Yeni Yıla Çaput Bağlama

Yeni yıl yani bir yılın bitişi diğer bir yılın başlangıcı. Birileri için bu başlangıç dileklere bir vesile, birileri için ise maziyi muhasebe etme ve istikbale daha umutlu adımlarla yola koyulmadır. Evet, şimdi düşünelim 2009 yılında mutluluk, başarı, sağlık dileyenlerin yüzde kaçı bu dileklerine ulaştı? Bunun somut örneği Rusya’ya bakalım. Herhalde yeni yıl kutlamalarını en yoğun […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Olumsuz İnsan Doğasına İlişkin İzlenimler-1

“Olumsuz insan doğasına ilişkin izlenimler -1” adlı deneme yazısı kişisel deneyime dayalı görüşlerimi oluşturmaktadır. Yazıda ifade edilenler, kesinlikle herkes için geçerli değildir. Deneyim ürünü olan bu açıklamaların bazı durum, insan ve zamanlar  için geçerli olduğu unutulmamalıdır. Bazen, bazı durumlarda ve bazı kişiler: ¨  Coşkularını, sevgilerini abartılı bir biçimde yaşamaktadırlar. ¨  Başkalarına öfkelerini kolayca; ancak sevgilerini zor göstermektedirler. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Hani Benim Gençliğim Anne?

Bugün düşünün ve kendinize bir kez daha sorun “gençliğimde neler yaptım ya da gençliğimi yaşayabildim mi?”  Birçok kişinin geçmişe dalıp gitmesini ve kendisiyle bir nebze de olsa hesaplaşmasını umarak bu soruyu soruyorum. Çünkü bir yanı eksik olarak büyüyen insanların hep çocuk kalacağına inanıyorum. Bugün kendi çocukluklarının eksikliklerini, kendi çocuklarının da yaşamaması için gayret sarf eden […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Pamuk Çiçeği

  Kolay değil! Karanlıkta yıldız  gibi parlayabilmek; her bir parçan rüzgârlara karşı bu kadar hafifken. Tek bir vücutta bu kadar kalabalık olabilmek… Kim bilir? Belki hiç koklanmamak, Hem bir çiçek hem de renksiz olmak, Kolay değil! Bu kadar hafifken rüzgâra inat boy atmak, Sonun olacak rüzgârla  beraber savrulmak, Ve ışıklarından damlatarak son bulmak…   Zuhal […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yalnızlık

Aşk nedir diye sormuştun bana… iki yara demiştim. iki yara işte… Biri sana biri bana! Hani her zaman aşk kazanacaktı? Kızımız olacaktı kırmızı şapkalı, Koşacaktı odada, atlayacaktı kucaktan kucağa… Bir sana bir bana! Ölümü elele bekleyecektik hani? Hiçbirimiz arkadan gözyaşı dökmesin diye, Hani beraber ölecektik? Hani iki tabut gelecekti aynı anda? Biri sana biri bana! […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ben Geldim

Hiçliğin çok şey ifade ettiği bir gecede düştüm yollarına. Kasırgalara kafa tutarken yaraladı beni bu fırtına. Sonra bir kendime baktım, Bir de sana… Sol yanıma  Hiç bitmeyecek gibiydi yollar,  Sana yaklaştıkça küçülüyordu adımlar,  uzuyordu mesafeler…  Ve aşk sağanaklarını süzüyordu  gözler…  Sana yaklaştıkça senden  uzaklaştığımın farkındaydım.  yol boyunca düşündüm, düşündüm,  düşündüm…  Kendime geldiğimde sokağındaydım.  Köşeyi döndüm;  […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Tutsam Ellerini

Güneşin esir düştüğü  şehirde yine bir sonbahar bitmek üzere. Yitirdik bir ömrün ilkbaharını, ilk heveslerini.. Bir bahçıvan edasıyla buduyorsun, sonbahara inat yeşeren umut fidelerimi.. Ellerini tutsam, tutsam ellerini.. Budamasan yeşeren fideleri.. Güneşin esir olmadığı bir coğrafyada sevmek isterdim seni.. Çıkarıp atardın elbet! İstemeden giydiğin bahçıvan gömleğini.. Milyon kere çoğalıp milyon kere yok ediyorsun kendini.. Ellerini […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yaş

Sevenin göz yaşı kurutur tüm ateşi kül eder dünyayı söndürür cehennemin alevini öldürürken güler yüzü gülerken öldürür kalbini sendelemeden, kırpmadan yaşlı gözlerini, hüzünlü her hayalin kapısında bir hayalet bekler hayal etmekten korkar insanlar her bayramda  düşünürsün sevdiklerini onları ne zaman göreceğini cenneti hak eder miyim acaba?

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kimin Yüzünden

bu nedir kardeşim neyin kavgası depremi unuttuk seli unuttuk kamoyuna düştü zina kavgası okulu unuttuk yolu unuttuk   ekranda kanayan yara var açlık toparlarken hep saçmaladık mangala yanacak köz bırakmadık ateşi unuttuk külü unuttuk   avrupa birliği şartlar koşuyor sabretmek çok zor bardak taşıyor bakanlar havuzda kampta yaşıyor dereyi unuttuk gölü unuttuk   adalet bakanı […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Matrut

Matrut çok çirkin, tıknaz ve takoz gibi bir adamdı. Kendi görüntüsünden kendi de hoşlanmazdı. Çirkin olduğunu biliyordu.Bu nedenle aynalarla arası hiç iyi değildi.Evinde hiç ayna bulundurmazdı.Sadece aynaları değil, geceleri görüntüsünü yansıtan camları da sevmezdi. Evinin salonunda, banyosunda, mutfağında, tuvaletinde, kütüphanesinde, holünde, çatı katında ve hiçbir odasında ayna olmadığı gibi, camı olan herhangi bir kapı da […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Çiçekler ve Sevgim

Her baharın gelişinde doğanın kişiliğiyle bütünleşen renklerin her tonuna sahip olan, doğanın güzellikleridir çiçekler… Dere kenarlarında, sulak çayırlarda, kadife kanatlı kelebeptir çiçekler sevgiye ev sahipliği yapan. Türkülerdeki tat olup sevgilinin nafesine (saçına) takılan bir güldür dalından koparılan. Arıların bitmek tükenmek bilmeyen çalışkanlıklarıyla özlerinden alınan nektarin balıdır kahvaltı masalında yenilen ve sağlık için dengeli beslenmenin ön […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Biraz Mutlu Olmak İstemiştim

Kent, kendini akşam paydosunun kollarına bırakırken insanlar değişik yönlere umut dolu adımlar atarak gitmenin sevincini yaşamak isterken, herkesin tek bir beklentisinin “biraz mutlu olmak“ için yüzlerinde parladığını mimiklerinden anlamak mümkündür. Ama yinede akşamlar yorgun hüzünleri hücrelerinin gözeneklerine bezeyerek akıp giden hayalle gerçeğin buluşma kavşağında kesişerek nemlendirler zamanı havanın kuraklığına inat. Oysa bu kenti ben bütün […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yalnız Adam

Yalnız Adam Yalnızlık arkasına bakmadan gitmektir, gecenin sessizliğinde, evlerin ışıkları kustuğu zamanlar, bir köşe sessizce geç kalmış mektupları göz yaşları ile okumaktır, süzülen göz yaşlarını hissetmemektir. Yalnızlık kocaman bir kalabalığın içinde anlaşılmamaktır. Mutlu insan ise onu paylaşandır, gözleri gülerken güç verendir, ruhundan bir parça sunandır, güzel düşünendir. Yanlız adam hiç görmez attığı adımların bıraktığı izleri, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Tabaktaki Leblebi

Aslında evliliğe çok yaklaştığı birkaç olgu yaşamıştı. Bunlardan bazılarında arkadaşı çok da içine sinmemişti. Birkaç durum ise iki tarafın da çok istemesine rağmen elde olmayan sebeplerden ötürü mutlu sona ulaşılamamıştı. Çok iyiler de oldu etrafında… Bir kısmı sadece hayallerini süsledi. Onlarla ilgilenemedi bile, o sıralar çok yoğundu. Bir kısmının da niyetinden hoşlanmamıştı zaten. Gözü kapalı […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Mutsuzluk Alarmı Verilmelidir

İnsanlık onbinlerce yıl belli mekanlarda ailesi, uzak ve yakın akrabalarıyla birlikte yaşadı. Avlanırken, tarlada çalışırken, eğlenirken ve dinlenirken hep onlarla birlikteydi. Bir türlü sevemediğim modern çağ ise geniş aileyi parçalamakla kalmadı, insanları bireyleştirip hayatın bin bir köşesine savurdu. Çağımızda insanın önemli sorunlarından biri yalnızlık ve büyük ölçüde onun yol açtığı mutsuzluktur. Hayatı işyerlerinde örgütler içinde […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yurda Dönüşen Gurbet

Kalkınan  Almanya Savaş sonrasında Almanya hızlı bir sınai, ekonomik kalkınma sürecine girdi. Savaşın kara bulutları ülkenin üzerinden henüz çekilmemişti. Şehirler alt yapısı, sosyal ve sınai tesisleriyle yerle bir olmuştu.Ülkeyi yeniden inşa etmek, hele hele toplumu yeniden ruh sağlığına kavuşturmak o kadar da kolay değildi. Nasyonal sosyalizm şiarıyla şahlanmış, Prag’dan başlayarak Norveç’ten Kuzey Afrika’ya kadar işgal […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

12 Eylül Faşizmi ve Dallas Kültürü

Sabahın erken saatlerinde radyo mikrofonlarından Türkiye halkına, Türkiye Tarihi’nin üçüncü ihanet belgesinin cunta ve faşist generalleri tarafından yayılan bir bildiri düzenbaz bir kültürün gelişinin de habercisi olmuştur. Bu ihanet kültürünün ilki, Mayıs 1950 yılında demokrasiye geçiş düzenbazlarının çürüme kültürüne ilk ihanetlerini zehir olarak kusmalarıyla, ikincisi ise 12 Mart 1971 faşist ve gerici darbesinin kültürüyle yozlaşarak […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Demokrasi Kültürü

Kültür, tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünüdür.  Diğer bir deyişle kültür,  bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserleridir.[1] Demokrasi ise halkın egemenliğine dayalı yönetim biçimi ve toplum hayatını düzenleme bakımından bir […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Evropalı Hasan İle Seyahat

  Tatillerde deniz kıyısına ya da yurtdışına gitmek yerine memleketi geziyorum. Okuyucu bu yazıda Tunceli’de Munzur Festivalini izledikten sonra Van’a seyahatimin günlüğüme kayıtlı notlarını bulacak. Önce Tuncelililerin mesajını ileteyim: Tunceli’den gidenler bir daha dönmüyormuş. Aşağıdaki mesajı veriyorlar gelenlerin eline: “Bu ölümlü dünyada dağın, taşın, toprağın, anamızın ak sütü gibi helal Munzur’un, Perisuyu’nun, başına bulutları saran Düzgün […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Özgüven ve Güvensizlik

Yazar Deniz SÜTEL    Eğitişim Dergisi. Sayı: 25. Ocak 2010   “Güven, korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma, bağlanma duygusudur.”[1] Özgüven ise, yaşam savaşında zorluklara karşı direnç ve üstünlük sağlamamızı, gerçekçi bir bakış açısıyla olaylarla mücadele etmemize yardımcı olan kişisel bir özelliktir. Diğer bir deyişle, “insanın kendine duyduğu güven duygusu” olarak da tanımlanabilir. Başarı, mutluluk, direnç […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Nasılsın? (Dedi ve Gitti)

Psikologları neden seviyorum biliyor musunuz? Sadece dinliyorlar. Anlat anlatabildiğin kadar, saçmala, ağla, zırla, arada bas kahkahayı, sonra yeniden. Parasıyla değil mi? Zaten adı çıkmış deli doktoruna, delir gitsin. Ama seviyorum psikologları, parasıyla da olsa dinliyorlar. (Peh sen öyle san; artık onların da dinlemeye tahammülü kalmadı, para gücünü kaybediyor bazı alanlarda). Dünyanın en zor işlerinden biri […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Konuşsam Daha mı İyi Anlatırdım Yazamamayı?

Aslında yapamadığınızı kanıtlamak için yapmazsınız. Bu daha çok tercih edilen seçenektir. Gelgelelim her şey için geçerli olmayabiliyor… Evet  mesele yazı yazmak.  Yazamadığımı ispat etmek istedim, yazmaktan başka yolunu bulamadım. Hani ilginizi çeken bir kitap, köşe yazısı sonrasında ağzınızda kalan tat söyletmiştir ya çoğu kez. “Bunları ben de düşünebiliyorum da, neden yazamıyorum” diye.   Aslında birikim midir […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Tim’in Kurşunları

Almanya Winnenden’de 11.03.2009 tarihinde, Tim K. isimli bir Alman genci, öğlene doğru aralarında öğrenciler ve öğretmenlerin de bulunduğu 16 kişiyi öldürdü. Evet 17 yaşında bir genç 16 kişiyi öldürdü ve en sonunda polisle çatışmaya girerek kaçış şansı kalmadığını görünce, en son kurşunu kendisine sıkarak intihar etti. Bu olay, ekonomik bakımdan geri kalmış bir ülkede, zorluklar […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sınıfta Fark Edilmek:Bir Hatıra

Her öğrenci için, öğretmeni tarafından fark edilmek, önemli bir şeydir. Özellikle ortaokul ve lise yıllarında bu fark edilme isteği ve çabası en üst düzeye çıkar. Kimileri fark edilmek için elinden gelen her türlü haylazlığı yapar, kimileri çok çalışarak bunu gerçekleştirebileceğine inanır ve derslerinde başarılı olabilmek için elinden gelen çabayı sarf eder. Kimileri de çeşitli yeteneklerini(!) […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Öğrenci Hatıraları

Sunuş Aşağıda, Sınıf Yönetimi dersi kapsamında yapılan “ilk ve orta öğretimden unutamadığınız bir eğitim hatırası” sormacasına verilen karşılıklar bulunmaktadır. Öğretmen adayı ve öğretmenlerin bu anlatıları örnek olaylar olarak ele almaları ve üzerinde düşünmeleri beklenir. Bir öğretmenin bazen sıradan, iyice düşünülmemiş bir hareketinin öğrencilerde nasıl bir savrulmaya yol açtığı üzerinde düşünülmelidir. Öğretmen de bir insandır ve […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Eğitimde İyi Örnekler

Bu yazı sınıf yönetimi dersi için ödev olarak yazıldı. Ödev konusu şu idi: Öğretmenlerle görüşerek sınıf içi sorunların çözümünde yaşadıkları anıları/örnek olayları derleyiniz. Örneğin; kıskançlık, hırsızlık, yaramazlık, tembellik, kavgacılık, tahtaya kalkma korkusu, yalancılık, derse olan ilgiyi arttırma, dersini sevmeyen bir öğrenciye dersi sevdirme, okuma araştırma alışkanlığı kazandırma gibi herhangi bir sorunu değişik, ilginç ve eğitici […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Matematik Öğretmeni Sorunu

Matematik öğretiminin önemi ciltler dolusu kitap yazarak anlatılabilir. Sözü uzatmamak için “doğru karar vermenin bilimi ” olarak  gerek insan hayatında gerekse bilimlerin temelini oluşturduğu için bilim hayatında son derece önemli bir alan olduğunu söylemek yeterlidir. Fen öğretiminin temeli olduğu da dikkate alınırsa, bir ülkenin kalkınması ve teknooji üretmesi de matematik öğretiminin başarısıyla yakından ilgilidir. Okullarda […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Gorki’nin Edebi Dünyasının Mimarı

Zamanın akışına, yaşamın seyrine yön veren insanların hayatları hiç kuşkusuz karmaşık, uçurumlu yollarla, ötesi görünmeyen dönemeçlerle ve sonu gelmeyecek sanılan buhranlarla doludur. Yaşamak zorunda oldukları koşullar, onları mücadeleye itmiş ve bu savaştan galip çıkan kişiler,  insanlığın hafızasında kolay kolay silinmeyecek bir yer etmişlerdir. Ünlü Rus yazar Maksim Gorki de yukarıda anlatılan niteliklere sahip, dünya edebiyatında […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Türkçeye Hizmet Eden En Büyük Türk: Atatürk

“Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” Ulu Önder, bütün yaşamı boyunca bağımsızlık düşüncesini her anlamıyla benimsemiş ve bunu çocukluğundan ölümüne kadar bütün eylemlerinin odak noktası durumuna getirmiştir. Kurduğu Cumhuriyetin hamuru da tam bağımsızlık ilkesiyle yoğrulmuştur. Yeni Cumhuriyetin […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Türkiye’de Çoklu Zekâ Kuramının Uygulanmasında Yaşanan Sorunlar

Giriş Eğitim, insanların yıllardır üzerinde titiz çalışmalar yürüttükleri bir bilim dalıdır. Bu kapsamda, bilim insanları, bireylerin öğrenme şekilleri üzerinde çalışmalar yürütmüşler ve halen de bu çalışmalarını devam ettirmektedirler (Ersoy, 2003). Bilim insanları, bu çalışmalarında genelde “zeka” kavramı üzerine yoğunlaşmışlardır. İşte bu noktada, psikologlar ve eğitimcileröğrenmede “zeka” kavramının önemi üzerinde ciddi anlamda odaklanma ihtiyacı hissetmişlerdir (Gannon, 2004: […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Okul Öncesi Eğitimin Örgütsel Engelleri

Giriş Günümüz toplumlarında çocukların eğitimi giderek daha da önem kazanmaktadır. Özellikle çocukların beyin gelişimlerinin 0-6 yaş döneminde en yüksek seviyede olması devletlerin, kuruluşların, ailelerin  okul öncesi eğitim konusundaki duyarlılıklarını artırmıştır. Myers, çocuk gelişiminin önemi ve bu döneme yönelik eğitim programlarının çocuklar ve aileleri üzerindeki olumlu  etkileri konusunda görüş birliği olduğuna işaret etmektedir (Kerem ve Cömert, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Doğayı Algılayışımızdaki Gelişme: Bilim Eğitimi ve Sorunlar

Bebekler dünyaya, görülebildiği kadarıyla, çok azı istisna olarak, bilim ölçülerimiz açısından şaşılacak derecede mantıklı doğuyorlar. Beslenme bozuklukları içerisindeki ana-babaların çocukları bile böyle, büyük çoğunlukla… Açlık felaketiyle karşı karşıya bulunan ülkelerin bebekleri bile, böyle doğuyor… İnsanın tüylerini diken diken eden bir görkemdir bu! Çocuğun konuşmaya başlamasıyla beraber, hatta daha önce çevresini ve doğayı algılamasına dair verdiği […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Anlamanın İki Boyutu

BİLTES Temmuz 1992 İnsanoğlu karşı karşıya olduğu her karmaşaya, elinde mevcut terimlerden hareketle meydana getirdiği “birleşimler” cinsinden, açıklamalarda bulunmak, kısıtındadır. Tıpkı bir çocuğun oyuncak legolarıyla, ancak belirli kombinezonlar meydana getirebileceği gibi… Elimizde yalnızca “bir” lego parçası varsa, bununla iste, ortaya, tek, bu legodan ibaret bir şekil, koyabiliriz… Elimizde iki lego parçası varsa… Bunlara A ve […]

Yazının devamı İçin tıklayınız