Bilişim Toplumuna Doğru Eğitim Yöneticisinin Sorumluluğu

Giriş Çağımızda çok yoğun ve hızlı değişimler ve gelişimler yaşanmaktadır. Bilimde ve teknolojide yaşanan bu gelişmelerin bu çağdaki bir özelliği, diğer çağlarda bu kadar hızlı yaşanmamasıdır. Çok hızlı yaşanmakta olan bilimsel ve teknolojik değişimler beraberinde birçok toplumsal değişimi de getirmekte, hatta bazı toplumsal sorunlar ve çevre sorunları gibi yaşamsal sorunları da ortaya çıkarmaktadır. Değişimler karşısında […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bir Tutam Nefret

Hani hep sorardın ya “napıyosun” diye….. Şu an ne mi yapıyorum? Kanepeyi ters çevirmiş, yüzünü sokağa dönmüş, ayaklarını kalorifer peteğine uzatmış, bozuk ve hışırtılı radyoda Nedim Zeper dinliyorum.   “Ayrılık, şakası yok bunun…” Kulpu kırılmış olan ve üzerinde “yengeç-koç” yazan bardağımdan bi yudum çay daha aldım ve düşünüyorum düşen son kar tanesini izlerken. Gece mi beni […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bilimin Estetiği, Bilimin Dili

Sonsuz/uzak ve yakın/dar anlamıyla insanın çevresi ya da daha soyut, somut nesne karşılığı olmayan kavram dünyası, insan türü için birer KONU’dur. İncelenmesi, bilinmesi, anlatılması, hakkında yorum yapılması gereken bir konu sınırsızlığı ile kuşatılmışız. Aşk, acı, yoksulluk, sevinç, sömürü, savaş, özgürlük, barış, sosyalizm, ev,  köy, kent,   kapitalizm, hayvan, bitki, okyanus,  faşizm, eğitim, bilim, dost, düşman,  arkadaş, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Aşkın Felsefesi: Gül ile Bülbül

Oskır Vayld’ın (Oscar Wilde) “Gül ve Bülbül” adlı harika öyküsünü okuduğumda on yedi yıllık biriydim. Derinden etkilemişti beni. Ondan mı yoksa zaten öyle miydim bilmiyorum, sevgiliden çok sevginin kendisini seviyorum. Kurtçuktan böceğe kadar doğayla ilişkimde de sevgi hep ara bağ oldu… Sevgiliye değil, onun şahsında aşka âşık olmak maşuka haksızlık mıdır? Öyle olsa gerek. Ama […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sunuş

Aşk Olsun! Bir ara yayınına ara veren dergimiz kaldığı yerden devam etmektedir. Bu aranın sebebi iştahsızlık değil, derginin neredeyse bütün işlerini sırtlanmış olmam ve bu dönem içinde yoğunluğumun artmış olmasıydı. Ancak okuyucuların yeniden yayın için gelen istekleri artınca ve Fulya Koyunoğlu da işin bir kısmını üstlenince, yeniden merhaba demek kaçınılmaz oldu. Başka yazılar da olmasına […]

Yazının devamı İçin tıklayınız