Kleptokrasi Çürütür

Eskiden sosyalist sistemle yönetilen ülkeler, kapitalizme geçtikten sonra ciddi sosyal hastalıklarla karşı karşıya kaldılar. İnsanlar bir an önce daha çok para elde etmek ve komşularından daha zengin olmak istiyordu. Bunun için mafyalaşma bir yöntemdi. Asıl sorun devlet olanaklarını kullanarak rüşvet, yolsuzluk, akraba kayırma ve partizanlığın en büyük sosyal hastalıklar haline gelmesiydi. Gürcistan da bunlardan biriydi; […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Eğitim ve Demokrasi

Eğitimin birey, aile ve toplum açısından beklenen en önemli işlevi değiştirici, dönüştürücü ve geliştirici olmasıdır. Bireyleri daha bilinçli, akılcı ve tutarlı bir tutum ve davranışa kavuşturmasıdır. İnsanları bencillikten, tembellikten, aymazlıktan kurtarmasıdır. Toplumsal yaşamda çalışkanlığın, üretkenliğin, barışın ve sevginin maya tutmasıdır. Yurt, bayrak, millet sevgisinin çoğaltılması ve yaşatılmasıdır. Yurttaşlık bilincinin, hukuka, ahlak kurallarına uymanın din ve […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sosyal Demokrasinin Gündemi

“1997 SONUNDA TÜRKİYE’DE SOSYAL DEMOKRASİNİN GÜNDEMİ”[*] Toplantı, TÜSES, Armada Oteli, 4 Ekim 1997. Konuşma Metni Tolga Yarman, Prof. Dr. Müh.   İlk olarak, bir-iki noktayı belirtmek ihtiyacındayım. “Sosyal Demokrasi” deyimi… Birincisi, mensubu olmaktan onur duyduğum “sosyal demokrasi” çizgisinin, dilimizde ve Türkiye’de, latince kökenli sözcüklerle ifade edilmesini, “doğru” bulmuyorum, hatta “siyasi bir yanlış” olarak değerlendiriyorum. Gerek […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

“Millî İrade” Aldatmacası

“MİLLİ İRADE” ALDATMACASI VE ANAYASA REFERANDUMU SÜRECİ, TÜRKİYE’Yİ, “AMANSIZ BİR KUTUPLAŞMAYA”, GİDEREK “BÖLÜNMEYE” GÖTÜRÜR!..                                                                                                              “Yarı”nın altındaki “İğretilik”ten, “Toplumsal İstikrar” Doğmaz!.. Ağızdan yel alsın, “Yıkım” Çıkar!..*   Prof. Dr. Tolga Yarman, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

“Laiklik” Sözcüğü Üzerine

Bir hocayım… Düşüncemi, onu dilde, en iyi hangi sözcük karşılayacaksa, onunla anlatmayı seçerim… Bu çerçevede, Türkçe konuşurken, yabancı sözcük kullanmamaya özen gösteririm… Atatürk’e, hayranlık duyanlardanım… Onu siyaseten tartışmam; çünkü o, Cumhuriyet’in simgesidir. Ancak bilimsel olarak tartışmayacağım, hiç bir şey yoktur… Buna, bize gösterdiği yolda, Gazi’nin dedikleri de dahildir… Cumhuriyet’i, bize emanet eden o değil mi? […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Demokrasi Ve İnsan Hakları Eğitiminde Yaklaşımlar

Günümüzde eğitimin daha çok bilgi aktarma yönü üzerinde durulmakta ve onun insan davranışlarını değiştirme ve geliştirme ile insana ve kişiliğine yön verme, onu toplumsal, siyasal ve ekonomik yaşama hazırlama ile gizil güç ve yeteneklerini ortaya çıkarma-geliştirme yanları çoğunlukla göz ardı edilmekte ve yeterince önemsenmemektedir. Özellikle temel ve ortaöğretimde öğrenciden iyi insan, iyi yurttaş vb. olmasının […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Saygı ve Demokrasi

Tartışmalarda çok sık duyuyoruz: “Fikirlerinize saygılıyım ama…, inançlarınıza saygılıyım ama…” diye başlıyor konuşmaya. Saygılı ama “aması” varmış. Karşısındakinin fikrinde ya da inancında değil hatta ona karşı ama saygılı. “Saygılıyım” demeye gerek duymadan karşısındakinin fikrine karşı çıkıp neden “ama”larını sıralamıyor? Şundan bundan duyulan bir klişe midir bu ifade? Yoksa karşısındakini yumuşak tutarak tartışmayı başlatıp karşıdakini ikna […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yetersiz Sanayileşme ve Hastalıklı Demokrasi

Birçoğumuz, tercüme kavramlarla konuşuyoruz. Hatta bazen söz konusu kavramları, tercüme etme zahmetine dahi katlanmadan, dilimize yabancı kalıplarıyla, oldukları gibi, alıp kullanıyoruz. Tercüme ya da değil, “yabancı dillerdeki kavramlar”, tabii çok ilginçtir. Ama bizi bize anlatmada, çoğu kez, yetersiz kalmaktadır. Bir örnek, siyasal ve sosyal süreçlerimizi, salt emek ve sermaye ayrışmasına ilişkin çözümlemelere oturtan, sıkça başvurduğumuz, kuşkusuz temel sayılabilecek,ama kaba yaklaşımdır.Türkiye’de emek ve sermaye ayrışması hiç […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

21. Yüzyılda Demokrasinin Yeni Tarifi

Hepimizin demokrasiyle ilk randevusu sanırım ilkokul sıralarındaki sınıf başkanlığı seçimleri idi. En azından benim için öyle. Tahtaya kaldırılan birkaç arkadaşın içinden en sevilene oy vermek bizim ilk seçim deneyimimizdi. Neden oy vermiştik ona? En popüler oydu ya da en güçlü ya da en sevilen… Ama hiçbirimiz sınıfı en iyi kim idare eder diye düşünmemiştik. Esas […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Demokrasi Demagojisi

İnsan birlikleri, insan toplulukları, toplumlar; ekonomik, kültürel, ulusal, dinsel, etnik vb. olgular/kavramlar çevresinde birlikte yaşamaya çalışan, istençli olmayan, zorunlu bireyler birliğidir. Birey, benzeri olmayan, biricik olan, bu özelliklerini özgürce yansıtan, yaşatan, geliştiren insan tekine denir. Günümüzde ise birey, örgütlü insan olarak tanımlanır. Birçok örgütte etkinlik gösteren insan teki, gerçek, gerçekçi birey olarak değerlendirilir. Birey ancak […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İnsan Hakları ve Demokrasi Eğitimi

Demokrasi sözcüğü günümüz dünyasının sihirli kavramlarından birisi haline gelmiştir. Dünyanın hemen her yerinde ve her toplumunda tartışılan ve vazgeçilmez bir ideali temsil eden bu kavram her yerde bir özlemi ifade etmektedir. Demokrasi özlemi ve bu özlemin süreç içinde gerçekleşmesi anlamına gelen demokratikleşme talebi, paylaşılan evrensel bir değere dönüşmüştür. Demokrasi kavramını tanımlamak, kavramın içeriğini ortaya koymak […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Farklı Düşünmenin Zenginliği

Herkes aynı fikirdeyse kimse yeterince düşünmüyor demektir. Mevlana 12 Eylülcü paradigma Türkiye’de ideolojinin, farklı düşünmenin, hatta siyasetle ilgilenmenin kötü bir şey olduğunu topluma, özellikle gençliğe yerleştirmiştir. Sonradan gelen güya sivil, seçilmiş ve sözde demokrat hükûmet ve yöneticiler de bu paradigmayı sürdürmüşlerdir. Tıpkı koyun sürüsünün nerede otlamak istediği konusunda fikir beyan edememesinin çobanın işini kolaylaştırması gibi, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız