Doğan’ın Çevresinden Farkı

Sayı 37- Ocak 2013

Dünyamız oluştuktan ve üzerinde canlıların yaşayabileceği duruma geldikten sonra sırasıyla canlı grupları sulardan başlamak üzere çoğalarak ve çeşitlenerek karalara doğru yayılmışlardır. Canlı türlerinin yayılmaları o kadar hızlı olmuştur ki, bazı türler tüm dünyaya yayılmışlardır. İnsanın ortaya çıkışından önce meydana gelen bu hızlı yayılmalar tabiî ki bazı coğrafik ve biyolojik zorluklarla zaman zaman engellenmiş ya da sınırlanmıştır. Dünyanın oluşumundan günümüze kadar ki sürece bakıldığında zaman zaman çok sert iklim koşullarının bazı bölgeleri ya da dünyanın tamamını olumsuz yönde etkilediği görülecektir. Bu zorlu yaşam koşullarına rağmen hayatta kalmayı başaran canlı türleri günümüze kadar gelebilmişlerdir. Bazı türler ise doğal koşullara uyum sağlayamadıkları için tarihe karışmışlardır.

İlkin dünyadaki hızlı canlı yayılışına olumlu katkı sağlayan faktörlerden biri de biyocoğrafyanın tamamen bakir ve rekabetçinin olmayışıdır. Canlıların yayılış alanı anlamına gelen biyocoğrafya’ya, canlıların kademeli olarak yerleşmesine Süksesyon denir. Zamana bağlı olarak meydana gelen, alana yerleşim sonunda canlıların çeşit ve sayısı arttıkça, kendi akrabaları arasında ve farklı canlı grupları arasında bir rekabet doğmaya başlar. Çeşitli sebeplerden dolayı meydana gelen rekabet sonunda canlıların bazıları yaşadıkları alanı terk ederek yeni yerleşim alanları bulmaya çalışırlar, böylece canlı türleri yayılış alanlarını genişletmiş olurlar. Bu söylenenler doğal yaşamda eskiden ve günümüzde de görülen normal bir süreçtir.

Ancak insan faktörü ortaya çıktıktan sonra normal süreç farklanmaya başlar. Yaklaşık 200.000 yıl önce Habeşistan’da ortaya çıkan insan türü birçok kazanılmış ve üstün karakterle birlikte ortaya çıkar. İlkin insan, hayvanlara ait birçok davranışla birlikte ortaya çıkmış ve beyninin gelişmesine kadar ki dönemde var olan muhteşem doğal yaşama herhangi bir olumsuz katkıda bulunmamıştır. Örneğin, günümüzde av-avcı ilişkilerine baktığımızda yırtıcı hayvanlar av olarak avladıkları bireyleri ihtiyacı kadar avlamakta sonunu getirecek şekilde asla avlanmamaktadırlar. İlkin insanda aynı şekilde besin temin etmek için bazı hayvanları, sadece ihtiyaçları kadarını avladıkları bilinmektedir.

Yaşam koşullarına karşı edinilen tecrübe ve artan sayıya bağlı olarak insan beyni gelişmiş ve yaşamı kolaylaştırıcı bazı yöntemler geliştirilmiştir. Doğal yaşamda, doğayı tamamlayıcı unsur olarak var olduğunun bilinci henüz oluşmamış olan ilkin insanın sayısı artmaya başladığında alışıla gelmiş davranışlar yavaş yavaş değişmeye başlamıştır. İlkin insanın çoğalmaya başlaması ile ortaya çıkan iki farklı davranış göze çarpar. Bu davranışlardan birisi beslenme diğeri ise üreme davranışıdır. Beslenmede bencillik, üremede ise kıskançlık bilincinin ortaya çıktığı söylenebilir. İlkin insanların artan sayısına paralel olarak, bencillik ve kıskançlık davranışları gelişmiş ve insanın yavaş yavaş bütün dünyaya yayılması başlamıştır.

Zamana bağlı olarak gelişen insan beyni kazanılmış ve öğrenilmiş bilgi bakımından giderek zenginleşmiştir. Coğrafik yayılış alanını giderek genişleten insan yeni keşfettiği alanlarda kendisine ciddi anlamda bir rakip bir canlı göremeyince, kendisinde biyocoğrafyanın tek hakimi bilinci oluşmuştur. İşte dünyamızın kaderi bu aşamadan sonra değişmeye başlamıştır diyebiliriz. Doğayı kullanma bilinci de diyebileceğimiz bu bilinç tüm canlı ve cansız çevreye de hakim olma bilincini doğurmuştur. Bu bilincin davranışsal sonucu olarak doğa ölçüsüz kullanım sonucu doğal yaşam olumsuz etkilenmeye başlamıştır.

İşte doğan’ın çevresinden farkı, çevresindeki canlı ve cansızların kullanım hakkının kendisinde olduğu bilincinin oluşmasıyla başlar.

Doğan’ın çevresindekilerle ortak yanı ne?

Doğan’ın çevresi ile olan ilişkileri nasıldır?

Doğan’ın yaşamdaki amacı nedir?

Doğan; doğayı istiyor mu?

Doğan, Doğa’ya âşık mı?

Doğan’ın Doğa’ya yaptıkları ve yapacakları nelerdir?

Doğan, Doğa’yı teslim alabilecek mi?

20.01.2013


[1] Kafkas Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir