Aklın Nakle Mahkumiyeti!

İSLÂM DÜNYASININ YOL HARİTASI VE AKLIN NAKLE MAHKUMİYETİ!..   İslâm Dünyası, bire bir somut olarak yaşanılan somut olaylardan yola çıkılarak ulaşılan genellemeler çerçevesinde çok önemli dönüm noktalarından geçmiştir. Bu dönüm noktalarından birisi de 1058-1111 yıllarına tekabül eden ortaçağ döneminde yaşanan kutuplaşmalar ve aklın maharetiyle biçimlenmeye başlayan ilim ve irfan ehlinin bir anlamda devre dışı bırakılmış […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İslamcı İdeolojinin Kıskacındaki Felsefe

İSLAMCI İDEOLOJİNİN KISKACINDAKİ FELSEFE: YENİ ORTAÖĞRETİM FELSEFE PROGRAMINA YÖNELİK KİMİ ELEŞTİRLER Milli Eğitim Bakanlığı’nın, 2005’den bu yana ilköğretim ve ortaöğretim müfredatında sık sık değişiklik yapmaktadır. Bu değişikliklerden felsefe dersi öğretim programı da payına düşeni almaktadır. En son değişiklik, 2018 yılına aittir, ancak program incelemede olduğu için, sanırım eleştiriler doğrultusunda bazı düzeltmeler yapılmaya devam etmektedir. Programda […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Eleştiri Geleneği İslam Kültürü ve Biz

Epistemolojik açıdan bilişsel süreçlerimizi irdelediğimizde, kuşku duymak, sanmak, tahmin etmek, inanmak, bilmek gibi farklı bilinç düzeyleri ve tutumlarla karşılaşmak olasıdır. Tüm bu bilinç düzeyleri ve tutumların temelinde, eğer dogmatizme meydan okuyan bir hakikat yolcusu isek, eleştirel düşünmenin yattığını biliyoruzdur. Diğer bir deyişle, neden kuşku duyduğumuzu, neden sandığımızı, neden tahmin ettiğimizi, neden inandığımızı ve nihayet neye […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Thomas Aquinas’ın Felsefesi

Hayatı1] Thomas Aquinas, Ortaçağ’ın ünlü tarikatlarından biri olan Dominiken Tarikatı’nın kurucusu Dominik’in ölümünden yaklaşık beş yıl sonra, 1224 yılının sonu veya 1225 yılının başında Roma ile Napoli arasındaki Aquino’da doğdu.[2] Annesi Theodora (ö. 1255), Napoli’nin aristokrat bir ailesinden gelmekteydi. Babası Landulph (ö. 1243) ise II. Frederick’in baronlarındandı. İmparator (Sicilya İmparatoru II. Frederick) taraftarı bir aileden […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Descartes’in Tanrı Anlayışı

Hayatı             Modern felsefenin ve analitik geometrinin kurucusu olan, doğayı egemenlik altına almayı amaçlayan Descartes, 31 Mart 1596 yılında Fransa’da Touraine eyaletinin La Haye şehrinde dünyaya geldi.[2] Hayatının büyük kısmını yabancı ülkelerde geçiren Fransız filozofun ailesi varlıklı bir Fransız Aristokrat ailesindendi. Babası Rennes Parlamentosu’nda üye idi. Yeniçağ felsefesinin “kurucusu”, “babası” olarak anılan Descartes, 1604 yılında […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Aydınlanma, Atatürk, Türkiye

Hasan Aydın [1] Aydınlanma, Kant’ın meşhur söylemiyle, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. Ergin olmama durumu, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanmayışıdır. Kant’a göre, bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile düşmüştür; bunun nedeni insan aklının kendinde değil, aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanma kararlılığını ve yürekliliğini gösteremeyen […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sartre’nin Felsefesinde İnsan Sorumluluğu

Hasan Hüseyin KARGIN[1] SÜREKLİ BİR OLUŞ HALİNDE OLAN VARLIK: İNSAN Sartre’a göre her nesnenin bir özü, bir de varlığı vardır. Öz, sürekli nitelikler topluluğu demektir. Varlık (ya da varoluş) ise dünyada etkin olarak bulunuş demektir. Çoğu kimseler özün önce, varoluşun sonra geldiğine inanırlar. Örneğin, bezelyeler bir bezelye düşüncesine göre yerden biter, yuvarlaklaşırlar. Bu düşünüş köklerini […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Immanuel Kant’ın Estetik Görüşü

Hasan Hüseyin KARGIN[1] GİRİŞ Kant (1724- 1804), eleştirel felsefesini üç temel yapıtta ortaya koyar. Saf Aklın Eleştirisi (1781), Pratik Aklın Eleştirisi (1788) ve Yargı Yetisinin Eleştirisi (1790). Kant’ın felsefesinin temel sorunları ve birbirleriyle olan ilişkileri, son yapıtı olan Yargı Yetisinin Eleştirisi bağlamında tartışılır. Kant’a göre üç akıl türü vardır:[2] Teorik( Kuramsal) akıl, Pratik( Uygulayıcı) akıl, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Akıl Evren Bilincinin Gerisindedir!

Prof. Dr. Tolga YARMAN [1] Anadolu Bilim ve Teknoloji Stratejileri Araştırma Enstitüsü  Kaç milyar ışık yıllık hacimleri tutan şu evrende; ne olduğumuz, nereden gelip nereye gittiğimiz; yeryüzünde ayaklarının üzerinde doğrulmasıyla birlikte, “insan aklının” en ürpertili, en gizemli sorununu oluşturmuştur.  Bu sorunun yanıtını; tam doyumlu olarak gelecek yüzyıllarda da veremeyecek olsak bile; insan aklıyla, onun ürünü […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bir Özeleştiri: Neleri Başaramadık

Bir olanaklar varlığı olan insan, yaşamında köklü krizlerle karşılaşır. Bunun, zihni allak bullak eden septik bir soru, bedene ilişin bir hastalık, ilişkilerde meydana gelen çatışmalar gibi bizden ve bizim dışımızdan kaynaklanan pek çok nedeni vardır. Krizler, insanı çöküşe götürebileceği gibi, refleksif düşünmeye yöneltip, önlemler almak yoluyla yeni açılımlara da neden olabilir. Tıpkı insan yaşamı gibi […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Üniversitede Felsefe Eğitimine Bakış

İnsanoğlunun yaşamını devam ettirebilmesi için bir takım ihtiyaçlarını gidermesi gerekir. Bu ihtiyaçları biyolojik ve zihinsel ihtiyaçlar olarak ikiye ayırabiliriz. Bunlardan biyolojik ihtiyaçlar organizmanın temel ihtiyaçlarıdır (su, hava vb.). Zihinsel ihtiyaçlar ise organizmanın düşünsel istekleridir (örneğin bir insanının kendisini üst düzey bir yönetici olarak düşünmesi). İşte bu noktada devreye “başarı olgusu” girmektedir. Peki, başarı nedir? Başarı […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Felsefenin İşlevi ve Din: Hasan Aydın’la Röportaj

Bu röportajda Türkiye’nin düşünce evreninin istenmesine rağmen genellikle kapalı tutulan penceresinden, felsefeden, felsefeye bakmak istedik. Görüştüğüm kişi çağı kavrayışı, ayrıntıları fark etmedeki yeteneği, bilimsel yaklaşımı, birikimi ve üretkenliğiyle Türkiye’nin düşünsel geleceğinde önemli bir paya sahip olacağına inandığım OMÜ İlahiyat Fakültesinden felsefeci-ilahiyatçı Dr. Hasan Aydın’dır. Dr. Aydın’ı kitap ve makalelerinden tanıyor ve yıllardır ilgiyle izliyorum. Çok […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Felsefe, Bilim ve Bilgi

Bu yazıda felsefe ve bilimin niteliği üzerinde durulmakta, tarihsel bir perspektiften Türkiye’nin düşünsel temellerine kısaca değinilmekte ve bilgi türleri açıklanmaktadır. Felsefe?.. Felsefe tanımlanamaz ama anlatılabilir. Felsefe, kafa karıştırır, yıkıcı ve tehlikelidir… Soru sordurur. “Bazıları” soru soranlardan hoşlanmaz… Felsefe gerçeğin aranması, gerçeği arama yolunda yolda olmaktır (Jaspers). Felsefenin soruları yanıtlarından daha özlüdür. Her yanıt yeni bir […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Etik, Ahlakilik ve Özerklik

Annemarie Pieper, Etiğe Giriş adlı yapıtında felsefî bir disiplin olarak etiği, kabaca ‘ahlaksal olanın araştırılması’ olarak belirler. Bu haliyle, ona göre etik, ‘ahlakilik’ kavramını temellendirmek üzere insan pratiğini, mevcut ahlakilik koşulları bakımından irdeleyen felsefi bir disiplindir. Burada ‘ahlakilik’, bir eylemi ahlaksal bakımdan iyi bir eylem olarak nitelemeyi mümkün kılan koşulları ifade etmektedir.  Bu koşullar, özerklik, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İslam Kültürü ve Felsefe Karşıtlığı

Son dönemlerde, gerek siyasal, gerekse bilimsel toplantılarda, İslam kültür ve uygarlığının, çeşitli boyutlarıyla yeniden tartışıldığı görülmektedir. Özellikle, ülkemizdeki muhafazakâr iktidarın, geleceği geçmişte arayan tutumunun bunda yadsınamaz bir rolünün olduğunu sanıyorum. Geçmişi araştırmak, nesnel bir değerlendirmeye tabi tutmak, elbette önemlidir; ancak F. W. Nietszche’nin de haklı olarak söylediği gibi, dönüp dolaşıp sürekli tarihe odaklanmak, bir tür […]

Yazının devamı İçin tıklayınız