Batı’da Kuman adıyla bilinen Kıpçaklar 10. Yüzyılın sonlarına doğru Kimek Devleti içinde yükselerek hakimiyeti ele geçirmişler ve kendi kabile federasyonunu kurmuşlardır. Adları Arap kaynaklarında “Kıfçah, Hıfçah”, Rus kaynaklarında “Polovtsı, Polovets”, Bizans ve Latin kaynaklarında “Cumanos, Cumanoi, Cumanus, Komani”, Alman kaynaklarında “Falben, Falones, Valani, Valwen, Pallidi”, Ermeni kaynaklarında “Harteş”, Çin kaynaklarında “Kinça”, Macar kaynaklarında “Kun” olarak geçer. Bu çalışmada Balkanlar’da ve Doğu Avrupa’da onlar için kullanılan Kuman adı kullanılacaktır.
Kumanlar 1030 yılında İtil boylarına gelerek Batı’ya göçün ilk adımını başlattılar. Önlerindeki Oğuzları takiben kendileri ilk kez 1054’te Ruslarla Pereyaslavl Knezliği arazisinde karşılaşmışlardır. Bundan sonra Ruslarla olan ilişkileri bazen savaşlar bazen de ittifaklar şeklinde kendini gösterir. 1068 ile 1071 yılları arasında bazı Kuman grupları Moldova topraklarına sızmaya başlarken, 1070’li yıllardan itibaren Kumanlar artık Tuna’nın güneyine, Balkan arazisine yerleşmeye başladılar. Bazı kaynaklar onların bu dönemde Macaristan’a da girdiklerini söylerler. Buna göre Macar Kralı Solomon’un 1068’de Cserhalom’da mağlup ettiği doğulu halk Kumanlardır. Ancak bazı tarihçiler bu halkın Uzlar ve Peçenekler olabileceğini, Kumanların o dönemde henüz Macaristan’a ulaşamadıklarını söylerler.
Kesin olarak söyleyebileceğimiz Kumanların Balkanlardaki ilk faaliyetleri onların Peçenek müttefiki olarak Bizans İmparatorluğu’na saldırmalarıdır. Bu onların Bizans arazisine ilk girişidir (1078). Kumanların Balkanlar’a yaptıkları ikinci giriş I. Aleksios Komnenos zamanına (1081-1118) denk düşer. Bu dönemde Peçenekler Bizans’ı bir hayli uğraştırıyorlardı. 1087 yılında yanlarına Kuman atlılarını da alan Peçenekler Çelgü Han önderliğinde Tuna’nın güneyini geçerek Trakya ve Makedonya’yı yakıp yıktılar. Yine aynı yıl Peçenek Hanı Tatuş Silistre kuşatması için Kumanlardan yardım talep eder. Fakat onlar Kumanlar gelmesini beklemeden Bizans ordusuna saldırarak onları mağlup ettiler. Savaş bittikten sonra gelen Kumanlar gelmişler ve ganimetin aralarında pay edilmesini istemişlerdir. Peçenekler bu isteğe yanaşmayınca tekrar geldikleri bölgeye geri döndüklerini görüyoruz. Esasında bu Kumanların düşmanlığını kazanmaktan başka bir işe yaramamıştır. Bu olayın etkileri dört yıl sonra Lebunium savaşında görüldü. Bizans, Peçenekler ile Kumanlar arasındaki bu anlaşmazlıktan haberdardı. Bunu kullanmak için Kumanlara ittifak amacıyla elçi gönderdiler. Nihayet Kuman ve Bizans müttefik ordusu Peçenekleri Lebunium’da (Levunion) karşıladılar. Kumanların başlarından yetenekleri liderleri Tugorkan ile Bonyak bulunuyordu. Peçenekler bu savaşta mağlup olmak bir yana adeta imha edildiler. Özellikle Bizanslıların esirleri kadın çocuk ayırt etmeden katliama tabi tutması dönemin kaynaklarında zikredilir. Hatta Kumanlar bu katliama şahit olduklarından, ganimet isteklerinden vazgeçerek kuzeye çekildiler. Bu arada onlar Macaristan arazisine girerek yağma akınlarına başladılar. Burada onları Macar Kralı I. Laszlo mağlup etti. Esir alınanlar ise Macaristan’ın farklı bölgelerine iskan edildiler. 1095’te Kumanlar yine Bizans arazisinde görülüyorlar. Ulah çobanların yardımıyla dağ geçitlerini aşan Kumanlar Trakya’ya saldırarak Edirne’ye kadar ulaştılar. Kumanlar Taurokomos yakınında yapılan önemli savaşta 7000 askerini kaybetmiş ve 3000 askerde esir düşmüştür. Kumanlar bu mağlubiyetin acısını Pereyaslavl ve Kiev’e saldırarak çıkardılar (1096).
Bizans kaynakları 1114 yılına kadar Kumanlar hakkında bir bilgi vermezler. Zira bu yıllarda onlar tüm enerjilerini Rusya’da ki olaylara yoğunlaştırmışlardı. Güçlü Knez Vladimir Monomah başa geçtikten sonra Rus arazisindeki Kumanlar zor günler geçirmeye başlamışlardı. Bazı Kuman gruplarının bu dönemde Gürcistan’a göç ettikleri biliniyor. Yukarıda da söylediğimiz gibi Kumanlar 1114’te tekrar Balkanlar’da görülmeye başlandılar. 1148 yılında kaynaklara göre Kumanlar Tuna’nın güneyinde bir şehir ele geçirmişlerdir. Bu sırada Adriyatik’te ki Korfu adasına bir sefer düzenlemekle meşgul olan Bizans İmparatoru I. Manuel Komnenos seferi yarıda keserek, Kumanlara karşı yardım beklemiştir. Ancak bu sırada Kumanlar bir hayli ganimet elde ederek tekrar kuzeye yöneldiler. İmparator onları takip etmesine rağmen esas Kuman ordusunu bulamamıştır. 1154 veya 1155 yıllarında Kumanlar I. Manuel ile Macar Kralı II. Geza arasındaki ihtilaftan faydalanarak yeniden Tuna’yı geçerek yakında bulunan köyleri yağmaladılar. Ardından üzerlerine gönderilen orduyu da mağlup ettiler.
Kumanlar genel olarak Komnenoslar’ın hüküm sürdüğü dönemde Bizans’ı rahat bırakmışlardır. Bu dönemde onlar Rus topraklarında mutad savaşlarına devam ettikleri gibi aynı zamanda Moldova ve Eflak’ta yerlerini pekiştirip Bulgar ve Ulahlarla yakın ilişki içinde bulunuyorlardı. Bulgar topraklarının geniş bir bölümü Makedonya, Sofya, Trnovo, Vidin, Korel, Silistre bölgeleri Kumanlar tarafından mesken tutulmuştur. Kumanlar o dönemde bu yörelerin Slav ahalisi ile de karıştılar. Özellikle Romanya ve Bulgaristan’da Kumanlar yerli halk ile birleşerek önemli siyasi olayların baş aktörü olduklarını söyleyebiliriz.
Bizans’a karşı Bulgarlar ve Ulahların giriştiği bağımsızlık mücadelesinde Kumanlar çok önemli roller üstlendiler. Kuman önderleri olan Petr ve Asen kardeşler yerli ahaliyi örgütleyerek (özellikle Ulahları) Bizans’a karşı bir savaş başlattılar ve sonunda İkinci Bulgar Krallığı’nı kurmaya muvaffak oldular (1185). Devletin ilk hükümdarı Kuman asıllı Asen’dir. Kardeşi Petr ise Dobruca bölgesinin yöneticiliğini üstlenmiştir. Asen başkent olarak kendisine Tırnovo’yu seçti. Asen’in küçük kardeşi Kaloyan’ın hükümdarlığı sırasında (1197-1207) Kumanlar Makedonya’ya sızarak Bulgar güçleriyle birlikte Trakya’yı harap ettiler. Bununla da kalmayıp 1205’te Baudoin idaresindeki Haçlıları Edirne civarında ağır bir mağlubiyete uğratarak liderleri Baudoin’i esir almışlardır. 1207 yılında Kumanlar, Kaloyan’la birlikte Selanik kuşatmasına katıldılar. Kaynaklar bu kuşatma sırasında Kumanların liderinin Manastır adlı biri olduğunu söylerler. Aynı şahıs Kaloyan’a karşı yapılan suikastta da yer almıştır.
Bulgaristan ve Romanya topraklarında Kumanlar Bulgar Krallığı içinde siyasi faaliyetlerini devam ettirirken, Rus topraklarında görülen Moğol istilası Kumanlar için bir felaket olmuştur. Rus-Kuman müttefik ordusu 1223’te, Kalka’da, Cebe ve Subudey idaresindeki Moğol ordusu karşısında tutunamayarak mağlup oldular. Bundan sonra Kumanlar, Macaristan ve Balkanlar’a doğru göç hareketi başlattılar. Özellikle Batu Han’ın 1237 seferinden sonra Kumanlar hanları Köten idaresinde 40.000 aileyle birlikte Macar Kralı IV. Bela’dan sığınma hakkı istediler ve bu istekleri kral tarafından kabul edilmiştir. Bu arada bir kısım Kuman’da Moldova’ya liderleri Borç önderliğinde giderek yerleşmişlerdir. Burada onlar için 1227 yılında Milkov’da bir piskoposluk kurulmuştur.
Tahminlerimize göre yine bu Moğol istilasından kaçan ve hanları Yunus idaresinde Tuna’yı geçen Kumanlar –istekizce de olsa- Bulgar Çarı tarafından 1237’de Doğu Trakya’ya yerleştirildiler. Buradaki Kumanlar imparator Johannes Vatatzes (1123-1254) tarafından Trakya, Makedonya ve Anadolu’da imparatorluğun sınır bölgelerine iskân edildiler. Bu Kumanlar içinde Sytzigiannes / Sıçan adlı bir lider Bizans’ta önemli görevlere getirilmiştir. Bizans arazisinde bu olaylar olurken Macaristan’da yaşayan Kumanlar hanları Köten’in katledilmesinden sonra etrafı yakıp yıkarak güneye inip Bulgaristan’a yerleştiler. 1280’de İkinci Bulgar Krallığı’nda Asen hanedanından yönetimi ele geçiren Terter Hanedanı bu Köten Han’ın soyundan geliyordu ve Kumanların Terteroba kabilesine mensuptular.
Kumanlar sadece Macaristan, Bulgaristan ve Romanya’da değil o dönemin Sırp Krallığı’nda da görülüyorlardı. 1276’da Gacko savaşında Sırp Kralı Stefan Dragutin babası Stefan Uroş’un birliklerini ordusuna yardımcı kuvvet olarak aldığı Kumanların yardımıyla mağlup etti. Sırp Nemanja hanedanı zaman zaman bu Kuman kuvvetlerinden yararlanma yoluna gittiler. Yine bu Sırp Krallığı içindeki Kumanlardan bir grup 1312’de Bizans tarafından Limni, Taşoz ve Midilli adalarına yerleştirildiler.
Yukarıda Bulgar Krallığı’nda hanedanın değişip yine Kuman kökenden gelen Terterler’e geçtiğini söylemiştik. Bu dönemde Kumanlar sadece askeri olarak değil yönetimde de birtakım yerlere gelmişlerdir. I. George Terter’in kardeşi olan Eltimir Terter yine Bulgar toprakları içinde başkenti Kazanlık’ta kendi küçük prensliğinde hüküm sürüyordu. 1323 yılına geldiğimizde Bulgar Krallığı’nda yine bir hanedan değişikliği meydana geldi. Vidin bölgesinde hüküm süren Şişman adlı Kuman kökenli hanedan iktidarı Terterler’den alarak Bulgar Krallığı’nın başına geçtiler. Özellikle Osmanlı ile yapılan savaşlarda adları öne çıkan bu hanedan 1398’e kadar yani Yıldırım Bayezid’in fethine kadar bölgede hüküm sürmüşlerdir. Bu arada yine aynı bölgede Kuman kökeninden gelen Dorman ve Kudelin’in yönettiği Braniçevo Banlığı’nın varlığı da biliniyor. Kumanların Bulgar coğrafyasındaki varlığından böylece bahsetmiş olduk.
Kumanların çok önemli roller üstlendiği bir diğer bölgede Romanya’dır. 14. Yüzyılda Romanya’dan kaynaklar Cumania olarak bahsederler. Bu aslında o bölgeye yapılan yoğun Kuman yerleşiminin bir ispatıdır. 1330 yılında Toktemir oğlu Basaraba adlı bir Kuman burada ilk Romen devletini kurmuştur. Yani Ulahların bugünki adlarıyla Romenlerin ilk devletini kuranlar aslında Kumanlardır. Fakat onlar her zaman olduğu gibi halk arasında çoğunluğu temsil etmiyorlardı. Genellikle Kumanlar Rumen boyar sınıfı içinde yer almışlardır. Laszlo Rasonyi Kuman Özel Adları adlı çalışmasında bu Kuman kökenli soylu boyar ailelerinin adlarını verir: Azbuga (1432), Azgır (1607), Balaban Beğ (1432), Balacenu ailesi (Balak adından), Çege (1422, Romanya’da Jupan), Edumereşti (1449, Kara Boğdan), Kaba (1488), Carachezil (1608, Karakızıl adından), Şişman (1427, Kara Boğdan), Temiş (1435). Sadece kişi adları değil Kumanlara ait yer adlarına da bugünki Romanya’da rastlıyoruz: Dormaneşti, Akbaşeva, Comandareşti, Bulak, Ciutureşti (Türkçe Çutur adından), Belçireşti, Tonguzeni, Caiapaia (Kuman kabilesi Kay’lardan). Dobruca bölgeside Kumanların yerleştiği bölgelerden biri olmuştur. Dobruca adı dahi Türkçe olup Aşağı Tuna bölgesinin yerel komutanlarından ve kimilerince Kuman olduğu söylenen Balika oğlu Dobrotiç’ten gelir. Dobruca gibi Romanya’daki bir diğer Türklük bölgesi de Deliorman / Teleorman’dır. Rasonyi Tele kelimesini Kuman kökenli görür. Tabi bu bahsettiğimiz bölgelerde sadece Kumanlar yaşamıyordu. Hatırı sayılır miktarda Uz ve Peçenek bakiyeleri de buradaki Türk unsurları arasında yerlerini almışlardı.
Netice olarak Kumanlar 11. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Balkanlar’a sarkmaya başlayıp, buralarda yerel hanedanlar ve devletlerle temasa geçerek çok önemli siyasi faaliyetlerde bulunmuşlardır. Genelde Kumanlar Balkan topraklarını benimseyip buralarda kalmışlar ve buradaki Türk ahalinin (Bulgaristan, Makedonya, Dobruca, Deliorman Türkleri) etnik oluşumuna katkıda bulunmuşlardır. Tabi bunun yanında Hıristiyanlaşan Kumanlar da yerli ahalinin arasına karışarak kimliklerini kaybetmişlerdir.
* Ege Üniversitesi, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, Türk Tarihi Anabilimdalı, Yüksek Lisans Öğrencisi.
1 thought on “Kumanların Balkanlar’daki Tarihlerine Bir Bakış”