Sen Uç Çocuk

Sayı 46- Nisan 2015

Sen yaşa diye yaratıldı

Ama atıldı

Tohumları savaşın

Günahsız her başın

Fakir bir gövdesi

Ve duyulmaz yalvarışların sesi

Kim duyar ama?

Avrupa ve Amerika

Sen, uğraşırken yaşamakla

Çalmakla

Meşgul onlar

Ya seni kim anlar?

Çıkar resmin

Gazetenin birinde

Dünyanın en çok satan dergisinde

Kapak fotoğrafı

Ya da bir yazının iki paragrafı

Olursun

Unutulursun

Zengin sofraları kurulurken

Aciz bedenin

Aklında olmaz kimsenin

Kuzey’in çöpleri ekmek beğenmezken

Olmuş mesken

Sineklere, vücudun

Mevcudun

Bir kemik bir deri

Hastalıkların serseri

Bakamazsın güneşe

Ateşe

Girmekten farksız

Aralıksız

Ağlar gözlerin

Ama duyulmaz sözlerin

Çünkü kulakları sağır

İdraki ağır

Umut bağladığın âlemin

Elemin

Kimin umurunda

Çamurunda

Ölürken sen bekleyerek

Tetik çekecek

Avrupa, Rusya ve Amerika

Acımayacak sen gibi halka

Bir soykırım vesikası

Haritası

Sömürülmenin

Son hadde kadar emilmenin

Din bitik, dil bitik, ırk bitik

Yitik

Yaşam anlamından

Bıkmış

Kemiklerin çıkmış

Açlık nefes gibi

Dibi

 Yoğun umutsuzluğun

Bu sorumsuzluğun

Değilsin sebebi

Tabii

Canın kalmayınca bedende

Şikâyet edeceksin sen de

Suriyeli çocuk gibi, Allah’a

Eğer bir daha

Kurban olmazsan akbabaya

Yalancı kameraya

Gözlerini dik

Kurusun her ilik

Edeceğin bedduayla

Vazgeçmez ama, Avrupa, Amerika’yla

Sen uç çocuk

Asya’da ya da Afrika’da

Almada

İken canını Azrail

Bil

Onunla gidersin cennete

Elbette

Soykırımı sana

Kalmaz onun yanına

Bir film

Değil bu zulüm

Sen uç çocuk

Cennete

Cehennemde

 Attığı her bomba

Orada

Dönecek geri

Girecek onun bedeninden içeri

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir