Jean Dubuffet, daha çok resimleriyle tanınmasına rağmen heykelde farklı malzeme, biçim ve renk kullanımıyla dikkati çeken önemli bir sanatçıdır. Şüphe duyduğu sanatın maddi getirileri, eğitimini ve resim yapmayı defalarca bırakmasına rağmen sanattan koparamamış, 1942 de kendini resme tamamen adamaya karar vermiştir.
Topladığı art brut eserleriyle bir koleksiyon hazırlayan sanatçı daha sonra bir müze oluşturmayı başarmıştır. Çalışmalarında resimden heykele uzanan bir yapı gözlenen sanatçı, sıradan insanı konu alır ve herkes gibi resim yapmayı reddeder. Sonuçta ortaya mükemmel Dubuffet eserler çıkar. Dubuffet, mizah yönü çok güçlü, kendini asla ciddiye almayan, yer yer ilginç konulara dokunan bir sanatçı profili çizer. Sanatçı çoğu kez hayal dünyasını yaşanır mekânlar haline dönüştürmeyi başarmıştır. Dubuffet’nin sanatı farklı alanlara taşıma çabası ve sonrasında ortaya çıkan ürünler, onun zekâ oyunlarına açık bir olgu durumuna getirmiştir.
Anahtar Kelimeler: Heykel, Sanat, Art Brut, Jean Dubuffet
I. GİRİŞ
Art Brut, kurucusu olan Jean Dubuffet’nin hayatı ve heykellerini konu alan bu çalışmada; art brut’un kurulma aşamaları ve nedenleri, sanatçının yaşamı, yapıtları ve kullandığı farklı teknikler araştırılarak, özellikle büyük boyutlu heykel çalışmalarının tanıtılması amaçlanmıştır.
Art brut, kendisiyle bütünleşmiş olan sanatçının bilinen en önemli faaliyetidir. Daha çok resimleriyle tanınan Dubuffet’nin farklı malzemelerle yaptığı heykelleri, resim çalışmalarını destekler niteliktedir. Öyle ki bazıları içine girilebilen, üstünde yaşanabilen üçboyutlu Jean Dubuffet resimleri gibidir.
Bu çalışmada, ‘art brut’ten kısaca bahsedildikten sonra, sanatçının yaşamı, anıt ve özellikle büyük boyutlu heykel çalışmaları örneklendirilerek anlatılmıştır. Genel bir bakışla yapıtları ele alınarak sanatçıyı tanıtma yoluyla yazılmıştır.
II. ART BRUT
Art Brut, Fransızca bir terim olup, Türkçe tam karşılığı “ham sanat” olarak geçmektedir. Art Brut’te amaç; ünlü olmayan, kendi kendini yetiştiren, mahkûm ve ruh hastalarının ürünlerini ortaya çıkarmak olmuştur. Deliliğin sanatı, dışarıda kalmış sanat, bir anlamda ‘öteki’nin sanatı da denilebilir.Hastalıklı beyinler, sürekli davranış değişikliklerine neden olduğu için yaratıcılığı azaltan nedenlerdir diye düşünülür. Oysa onlar duygusuz değildirler, aksine yaptıkları çalışmalarla tedaviye daha duyarlı hale gelebilirler (Thévoz, 1980, s:16).
Adını Dubuffet’nin koyduğu ‘art brut’ün hiçbir akımla benzerlik göstermemesi, yapıtların kişilerin kendi benliklerinden kaynaklanması, çoğunlukla toplum dışına itilmiş kişilerin ürünleri olması ve Dubuffet’nin 1945’ten başlayarak bu tür yapıtları araştırması, toplaması ve sergilemesiyle sanat dünyasına girmiştir. “Çocuk resimlerini anımsatan bir yönü olan bu ürünlerde, tıpkı çocuklar gibi bu kişiler de kullanılagelen sanat biçimlerinin, tekniklerinin farkında değildirler. Yarattıkları yapıtlar o anda doğal olarak, içlerinden geldiğince, hiçbir dış etkene ve kurala dayanmadan oluşur. Bu kişileri NAİF’lerden ayıran önemli bir özellik, geleneksel anlatım tekniklerle ilgilenmemiş olmalarıdır. ESTETİK ve kültür üzerine bilgileri ve birikimleri yoktur. Çoğu kez çevrelerinde varolan taş, ağaç kütüğü, deniz kabuğu gibi gereçlerden yararlanmışlardır. … Yapıtların konusu ve figürler yaşamlarından özümlenmiştir; ancak bunların doğal çevre düzenlemeleri içinde değil de, bambaşka, us dışı denilebilecek biçimlerde kullanmışlardır (Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 2008, s.656).
Jean Dubuffet 1945 yılından itibaren “art brüt” eserlerini toplamaya başlamıştır. Bunun için önce İsviçre, sonra Fransa’da psikiyatri hastanelerini, ceza evlerini dolaşmış ve keşif gezileri yapmıştır. Dostluklar kurduğu müze küratörleri, yazarlar, sanatçılar, editörler, doktorlar, hapishane müdürlerini ziyaret etmiştir. Cenevre’de Bel-Air sığınağının müdürü Profesör Charles Ladame, hastanede ona küçük bir bölüm ayırarak orda çalışma olanağı sağlamıştır. Daha sonra Fransa’ya dönüşünde Dubuffet, ‘art brut’ün ilk tanımını sunmuştur (Collection de l’Art Brut sitesi “Art Brut et Compagnie Dans L’histoire” maddesi, (Fransızca) Erişim: 31.01.2011).
Dubuffet, özellikle André Breton, Michel Tapié ve Jean Paulhan, Charles Ratton, Henri-Pierre Roché yardımlarıyla 1948’te Paris’te ‘art brut’ yapıtlarını toplayıp inceleyerek, kar gütme amacı olmayan “Companie de l’Art Brut”ü kurmuşlardır. Aralarında Adolf Wölfli, Fleury-Joseph, Crépin Aloise, Miguel Hernandez ve Henry Salingardes’in de çeşitli eserlerinin yer aldığı koleksiyon oluşturulmuştur (Thévoz, 1980, s:53).
1949’da Paris’te Galerie René Drouin’de düzenlenen koleksiyonun ilk sergisinden sonra, 1951’den 1962’ye kadar Amerika’da ressam Alfonso Ossorio’nun Long Island’daki evine yerleştirilmiş, 1962’de Paris’e geri getirilmeden önce New York’ta sergilenmiştir. 1967’de Modern Dekoratif Sanatlar Müzesi’nde “art brüt” koleksiyonunun en önemli sergilerinden biri yapılmıştır. 1971 yılı koleksiyon için önemli bir tarihtir. İsviçre’nin Lozan şehri, Château de Beaulieu’de 5.000’i aşkın eserden oluşan koleksiyonun sürekli sergilenebileceği bir yere taşınmaya karar verilmiştir (insecula sitesi, “Jean Philippe Arthur Dubuffet (Jean Dubuffet)” maddesi, (Fransızca) Erişim: 11.05.2011)[i].
Koleksiyondaki en ünlü sanatçılardan biri, şizofren hastası İsviçreli Adolf Wölfli’dir. Sanatçı 30 yıl boyunca tımarhanedeki odasında otobiyografisiyle uğraşmış, hayatının gerçek ve düşsel yönlerini işlemiş, ayrıntılı bir metin ve ilistürasyon halinde fantastik bir yolculuğa dönüştürmüştür[ii].
Diğer bir ‘art brut’ sanatçısı İngiliz medyum ve ev kadını Madge Gill’dir. Gill, hatları iç içe geçmiş, bozuk, genç kız yüzleri çizmiştir[iii].
Dubuffet “psikiyatrik” sanat diye bir şeyin varlığına inanmamış, deliler ile eğitimsizlerin ya da kendi kendilerini eğitmiş sanatçıların sanatı arasında bir ayrım yapmamıştır. Sıradan İnsan’ın eserlerini, yaratıcılığın demokratik doğasının kanıtları olarak öne çıkarmış; özellikle hayranlık duyduğu şey, ham sanatın yalın gücü ve dizginlenmemiş anlatımcılığı olmuştur (Felsefe Ekibi Sitesi, “Sanat Akımları-Ham Sanat” maddesi, Erişim: 19.08.2010).
Dubuffet, kazanılmış kültürün ürünleri olan sanatları reddetmiş ve ‘art brut’ün ateşli bir savunucusu olmuştur. Kendi resimlerinde de bu yaklaşımı açıkça görülmektedir. (Wikipedia Sitesi, “Art Brut” maddesi, Erişim: 18.08.2010).
III. JEAN DUBUFFET’İN YAŞAM ÖYKÜSÜ ve SANATI
Asıl adı Jean Philippe Arthur Dubuffet olan sanatçı Fransa’nın Le Havre kentinde dünyaya gelmiş 20. yüzyılın en büyük ressam ve heykeltıraşlarından biridir (31 Temmuz 1901–12 Mayıs 1985).
1918’de Académie Julian’da resim eğitimi almaya başladıktan sonra, sanatın maddi getirilerinden şüphe etmeye başlar. Bu nedenle altı ay sonra okuldan ayrılır. Daha sonra baba mesleği olan şarap ticaretiyle uğraşır. Yaşamının farklı dönemlerinde resim yapar, defalarca bırakıp geri döner. 1942’de artık kendini tamamen resme vermeye karar verir ve 1944’te sergi açarak bu dönem sürrealist gruba yaklaşır. 1948’de bir grup arkadaşıyla kurdukları ‘art brut’ koleksiyonu oluşturur. Bu dönemden sonra bunun için çalışır. 1985’te geldiği Paris’te hayatını kaybeder.
“Onun çalışmaları ne Gerçeküstücülük, ne Dışavurumculuk, ne Dada’cılık, ne de Soyutlama sayılır, ama hepsinden de bir parça içerir. Dubuffet sanki resmi yeniden bulmak ister gibidir, bunun dışında bir şeyi umursamaz. Böylece biçimi olmayan soyutlamalarla alaycı ve kaba bir anlatım ve olgunlaşmamış çocuksu karalamalar arasında gider gelir” (Genel Sanat Tarihi Ansiklopedisi, 1983, s.713).
Gördüğümüz şeyleri bize tekrar kendi yorumlarını katarak gösteren sanatçıların işleri hiç ilgisini çekmez. Olanın yeniden var edilmesini veya hiç varolmayanın bize sunulmasını heyecan verici bulan Dubuffet, toplumun marjinal kesimi, mahkumlar, akıl hastaları ve çocukların yaptıklarını gerçek sanat eseri olarak algılar. Ona göre cinsellik, delilik, sarhoşluk, sanatın en önemli, en gerçek bileşenlerindendir. Yaratıcılık delilikle beslenir. Her ne şekilde olursa olsun zehirlenme olmadan sanat yapmak olası değildir ve sanatı insanın en tutkulu orgazmı olarak görür (Akyüz, 2005, Radikal Gazetesi internet baskısı “Antisosyal Sanat”, Erişim:22.02.2011).
Dubuffet mizah yönü çok güçlü bir sanatçıdır. Kendini asla ciddiye almaz. Yer yer ilginç konulura dokunur. Usta bir sanatçının elinden çıkan yapıtlar, sanatçının hayal dünyasını yaşanır mekânlar haline dönüştürür.
Çalışmalarında sıradan insanı konu edinen sanatçı, herkes gibi resim yapmayı reddeder ve kurulu düzene karşı çıkar. Hiçbir kurala uymamaya özen gösterir. Sanatsal üretiminin aşamaları, farklı çevrimlerde bir araya getirdiği çok sayıda deneyle belirginleşir (Wikipedia “Jean Dubuffet” maddesi, Erişim:23.08.2010).
Geleneksel resim gereçleri de dahil, sanatta geleneksel olan her şeye karşı gelir. Yapıtlarını alçı, yapışkan ve asfalt gibi farklı malzemelerle de şekillendirir. Tamamen kişisel olan bu seçim ona çekici bir nitelik; aynı zamanda bazı malzemelerin ilk kez kullanımıyla deneysel bir özellik kazandırır ( Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 2008, s.425).
Dubuffet, çoğunlukla taş, gazete parçaları, çeşitli artıklar, yanmış kömür parçaları; yani insan ve doğanın artıkları ve biçimini değiştirdiği maddeleri kullanır. Malzeme seçiminde kesin sınırlar koymaz.
Kurumuş çiçekler, otlar, ağaç kabukları gibi malzemelerle alışılmışın dışındaki tarzıyla, kendisinden sonraki kuşaklara yeni bir yol açan Dubuffet’nin heykel çalışmaları da Avrupa ve ABD’de uzun yıllar sergilenmiştir. New York’ta Chase Manhattan Plaza üzerine yerleştirilen Manhattan Bank Anıtı, Houston’da Hayaletli Anıt, Chicago’da Dikilmiş Hayvanlı Anıt’ları bilinen önemli çalışmalarındandır (Hürriyet Gazetesi Sitesi, 21.10.2005, “Jean Dubuffet: Öncü bir sanatçı” maddesi, Erişim: 31.01.2011).
IV. SANATÇININ HEYKELLERİ
Jean Dubuffet, heykel çalışmalarında projeden anıta varıncaya değin farklı yol ve teknik kullanır. Genelde mimari boyut ve özellik taşıyan çalışmalarında maket hazırlayıp uygulama yolunu seçer. Bunun dışında daha çok ön hazırlık olmadan çalışmayı tercih eder.
Kâğıtüzerinde çalıştığı büyük boyutta resimler, yeni görsel sözdizimi içinde değişiklikler gösterir. Biçimsel açıdan değişen çalışmaları onun önünü açar ve “Hourloupe” serisine başlar (Husslein-Arco, 2003, s:162).
En uzun soluklu, en özgün, önemli ve bilinen anıtsal çalışması, 1962-1974 arası hayal ve ideal dünyasını anlattığı; polistren, polyester, poliüretan, püskürtme beton ve epoksi boya tekniği ile yaptığı bu “Hourloup Çevrimi” dizisidir. Sanatçı Hourloupe terimini harikalar diyarı ya da acayip nesne ya da yaratıklar anlamında kullanır. Bu yaratıklar homurdanarak, bizim dünyamıza katılırlar.Dubuffet, “genişleme” çalışmalarıyla onlara yer açar.Canlı renkler,garip sayılabilecek karakterler, bitkiler, kentsel yerleşimler, içine girilebilen mağaralar, içinde bolca espri barındıran, kocaman, acayip görünümlü heykeller, onun en önemli dönemini yansıtır. Tesadüfen bir telefon konuşması sırasında yaptığı karalamalar şeklinde başlayan seri yaklaşık 12 yıl sürer[iv].
“Hourloup Çevrimi” için yaptığı çalışmaların karakteristik özelliği; beyaz zemin üzerine kırmızı ve mavi renk kullanarak çizgisel ya da yüzey boyamaları, siyah kalın çizgi ile belirginleştirdiği konturlardır. Resim ve diğer heykellerinde de görülen bu tarz, bu dönemde daha büyük boyutta yaşanabilir yapıya dönüşür.
Hayatın her alanına yayılan genişlemeler; figürler, nesneler, mekânlar arasına prensipleriyle katılırlar. Bundan sonraki adımı “görüntüler arasında olmak, izleyicisine zihinsel alanlar oluşturmak, seyircinin artık orada görüntüler arasında hayali bir dünya, aynı zamanda gerçek bir dünya içinde yer almasını sağlamak” olur.
Boyalamaları, resimlere, kabartmalara ve daha sonra mimari yapıya dönüşür. Çalışmaları üzerinde kullandığı desenler onu anıtsal yapıya ve büyük boyutlara götürmüştür çoğunlukla… Bunlar mimari özelliklere sahip çalışmalardır ve çevresel düzenlemeleriyle birlikte, insan yaşamına katılan, yön veren özellikler taşır.
Polistiren blokları sıcak tel yardımıyla özgürce ve o anki düşüncelerini uygulayarak, adeta kalemle kâğıt üzerine desen çizer gibi keserek çalışır. Hafif, kullanımı kolay bu malzemeler, ona sürekli yeni teknik geliştirmesi ve keşfetmesine olanak sağlar. Daha sonra bunları epoksi ve polistirenden oyarak oluşturduğu çalışmalarına aktardığı görülür.
Anıt çalışmaları ve hazırladığı projeler, onun hayal gücünün ne kadar zengin olduğunu gösteren önemli örneklerdir. Hazırladığı projelerinin çoğunu gerçek konstrüksiyon üzerine, zihinsel izdüşümler şeklinde gösterme olanakları bulur (Jean Dubuffet Fondation sitesi, “Son oeuvre-Sculpture” maddesi, (Fransızca) Erişim: 02.08.2010).
IV.1. Kış Bahçesi (Jardin d’hiver)
Poliüretan üzerine epoksi boya ile 1969-70 yılları arasında 5x10x6m boyutlarında yaptığı ve sanatçının ilk önemli “genişleme” çalışmalarından biridir ve şu an Georges Pompidou Merkezi Ulusal Modern Sanat Müzesi’nde yer almaktadır (resim 1)[v]. Sadece tavandaki küçük bir açıklıktan aydınlatılan heykel, uçak kapısına benzeyen bir kapıdan içine girilebilir. Bu görünüm izleyicide merak uyandırır ve içeri çeker; ancak içerde can sıkıcı bir görünümle karşılaşır. Duvarlar, tavan, taban beyaz zemin üzerine oluşturulan siyah çizgilerle boyanmıştır. Zemin engebeli, inişli-çıkışlı, düz yapıyı reddeden biçimdedir. Duvarlar, izleyiciye yol vermez görünümdedir. Öyle ki seyirci bu yeni mekâna alışıncaya kadar orada sıkışıp kaldığını hisseder.
Bu anıtsal çalışmalar, izleyicide fiziksel olarak bedenini şaşırtan, hareketlerini değiştiren ve yön veren bir deneyim yaşatır. Herhangi bir yön gösterici olmadan, boyalı tuzaklar arasında kaldığını hisseder. İnsanın kendi bedeniyle bir yapıt içinde gezmesini ve farklı deneyimler edinmesini sağlar.
Resim 1: Jean Dubuffet, “Kış Bahçesi”, 5x10x6m., 1969–70.
IV. 2. Dört Ağaç Grubu (Groupe de quatre arbres)
Poliüretan malzeme üzerine epoksi boyayla, bankacı David Rockefeller’ın isteği üzerine 1970’te maketi hazırlayıp 1972 yılında yaptığı bir heykeldir. New York’ta Chase Manhattan Plaza Bankasının yeni merkezi önünde yer almaktadır (resim 2).
Heykel, beyaz zemin üzerine siyah kalın çizgilerle boyanmıştır. Çevreyle ilişkisi oldukça iyi çözümlenmiştir. Büyük, düz, keskin çizgiler ve eşit aralıklarla yerleştirilmiş pencereleri olan binalar arasında, daha hareketli, eğimli, düzensiz çizgilere sahiptir. Çevrenin geometrik yapısına karşılık, doğal renk ve biçimde olmamasına rağmen plazaya dinamik bir görüntü kazandırır. Çelik ve alüminyumdan oluşan bir konstrüksiyon üzerine poliüretan ile yapılmış sonra boyanmıştır.
Heykel büyüklükleri farklı dört ağaçtan oluşur. Hourloupe dizisinin bir yapıtı olan bu çalışmada en küçük parça 7m. en büyük olan ise 12m. yüksekliğindedir. 1972’de bittiğinde sanatçı memnuniyetini dile getirerek, bu heykelin sadece 4 ağaç grubundan oluştuğunun algılanmaması ve sadece ağacı temsil etmediğini vurgulayarak, insan düşüncesinin doğurganlığını ve yaratıcılığını anlattığını belirtir. Sanatçı, kamusal alana nasıl bir heykel yapılır düşüncesinden yola çıkarak, kamusal alan, mimari ve sanat ilişkileri neler olur; binayı, yoldan geçenleri nasıl etkiler; kent ortamı ve doğa birbirine nasıl uyum sağlar sorularına cevap arar.
Sonuçta Dubuffet’nin ağaçları, gerçekçi olmaktan uzak olmasına rağmen, katı bir yapıdan oluşan çevreye duygu katmayı başarır (Blueofthesky sitesi, “art Works-Group of Four Trees, 1969-72” maddesi, (İngilizce) Erişim: 06.05.2011).
Resim 2: Jean Dubuffet, “Dört Ağaç Grubu”, h:12m., 1972.
IV.3. Saçaklı Alan (Closerie Falbala)
Poliüretan üzerine epoksi boya ve püskürtme betonla, 1610 metrekare alana sahip, en yüksek noktası 8 m olan ve 1971–73 yılları arasında yapılmış bir çalışmadır (resim3).
Falbala kelimesi, fırfır, kumaş kıvrımı, saçak anlamına gelir. Parisyakınlarındaki Perigny sur Yerres’de; girişimci bir sanatçının rüyasından çıkmış kırsal kesimde yerleşik bir yer, içinde dolaşılabilen büyük doğal bir yapıttır. Hayali ortamın olabildiğine ortaya çıktığı bahçe içinde dolaşırken sanatçının hayal gücüne bir kez daha tanık olunur.
Bu park Hourloupe serisinin büyük bir parçasıdır. Sanatçının yeni bir teknik denediği betonarme bir bahçedir. İçeriye bir merdivenle girilir. Duvarlar ve zemin beyaz üzerine siyah kalın çizgilerle, hareketli ve kıvrımlı formların sınırları kabaca belirlenmiştir. Falbala Villasına yapılan bu çalışmanın tam ortasında bir mağara vardır. Çift kapısının olduğu ancak hiçbir pencerenin olmadığı bu mağara hazine dolu bir mağara gibidir. İç kısım daha fazla renkle boyanmıştır. Koyu mavi, açık mavi, kırmızı ve siyah renklerin kullanıldığı bu alanda giderek kutsal duygular hakim olur ve sessiz olma ihtiyacı hissedilir. Duvarların üç tarafında resim, heykel, yüksek kabartma yazılarla büyüleyici bir ortam hazırlanmıştır. Çizgiler, yatay-dikey-eğimli olarak, sık-seyrek, kalın-ince şeklinde kullanılmıştır.
Resim 3: Jean Dubuffet, “Saçaklı Alan”, 1971–73, h:8m., 1971-73.
IV.4. Mineli Bahçe (Jardin d’émail)
Beton ve poliüretan üzerine epoksi boya ile yaklaşık 600 metrekarelik alanda 1974’te gerçekleştirilmiş bir çalışma olup; Hollanda Otterlo’da, Kroller-Muller Müzesi’nde yer almaktadır. Eserlerinin çoğunda olduğu gibi, Dubuffet bu çalışmasında da belirli bir amaç ve düşünce ile yola çıkmaz. Çalışmalarını herhangi bir şey tasarlamadan, hayal gücünü kullanarak yapar. Geniş bir müze bahçesi içinde gerçekleştirilen bu proje için önce hızlıca maket yaparak tasarım hazırlar. Bu yöntem, özellikle Dubuffet’nin yolunu açmak, düşüncelerini ortaya koyabilmek için önemli bir başlangıçtır. “Hourloup” ve doğal çevre arasında bir çeşit sürekli karşılaştırma gösteren çalışmadır. Düzenli, gerçek bir bahçe içinde ağaçlar ve gerçek çimenler arasında yer alır (resim 4).
Yüksek duvarlar üzerine inşa edilmiş alan içine dar bir kapıdan merdivenlerle girilir. Yine Dubuffet tarzı renkler ve biçimlerle, zemin çeşitli kabartmalarla doludur. Çalışmanın bir köşesinde büyük, içine girilebilir bir ağaç vardır (Bluffton University sitesi, “Images of Sculpture in the Kröller-Müller Sculpture Garden–Jean Dubuffet’s Jardin d’émail” maddesi, (İngilizce) Erişim: 06.05.2011).
Resim 4: Jean Dubuffet, “ Mineli Bahçe”, 600 metrekare, 1974.
IV.5. Hayaletli Anıt (Monument au fantôme)
Çelik konstrüksiyon hazırlanıp, poliüretan üzeri epoksi boya ile 10 m yüksekliğinde 1969’da tasarlanıp 1983’te gerçekleştirilmiş bir çalışmadır. Heykel Amerika Houston’da Interfirst Plaza’da yer almaktadır. Bu anıtsal grup, aynı ‘Monument à la bête’ gibi dikey yapılmıştır. Bu projeler çok parçadan oluşan kompozisyonlardır. Enlemesine parçalar aralarında boşlukları olan, hareketi gözün rahat takip etmesine izin veren görüntülerdir (resim 5).
Dubuffet’nin özgün çalışmalarındandır ve Hourloup serisinin bir parçasıdır. Kırmızı, mavi, beyaz ve siyah renkler kullanılmıştır. Çit, baca, köpek, hayalet, ağaç, direk ve kiliseden oluşan 7 parçası vardır. Heykel, 2008 yılında Discovery Green Park’a taşınmıştır[vi].
Resim 5: Jean Dubuffet, “Hayalet Anıt”,h:10m., 1983.
IV.6. Ayakta Duran Yaratık Anıtı (Monument à la bête debout)
Poliüretan üzeri epoksi boya ile 9 m yüksekliğinde 1969’da maketi hazırlanıp 1984’te gerçekleştirilmiş bir çalışmadır. Amerika Chicago’da James R. Thompson merkezindeyer almaktadır. Bu anıtsal grup yine “Hayaletli Anıt”ta olduğu gibi dikey yapılmış bir çalışmadır. Çok parçalı kompozisyon, parçalar arasındaki boşluklar, çalışma üzerinde yer alan desenler, renkler gibi özelliklerle izleyicide hareketli, rahatlatıcı görüntüler uyandırmaktadır (resim 6). Düzensiz biçimler arasındaki boşluklardanadeta izleyiciyi içeri girmeye davet eder.Beyaz üzerine siyah çizgilerle konturlar oluşturulmuştur. Ayakta duran hayvan, ağaç, kemer ve mimari bir formun soyutlanmasıyla oluşan dört parçalı bir kompozisyondur. Sanatçının Amerika’da bulunan önemli çalışmalardan biridir.
Resim 6: Jean Dubuffet, “Ayakta Duran Yaratık Anıtı”, h: 9m., 1984.
IV.7. Karşılama-Konuksever (L’Accueillant)
Poliüretan üzerine epoksi boyamayla, 6 m yüksekliğinde, maketi 1973’te hazırlanıp 1988’de bitirilmiş bir çalışmadır. Paris Halk Hastanesinin inşası sırasında, mimar Pierre Riboulet tarafından sipariş edilmesi üzerine gerçekleştirilmiştir. Dubuffet Washington Ulusal Galeri girişi için çeşitli projeler geliştirmiştir, “Güzel Kostüm” çalışmasında olduğu gibi, bu çalışması da anıtsal bir grubun parçası olarak tasarlanmıştır (resim 7).
Beyaz üzerine siyah, kırmızı ve mavi çizgilerle bir eli yukarda ayakta duran figürün hatları ve konturları belirlenmiştir. Heykelin hastane önündeki yeri ve konumu hasta çocukları selamlar şekilde düşünülmüştür.
Resim 7: Jean Dubuffet, “Karşılama”, h:6m., 1988.
IV.8. Küçük Koru (Le Boqueteau)
Poliüretan üzerine epoksi boyalı, yüksekliği 9 m ve 1969’da maketi hazırlanıp 1988’de gerçekleştirilmiş bir çalışmadır. Georges Pompidou Ulusal Modern Sanat Müzesi koleksiyonu arasında yer almaktadır (resim 8).
Dubuffet’nin anıtsal çalışmalarından biridir. Metal konstrüksiyon üzerine inşa ettiği; büyüklükleri farklı 7 ağaçtan oluşan kompozisyonda Dubuffet çizgisi net şekilde kendini gösterir. Beyaz üzerine siyah çizgiler ağaçların konturlarını belirler. Kompozisyon ve formların biçimi, Flain korusunda doğal çevreye uyum sağlar şekildedir.
Resim 8: Jean Dubuffet, “Küçük Koru”, h:9m., 1988.
IV.9. Muhabbet Çiçeği (Le Réséda)
Poliüretan üzerine epoksi boyama ile 6.5 m yüksekliğinde, maketi 1972’de yapılmış ve 1988’de gerçekleştirilmiş bir çalışmadır. Paris’tedir. Sanatçı 1972’de kısa bir süre kaldığı Vence’da botanikle yeniden ilgilenmeye başlar ki bu onun en büyük tutkusudur. “La Botte à Nique” adlı kitabını yayımladığı bu “Muhabbet Çiçeği” çalışması da resimli kitabının doğrudan konusudur (resim 9).
Paris’te olan bu heykel yine kırmızı, mavi, siyah ve beyazın kullanılmıştır. Renkli kısımlar bazen çizgiler halindeyken bazen alan boyaması şeklindedir.
Resim 9: Jean Dubuffet, “Le Réséda”, h:6.5m., 1988.
IV.10. İnsan (Şekiller) Kulesi (Tour aux Figures)
Beton ve poliüretan üzeri epoksi boyama ile yapılmış, yüksekliği 24m. olan, 1967’de maketi hazırlanıp 1988’de mimar Antoine Butor tarafından gerçekleştirilmiş bir çalışmadır. İnsan Kulesi Dubuffet’nin en önemli çalışmalarından biridir (resim 10).
Hourloup serisinin 12 m çapında bir parçasıdır ve Ile Saint-Germain Parkı’ndadır. Dışarıdan hiç boşluğu görülmeyen çalışma beyaz zemine kırmızı, mavi, siyah renkler ve geometrik şekillerle boyanmış yapboz şeklinde yapılmış hem resim, hem heykeldir. Silindirik soyut form, 117 m kadar olan iç rampayı saran bir kabuk gibidir. Sanatçının inşa ederek yaptığı en büyük eseridir. İçerde, dönerek yükselen yol, merdivenler, düzensiz koridorlar, kapalı büyük salon, katlar izleyiciyi şaşırtıcı maceraya götürür gibidir. Kule ağaçlarla çevrili bir tepe üzerine inşa edilmiş, yapıldığı dönemde oldukça ses getiren çalışma bugün sanatçının bize bıraktığı sanatsal bir mirastır.
Resim 10: Jean Dubuffet, “İnsan Kulesi”, h:24m., 1988.
IV.11. Bacalı Şömine (Chaufferie avec Cheminée)
Poliüretan ve cam elyaf üzeri epoksi boyama ile 14 m yüksekliğinde, taban genişliği yaklaşık 4.5 m, metal konstrüksiyon kurularak yapılmış bir çalışmadır. 2 farklı form görülür; alt bölüm kübik bir form olan kazanı, üst bölüm ise yukarı doğru kıvrımlı bir şekilde yükselen şömine bacasını temsil eder. Maketi 1970’te hazırlanıp 1996’da gerçekleştirilmiştir. Bu heykel aslında Villa Falbala’nın ısıtma sistemi için hazırlanmıştır. Villa, elektrikle ısıtma sistemiyle donatılınca Dubuffet projeyi durdurmaya karar vermiştir (resim 11).Fransa’da Vitry’de yer alır ve diğer çalışmalarında kullandığı renkler görülür.
Resim 11: Jean Dubuffet, “Bacalı Şömine”, h:14., 1996.
IV.12. Güzel Kostüm (Bel Costumé)
Poliüretan üzerine epoksi boyama ile 4 m yüksekliğinde, maketi 1973’te hazırlanıp 1998’de bitirilmiş bir çalışmadır. Aslında Washington’daki Ulusal Galerinin yeni kanadının lobisine konmak amacıyla anıtsal bir grubun parçası olarak tasarlanmıştır. Paris’te Jardin des Tuileries’dedir. Coucou Bazar gösterisi için yaptığı karakterlere benzeyen ve Hourloupe çevrimi için yaptığı çalışmalarından biridir (resim12)[vii].
Resim 12: Jean Dubuffet, “Güzel Kostüm”, h:4m., 1998.
Sonuç olarak Jean Dubuffet; sanat anlayışı sanata bakış şekli, cesareti, tuhaf görünümlü figürleri, heykelleri üzerinde kullandığı çizgiler, desenler ve renkler; yarattığı mekânları ve mekânsal özellikler taşıyan heykeller; seçtiği konuları ile çağdaş sanatta özel bir yer edinmiştir.
Çok farklı yerlerde çalışmalarını gerçekleştirme imkânı bulabilmiş Dubuffet’nin, sanatı farklı alanlara taşıma çabası ve sonrasında ortaya çıkan ürünler, onun zekâ oyunlarına açık bir olgu durumuna getirmiştir.
Resimden kabartmalara, kabartmalardan heykele uzanan boyutlarıyla çalışmaları, hem konu, hem malzeme, hem de boyut olarak, sanatçının kendi içgüdüsüyle hayallerinin birleştiği çok iyi sanatsal yaratı örnekleridir. Çalışmalarının çoğu maketler halindeyken, pek çoğu o hayatını kaybettikten sonra gerçek boyutlarına kavuşabilmiştir
KAYNAKÇA
Akyüz, C., 21.10.2005 tarihli Radikal Gazetesi internet baskısı, “Antisosyal Sanat” maddesi, (erişim)http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=r2&haberno=5320, 22.02.2011.
Blueofthesky Sitesi, “art Works-Group of Four Trees, 1969-72” maddesi, (erişim)
http://www.blueofthesky.com/publicart/works/fourtrees.htm, 06.05.2011.
Bluffton University Sitesi, “Images of Sculpture in the Kröller-Müller Sculpture Garden-Jean Dubuffet’s Jardin d’émail” maddesi, (erişim)
http://www.bluffton.edu/~sullivanm/netherlands/amsterdam/krollermullersc/dubuffet.html, 06.05.2011.
Collection de l’Art Brut Sitesi, “Art Brut et Compagnie Dans L’histoire” maddesi, (erişim) http://www.artbrut.ch/indexed4a.html,31.01.2011.
“Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi”, 1. cilt, Yem Yayın, 2. Baskı, İstanbul, 2008.
“Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi”, 2. cilt, Yem Yayın, 2. Baskı, İstanbul, 2008.
Felsefe Ekibi Sitesi “Sanat Akımları-Ham Sanat” maddesi, (erişim)
Genel Sanat Tarihi Ansiklopedisi, 4. cilt, Görsel Yayınlar Ansiklopedik Neşriyat Ticaret ve Sanayi A.Ş. adına Ragıp Yazır, 2. baskı, İstanbul, 1983.
Husslein-Arco, Agnes, “Jean Dubuffet”, Prestel Verlag, Münich Germany, 2003.
Hürriyet Gazetesi internet baskısı, (21.10.2005). “Jean Dubuffet: Öncü bir sanatçı” maddesi, (erişim)http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=3415168, 31.01.2011.
Insecula Sitesi, ”Jean Philippe Arthur Dubuffet (Jean Dubuffet)” maddesi, (erişim) http://www.insecula.com/contact/A009075.html, 11.05.2011.
Jean Dubuffet Fondation Sitesi, “Son oeuvre-Sculpture” maddesi, (erişim) http://www.dubuffetfondation.com/oeuvre_set.htm, 02.08.2010.
Thévoz, Michel,.L’Art Brut, Editions d’Art Albert Skira S.A., Cenevre, İsviçre, 1980.
Wikipedia Sitesi, “Art Brut” maddesi, (erişim) http://tr.wikipedia.org/wiki/Art_brut, 18.08.2010.
Wikipedia Sitesi, “Jean Dubuffet” maddesi, (erişim) http://tr.wikipedia.org/wiki/Jean_Dubuffet, 23.08.2010.
[1]Yrd. Doç. Nurbiye Uz, Anadolu Üniversitesi Güzel San. Fak. Heykel Bölümü / ESKİŞEHİR, nurbiyeuz@gmail.com
[i]Ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz: http://www.artbrut.ch/indexda7a.html
[ii]Ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz: http://www.kunstmuseumbern.ch/index.cfm?nav=1244,1388,1507,1645&SID=7&DID=9
[iii]Ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz: http://madgegill.com/
[iv]Ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz:http://www.centrepompidou.fr/Pompidou/Communication.nsf/docs/IDA78D5AB3DC706740C1256AC30034119F/$File/DUBUFFE1.pdf
[v]Sanatçının heykellerinin gösterildiği resimler, http://www.dubuffetfondation.com/oeuvre_set.htm sitesinden alınmıştır.
[vi]Ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz: http://www.discoverygreen.com/news/jean-dubuffets-monument-au-fantome-to-move-to-discovery-green/
[vii]Sanatçının heykellerinin açıklamaları için; Jean Dubuffet Fondation Sitesi, kaynakça ve dipnotlarda gösterilen diğer kaynaklardan yararlanılmış, kişisel değerlendirmelerle yorumlanmıştır.