Problem Çözmedeki Anlam Karmaşası

Sayı 28- Eğitim Politikası (Ekim 2010)

I. Giriş

Günümüzde, öğretmenlerin; öğrencilerin, hedeflenen, kalıcı ve anlamlı bir öğrenmeyi sağlayacak bilgilere ulaşmasında yol gösterici rol oynadıkları yeni öğretim modellerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu modeller arasında problem çözme anahtar bir rol oynamaktadır. Problem çözme sadece sosyal ve fen bilimlerinde değil, gerçek yaşam problemlerinin çözümlenmesinde de özel bir öneme sahiptir. Fakat problem çözmenin tam olarak ne manaya geldiği herkesçe doğru olarak anlaşılamamaktadır. Oysa “problem” olarak nitelenen her tür problemin çözümü,  bilimsel çalışma esasına dayanan bir süreci kapsar. Bu çalışmada problem çözmenin anlamı, problem çözme süreci ve problem çözme becerileri ele alınmış ve tartışılmıştır.

Problem çözme, kavram olarak çok eskiden beri kullanılmasına rağmen, ilk olarak Alman eğitimci J. Dewey ve Rus eğitimci L. Vhygotsky tarafından sistemleştirilmiştir. Problem temelli tüm stratejilerde olduğu gibi, problem çözme de bir problemle başlar. Problem, kavramı, Latince “problema” sözcüğünden gelmektedir. Bu sözcük “Proballo (öne çıkan engel)” sözcüğünden türetilmiştir. Günümüz Türkçesinde ise, bu kavrama karşılık olarak “sor” kökünden türetilen “sorun”kelimesi kullanılmaktadır. Sorun, çözümlenmesi, öğrenilmesi, bir sonuca varılması gereken engelli ve sıkıntılı bir durumu ifade eder (Akt.: Ünsal, 2006).

Problem çözme olgusu, fen eğitimi alan yazınında sıklıkla yer alan ve diğer alanlarda da çokça araştırılmış bir konudur. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda analitik işlemlerden, “Ne yapacağını bilmediğin durumlarda ne yaparsın?” gibi cümlelere kadar farklılaşan ve aslında problem çözmenin ne olduğunu bulmaya çalışan bir çeşitlilik dikkati çekmektedir. Bu çalışmada problem çözmenin anlamı, problem çözme süreci ve problem çözme becerileri ele alınmış ve tartışılmıştır.

II. Problem ve Problem Çözme Kavramları

Problem kavramıyla ilgili alan yazını incelendiğinde birbirinden pek çok tanım (Newell ve Simon, 1972; Altun, 1995; Çepni ve ark., 1997; Güçlü, 2003) olduğu görülmektedir. John Dewey problemi, insan zihnini karıştıran, ona meydan okuyan ve inancı belirsizleştiren her şey olarak tanımlarken, Van De Walle (1994) tarafından yapılmış olan tanım ise problemin özelliklerini kısa ve öz bir şekilde ortaya koymaktadır. Buna göre problem; “Çözümü, bir araştırma veya tartışma gerektiren zor ya da sonucu belirsiz bir soru” olarak ifade edilmiştir.

Piaget’in “disequilibrium” açıklamasını düşünerek problemi tanımlayacak olursak, bireyin mevcut dengesini bozan ve dolayısıyla onu rahatsız eden olay, durum veya nesne o birey için bir problem oluşturur. Bir problemle karşı karşıya olan bir kişi ise problem karşısında hazırlıksız, fakat çözümü bulma konusunda isteklidir. Piaget’in açıkladığı gibi bireyin bilişsel dengesi ancak karşılaştığı yeni durumu veya nesneyi mevcut bilgileri ile anlamlaştıramadığı zaman bozulur. Buna “bilişsel ikilem” de denilebilir. Bâki ve Bell (1997)’e göre, yeni durumla bireyin mevcut bilgileri örtüşmüyorsa denge bozulur veya birey doğal olarak çelişkileri çözmek durumunda kalır.

II.1. Problem çözme nedir?

Problem çözmenin değişik tanımları yapılmıştır. Polya “Matematiksel Keşif” adlı kitabında (1962) problem çözmeyi:“Hemen ulaşılamayan ama açık bir şekilde şekillendirilmiş amaca ulaşmak için gösterilen çabalar.” olarak tanımlamıştır. Bu tanım dolayısıyla problem çözme, kişiden kişiye değişen öznel bir yargı olarak yorumlanabilir. Bir başka ifadeyle problem çözme; öğretmenlerin, öğrencilere problem çözme süreçlerinde rehberlik ederek yardımcı oldukları problem temelli bir strateji (Eggen ve Kauchak, 1996) olarak tanımlanabilir. Bingham problem çözmeyi: “Belli bir amaca ulaşmak için karşılaşılan güçlükleri ortadan kaldırmaya yönelik bir dizi çabayı gerektiren bir süreç.” olarak ifade ederken, Morgan;“Karşılaşılan engeli aşmanın en iyi yolunu bulmak” olarak tanımlar. Problem çözme, kişinin problemi hissedişinden itibaren ona çözüm buluncaya kadar geçirdiği bir süreçtir (Akt.: Güçlü, 2003). Ayrıca, Dewey; D’Zurill ve Goldfried; Urban ve Ford problem çözmeyi, “Bir durumu düzenleme modeli” olarak ele alırken, Heppner, problemlerle başa çıkma kavramı ile eş anlamlı olarak kullanır (Akt.: Kaptan ve Korkmaz, 2002). Altun (2000) ise problem çözmeyi; “Ne yapılacağının bilinmediği durumlarda yapılacak olanı bilmek” olarak tanımlar. Problem çözme en genel ifadeyle: Bilimsel bir konuda hemen ulaşılamayan fakat ulaşılması açık bir şekilde tasarlanan bir hedefe varmak için bilinçli olarak araştırma yapmaktır. (Akt.: Altun ve ark., 2001).

Yerli ve yabancı alan yazınında problem çözme kavramı; yöntem, teknik, strateji, süreç, yaklaşım veya model olarak farklı adlarla ele alınmaktadır. Demirel (1999) problem çözmeyi bir yöntem olarak; Sönmez (1991) ve Bilen (1990), teknik olarak adlandırmışlardır. Bu adlandırmalar yapılan işin amacına göre değişmektedir. Saban (2000) ise problem çözmeyi, hem bir model hem de yöntem olarak adlandırmıştır (Akt: Kalaycı, 2001). Aslına bakılırsa bu adlandırmalardan çok problem çözmenin üstlendiği görev önemlidir. Bu çalışmada ise problem çözme, bir yöntem olarak anılmıştır.

Problem çözme, yalnızca bireylerin bazı durumlarda tepki vermesi gerektiğini algıladığı zaman başlayabilir. Bireyin bir hedefinin olması gerekir ki, böylece elde etmek istediği hedefe ulaşma yollarını bulmak için çaba sarf etme ihtiyacı duysun (Taylan, 1990). Gerçekte problem çözme bir çeşit buluş yoluyla öğretim yöntemidir. Bir problem ya da durumun bilimsel yaklaşımını sağlayan bu yöntemde öğrenciler, bireysel olarak ya da gruplar oluşturarak gerçek problemleri çözmeye çalışırlar.

Kalaycı’ya (2001) göre, düşünme bir problemle başlar. Problemin çözümü ise, birey için amaca dönüşür ve bu amaç, bireyin düşünmesini yönlendirir. İnsan beyninin, üretici yeteneğini kazanabilmek için pek çok şeye gereksinimi vardır; ancak beyin her şeyden önce değişik alanlara uygulanabilen bir yöntem ihtiyacı duyar. Bilimsel yöntem olmadıkça insan beyni tüm bilgilerle donatılsa da yalnızca depo eder, üretemez. Bilimsel düşünmeye yönelik tutum ve beceriler, bilimsel yöntem süreciyle kazandırılır. Bilimsel yöntem ise, problem çözme süreciyle eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.

II.2. Problem çözme aşamalı bir süreçtir

Problem çözmenin amacı, genellikle iyi tanımlanmış ve düzenlenmiş bir probleme çözüm bulmaktır (The NPEC Sourcebook on Assessment, 2000). Problem çözmede birey, önceden edindiği kavram ve becerileri çözüme ulaşmak için yeniden organize eder ve kullanır.

Problem çözme, her şeyden önce belli bir amaca ulaşmak için karşılaşılan güçlükleri ortadan kaldırmaya yönelik bir dizi çabayı içerir. Problem çözmenin kendisi, etkili bir öğrenme ve bireysel yetenekleri geliştirme yoludur. Problem çözme bir zaman, çaba, enerji ve alıştırma işidir. Bireyin ihtiyaç, amaç, değer, inanç, beceri, alışkanlık ve tutumları ile ilgili olması ve aynı zamanda yaratıcı düşünce ile zekâ, duygu, irade ve eylem gibi unsurları kendinde birleştirmesinden dolayı da çok yönlüdür. Problem çözme süreci cesaret, istek ve kendine güven duygusu ile başlamaktadır. Anderson (1980), bilişsel işlemler üzerinde odaklaşarak, problem çözme sürecini; “bilişsel işlemleri sırayla bir hedefe yöneltmek” olarak tanımlamıştır. Problem çözme sürecinde, bilginin zihnimizdeki yapılanma tarzı önemlidir.

Problem çözme yönteminin başarıyla uygulanabilmesi, bir kısım aşamaların dikkatle izlenmesine bağlıdır (Dixon ve Bangert, 2004). Problem çözme yöntemi ile öğretim yaklaşımı, bilimsel araştırma yöntemlerini işaret ettiğine göre bilimsel araştırma işlem basamakları da şöyle sıralanabilir (Akt.: Kaptan ve ark., 2002):

  • Sorular ortaya atılır.
  • “Nasıl?”, “Nedir?” “Bu bilimsel çalışmanın anlamı nedir?” gibi sorulara yanıt aranır.
  • Çözümlenmesi gereken problemin farkına vararak, problem belirlenir.
  • Ortaya konulan problemin çözümlenebilmesi için gözlem ve deneyler yaparak veriler toplanır.
  • Veriler arasında bağlantılar kurarak geçici bir çözüm bulunur.
  • Yeni gerçeklere ulaşılabilmesi için hipoteze dayalı tahminler ileri sürülür.
  • Tahminler denenerek, hipotezin gerçekliği araştırılır.
  • Bulgular kaydedilir.
  • Sonuçlar yorumlanır.
  • Öngörü ve tasarımlar biçimlendirilerek kuram oluşturulur.
  • Araştırma sonuçlarından yola çıkarak, yeni bir araştırmaya başlanır.

Problem çözme sürecini etkileyen faktörleri araştıran bilişsel araştırmalar, problem çözme başarısının sadece hesaplama becerisi değil ayrıca bu süreçte kullanılan bilgi türlerinin etkili olduğunu ortaya koymuştur (Karataş, 2002). Problem çözme işlemi, her biri bilgi ve yetenek gerektiren çeşitli davranışları gerektirir.

Problem çözme süreci, problemin fark edilmesi ile başlar. Daha sonra problem hakkında bilgi edinilir, kaynaklara başvurulur ve veriler toplanır. Problem çözücü, eldeki verilere göre bir takım hipotezler geliştirerek bunlar arasından seçim yapar. Daha sonra en iyi çözüm yolunun hangisi olduğuna karar vererek sonuca yani problemin çözümüne gider. Problemlerin çözüm süreci, doğrusal ve hiyerarşik bir süreçtir. Her adım, bir önceki adımın bir sonucudur ve bir sonraki adımın tetikleyicisidir.

Problemler, sınırlanmış bir ortamda meydana gelebilir ve çözüm süreci içinde bir takım değişiklikler yapma zorunluluğu ortaya çıkabilir. O zaman da problem çözme süreci “doğrusallık” özelliğini kaybeder. Bu durumda problemin sonucu yaklaşık bir değerde çıkabilir. Problemin sonucu sınırlılıklara göre değişebilir. Bu durum daha karmaşık problemlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Uluslar arası ilişkiler, toplumsal ve politik problemler karmaşık problemlere birer örnektir. Bu tarz problemlerin yaklaşık çözümleri için derin kapsamlı kaynaklar geliştirilmiştir. Bunların çözümleri ise, ideal durumdan oldukça uzaktır. Bu nedenle, problemler ortaya konurken çözüm esnasında gerekebilecek sınırlamaların belirlenmesi büyük önem arz etmektedir (URL–1) .

Ersoy’un (URL–2) problem çözmenin matematikteki uygulamaları hakkındaki görüşleri, üzerinde düşünmeye değerdir:

Eğitimciler ve psikologlar, yaklaşık 70 yıldır problem ve problem çözme ile ilgili konular ve sorunların çözümü üzerinde çalışmakta, düşünceler üretmekte ve öneriler geliştirmektedir. Problem çözme, eskiden kazanılmış olan bilgileri yeni ve alışılmadık durumlara uygulama sürecidir. Kitaplarda yer alan sözel problemlerin doğru yanıtının ne olduğunu bulma, problem çözmenin bir türüdür. Ancak, problemin özelliğine göre sorunun tek bir doğru yanıtı yerine gerçek dünya problemlerinin birden çok akla yatkın yanıtları olabilir. Bu tür problemler, matematik ders kitaplarında örnek olarak açıklanan, alıştırma veya ev ödevi olarak yapılması istenen sorulardan oldukça farklıdır.

II.3. Problem çözme becerileri nelerdir?

Problem çözme becerisi insanlık için yaşamsal bir önem taşımaktadır. İlerleme, ancak karşılaşılan problemlerin aşılabilmesiyle gerçekleşebilmektedir (Özkaya Seçil ve Bulut, 2002). Problem çözme becerisi, kişiyi çözüme götürecek kuralların edinilip, kullanıma hazır kılınabilecek ölçüde birleştirerek bir problemin çözümünde kullanabilme düzeyidir. Problem çözme becerisi, bireyin ve grubun içinde yaşadığı çevreye etkin uyum sağlamasına yardım eder. Nesiller, yaşadıkları çevreye uyum sağlayabilmek için problem çözmeyi öğrenmek durumundadırlar (Senemoğlu, 2003).

Doğa bilimlerinin öğretilmesinde öğrencilerin sahip olması gereken bazı özellikler şunlardır: Araştırıcı bir zihniyet, bağımsız düşünme yeteneği, bilimsel çalışmalara karşı ilgi, açık zihinlilik, temel gerçeklerin anlaşılması, çevrenin önemli etki kaynaklarına karşı duyarlılık, tabii olayların anlaşılması ve değerlendirilmesi, bilimsel problem çözmede beceri kazanılması (Akt.: Kaptan ve ark., 2002).

Carter ve Waite’e (2000) göre, herhangi bir beceri, öğrencilerin bu becerideki performansları gözlemlenip bazı standartlara göre kötü performansın nedenleri değerlendirilip geliştirilerek öğretilebilir. Bir öğrencinin, problem çözme yaklaşımını gözlemlemek için öğrencinin bu becerideki performansını ölçülebilir düzeyde görünür kılmak gerekir. Bu süreç, hem öğrenci, hem de öğretim elemanı için çok fazla çaba gerektiren bir süreçtir.

Pek çok kaynakta, problem çözme yöntemi ve problem çözme becerisi aynı anlamda kullanılmaktadır. Oysa problem çözme becerisi, öğretim yöntemlerinden biri olan problem çözme yönteminin kazandırmayı hedeflediği becerilerden sadece birisidir (Kaptan ve ark., 2002). Problem çözme becerileri şunlardır (Watts, 1991):

Keşif YetenekleriProblemi ayırt edip tanımlama, problemin belirgin niteliklerini görme, çözüm yolları üretme çözümü sınama ve doğrulama, sonuç çıkarma.

Hayal YetenekleriKendini başka yerde, zamanda ve rolde görebilme, deneyimler sonunda hayalleri yeniden düzenleme.

Gözlem Yetenekleri: Gözlenen varlıkların ve olayların renk, şekil, büyüklük, dağılım, vb. gibi niteliklerini görme. Doğru ve duyarlı gözlem yapma, gözlem verilerini kaydetme, sınıflama, sıralama, gözlem sonuçlarını yorumlama.

İnceleme ve Düzenleme YetenekleriBilgi bulma ve toplama, sınıflama, sıralama, işleme, bilgileri yorumlayıp kanıtları değerlendirme, zamanı iyi kullanma.

Sayısal YeteneklerTahmin etme, kestirme, ölçme, sayısal ilişkileri, şekilleri ve yapıları kavrama, sayısal işlemleri yapabilme.

Pratik BecerilerEl becerileri, araç kullanma becerileri.

İletişim BecerileriSözlü ifadeyi, yazılı metinleri, grafik ve diğer sembolik materyalleri doğru anlama. Yanlış anlaşılmaya yer bırakmadan sözlü, yazılı ve diğer sembolik yollarla düşündüğünü anlatma.

Sosyal NiteliklerBaşkalarıyla iletişim kurma, ortak çalışma, fikirleri çeşitli şekillerde ifade etme, diğer kişilerin görüşlerini dikkate alma, sözel olmayan iletişim biçimlerini tanıma. Bu yetenekler sadece problem çözmede değil zaman zaman diğer yöntemlerin uygulamalarında da kullanılır. Problem çözmede kullanılan el ve zihin becerilerinin toplamı bir problem çözme süreci oluşturur. Problem çözme süreçlerinin toplamı da problem çözme yöntemini oluşturur

Problemlerin temel nedeni ihtiyaçlardır. Problem çözmenin yolu problemi çözülebiliyor olarak görebilmektir. Bir problemin çözümünü ve sonucunu “ulaşılamaz” olarak görüyorsanız o problemi çözemezsiniz. Günümüzdeki tüm bilgiler ve teknolojik kazanımlar gerçekte birer “çözülmüş problemler”dir.

II.4. Problem çözme ne gibi bir yeterlilik gerektirir?

“Problem çözme ne gibi yeterlilik gerektirir?” sorusuna psikologların yanında eğitimciler de cevap aramışlardır. Bir kişi bir problemi kendi gayretleriyle çözdüyse, çözüm için gerekli ön bilgilere, becerilere ve zihin yeterliklerine sahip demektir. Gerekli ön bilgiler problem konusu öğrenilirken kazanılır. Sayısal yöntemleri uygulamak, ölçü yapmak, bir araç kullanmak gibi genel beceriler de okul programlarındaki derslerde öğrenilir. Zihin yetenekleri ise insanın zihnini kullandığı her durumda gelişir (Çepni ve ark., 1997).

Dale ve Balloti, öğrenciler öğretme için fırsatların arttırıldığı, hazırlanan etkinliklere doğrudan katıldıkları ve sunulan problemleri çözmede başarılı oldukları zaman daha iyi öğrendiklerini söylemektedir. Reys ve Suydam’a göre, güçlü bir problem çözme programı, çocukların okula girerken sahip oldukları doğal, informal metotlar üzerine oluşturulur (Akt.: Altun, 2000). Bu düşünceden hareketle değişik yaş ve öğrenim düzeylerindeki çocukların kullandıkları problem çözme stratejilerinin ve problem çözme ile ilgili yeterliklerin bilinmesinin, düzenlenecek öğretimin niteliğini etkileyebileceği söylenebilir.

Son zamanlarda eğitimciler, öğrencilerinin problem çözme sürecindeki düşüncelerini denetleyip teşvik etmektedirler. Bu yol, iyi bir yöntem olabilir; ama bazı bilim adamları, “daha iyi birer problem çözücü” olabilmek için üst düzey bilişsel becerilerin gerekliliğine inanmaktadır (Hacker ve Dunlosky, 2003).

Problem çözme yeterlilikleri denilince akla gelen bir başka olgu ise “yaratıcı düşünce”dir. Cansüngü Koray (2003) tarafından yapılan doktora tezi çalışmasının sonucunda; yaratıcı düşünmeye dayalı fen öğretiminin izlendiği deney grubu öğretmen adayları ile geleneksel öğretimin kullanıldığı kontrol grubu öğretmen adaylarının deneysel işlem sonrası problem çözme becerileri karşılaştırılmış, deney grubu lehine anlamlı bir farklılık ortaya çıkmıştır.

Yaratıcı düşünme teknikleri, problem çözme sürecinde rehberlik edecek denenerek ulaşılmış bilişsel “altın kurallar”dır (Abel, 2003). Problem Çözme İçin Rehber yol olarak yaratıcı düşünme teknikleri hem laboratuar hem de günlük yaşam şartlarına uyan birçok problem çeşidi için uygulanabilir. Ama yaratıcı düşünme teknikleri, problemlerin doğru çözümlerine ulaştırmayı hiç bir zaman garanti etmez.

III. Tartışma, Sonuç ve Öneriler

Her birey ve toplum kendi problemlerini çözebilme yeteneğine sahip olmalıdır. İnsanlar yaşamları boyunca çeşitli sorunlarla karşılaşır ve yaşantılarını düzenleyebilmek için bu sorunları çözme ihtiyacı duyarlar. Problemlerin çözümü bilimsel yöntem ve tekniklere dayanmalıdır ki, bunlar mantıklı ve doğru çözümler olabilsin.

Problem çözme becerisi, bireylerin ve grubun içinde yaşadığı çevreye etkin bir şekilde uyum sağlamasına yardım eder. Bu nedenle tüm insanların yaşadıkları çevreye etkin uyum sağlayabilmeleri için problem çözmeyi öğrenmeleri gerekmektedir. Bazı problemlerin doğru cevapları veya kesin çözümleri varken bazılarının çözümleri kesin değildir. Bu problemlerin çözümü, disiplinler arası bilgiyi, çok yönlü düşünmeyi ve yaratıcılığı gerektirir (Senemoğlu, 1997).

Çağımız problem çözme çağıdır, çünkü insanoğlu bu çağda karşılaştığı problemleri çözerek bilim, endüstri, enformasyon ve teknoloji alanlarında olumlu ilerlemeler kaydetmiştir. Problem çözme yönteminin bugün veya dün evrensel olarak okullarda kullanılıp kullanılmadığından çok, 21. yüzyılın öğretim yönteminin adı problem çözme yöntemidir (Demirtaş ve Barth, 1997). McAllister’ın bu konudaki bir anekdotu oldukça çarpıcıdır (URL–3). McAllister’ın çalıştığı fakültenin bir yetkilisi bir denetim esnasında kendilerine de pay çıkarır bir şekilde okulun fizikî durumundaki iyileşmeleri vurgularken fakültenin bir başka yetkilisi şunu söyler: “Hâlâ karşılaştıkları problemleri çözemiyorlar.” Bu farkındalığın üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen, bu alanda hâlâ bazı iyileştirmelere ihtiyaç duyulmaktadır. Günlük yaşamdaki gözlemlerimizden, öğrencilerimizin sistematik bir problem çözme yaklaşımı benimseyemedikleri için en küçük günlük hayat problemleri karşısında bile bocaladıklarını görmekteyiz. Problem çözme başarısı, öğrenmeyi ve öğrencilerimizde görmek isteyeceğimiz başarıları besler ve tetikler. Konuya hâkim olarak belirli problemleri çözmenin verdiği tatmin duygusu beraberinde yeni başarılara kapı açar. Eğitimde, bir araç olarak problem çözmenin önemi her fırsatta vurgulanmalıdır.

Eğitimin esas amacı yeni nesilleri geleceğe hazırlamak ise öğretmenlerin görevi öğrencileri her gün karşılaşabilecekleri problemleri çözebilecek tutum ve becerilerle geleceğe hazırlamaktır. Bu amaca ulaşılabilmesi için sadece alıştırma türünden sorularla yetinilmemelidir. Sadece alıştırmalarda kullanılmak üzere hazır formüllerin, kuralların ve modellerin verilmesi yerine; öğretmen, problemlerin yapılarına ve çözüm için uygulanabilecek yöntemlere de önem vermelidir. Okul programlarında yalnız konu içeriğini öğretmek amacı ile değil aynı zamanda problem çözme yöntemlerini öğretmek amacıyla problem çözme etkinliklerine yer verilmelidir (Van De Walle, 1994).

Gelecekte karşılaşabileceği problemlerin üstesinden gelebilecek bireylerin yetiştirilmesi eğitimin öncelikli hedeflerindendir. Problemler ne tür olursa olsun, doğru bir şekilde çözülmesinde uygulanan öğretim tekniği önemli rol oynamaktadır. Birçok araştırmada (Russell ve Chiappetta, 1981; Saunders ve Shepardson, 1987; Geban ve ark., 1992), probleme dayalı öğrenme yaklaşımının ve problem çözme yönteminin öğrencileri daha fazla motive ettiği ve akademik başarı düzeylerini arttırdığı sonuçlarına varılmıştır. Bu bakımdan ele alındığında yapılan çalışmanın sonuçları alan yazınıyla paralellik göstermektedir. Buna göre problem çözme yöntemi, problem çözmeye karşı tutum, öğrenme ve akademik başarı arasında yüksek bir ilişki vardır (Ünsal, 2006).

Problem çözme becerisi, fizik, teknoloji ve uygulamalı matematiğin vazgeçilmez bir bileşeni olarak görülmektedir. Problem çözme, bugünün karmaşık dünyasında, daha güzel bir dünya yaratabilecek insanların yetiştirilmesinde çok önemli bir rol oynayabilir. Bu da problem çözme konusunda kendisini sürekli olarak geliştiren öğrencilerin sayılarının artmasıyla sağlanabilir. Bu yüzden öğretmenler, gittikçe artan bir süratte problem çözmenin taşıdığı önemin farkına varmakta ve kendilerini bu konuda yetişmek için çaba sarf etmektedirler (Bingham, 1998).

Problem çözme yöntemini kendi özel çalışma alanlarında kariyer basamaklarını tırmanırken başarıyla uygulayan insanlar, karşılarına çıkan her türlü problemin çözümünde de, bu yöntemi yaşam boyu kullanabilirler. Yani problem çözme onlar için artık bir “yaşam felsefesi” sayılabilir (Moğol ve Ünsal, 2004). Bu bireyler, Dökmen’in (2002) dediği gibi “yaşamda bir üst satıra geçmiş kişiler” olarak nitelendirilebilir. Problem çözme üzerine atfedilebilecek tüm bu açıklamalardan sonra söylenebilecek son söz şu olabilir:

“Problem çözme yöntemini bir hayat görüşü olarak benimseyen ya da yaşamda bir üst düzeye geçmeyi becerebilen bireylerden oluşan toplumlar da; kendi başlarına ayakta durmasını bilir, yeniliklere açık, müreffeh, göz alıcı ve ufku geniş bir şekilde dünya vitrininde yer alabilirler. “

Kaynakça

Abel, C. (2003). Heuristics and Problem Solving, New Directions For Teaching And Learning, v. 95 (Specıal Issue: Problem-Based Learning In The Information Age), p.53-58.

Altun, M. “İlkokul 3, 4 ve 5. Sınıf Öğrencilerinin Problem Çözme Davranışları Üzerine Bir Çalışma”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi, 1995.

Altun, M. (2000). “İlköğretimde Problem Çözme Öğretimi”, Milli Eğitim, ss. 147.

Altun, M.; Dönmez, N.; İnan, H.; Taner, M. & Özdilek, Z. (2001). “Altı Yaş Grubu Çocukların Problem Çözme Stratejileri ve Bunlarla İlgili Öğretmen ve Müfettiş Algıları”, Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt: 14, Sayı: 1, ss.211-230.

Anderson, J. R. (1980). Cognitive Psychology and It’s Implications, San Fransisco: Freeman.

Bâki, A. & Bell, A., (1997). Ortaöğretim Matematik Öğretimi, 1. Cilt, YÖK/Dünya Bankası Milli Eğitimi Geliştirme Projesi Hizmet Öncesi Öğretmen Eğitimi, Ankara.

Bingham, A. (1998). Çocuklarda Problem Çözme Yeteneklerinin Geliştirilmesi (Çev. F. Oğuzkan), İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.

Bilen, M. (1990). Plandan Uygulamaya Öğretim, Ankara: Gelecek Yayınları.

Cansüngü Koray, Ö. “Fen Eğitiminde Yaratıcı Düşünceye Dayalı Öğrenmenin Öğrenme Ürünlerine Etkisi”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2003.

Carter, L. R. & Waite, W. M. “Problem Solving Skills”, 30th ASEE/IEEE Frontiers in Education Conference, October 18 – 21, 2000, Kansas City, MO.

Çepni, S.; Ayas, A.; Johnson, D. & Turgut, M.F. (1997). Fizik Öğretimi, YÖK/Dünya Bankası Milli Eğitimi Geliştirme Projesi Hizmet Öncesi Öğretmen Eğitimi, Ankara.

Demirel, Ö. (1999). Öğretme Sanatı, Ankara: Pegem Yayınları.

Demirtaş, A. & Barth J. L. (1997). İlköğretim Sosyal Bilgiler Öğretimi, YÖK/Dünya Bankası Milli Eğitimi Geliştirme Projesi Hizmet Öncesi Öğretmen Eğitimi, Ankara.

Dixon, J. A. & Bangert A. S. (2004), “On The Spontaneous Discovery Of A Mathematical Relation During Problem Solving”,Cognitive Science, v.28, p.433–449.

Dökmen, Ü. (2002). Yarına Kim Kalacak? Evrenle Uyumlaşma Sürecinde Var Olmak, Gelişmek ve Uzlaşmak, 6.Baskı, İstanbul: Sistem Yayıncılık.

Eggen, P. D. & Kauchak, D. P. (1996). Strategies for Teachers Teaching Content and Thinking Skills, USA: Ally and Bacon-A Pearson Education Company.

Geban, Ö.; Aşkar P. & Özkan, I. (1992). “Effects Of Computer Simulations And Problem Solving Approaches On High School Students”, Journal of Educational Research, V: 86, p.5-10.

Güçlü, N. (2003). “Lise Müdürlerinin Problem Çözme Becerileri”, Milli Eğitim, ss. 160.

Hacker, D. J. & Dunlosky, J. (2003). “Not All Metacognition Is Created Equal”, New Directions For Teaching And Learning, V: 95 (Special Issue: Problem-Based Learning in the Information Age), p.73-79.

Kalaycı, N. (2001). Sosyal Bilgilerde Problem Çözme ve Uygulamalar, Ankara: Gazi Kitabevi.

Kaptan, F. & Korkmaz, H. (2002). “Türkiye’de Hizmet Öncesi Öğretmenlerin Problem Çözme Becerilerine Yönelik Algıları Üzerine Bir İnceleme”, Journal of Quafqaz University, Sayı: 9.

Kaptan, F.; Aslan, F. & Atmaca, S. “Problem Çözme ve Düz Anlatım Yönteminin Kalıcılığa ve Öğrencilerin Erişi Düzeylerine Etkisinin Karşılaştırılması” 15-18 Eylül 2002, V. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi,  ODTÜ, Ankara.

Karataş, İ. “8. Sınıf Öğrencilerinin Problem Çözme Sürecinde Kullanılan Bilgi Türlerini Kullanma Düzeyleri”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trabzon: Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2002.

Moğol, S. & Ünsal, Y. (2004). “Fizik Öğretiminde Problem Çözme Yöntemi Hakkında Öğrenci Değerlendirmeleri”, XII. Eğitim Bilimleri Kongresi Bildiriler Kitabı, Cilt III, 2075-2087, G.Ü. Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

Newell, A. & Simon, A. (1972). Human Problem Solving, NJ: Prentice Hall Englewood Cliffs.

Özkaya Seçil, S. & Bulut, S. (2002). “Öğrencilerin Problem Çözme Yöntemlerine Analitik Bir Yaklaşım”, 15-18 Eylül 2002, V. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi, ODTÜ, Ankara.

Polya, G. (1962). Mathematical Discovery, NY: Wiley.

Russell, J. M. & Chıappetta, E. L. (1981). “The Effects Of A Problem Solving Strategy On The Achievement of Earth Science Students”, Journal of Research in Science Teaching, S: 18, p.295-301.

Saban, A. (2000). Öğrenme Öğretme Süreci Yeni Teori ve Yaklaşımlar, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım Ltd. Şti.

Saunders, W. & Shepardson, D. P. (1987). “A Comparison Of Concrete And Formal Science Instruction Upon Science Achievement And Reasoning Ability Of Sixth Grade Students”, Journal of Research in Science Teaching, V: 24, p.39-51.

Senemoğlu, N., (1997). Gelişim, Öğrenme ve Öğretim, Ankara: Ertem Matbaacılık.

Senemoğlu, N. (2003). Gelişim, Öğrenme ve Öğretim, Ankara: Gazi Kitabevi.

Sönmez, V. (1991). Öğretmen El Kitabı, İstanbul: Adım Yayıncılık.

Taylan, S. Heppner’in Problem Çözme Envanteri’nin Uyarlama, Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara:  A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1990.

The NPEC Sourcebook on Assessment, (2000), V.1: Definitions and Assessment Methods for Critical Thinking, Problem Solving, and Writing.

URL–1: <http://www.hawaii.edu/suremath/solveIt.html> (Erişim Tarihi: 15.03.2005).

URL–2: <http://www.matder.org.tr/bilim/yepc.aspİID=85> (Erişim Tarihi: 14.07.2005).

URL–3: <http://www.suremath.com/suremath/suremath/learn1.html> (Erişim Tarihi: 07.12.2001).

Ünsal, Y. “Fizik Eğitiminde Bir Öğretim Tekniği Olarak İşbirliğine Dayalı Öğrenme Takımlarıyla Sürdürülen Problem Çözme Seansları”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2006.

Van De Walle, J. A., (1994), Elementary School Mathematics, Virginia Commenralth Univ.-Longman.

Watts, C. (1991). The Science of Problem Solving: A Practical Quide for Science Teachers, London: Cassell Educational.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir