İslamcı İdeolojinin Kıskacındaki Felsefe

İSLAMCI İDEOLOJİNİN KISKACINDAKİ FELSEFE: YENİ ORTAÖĞRETİM FELSEFE PROGRAMINA YÖNELİK KİMİ ELEŞTİRLER Milli Eğitim Bakanlığı’nın, 2005’den bu yana ilköğretim ve ortaöğretim müfredatında sık sık değişiklik yapmaktadır. Bu değişikliklerden felsefe dersi öğretim programı da payına düşeni almaktadır. En son değişiklik, 2018 yılına aittir, ancak program incelemede olduğu için, sanırım eleştiriler doğrultusunda bazı düzeltmeler yapılmaya devam etmektedir. Programda […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Postmodernizm ve Postmodern Siyaset

Postmodernizm, çağımızın en temel “izm”lerinden birisidir; yine çağdaş olan modernizmin eleştirisi temelinde yapılanmaktadır. “Post” ilgeci, ötesi, ilerisi anlamına gelmektedir; bu haliyle birebir Türkçeleştirirsek postmodernizm, “modern ötesi”, “modern sonrası” anlamına gelmektedir.   Durum gerçekten böyle midir? Yani postmodernizm modern ötesi midir? Batı’da modernizmin doğurduğu, iki büyük dünya savaşını, eşitsizlikleri, çevre sorununu, bilimsel gelişmelerde yaşanan kimi bunalımları, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Din, Laiklik ve Eğitim Üzerine Kimi Düşünceler

Ülkemizde, genelde laiklik siyasal bağlamda ele alınır ve din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması olarak tanımlanır. Bu anlamda sadece teokrasinin (din devletinin) almaşığı olarak düşünülür. Bu, laikliğin dar bir konumlandırılışıdır. Felsefi temelde bakıldığında laiklik, aslında, insanın, varlık, bilgi ve değere beşeri olanaklarla baktığını anımsamasından ibarettir. İnsan Tanrı olmadığına göre, tanrısal olarak bakamaz. Bu, doğal olarak, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İslam, Öteki ve Şiddet

İnsan yıkıcılığının ve şiddetin kökleri, insanlık kadar eskidir. Belki de İbrani geleneğindeki Habil-Kabil miti, metaforik olarak insanın bu yönünü dile getirmektedir. Bu metafor, büyük ölçüde, insanın nasıl insanlığından çıkarak, hem cinsini nesneleştirdiğini, şeyleştirdiğini, araçsallaştırdığını, kendi varlık koşulunu unutarak kendi varlığına nasıl kastettiğini anlatmaya çalışmaktadır. Bu yönüyle, gerçekliğe dayanan, insana ilişkin deneyimlerden yola çıkan felsefi antropolojinin […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Aydınlanma, Atatürk, Türkiye

Hasan Aydın [1] Aydınlanma, Kant’ın meşhur söylemiyle, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. Ergin olmama durumu, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanmayışıdır. Kant’a göre, bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile düşmüştür; bunun nedeni insan aklının kendinde değil, aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanma kararlılığını ve yürekliliğini gösteremeyen […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bir Özeleştiri: Neleri Başaramadık

Bir olanaklar varlığı olan insan, yaşamında köklü krizlerle karşılaşır. Bunun, zihni allak bullak eden septik bir soru, bedene ilişin bir hastalık, ilişkilerde meydana gelen çatışmalar gibi bizden ve bizim dışımızdan kaynaklanan pek çok nedeni vardır. Krizler, insanı çöküşe götürebileceği gibi, refleksif düşünmeye yöneltip, önlemler almak yoluyla yeni açılımlara da neden olabilir. Tıpkı insan yaşamı gibi […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yeni Özne: Ağdaş

1.Giriş: İnsan, herhangi bir canlı varlık gibi, herhangi bir şeye yönelir; farkında olsun ya da olmasın, temeli yönelim olan, düşünme, bilme, duygulanma, eylemde bulunma gibi pek çok etkinlikte bulunur. Bu yönelim kökenli etkinliklerin her birisi, felsefî olarak söylersek, özne-nesne ilişkinde varolur ve bu etkinlikler, insanın, bilgi birikimine bağlı olarak, kendisini ve nesneleri keşfettikçe, yeni teknolojik […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Prof. Dr. Hasan Aydın’ın Yazıları

ÖZGEÇMİŞ Hasan Aydın, 10  Mayıs  1971’de  Ordu,  Ünye’de  doğdu.  İlk  ve  orta  öğrenimini  Ünye’de,  yükseköğrenimini ise  Ondokuz  Mayıs  Üniversitesi  (OMÜ)  İlahiyat  Fakültesi’nde  tamamladı.  Üniversiteyi bitirdiği  yıl,  aynı  üniversitenin  Sosyal  Bilimler  Enstitüsü’ne  araştırma  görevlisi  olarak  atandı ve  1994-1996  yılları  arasında  yüksek  lisans  öğrenimini  tamamladı. 1996-2004  yılları arasında  çeşitli  özel  ve  devlet  okullarında  öğretmenlik  yaptı.  2001  yılında  […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kitap Seçmek ve Okumak

İnsanın kendi eylemleri üzerinde refleksif bir düşünüşe girmesi hiç de kolay değil. Nasıl kitap seçer ve nasıl okurum? Aslını sorarsanız, bir okuyucum bu soruyu yöneltene değin hiç üzerinde düşünmemiştim. Ben mutlaka haftada bir gün değişik kitapçılara uğrar, kitaplar arasında uzunca vakit geçirir ve bundan büyük mutluluk duyarım. Eğer büyük şehre (Ankara, İstanbul vb.) gitmişsem zamanımın […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Otorite, İtaatsizlik ve Entelektüeller

Geçmişten günümüze, yöneticiler, din adamları, patronlar, ebeveynler, öğretmenler, otoriteye itaatin bir erdem, itaatsizliğin ise ahlaksızlık olduğu konusunda ısrar etmişlerdir. Hatta siyasal erkler ve gücü elinde bulunduranlar, itaatsizlik eyleminde bulunanları katı bir biçimde cezalandırmışlardır. Burada itaat edilmesi istenen, bir kural, bir ilke, bir kişi, bir zümre olabileceği gibi, bir metin, bir dogma, bir sembol, bir kültür […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Etik, Ahlakilik ve Özerklik

Annemarie Pieper, Etiğe Giriş adlı yapıtında felsefî bir disiplin olarak etiği, kabaca ‘ahlaksal olanın araştırılması’ olarak belirler. Bu haliyle, ona göre etik, ‘ahlakilik’ kavramını temellendirmek üzere insan pratiğini, mevcut ahlakilik koşulları bakımından irdeleyen felsefi bir disiplindir. Burada ‘ahlakilik’, bir eylemi ahlaksal bakımdan iyi bir eylem olarak nitelemeyi mümkün kılan koşulları ifade etmektedir.  Bu koşullar, özerklik, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Üniversite: Adı Var Kendi Yok…

Bir toplumun geleceği eğitim sistemi içerisinde örülür. Eğitim sisteminden çağın gereklerini karşılayan, ufku geniş, nitelikli ve donanımlı insanlar yetişirse, o toplumun ekonomiden, bilim, felsefe, kültür ve sanata değin her şeyi gelişmeye başlar. Tabi eğitim sisteminin, nitelikli ve donanımlı insan yetiştirmesinin ilk ve temel koşulu, bilim, sanat, felsefe ve kültür alanlarında geniş bir özgürlük alanının yaratılması […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İslam Kültürü ve Felsefe Karşıtlığı

Son dönemlerde, gerek siyasal, gerekse bilimsel toplantılarda, İslam kültür ve uygarlığının, çeşitli boyutlarıyla yeniden tartışıldığı görülmektedir. Özellikle, ülkemizdeki muhafazakâr iktidarın, geleceği geçmişte arayan tutumunun bunda yadsınamaz bir rolünün olduğunu sanıyorum. Geçmişi araştırmak, nesnel bir değerlendirmeye tabi tutmak, elbette önemlidir; ancak F. W. Nietszche’nin de haklı olarak söylediği gibi, dönüp dolaşıp sürekli tarihe odaklanmak, bir tür […]

Yazının devamı İçin tıklayınız