Macaristan ve Türkiye

Türkiye’de sıradan bir yurttaş için Avrupa hatta Batı âdeta tek ülkedir! Birçok ülke olduğunu bilir ama hepsini terazinin aynı kefesine koyar ve aynı gözle görür. Okuyan, araştıran ve özellikle de ulusal ve tarih bilincine sahip olanlar ise Avrupa toplumlarının birbirinden oldukça farklı olduğunu, Macaristan’ın ise Türkiye’ye bir hayli yakın durduğunu, çok eskiden de özel bir […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Atatürk ve Macarlar

Atatürk ve Macarlar*  Doç. Dr. Emre Saral** Türklerin yüzyıllardır en yoğun ilişki içinde olduğu milletlerden biri Macarlar olmuştur. Ne var ki, Orta ve Doğu Avrupa tarihi üzerine Türkiye’de az çalışma yapılmıştır. Bölge ülkelerinin günümüzdeki konumlarıyla ve tarihleriyle ilgilenen, bu alana eğilen akademisyenlerin ve araştırmacıların yetişmesi gerekmektedir. Buna bir önayak olması amacıyla çalışmanın konusu Atatürk ve […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Macar Kralı ve Ulusal Kahramanı Layos Kossuth’un Türkiye Yılları

Prof. Dr. Bayram Nazır[1] 1849’a Kadar Lajos Kossuth Lajos Kossuth, 19 Eylül 1802’de soylu bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Hukuk öğrenimi gördü ve bir süre avukatlık yaptı. Devlet hizmetine girmek için yaptığı başvurunun reddedilmesi üzerine babasının yanında çalışmaya başladı. 1832’de Pozsony’deki (bugünkü Bratislava) ulusal meclise (Diet) seçilen Pal Vecsey’in bu göreve gitmemesi üzerine yerine […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Macar Araştırmacı Imre Karácson’un İzinde Macarların Osmanlı Dönemi Tarih Araştırmalarına Kısa Bir Bakış

Macar Araştırmacı Imre Karácson’un İzinde Macarların Osmanlı Dönemi Tarih Araştırmalarına Kısa Bir Bakış Mesude Şenol [1] Tarihte Türk-Macar İlişkileri Türkler ve Macarlar arasındaki ilk temaslar, Osmanlıların Macaristan’ı fethinden öncesi döneme dayanmaktadır. Macarlar, 895 yılında bugünkü yurtlarına gelmeden önce Bulgarlar, Hazarlar gibi Türk kavimleriyle temasta bulunmuş, bu temasın bakiyeleri bugün de Macar dil, tarih ve kültüründe […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

1855 Kars Savunmasında Macar Subaylar

Özet Bu çalışmada 1848-49 Macar Bağımsızlık Savaşı sonrası Osmanlıya sığınarak 1855 Kars Savunmasında görev alan Macar subaylar konu edinilmiştir. Ayrıca bu subayların kısa hayat hikâyeleri ve Osmanlı ordusundaki isimleri verilmiştir.  1855 Kars Kalesinin Ruslara teslim edilmesiyle (Kars’ın Sükutu) ilgili General Kmety’nin [İsmail Paşa] A Narrative of the Defence of Kars on the 29th September 1855 […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Türklüğün Genel Sorunları Üzerine

Dünya, 1500’lere kadar Asya, Avrupa ve Afrika’dan ibaret, üç kıta idi. Ardından 1492’de Amerika, 1606’da Avustralya ve 1772’de Antarktika keşfedilmişti. Önceden bildiklerimize “eski dünya”, sonradan keşfedilenlere ise “yeni dünya” adı verilmişti.  Bu arada sonradan keşfedilenlerden Amerika ve Avustralya da Batılılar tarafından işgal edilmişti. Üç kıtalı eski dünya haritalarına bakıldığında şaşırtıcı bir tabloyla karşılaşırız. Eski dünyanın, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Türk Nesillerine (şiir)

  Türk Nesillerine   Biz dili Türkçe olan kardeşiz Şiirimdi ben başlayayım Kazak ve Türk kardeştir Aralarını hiç kimse bozamaz. Allah’ın kendisi bizi yarattı, Dilimizi ve dinimizi bir etti. Bağımsızlığını Kazak kardeşi aldığında, Türk kardeşi birinci tanıdı. Seksen yıllık siyaset yüzünden, Seyahat için bile gelmez olduk, Şimdi yine kardeşler kavuştu, Görüşmemiz artık rahat oldu. Yerin […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Şirin Mamaserikova ile Mülakat

Kazakistan’ın önemli şairlerinden biri olan Şirin Mamaserikova ile röportaj yaptık. Telefonla röportaj için izin ve randevu talebimize nezaket gösterip gecikmeden döndü ve randevulaştığımız saat 15’te Merke Kütüphanesinde bizi kabul etti. Randevuya on dakika önce giderek hazırlıklarımızı yaptık. O tam zamanında geldi. Üzerinde yeşil bir elbise ve üzerine beyaz bir hırka giymiş ve başına zarif yeşil […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bilime Katkı ve Bazı Türk Bilginlerinin Bilime Katkısı

Dünya tarihinde milletlerine yer ve saygı kazandıranlar,  genelde sayıları çok az olan bilim ve kültür insanlarıdır. Adını ve milletini tarihe yazdıran insanları, toplum ve devlet hep yükseklerde tutuyorsa, değer veriyorsa böyle toplumlar gelişir ve saygın olarak kalır. Buharalı önemli bilim insanı, hekim ve İslam filozofu olan İbn-i Sina (980-1037)  “Bilim ve sanat takdir görmediği yerden […]

Yazının devamı İçin tıklayınız