Türklüğün Genel Sorunları Üzerine

Dünya, 1500’lere kadar Asya, Avrupa ve Afrika’dan ibaret, üç kıta idi. Ardından 1492’de Amerika, 1606’da Avustralya ve 1772’de Antarktika keşfedilmişti. Önceden bildiklerimize “eski dünya”, sonradan keşfedilenlere ise “yeni dünya” adı verilmişti.  Bu arada sonradan keşfedilenlerden Amerika ve Avustralya da Batılılar tarafından işgal edilmişti. Üç kıtalı eski dünya haritalarına bakıldığında şaşırtıcı bir tabloyla karşılaşırız. Eski dünyanın, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Abbas Abdulla ve Ahıska Türkleri

Abbas Abdulla ve Ahıska Türkleri’nin “Sonsuzluğa Giden Kervan”ı… Eski adı “Komünist” yeni adı “İstiklal Küçesi” olan caddeye girip başredaktörlüğünü Abbas Abdulla’nın yaptığı “Ulduz Dergisi” yani “Yıldız Dergisi”ne girdiğimiz zaman, Azerbaycan deyimiyle “günortası” yeni başlamıştı. Türkçesi yüreği kadar pırıl pırıl; yüzü, Türkçesi kadar tatlı ve sevimli, Şair Abbas Abdulla, bizi büyük bir içtenlikle karşıladı. Yakasında bozkurt […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bu Nasıl Dünya

  Bu Nasıl Dünya?   Kainatın bütün canlılarına Hayatı öğreten okulmuş Dünya Şimdiyse çoğunun gözünde olmuş Canından bezdiren bıkılmış Dünya Madem bu dünyanın sonu bir “hiçlik” Neden bu yoksulluk? sefalet, açlık! Kıyımlar, sürgünler…ve kaçakaçlık İnsanlık onuru yıkılmış Dünya Herkesin gönlünde ayrı bir dünya Umutlar, hayaller…hepsi bir rüya İsteyen gönlünce yaşarmış güya (!) Ocağına incir dikilmiş […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ahıskalı Kudret Hoca

Kısa bilgi Bu kısa hikâyeyi, annem Münevver Kaya’nın bana anlattıklarından yola çıkarak yazıyorum. Aşağıda hikâyesini okuyacağınız Kudret Hoca Ahıska’dan göç etmiş annemin anne tarafından nenesidir. Onların hayat hikâyeleri hüzünlü bir romandır. Anne tarafımın hikâyesi “Kardaki Ayak İzleri: Ahıska Türklerinin Dramı” adıyla tarafımdan kaleme alınmıştır. Osmanlı – Rus Harbi diye anılan 93 Harbi, Osmanlı İmparatorluğu’nun yenilgisiyle […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Rusya Günlüğü

I. BÖLÜM DÜNYANIN KUZEY DOĞUSU Bu yıl, 18 Ağustos – 5 Eylül 2019 günleri arasında oğlumuzun konuğu olarak Rusya’da kaldık. Gezip, görüp incelemelerimi facebook’ta yayınlamıştım. Bazı arkadaşlardan “Bunu bütün halinde bir yazıya dönüştüremez misiniz?” diyenler oldu. O ihtiyacı karşılayabilir ve bütünlük halinde okuyanlar olabilir amacıyla bu günlüğü yayınlıyorum.    Rusya, kuzeyimizde büyük bir devlettir. Çarlık […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Prof. Dr. Osman Öztürk Hocamla Anılarım

       1995 yılında İstanbul’a gitmiştim. Gazetecilikte okuyan akrabam Süheyla Acar sohbet derslerine katıldığı “Ardanuçlu Prof.Osman Öztürk’ün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan’ın danışmanı olduğunu” söyledi. Kalktık yanına ziyarete gittik bizi çok sıcak karşıladı. Ovacık köylü olduğunu söyleyince Ardanuç’ta camii yaptıran ve hayır yapan saygın bir kişi olan Mehmet Efendi’yi sordum. “O benim babamdır.” deyince daha […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bir Fincan Kahve

  Bakır cezvede, kısık ateşte yavaş yavaş kabaran kahvenin kokusu Fatma Hanım’ı çok eskilere götürmeye yetiyordu. Yetmişini çoktan geçmiş bu hanım, aklaşan saçlarına, kırışan ellerine, çukurlaşan gözlerine inat her geçen yıl daha da bağlanıyordu hayata. Üzerinden katman katman yükler kalkıyor, sanki her geçen gün eteklerindeki dikenlerden sıyrılıyordu. Ağzında her zaman buruk bir tat bıraksa da […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kar Üstünde Kalıcı Bir Türkü İzi Bırakan Mustafa Ahıskalıoğlu

Temmuz ayında ata yurdum Bayburt’ta 25 yıldır düzenlenen Dede Korkut Şenliklerine davetli idim. Bu şenlikler kapsamında düzenlenen Şair Zihni Şiir Şöleninde Bayburtlulara şiirlerini sunacak şairlerinden biri de bendim. Şair Zihni Kültür Merkezi’nde o gece kuliste oturuyorum, şölen daha başlamamış, yanıma birisi yaklaşıyor, “Hoş geldiniz” diyor ve kendisini şöyle tanıtıyor: “Ben Naci Ahıskalıoğlu, Mustafa Ahıskalıoğlu’nun oğluyum…” […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Acaba Hangisi Daha Trajik?

  Ben roman okumayı çok severim. Ortaokuldan bu yana kaç adet roman okuduğumu açıkçası hatırlamıyorum. Ancak Lise eğitimimi tamamlayıp Türkiye’ye gelinceye kadar ayda en az sekiz-on roman okumuşluğum olurdu. Türkiye’ye gelince Türkiye Türkçesine vakıf olmadığımdan roman okuma oranım hayli düştü. Fakat Türkiye Türkçesini öğrenebilmek için ele aldığım ilk eser yine roman olmuştu. Neyse. Sözümü fazla […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Çocukta Vicdan Gelişimi ve Eğitimi

        Her normal çocuk, vicdan gizilgücüyle dünyaya geliyor. Bu gizilgüç, çocuğun yaşadığı çevreyle sağlıklı bir ilişki kurma ve bunu sürdürme olanağı bulduğunda, ortaya çıkıp gelişiyor. Bu gelişim için çocuk, kendisine belirli nesneler seçiyor ve onlarla köklü bir ilişki kuruyor. Sevmeyi öğrenip kendi dışında bir kişiye kavuşuyor. Çocuğun ilk sevgi nesnesini annesi ya da onun yerini […]

Yazının devamı İçin tıklayınız