Dostluğu Barışı Sunmaya Geldim

Bizim inancımız insan sevgisi  Bende tohumunu saçmaya geldim Edep erkânımız hünkâr görgüsü Dostluğu barışı sunmaya geldim.  Bizim yolarımız birlik yoludur Cafer mezhebimiz ali nurudur Erenler katında gizli sırrımız Kinlik tohumunu silmeye geldim.  Bizim rehberimiz ilim irfandır Doğruyu söyleyen ulu ozandır Aşkımız sevdamız yunus canandır Ozan olup sazın çalmaya geldim.  Bizim varlığımız insan olmaktır  Canlıya saygıyı […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Destanların Toplum İçin Önemi

Destan, gerçek üstü ile gerçeğin, efsane ile tarihin birbirine karıştığı, bir kahraman ya da önemli bir tarihsel olayı övüp yücelten manzume yazılardır. Destan, kültürleri yeniden üretir. Destanlar, milletlerin kültür kodlarını taşır. Aynı destanı bilen kuşaklar birbirine benzer ve milletin devamlılığını sağlar. Örneğin Manas Destanı o dönemin kültürünü ve Türklerin yaşam tarzını anlatır. Yine Ergenekon Destanı’nı […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Posof’ta Bayram: 19 Mayıs

Son zamanlarda millî bayramlar tartışılır oldu. Bazı yurttaşlar bayramlarımızın etkisizleştirildiğini, önemsizleştirildiğini, çocuklarımıza kadirbilirlik, ahde vefa, gibi kavramları öğretemeyeceğimizi ve bu gidişin millî duyguların zayıflamasına yol açacağına yönelik kaygılarını dile getiriyorlar. Gelişmeler bu kaygıya haklılık kazandırmıyor da değil! Cumhuriyet Bayramı, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramlarında yöneticilerin nezle […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Dilan

Ilık bir sonbahar sabahıydı.  Ilıktan öte sıcacık bir kasım sabahı… Yaşayıp anlayacaktım: Bu şehre bahar hemen hiç uğramaz, kış yerini alelacele yaza bırakırdı. Yaz ve kış dönüşümlü olarak hayata renk katarlardı.  Buraları baharı pek bilmez, bahar olsa olsa gönüllerde yaşanırdı. Yol adeta lastiklerin altında kayıyordu.  Küçük küçük mağaracıklar, yolun iki yanına sıralanmış, gizem dolu bu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Helva

Hayatımda önemli yer tutan yerlerden biridir Ayvalık.  Mis gibi havası, zeytin ağaçlarının ferahlığı, masmavi denizi ile en sevdiğim yazlık mekândır diyebilirim… Cennet Tepesinde gün batımı izlemenin, Cunda’da Papalina yemenin tadına doyum olmaz. Zeytin diyarı, hatta zeytinin başşehri sayılabilecek bu güzelliğin cumbalı evleri, taş sokakları da apayrı bir rüyadır.  Kapı tokmakları, alınlıkları, kapıları, pencereleri ile bu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Vazeçilmezim Mardin

“Seni Mardin’e yollasak, ne dersin?” Bu soruyu duyar duymaz ilk yaptığım, koşup haritaya bakmak olmuştu. Mardin, Mardin, Mardinnnnnnn… Güneydoğu, evet güneydoğu’da bir yerlerde… Duyardım sağdan soldan: Taşların büyülü şehri, medeniyetler beşiği, binlerce yılık kültür şehri, gizemli şehir, dost şehir, yemekleri harika şehir… “Fırat ve Dicle nehirleri arasında Mezopotamya bölgesinde, tarih boyunca pek çok medeniyet yerleşmiştir. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ölüm Ne Güzelmiş

Kalbimdeki söz Beni öldürürse eğer Bil ki mutlulukdan Uzanmışım ağaçların altına Nefes alır gibi sonsuzluğa Uzatmışım ellerimi Yapraklar, çalılar arasında Terk edilmiş bir sandal gibi Üstüme karlar yağarken Çiçekler açarken mutluyum Mutluyum çünkü sonsuzum Kalbimdeki yükü taşıyamıyorum artık Sonsuzluğa susamış her insan gibi Ölüme giderim deli gibi  

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sokağın Sesi

Belki bir ana kuzusu Alnında kara yazısı Yürekte ince sızısı Horlamayın günahı yok Geceleri üşüyorlar Aç susuzca yaşıyorlar Bin bir yükü taşıyorlar Horlamayın günahı yok Yuvası bir köprü altı Ne yemek ne kahvaltı Zaten felek tokat attı Horlamayın günahı yok Senin çocuğun kolejde İnternet cafe plajda Onunkisi sade düşte Horlamayın günahı yok Toplumun gözünde suçlu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Koca Dünya

Giymiş atlası libası Sallanıyor koca dünya Ne derdi var ne de yası Eğleniyor koca dünya Ne sevdiğinden ayrılmış Ne de hayatı kararmış Ağaçları çiçek açmış Gülleniyor koca dünya Acı sözü var dilinde Binbir kozu var elinde Bak kaçıncı senesinde Yıllanıyor koca dünya Ne yiğitleri astırdı Ne sevenleri küstürdü Nice ozanı susturdu Dilleniyor koca dünya

Yazının devamı İçin tıklayınız

Anadolumda

Sefalet yoksulluk hele de açlık Yürekler ağlıyor anadolumda  Milenyum çağında olur mu başlık Yürekler ağlıyor anadolumda Ali dayı da yine ekmek kavgası Bir oyla biter mi onun davası Ankara’dan geldi oyun havası Yürekler ağlıyor anadolumda Her gün bir şehidi verdik toprağa Terör içimizde hep kızdık dağa Gül dikenli diş biledik yaprağa Yürekler ağlıyor anadolumda Gülmedi […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Anneden Çocuğa Mektup

Düşünüyorum da yüreğimde seninle yaptığım sohbetleri, seninle birlikte olduğumuz anların meyvelerini toplasak sepetler dolar taşar. Her damlası başka başka enerji, katkı maddesi yüklü koca okyanusları düşünebiliyor musun?  Hangi kıyısından, hangi ucundan başlayabiliriz bu üstesinden gelinemez işin? Yüreğimi, yüreğimdeki bana sınırsız gelen şefkati dile getirmeye çalışırken, kullandığım sözcüklere bakıp da abarttığımı düşünme sakın. Tabii ki yeryüzündeki […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ergenekon Nedir?

Ergenekon, Türk toplumunun geçmişinde yer alan, mitoloji ürünü ve her destan gibi kültürel şifreler taşıyan bir destanın adıdır. Ergenekon güçlüklere direnmek ve gelecek güzel günlere inanmak anlamına gelir. En azından şimdiye kadar anlamı buydu. Değiştirilmeye çalışılıyor. Bugünlerde Ergenekon sözcüğüne “terör örgütü”, “silahlı çete” sıfatlarıyla nitelenerek yeni anlamlar yükleniyor. Sözünü ettiğimiz “destan” anlamı değiştirmeye ve gerilere […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kitapsız Televizyon

Bitip tükenmeyen farklı sorunlar gündemimizin baş sıralarını işgal etse de en önemli sorunlarımızın başında eğitim gelir. Yaşadığımız kişisel ya da toplumsal başarının ve birçok sorunun sebebini araştırdığımızda eğitimliliği ya da eğitimsizliği görürüz. Her işin başı eğitimdir. Böyle olmasına karşın eğitime gereken önemi vermediğimiz de bir gerçektir. Eğitim çok önemli ama gündemimizin gerisinde bir yerde duruyor. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İş Ortamında Yarışma

İnsanlar çeşitli ortamlarda birlikte çalışır, yaşar ve değişik ilişkiler içine girerler. Arkadaşlık, dostluk, meslektaşlık, işbirliği, dayanışma, rekabet gibi. Bazen aynı işi yapan birden çok kişi vardır. Bunlardan bazıları daha çok öne çıkmak, daha çok tanınmak, göze girmek, fark edilmek ve takdir toplamak isteyebilirler ve bu son derece insanî bir duygudur. Bazen aynı kişiye (yöneticiye, karşı […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kırmızı Kanla, Kara Mikrop Savaşı

Bu yazının amacı,  bir süre önce yitirdiğimiz devrimci halk ozanı sevgili İhsani’yi anmak, O’nun güncelliğini yitirmeyen, etkili, sıcak, özel, insansı sesi ile bizleri büyüleyen şiirinden-MEKTUP- yola çıkarak günümüze ilişkin değerlendirmelerde bulunmaktır. Ozanımızın tam olarak ne zaman ürettiğini bilmediğim, ancak 77-78 li yıllarda seslendirdiği bu şiirinde, günümüzde de olanca şiddeti ile süren bilime, halka, üretene, vatana […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Çözülenlerin Çözücü Çözümleri

“çözüm, çözümsüzlük, sorun, fırsat, şans, imkân, barış, demokrasi” Ekonomik, tarihsel, bilimsel, toplumsal, siyasal artalan da ne olursa ve ne kadar güçlü ya da zayıf olursa olsun, Türkiye özelinde, bilinç bulandırma, hatta bilinçsiz kılma, bilinç saptırma, uyutma, uyuşturma ensonu akılsızlaştırmada, dünyanın birçok bölgesine göre, dil ve anlatım çok etkili bir araç olarak kullanılmaktadır. Kuşku yok ki, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bugün Yine Okul Var

Bu yazının; yazarın Eğitişim Dergisi, Haziran 2009, Sayı: 23’de ‘EYVAH, SAAT DERSE BEŞ VAR!’ adıyla yayınlanmış yazısıyla beraber okunması önerilir. Bu iki yazı, aynı noktaya iki ayrı pencereden bakma çabası olarak değerlendirilebilir. Saat akşamın sekiziydi ve birçok televizyon kanalında haberlerin bitip dizilerin başlayacağı saatlerdi… Emre de, beğendiği bu dizilerden birini o akşam izlemeyi çok istiyordu. Ama […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Eyvah Saat Derse Beş Var!

Bu yazının; yazarın Eğitişim Dergisi, Haziran 2009, Sayı: 23’de “Bugün yine okul var!” adıyla yayınlanmış yazısıyla beraber okunması önerilir. Bu iki yazı, aynı noktaya iki ayrı pencereden bakma çabası olarak değerlendirilebilir. Ali Bey, dün akşam misafirler ayrıldıktan sonra dar zamanda, bu sabah anlatacağı konuyu gözden geçirmiş ve sorun olacak bir şey olmadığını görmüştü. Kabaca da dersi […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Farabî ve Onun Ahlâk Anlayışı

Giriş Bu araştırmada ilk olarak ahlâkın ne olduğu üzerinde durulacak ve daha sonra Farâbî’nin hayatı, eserleri ve felsefesine değinilecektir. Son olarak, Fârâbî’nin “Mutluluğu Kazanma” eseri temel alınmakla birlikte eserlerinde ahlâkı işleyiş biçimi incelenecektir. Manzur’a göre (1964), ahlâk sözcüğü, Arapça’da “hulk” sözcüğünün çoğuludur. Türkçe’de “hulk” sözcüğü yerine ahlâk terimi kullanılmaktadır. Arapça’da “hulk” sözcüğü ise tabiat, huy […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İbn-i Sinâ’nın Ahlâk Anlayışı

ÖZ. Bu çalışmada Türk-İslam bilgelerinden İbn-i Sinâ’nın hayatı ve ahlâk ile ilgili düşünceleri açıklanmıştır. 980 yılında Buhara’da doğan İbn-i Sinâ hep bir sürgün şeklinde yaşamını sürdürmüştür. Aristo’nun felsefesini açkılamaya çalışan filozof, tıp alanında üniversitelerde 600 yıl boyunca okutulacak eseri olan Kitab’al-Kanun fi’l-Tıbb’ı yazmıştır. 1037 yılında hayata gözlerini kapatan İbn-i Sinâ 57 yıllık kısa yaşamında birçok eserin […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Nâbî’nin Hayriyye’sinde Çocuğa Verilen Ahlâkî Öğütler

Çocuklarınız sizin çocuklarınız değildir. Onlar yaşamın yaratıcı gücünün oğulları ve kızlarıdır. Onlar sizden değil, sizin aracılığınızla doğmuşlar. Sizlerle birliktedirler ama sizin değillerdir. Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi değil. Çünkü onların kendi düşünceleri vardır. Bedenlerini barındırabilirsiniz ama ruhlarını değil. Çünkü onlar, sizin düşlerinizde bile gidemeyeceğiniz Geleceğin evinde otururlar. Onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama onları kendinize benzetemezsiniz. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kutadgu Bilig’de Ahlâk Konusu

GİRİŞ özüng otka atma bu dünya üçün kişi nengin alma küçeme küçün (Arat, 2007: 146) Bu dünya için kendini ateşe atma; başkasının malını alma, kimseye zulüm etme (Arat, 1998: 102). 900 yıl öncesinden bize böyle seslenen ve mutluluk veren bilgi olarak günümüz Türkçe’sine çevirebileceğimiz Kutadgu Bilig, başından sonuna kadar bilgi, ahlâk ve siyaset gibi konularda, hikmetlerle bezeli […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Gazâli Dönemi İslam Düşüncesinde Ahlâk Tartışmaları

Giriş Bu araştırmada büyük İslam bilgesi Gazali’nin ahlâk anlayışını ve Gazali öncesi dönemdeki ahlâk anlayışının benzer ve farklı yanlarının ortaya konması amaçlanmıştır. Günümüz İslam toplumlarının ahlâk anlayışlarının temellerinin nerelere ve hangi görüşlere dayandığı, farklılıkların nelerden kaynaklandığına ilişkin konuları içeren araştırmada, Gazali öncesi dönemde İslam toplumunda ortaya çıkan; Selefiyye, Eş’ari, Maturidi ve Mutezili olarak adlandırılan mezhepsel […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Eğitimde Yeniden Yapılanma ve Yapılandırmacılık

Küreselleşme sürecinde meydana değişimler ülkelerin siyaset, ekonomi, hukuk, kültür, eğitim v.b. politikalarını etkilemiş ve milletleri bu alanda yeni yönelimlere sürüklemiştir. Bu bağlamda eğitim de değişimlerden etkilenmiş ve eğitim, öğretmen, öğrenci, okul gibi kavramlar da yeniden tanımlanmıştır. Yirminci yüzyılın son çeyreğinde her alanda meydana gelen bu yoğun değişimler, ülkelerin eğitim sistemlerini de etkilemiş ve toplumların varlığını […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Okulda Öğretmen-Öğrenci İlişkileri

Giriş Türkçe’de iletişim, “bildirişim, haberleşme” karşılığı olarak verilen “communication” kelimesi, Latince’de “ortak kılma” anlamına gelen “communicare” fiilinden gelmekte ve geniş biçimde “anlamları arasında ortak kılma” olarak tanımlanmaktadır (Gürsel, 2003: 39). Öğretmenin öğrencilerle olan iletişim şekli, sınıf ikliminde ve okul kültüründe önemli bir rol oynamaktadır. İletişimin şekli ve öğretmenin iletişim yeterliliği öğrenci davranışları için bir model […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Atatürk Okuma Yazmayı Nasıl Öğrendi?

Hayatı boyunca pratik biri olarak bilinen Ulu Önder Atatürk’ün bu yönü hiç kuşkusuz çok iyi bir kuramcı olmasından kaynaklanmaktadır. Bu yazıyla Atatürk’ün kuramcı kişiliğinin temellerinde yatan ipuçları ortaya konulacaktır. O her şeyden önce çok iyi bir eğitim ve kültür ortamının olduğu kentte, Selanik’te dünyaya gözlerini açmıştır. Bu ortam içinde onu yetiştiren öğretmenlerin yadsınamayacak bir payı […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kuzeydoğu Anadolu ve Rumeli Ağızlarının Ortaklığı ve Akrabalığı

Karadeniz bölgesinin doğusunda 40 derece 33 dakika ve 41 derece 07 dakika kuzey enlemleriyle 37 derece 07 dakika ve 40 derece 30 doğu boylamları arasında yer alan bugünkü Trabzon ilimizin ismi eski Hristiyan batı kaynaklarına göre, Yunanca “dört köşeli” anlamına gelen “Tarpezus” ismine dayandırılmakta, fakat şehrin kurucuları hakkında inandırıcı bilgi verilmemektedir. Şehirle ilgili yapılan pek çok araştırmaların […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İz Bırakanlar Unutulmaz

Kimi insanlar vardır sönük ,ışığını yitirmiş yıldızlar gibi kaybolup silinirken hayatımızdan; kimileriyse gökkuşağı gibi birçok rengi ve güzelliği içinde barındırıp farklı hayatlara farklı renklerle iz bırakırlar ve iz bırakanlar unutulmaz. Oktay Hüseyin de fizik bilimine ve öğrencilerine kazandırdıklarıyla bilim tarihinde ve onu sevenlerin kalbinde derin izler bırakmış unutulamayacak çok değerli bir insan ve ben Oktay […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Oktay Muallim

2007 yılının başlarıydı. Oktay hocadan bir elmek aldım. Kısa bir özgeçmiş ve bir de makale göndermişti. Eğitişim Dergisinde yayınlanmasını istiyordu. Hiç tanımıyordum. Emekli olduktan sonra köşesine çekilip torunlarıyla vakit geçirmek yerine bilimden kopmamaya çalışmasından etkilendim. Ama Eğitişim Dergisi sosyal bilimler alanında yayın yapıyordu. Fizik ilgi alanıma girmiyordu, hele ki astrofizik. Gerçi bilim felsefesi bağlamında kuantum […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Erken Ölüm

Tanıdığımıza gerçekten sevindiğimiz ve hayata bakış açımızı değiştiren çok az sayıda insanla karşılaşırız. Böyle insanlarla karşılaştığınızda sizi hemen kendine çeken bir taraf bulunur. İşte Oktay Hüseyin hocamda bu özellikte bir insandı. Üstelik ülkemizde ne yazık ki artan üniversite sayısına ters olarak hızla azalan, nesli tükenmekte olan, çok az sayıdaki “bilim insanlarından” biri idi. Sanırım beni […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Oktay Hocayı Geç Bulduk Erken Kaybettik

Oktay Hüseyin hocamızı bir internet sitesindeki yazısı sayesinde tanıdım. Bu yazısını okuduğumda şöyle düşündüğümü hatırlıyorum: “Vay be, bu adam fiziği gerçekten biliyor, güzel de izah etmiş. Ezber veya çeviri olamaz, çok iyi bir fizikçi”. Kendisi de bir profesör olmasına rağmen, lise öğretmenlerinin bile çoğu profesörden daha iyi düşündüğünü ve anladığını defalarca vurgulamıştı. Okuduğum yazıda herkesin […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Oktay Hüseyin (Guseinov)

İşte yine oldu… Birisi daha Einstein’a taş çıkartırcasına enerji-kütle denklemini doğruladı. O birisi ki “hepimiz” onu çok iyi bilirdik… Evet, Oktay Guseinov’dan bahsediyorum: “Ne biçim iş bu… Ben yabancı ülkeye geleceğimi, yeni dil öğreneceğimi sanırken, siz benim dilimden sohpet koyarsınız…” İlk böyle tanıştım Oktay’la, 1990’larda… Sonra da “CV”siyle karsılaştım Oktay’ın… Gençlere örnek olmalı bu CV […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Babam Oktay Hüseyin

“Nasıl bir babaydı” diye sordukları zaman aklıma onu en iyi anlatabilecek üç kelime geliyor: Fedakâr, vefalı, eşsiz! Mesleğinde olduğu gibi ailede de mükemmeldi. Çocukları çok severdi… Bizim için yaşardı ve son gününe kadar bizim için bir şeyler yapmaya çalıştı. Hep bir eli üzerimizdeydi; rahatımız yerinde mi, bir şeye ihtiyacımız var mı? Aklında hep bunlar vardı. Bir eksiğimiz,  […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

En Önemli Bilimsel Sonuçlarım

Fiziğin, Astrofiziğin ve Uzay bilimlerinin çok farklı dallarında çalıştım ve bu bilim dallarına büyük katkılarda bulundum. 2 tane de Sovyet patentim var. Teknolojiye bağlı yeni, kolayca gerçekleşebilen fikirlerimde vardır. Astrofizik ve Uzay bilimleri üzerine şimdiye kadar toplam 7 Nobel Ödülü alınmıştır. Onların 3 ü ile direkt ilgili olan önemli öngörülerde bulunduğum iyi bilinmektedir (Bak Bilim ve […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

“Darwin’i bitirdik, sıra Einstein’da mı?”

Başlığı tırnak içine aldım, çünkü, bu başlığı, Sevgili Prof. Dr. Oktay Hüseyin (Guseinov) ile Değerli Fizik Öğretmeni Volkan Kor, birlikte atmışlar, başlığın altındaki yazıyı beraberce kaleme almışlar. Yazı son çalışmalarımızı konu ediyor, eleştiriyor… Yazıya, tesadüfen, internetten ulaştım. Eğitişim Dergisi’nde yayınlanmış… Yazıya, doğrusu üzüldüm. Dergi’ye (13 Temmuz 2009 tarihli iletimle), yazı yayınlanmadan önce, görüşümüze başvurulmadığı için sitem ettim… […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Darwin’i bitirdik, sıra Einstein’da mı?

1. Einstein’ın teorisini çürütmek imkânsızdır! Önceki yazılarımızda Einstein çalışmalarını gelişmemiş herhangi bir ülkede sürdürse neler görüp karşılaşabileceğini, bizce nedenleriyle açıklamaya çalışmıştık. (www.egitisim.gen.tr/ohuseyin_kor_einstein1.htm www.fizikportali.com/2009/03/kendi-ulkemizde-einstein-i/) Bu yazılarımızı okuyanlardan biri, internet ortamında rastladığı aşağıdaki haberi bize iletmiş. Haber şöyleydi: “TÜRK BİLİM ADAMI EINSTEIN’IN TEORİSİNİ ÇÜRÜTTÜ. Okan Üniversitesi’nin Nükleer Bilimler konusunda uzman, dünyaca ünlü öğretim üyesi Prof. Dr. Tolga Yarman, uzun […]

Yazının devamı İçin tıklayınız