Bir Örnek İnsan Portresi

demek hiç aç kalmadın sen öyle mi açıkta kalmadın ha? kirinden gömleğinin dirseğinin yamasından eziklik duymadın ha? bravo be aşkolsun şu adama vallahi! demek hiç sövmediler anana avradına hiç kimseye sövmedin ha? bir gececik olsun çekip kafayı şakır şakır oynamadın hıçkırarak ağlamadın öyle mi? bravo be aşkolsun şu adama vallahi! demek yalnızlıktan böğürmedin hiç akrep […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ağa Camii

Havsalam almıyordu bu hazin hali önce Ah, ey zavallı cami, seni böyle görünce Dertli bir çocuk gibi imanıma bağlandım; Allah’ımın ismini daha çok candan andım. Ne kadar yabancısın böyle sokaklarda sen! Böyle sokaklarda ki, anası can verirken, Işıklı kahvelerde kendi öz evladı var… Böyle sokaklarda ki, çamurlu kaldırımlar, En kirlenmiş bayrağın taşıyor gölgesini, Üstünde orospular […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Şiir Denilince

Şiirin anlamını araştıracak olursak; Türk Dil Kurumu Sözlüğünde şu tanım karşımıza çıkar:Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım, koşuk, manzume, nazım, koşuk. Şair ise, şiir söyleyen veya yazan kimse, ozandır. Son dönemlerde toplumda bir kitap bastırma alışkanlığı […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ortadoğu’nun Temel Sorunları

Başkalarında olmayan bir şeyin sende olması bir avantajdır. Ama aynı zamanda herkesin sende olanı istemesi birçok getirisi olmakla beraber yaşamını idamede bir dezavantajdır. Merkezine Arap yarımadasını koyarak döndürülen bir pergelin çizdiği bir çemberdir Ortadoğu. Bir kısım toprağı Afrika’nın kuzeydoğusunda bir kısmı Asya’nın güneybatısında. Türkiye’yi de bu çembere dâhil ettiğimizde Avrupa’nın en doğusunda, kısacası üç kıtanın […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kitap ve Ben

Çocukluk yıllarımdaki tek oyuncağım kitaplardı. Öyle ki ağaçta kitap okuyarak uyuduğum anlarım çoktur. Uyuya kaldığım için ağaçtan düştüğüm de.  Ardahanlıyım. Köyde büyüdüm. Birinci sınıfa başlamadan önce gazetelerde yalancı okuma dönemini geçirdim. Köyde büyümüş olmama rağmen evimize günlük iki üç tane gazete girerdi. Bu yüzden şanslıydım. Şimdi gazete okumuyor olsam da ortaokula başlayana kadar her gün […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Köy Enstitüleri Üzerine Saniye Yılmaz İle Söyleşi

Köy Enstitüleri, Türk eğitim tarihimizin en büyük eğitim devrimidir. Anadolu Rönesans’ı olarak bilinen ve Anadolu coğrafyasında aydınlanmayı başlatan Köy Enstitüleri’nden yetişen değerli eğitimciler, köylerin yeni umudu olmuş ve köylerimizi hem eğitim alanında, hem ekonomik alanda, hem de kültür alanında büyük atılımlar yapmasını sağlamışlardır. Ne yazık ki, böylesine önemli olan bu eğitim kurumları geçersiz sebeplerle kapatılarak, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kentlileşme ve Mimari

İnsanlar sosyal varlıklardır; diğer insanlarla birlikte yaşamak zorundadırlar. Böyle olduğu için yerleşim yerleri kurmuşlardır. Tarihte köylerde başlayan topluca yaşamak giderek kentlileşerek sürmektedir. Modernleşmenin etkisiyle köy hayatı ve köylülüğün varlığı giderek herkesin şehirlerde yaşayacağı biçimde evriliyor. Yakın bir gelecekte köylerde bugünkü biçimiyle kimsenin yaşamayacağı, insanların tamamen şehirlere taşınacağı ve köylerin tarım ve hayvancılık işletmelerine dönüşeceğini düşünebiliriz. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Cumhuriyet Neden Korunmalı?

Bilim, süregelen, işleyen, olan, olmakta olan, dahası olacak olanın oluş, sürüş bilgisinin edinilmesi etkinliğidir. Aynı zamanda, olmamış, sürmemiş, oluşturulmazsa olmayacak olanın oluşturulması öncesinin de olmazsa olmaz etkinliğidir. İkinciye artık bilimden ayrı söyleyemediğimiz uygulayımbilim denmektedir. Cumhuriyet, bilim ve uygulayımbilim etkinliklerinin eşgüdümü ile korunup geliştirilebilir. Korunup geliştirilmesi zorunludur. Türkiye’de ve çevre coğrafyalarda yaşamakta olan, yaşayacak olan her insan teki, doğa […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Boyama Kitaplarıyla Yaratıcılığı Başkalarına Bırakmak

Bu yazıyı Prof. Dr. bir kadın akademisyenin ilerici bir dernekten torunu için boyama kitabı aldığını söylemesiyle yazmak gereği duydum… Boyama kitapları çocuğu her şeyden önce hazırcılığa alıştırır… Düşündürmez, hayal ettirmez, merak ettirmez… Ve kesinlikle kendini ifade etme olanağı sağlamaz… Bir başkasının hayal gücünü, düşündüğünü, tasarladığını yaşama döktüğü çalışmalarının içini doldurması sadece el melekelerini geliştirir. Ama […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yaşam İçinde Etik

Yaşam sarmalı içerisinde bizler her gün yeniden kurulan hayatın başka bir anına tanıklık ediyoruz. Eğer bizler yaşam döngüsünün bir parçası olabiliyorsak ruhumuz belki yolculuğunu daha bir bilinçle sürdürüyor. Çoğu zaman ezber bir hayatı yaşıyoruz. Bize ne yapacağımız nasıl yapacağımız önceden söylenmiş ve biz onu uyguluyoruz. Yaptıklarımızın ve yaşadıklarımızın doğru ya da yanlışlığı üzerine düşünmüyoruz. Ezberletildiği […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Akkuyu’ya Dünyanın En Pahalı Nükleer Müzesi

AKKUYU NGS ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş. Adına, DOKAY-ÇED ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ LTD. ŞTİ. Tarafından Hazırlanmış, 4800 MWe KURULU GÜCÜNDE (OLACAK) OLAN AKKUYU NÜKLEER GÜÇ SANTRALI PROJESİ (NÜKLEER GÜÇ SANTRALI, RADYOAKTİF ATIK DEPOLAMA TESİSİ, RIHTIM, DENİZ DOLGU ALANI VE YAŞAM MERKEZİ) İçeriğine Dönük, ÇED RAPORU, HAKKINDA GÖRÜŞ Prof. Nük. Müh. Tolga Yarman [1] Ph. D.,  Nuclear & Science and […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Pakistan İzlenimleriyle Türkiye’yi Düşünmek

GİRİŞ İngiltere’de yl / doktora yapmış, alımsatım işleriyle uğraşan entelektüel bir bayla tanıştım. Varlıklı bir ailenin siyasal bilinci bilimle beslenmiş biri. İngiltere’nin kendisine “İngiliz pasaportu verelim” önerisini “ama Pakistan harika bir ülke” diyerek reddetmiş; ama yıllar önceymiş. Bana uyarıda bulundu “çok tehlikeli bir süreç işletiliyor ülkenizde, dikkatli olun, teslim olmayın sürece.” Yaşadıkları dönüşümü, iç çatışmaların […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Demokrasi Nedir?

Bildiğimiz gibi demokrasi düşüncesi Antik Yunan’da ortaya çıkmıştır. Neden başka bir medeniyette değil de Antik Yunan’da demokrasi ortaya çıkmıştır? Antik Yunan özgürlüğün düşünsel olarak formüle edildiği ilk toplumdur. Antik Yunan’daki felsefi gelişme sayesinde Yunan toplumu özgürleşmiştir. Yunan felsefesi evreni yöneten bir yasa olduğunu fark etmiştir. Buna logos demişlerdir. Logosun insanları da kapsadığını ve bazı insanların […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Medyanın Gücünden Gücün Medyasına

Günümüzün toplumları gücünü bağımsızlık, tarafsızlık ve çok seslilikten alan bir medya (kitle iletişim araçları) yerine tam aksine gücünü sermaye odakları, siyasi iktidarlar ve diğer güç odakları (cemaatler, tarikatlar, ordu, istihbarat örgütleri, vb.) ile olan bağlantılardan alan bir medya ile karşı karşıya kalmışlardır. Medyanın bu yeni konumu özellikle politik kararların oluşmasında sıkıntılar yaratmıştır. Seçmen kararları genellikle […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ezbersiz Eğitim

Kavramlar, genel düşünceler olarak ele alındığında bu genel anlam, onlara kişilerce yüklenen özel anlamlarla tam binişmeyebilir. Bu durumda, aynı “şey”, farklı anlamlarla anlatılmaya çalışılabilir veya aynı anlam, az-çok farklı “şey”leri anlatmak için kullanılabilir. Bu anlam kaymaları, anlam binişiminin azalmasıyla birlikte, kavramın farklı anlamlarla yüklü olması yoluyla, aynı kavramı kullananların anlaşmalarını zorlaştırabilir. Önyargı, ezber, öğrenme, eğitim […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bilgi Türleri

Daha başka değişkenler açısından bakılarak da bilgiler farklı gruplarda toplanabilir. Aşağıda, edinilme biçimi ve yanıltıcılık düzeyleri esas alınarak bilgiler üç grupta toplanmıştır. 1 – Duyumsal Bilgi Bilgi, bilinen şeydir. Bizim veya başkalarının bildikleridir. Bilgi edinmenin temel aracı, duyu organlarımızdır. Beş duyumuz, dışımızdan aldıkları duyumları bize kazandırır. Altıncı bir duyumuz yoktur. Altıncı his denen şey, kuşku […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Boş Sayfa: İnsan Doğasının Modern İnkârı

Yaklaşık doksan gündür (bunu yazdıktan sonra bir doksan gün daha geçti) yanımda taşıyorum kitabı. Zor oldu. Ekleri ile hemen hemen 600 sayfa, kaynakça ve eklerini çıkardıktan sonra 500 sayfalık, neredeyse bir kilo ağırlığında bir kitap ile dolaşmak kolay olmadı. Önsöz hariç, altı (6) kısımda 20 bölüm olarak düzenlenen kitabı öncelikle hızla gözden geçirdim. Kitapları okurken, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Safevi Döneminde Kristalografik Motifler

 “Kristallografik motifler” terimi, bildiğim kadarıyla, ilk defa benim doktora hocam, ünlü Azerbaycanlı kristalograf Prof. Hudu Memmedov (1927 – 1988) tarafından kullanılmıştır[3]. Hakkında  konuştuğumuz motiflere, kristallerin yapılarına benzediklerinden dolayı kristallografik motifler adı vermişiz. Kristallografik motif yaratıcılığı için en karakteristik cihetlerin a) şekil sınırını şekil elemanı sınırı ile bitirmek; b) şekil elemanlarının maksimum yoğunluğu; c) fonun (arka planın) yokluğu veya fonun şekil elemanına çevrilmesi;d) şekil elemanı çeşitliğine ve […]

Yazının devamı İçin tıklayınız