitelerin birincil amacı mezunlarını meslek sahibi yapmak değildir. İnsan meslek lisesine giderek ya da usta çırak ilişkisi içerisinde bir meslek sahibi olabilir. Üniversitelerin asıl amacı bilimsel bilgi üreterek bilimsel gelişimi sağlamaktır. Bunun gerçekleştirilebilmesi için bilim insanı yetiştirebilmek gerekir. Üniversitelerde eğitim gören gençlerin bilime hevesli, bilimsel ahlaka uygun, zeki ve çalışkan […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Einstein Gelişmemiş Bir Ülkede Olsaydı

izler, Dünya’nın çoğu ülkesi gibi, bilime hiç katkısı yok denebileceklere dereceler ve unvanlar dağıtıyoruz. Pek de bilimsel sayılmayacak makaleler yayınlıyoruz. TÜBİTAK ve diğer kurumlar için genelde değersiz projeler hazırlıyoruz. TÜBİTAK, YÖK ve diğer kurumlar bunlar için ödüller veriyor ve böyle işlerin yapılması için pahalı cihazlar da alıyorlar. Ama hiçbir kurum bilimsel çalışmaların sonuçlarıyla ilgilenmiyor. Sadece […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Einstein Türkiye’de Olsaydı

Biz yazılarımızda temel bilimlere, özellikle matematiğe ve fiziğe en büyük katkıları çok genç insanların yaptıklarını belirtmek istemişiz. Bu nedenle de şunları hatırlatmışız: Bilindiği gibi; gerçek bilgi sahibi olmak ve bilimsel düşünceyi geliştirmek bizimki gibi toplumlarda hiçbir zaman ön plana çıkmıyor. Herkes diploma peşinde. Diğer yandan biliyoruz ki, en büyük bilim adamları, matematikte ve fizikteki en […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Evren, Allah ve İslam – 1

1. Giriş Herhangi bir konuda tartışmak istediğimizde, özellikle ileri mantığa (daha da iyisi bilime) dayanılarak kullanılan kavramların (terimlerin) kesin şekilde belirlenmesi gerekir. Bu nedenle de aşağıda kullanacağımız bazı kavramları hatırlatalım: Anlamak (bilimsel temele veya mantığa dayanarak), bir şeyleri duygu organları ile belirleyerek, deneyerek, duyduğunu ve okuduğunu kabul etmektir. İnanmak ve inançlı olmak için insanın doğru […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bilimde Neden Geriyiz?

Ben, bilmediklerimi bildiğim için diğer insanlardan akıllıyım. Apologie, Sokratus   (MÖ 469 -399)   1. Farklı fikirler ve gerçekler 2007 yılının sonbaharında bilgisayar ortamında İslamabad’da yaşayan Pakistanlı bilim adamı Dr. Faruk Saleem’in “Neden Yahudiler tüm Müslümanların toplamından yüz kez daha güçlüdürler” veya “Neden Müslümanlar bu kadar güçsüz, ama Yahudiler güçlü” başlıklı bir makalesinin internet ortamında okuyucu kitlesi […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Temel Bilim Nedir ve Nasıl Ortaya Çıkmıştır

Bir ev taşlardan yapıldığı gibi, bilim de olgulardan inşa edilir.  Ama nasıl bir yığın taşa ev denilemezse, olgular koleksiyona da bilim denemez. Henri Poincare  (1854 – 1912 ) Bizim amacımız fizik (bazen genel olarak temel bilimler)  eğitiminde-biliminde ki ve bunlara bağlı olan teknolojide ki kusurları sadece kesin şekilde belirlemek değil. Amacımız bu kusurların Türkiye’deki kaynaklarını belirlemeye […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ekonomi ve Yeni Teknoloji Temel Bilimsiz Gelişmez

Ben, bilmediklerimi bildiğim için diğer insanlardan akıllıyım. Apologie Sokratus  (-469 -399) Bilim, yeni teknolojiler üretimi ve ekonomi arasındaki bağıntı gelişmiş ülkelerde uzun yıllardır bilinmektedir ve diğerlerinde de duyulmuştur. Ülkelerin ekonomik durumları ve elde edilen bilim sonuçlarının kalitesi arasında sıkı bağlantının olmasını gelişmiş ülkelerdeki bütün yöneticiler biliyorlar, detayları anlamasalar da. Amerika Birleşik Devletlerinin geçmiş Cumhurbaşkanı Clinton: […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Üniversite ve Bazı Sorunları

Giriş Üniversite; özgür düşünceyle “gerçeğin” arandığı, sorgulamanın, tartışmanın, eleştirici düşünmenin öğretildiği, bilimsel düşünmenin üstünlüğünün ortaya konduğu, topluma da bu becerileri kazandırmaya çalışan yüksek eğitim kurumudur. Üniversite; bilim aracılığıyla dünyaya, yeniliğe kapı açan, her türlü fikrin tartışılabildiği, yaratıcılığın gerçekleştirildiği, unvan ve makamların fazlasıyla önem taşımadığı, hiyerarşinin bulunmadığı, bilimsel özgürlüğün ve bilgi birikiminin oluştuğu bir ortamdır (Gökçe […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bilime Katkı ve Bazı Türk Bilginlerinin Bilime Katkısı

Dünya tarihinde milletlerine yer ve saygı kazandıranlar,  genelde sayıları çok az olan bilim ve kültür insanlarıdır. Adını ve milletini tarihe yazdıran insanları, toplum ve devlet hep yükseklerde tutuyorsa, değer veriyorsa böyle toplumlar gelişir ve saygın olarak kalır. Buharalı önemli bilim insanı, hekim ve İslam filozofu olan İbn-i Sina (980-1037)  “Bilim ve sanat takdir görmediği yerden […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bilimsel Düşünce, Fizik Eğitimi ve Fizik Bilimine Katkı İmkanımız

Bildiğim kadar  iki şey sonsuzdur. Bunlardan biri Evren, diğeri ise insanların düşüne bilmelerinde ki fark. Ama Evrenin  sonsuz olduğuna tam olarak inanmıyorum. Albert Einstein. (1879–1955 ) Bilindiği gibi herhangi bir alanın (ister bilim, ister kültür, isterse herhangi bir üretim alanı olsun) gelişmesi ona verilen değere (talep’e) bağlıdır. Avrupalılar ve özellikle kıtanın kuzeyinde yaşayan halklar kaliteli […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Fen ve İnsan

Fen kelimesinin İngilizce’deki karşılığı olan Science, aynı zamanda bilim kelimesinin de karşılığıdır. Buna göre fen kelimesi ile bilim kelimesi eş anlamlı olarak kullanılır. Türkçe’de ise bilim kelimesi sadece fen için değil, bütün alanlar için bir ek sözcükle birlikte kullanıldığı bilinmektedir Örneğin Eğitim bilimi, Hukuk bilimi, Sosyal bilim v.b. Bu bağlamda Fen’i diğer bilimlerden ayırmak için Fen Bilimi olarak söylemekteyiz. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sunuş

Yeni bir sayıyla daha karşınızdayız. Bu sayıda daha çok Fizik bilimi ile ilgili yazılara ağırlık verildi. Yazılar büyük ölçüde Akdeniz Üniversitesinden emekli Prof. Dr. Oktay Hüseyin (Guseinov)’in yazılarından oluştu. Prof. Hüseyin bir fizik bilgesi olarak fizik bilimine nasıl bakılması gerektiği ve fiziğin hayatımızdaki yeri üzerine düşünmemizi sağlayan yazılar yazdı. Elbette başka yazılar ve yazarların değerli çalışmaları […]

Yazının devamı İçin tıklayınız