Howard Gardner’ın Üçlemesi: Gerçek, Güzel, İyi

Sayı 46- Nisan 2015

2014-2015 eğitim-öğretim döneminde Northeastern Üniversitesinde misafir öğretim üyesi olarak bulunmamdan dolayı Boston’da bulunan üniversitelerin etkinliklerine katılarak kişisel ve mesleki gelişmeme katkıda bulunmaya çalışıyorum. Bu üniversitelerden Harvard Üniversitesi Eğitim Fakültesi haftada en az bir kez halka açık etkinlik yapıyor. Bende ilgi duyduğum bu etkinliklere katılıyorum. Bunlardan birisi de Howard Gardner’ın  “Gerçek, Güzel ve İyilik” kitabı üzerine verdiği seminerdi.  Gardner Çoklu Zekâ Kuramından dolayı Türkiye’de eğitimciler tarafından bilinen bir akademisyen. Dolayısı ile onun seminerinin okuyucuların ilgisini çekebileceğini düşündüm. İyi okumalar…

Howard Gardner Gerçek, Güzel, İyi: Yeniden Kavramlaştırma Kitabını Ocak ayında her bir kavramı haftada bir gün olmak üzere üç haftada sundu.  Bu yazıda ağırlıklı olarak bu sunulardaki bilgiler yer almıştır.

Öncelikle Harvard Üniversitesi’ndeki bir gelenekten bahsetmek istiyorum. Buradaki hocalar yazdıkları kitapları genellikle topluma hizmet kapsamında üniversitede bir etkinlik ile halka sunuyorlar. Bu kapsamda da Gardner’ın seminerleri de son kitabı “Truth, Beauty, and Goodness: Reframe” ile ilgiliydi.  Sunular, kavramların tanımlarıyla başladı. Sonra, bu kavramları tehdit eden unsurlar anlatıldı. Bu kavramlar ve eğitim ilişkisi açıklandı ve soru-cevapla seminerler son buldu.

Gardner önce bu konuyu nasıl çalıştığını anlattı. İki yıl önce eşini okuduğu liseye götürmüş ve orada bir seminer vermiş. Eşi orada ona duvardaki yazının ne olduğunu sormuş.  Duvarda “verum, pulchrum, bomum” yazıyormuş. Önce eşine bunun Latince “gerçek, güzel ve iyilik” olduğunu açıklamış ve “bunun üzerine yazmam gerekir” diye düşünmeye başlamış. Sonra okuduğu iki kitaptan da etkilenerek bu kavramları açıklayan kitabını yazmış. Aşağıda, bu kavramlarla ilgili sunu notlarımı ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

  Gerçek

Howard Gardner gerçeği, ifadelerdeki ve önermelerdeki kesinlik (Truth is about accuracy of statement, prepositions.) veya açıklık olarak tanımladı. Gardner gerçeği tehdit eden akımlar ve yaklaşımlar olduğundan bahsetti. Bu yaklaşımları felsefi, antropolojik ve teknolojik olarak açıkladı.

Felsefi tehdit olarak, relativizm ve postmodernizmi gösterdi. Burada gerçek nedir? Kimin gerçeği? Neye göre gerçek sorularının referans noktasını kaydırdığını ve gerçek algısını tehdit ettiğini söyledi.

Gardner, Antropolojik çalışmalarda da her kültürde gerçeğin ve güzelin değiştiğini, bunlara saygı duyulması gerektiğini vurguladı. Ayrıca toplumda özellikle basın yoluyla geleneksel olarak oluşturulan bir gerçek algısı oluşturulmaya çalışıldığını, belli nesillerin böyle büyüdüğünü, ancak son yıllarda özellikle bu haberlerle dalga geçilerek, insanların medyanın oluşturmak istediği algı ile ilgili eleştirilerde bulunarak gerçeğe farklı bir boyut getirdiklerini söyledi.

Diğer gerçekle ilgili tehdit unsurunun teknolojik gelişmeler olduğunu, özellikle sosyal ağlarla ve ikinci hayat (Second Life) gibi çok kullanıcılı bilgisayar programlarıyla gerçeğin ne olduğunu anlamanın gittikçe güçleştiğini açıkladı.

 Eğitsel Boyutu

Howard Gardner gerçek, güzel ve iyilik kavramıyla alakası olmayanların zaten eğitimci olmamaları gerektiğini vurguladı. Eğitimcilerin işinin bu kavramlarla ilgili olduğunu anlattı.

 Gerçek ve Okul

Gardner konuşmasında okulda gerçeğin farklı disiplinlerle ve derslerle verilmeye çalışıldığını, bu derslerin her birinde gerçeği aramanın farklı yöntemlerle gerçekleştiğini belirtti. Öğretmenlerin bu farklı yöntemlerle ilgili öğrencilerine gerçeği sorgulamalarını öğretmelerini gerektiğini söyledi.

İşyerlerinde Gerçek

Gardner her meslek erbabının farklı yöntemlerle yetiştirildiğini, dolayısı ile bu meslek erbaplarının yetiştirildikleri yöntemlere göre de işlerini icra ettiklerini söyledi.   Gardner meslek erbaplarının gerçeklerinin de yetiştirildikleri yöntemlerle ilgili olduğunu ve her meslekteki gerçeğin kendi yöntemiyle bulunması gerektiğini vurguladı.

Gerçek ile ilgili konuşulanları özetlersek, gerçek açık veya örtük ifade ve önermelerdir. Gerçek felsefi, antropolojik ve teknolojik faktörlerle tehdit edilmektedir. Biz, oluşturulmuş olan gerçek ve yöntemlerin ötesine geçmeliyiz.

İzleyicilerden gelen gerçekle ilgili sorular üzerine Gardner şunları söyledi.

Amerika’da polislerin öldürdüğü kişilerle ilgili jürilerin aldığı karara karşılık Amerika’daki tepkilere ilişkin görüşleri soruldu. (Jüri Ferguson davasında polisi suçsuz bulmuştu) Gardner “oradaki kararın nasıl alındığına bakmak gerekir” dedi. Ayrıca ”oydaşlık (uzlaşma) ile gerçeği karıştırmamak gerektiğini” söyledi. “Bir konu üzerine oybirliği sağlanabilir ama o konunun gerçekle ilişkisi olmayabilir” dedi.

Diğer soru, ABD’deki eğitim siteminde test ve standartlaşmanın arttığı tespitinin dile getirilmesi ve buna ilişkin görüşünü sormaya yönelikti. Gardner’ın cevabı ilginç oldu. Finlandiya’nın bugünkü başarısının ABD’de eğitim üzerine yapılan araştırmaların sonuçları olduğunu söyledi. “Onlar sistemlerini bizim yaptığımız araştırma sonuçlarına göre düzenlemiş ve başarılı olmuşlardır” dedi. Ancak kendi araştırma sonuçlarının kendi eğitim sistemleri üzerine uygulanmadığını, ABD’de son yıllardaki akımın daha çok politik ve ekonomik olduğunu vurguladı. Bunu açıklarken 1800’lü yılların sonuna doğru eğitimde felsefenin etkin olduğunu, 1950’li yıllardan sonra eğitimde özellikle davranışçı yaklaşımın önce hakim olduğunu, sonra bunu bilişselciliğin izlediğini, ancak 1990’lı yıllardan sonra eğitim sisteminde politika ve ekonominin daha baskın olduğunu, sistemin bugünkü halini buna bağlamak gerektiğini söyledi. Sistemin standartlaşmasını ve test tekniğine geçilmesini dünyada böyle bir akımın olduğuna bağladı. Özellikle Çin gibi ülkelerin bu yöntemin yaygın olarak kullandığını ve kendilerinin de uluslararası arenada kendilerini göstermek için böyle bir yola başvurulduğunu düşündüğünü söyledi.

Güzel

Gardner, “güzel’i insanların doğa ve sanat ile ilgili deneyimleri olarak tanımladı (Beauty is about experiences- primarily of nature and art).

Güzelliği tehdit eden akımları Gardner şöyle sıraladı:

1. Standard (Geleneksel, zaman içinde oluşur)

2. Postmodern eleştiri tehdidi

3. Teknolojik tehdit- yazılım ve donanımlar

Eğitimle ilgili üç boyut

1. Eğitilmemiş zihin

2. Geleneksel formal okul

3. Yaşam boyu öğrenme

 Güzelliği tehdit eden akımlar

1. Geleneksel Bakış Açısı

Güzelin ne olduğuna nasıl karar vereceğiz? Gardner tarih ve kültürün güzellik algısında belirleyici olduğunu söyledi. Gardner’a göre bizim güzel dediğimiz şey geçmişte oluşturulan ve anlam yüklenen şeylerdir. Yüklenen anlamlarda yaşantılarla ilgilidir. Gardner bazı resimler gösterdi ki bunların katılımcıların neredeyse tamamı tarafından güzel kabul edeceği resimlerdendi. Bunlardan sonra bir de karlı bir dağ resmini gösterdi. Bununla ilgili algının değişebileceğini söyledi. Bunu belirtirken Orhan Pamuk’tan da bir alıntı yaptı. Burada birisi özellikle orada yaşamayan, dışarıdan gelen için o dağların çok güzel görünebileceğini ancak orada yaşayanlar için bir engel olarak görülebileceğinden bahsetti. Güzelliğin de daha çok içeridekilerden ziyade dışarıdakiler tarafından görüldüğünü söyledi ve koşulların güzelliğin algılanmasını engelleyebileceğini anlattı. Gardner Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramında olduğu gibi, estetik ihtiyaçların ancak yaşam için gerekli olan ihtiyaçlar karşılandıktan sonra açığa çıkabildiğini vurguladı.  

2. Görecelilik, Postmodernizm ve Kültürel Çalışmalar

Gardner konuşmasında özellikle postmodern bakış açısıyla bakıldığında anlatılan hikâyenin kimin hikâyesi olduğunun sorgulandığını söyledi. “Kim güzelin ve doğrunun ne olduğuna karar veriyor? Güzellik geçmişin yaratıcılığından ziyade geçmişte neyin takdir edildiğidir.” Gardner, postmodernistlerin bu bakıştan kurtulmamız gerektiğini söylediklerine işaret ederek: “Geçmişte bu bakış açısını belli egemenler belirlemiştir. Bu sizin bakış açınız değil, kabul etmeyin” bakış açısına sahip olduklarını ve her şeyi eleştirdiklerini vurguladı. Böylece güzeli belirlerken kullanabilecek bir referans noktasını engellediklerini anlattı.  Gardner’a göre güzeli belirlerken belli dayanak noktalarının olması gerekir.

Gardner kültürel çalışmalara göre de doğrunun ve güzelin değişebileceğine ilişkin yargıların olduğunu, Antropolojik çalışmaların güzelin kültürden kültüre değiştiğini söylediğini, bunun da ortak bir güzellik anlayışının oluşumunu engellediğini vurguladı.

3. Teknoloji Alanındaki Gelişmeler

Gardner teknolojik gelişmelerle özellikle yazılım ve donanımlarla sanal ortamda sanat eserlerinin kesilip yapıştırıldığını, değiştirildiğini veya dalga geçildiğini vurgulayarak bu yaklaşımın veya eylemlerin sanatla ilgili otoriter görüşlerin aşağıladığından bahsetti. Gardner bu yaklaşımla “her şey olabilir görüşünün” yaygınlaştırılmaya çalışıldığını söyledi.

Peki tercihler nasıl değişebiliyor?

Gardner tercihlerin değişebildiğini söyledi.Gardner’a göre belli dönemlerde güzel olarak algıladığınız güzel daha sonra size güzel olarak gelmeyebilir ya da tam tersi güzel olarak algılamadığınız bir kitap, bir müzik eseri veya bir resmi daha sonra öyle algılamayabilirsiniz. Bazen de bir eser ilk üretildiğinde değeri anlaşılamayabilir. Daha sonra o esere daha fazla değer verilebilir.

Gardner’a göre “Güzellik bakanın gözündedir”sözü de çok doğru değil. Bunun “her şey gider”  algısını doğurduğunu söyledi. Gardner’a göre değerlendirme belli bir temele oturmalıdır.  Özellikle sanal dünyada otoritenin aşağılandığını ve her şey olur algısının yaratılmaya çalışıldığını söyledi.  Oysaki sanat diye bir disiplinin var olduğunu, bunun eğitiminin olduğunu söyledi. Belli ölçütler olmazsa, o zaman sanatla ilgi bir disiplinin ve eğitimin olmaması gerektiğini vurguladı. Gardner’a göre elbette sanat alanında farklı bakış açıları var ve onlarda kendi içlerinde birbirlerini eleştirerek gelişiyorlar.

Gardner, günümüzde artistik güzelliğin üç belirtisinin olduğunu bunların;

1. İlginç olması

2. Hatırlanır olması

3. Tekrar görme isteği doğurması ve sizde bir tat bırakması, olduğunu söyledi.

Gardner eğitimci olarak kendimize sormamız gereken sorunun, “öğrencilere neyi, nasıl öğretmeliyiz?” sorusu olması gerektiğini söyledi.  Dersleri veya konuları ilginç kılmak, ilginç bulduğumuz kitap, şiir, resimlerle desteklemek ve öğrencilerde bir tat bırakmak gerektiğini ifade etti.

Eğitimcilerin Çözümleri

1.Eğitilmemiş zihnin ötesi: Gardner okulöncesi çocuklara resimler yaptırmış ve onları ünlü insanların resimlerinin yanına koyarak, bizlerden hangi resmin meşhur hangisi okul öncesi çocuğun resmi olduğunu belirtmemizi istedi. Özellikle soyut resimlerde ayırt etmek çok zordu.

2-Geleneksel eğitim: Gardner geleneksel eğitimde çocuklara okulda sanat dersi ile yetkinlikler kazandırılmaya çalışıldığını, öğrencilerin yeteneklerinin ve ilgilerinin baskı olmadan geliştirilmesini söyledi.  Bireyselleştirilmiş portfolyolarda insanların kişisel beğeni değişimleri, beğenideki benzerlikler ve farklılıklar görülebileceğini anlattı. Ancak zaman içinde beğenilerin farklılaşabileceğin de vurguladı.

Gardner’a göre “gerçek yakınsak, güzellik deneyimi ise uzunsaktır”. Görsel sanatlarda özellikle soyut sanatları anlamakta güçlük çekebileceğimizi, buradaki yaklaşımın “anlamayabiliriz ancak saygı duymak gerekir” bakış açısı olması gerektiğini anlattı.  Kendisinin de soyut resimleri ve heykelleri ilk başta anlamadığını ancak daha sonra anlamaya çalıştığını söyledi. Tabi ki bu arada sanatçı olan eşinin katkısını da vurguladı.

3-Yaşaboyu öğrenme boyutunda güzellik anlayışı:  Gardner’a göre güzellik anlayışımıza yönelik görsel sanat, resim, müzik, roman ile ilgili kişisel portfolyoların oluşturulması ve bunların paylaşılması gerekir.  Gardner yaşadığınız tatlardan başkalarını da haberdar etmek gerektiğini, sanatın özellikle yaratma boyutunda olamayabileceğimizi ancak sanatı takdir edebilmemiz gerektiğini ifade etti.

Gardner’a gerçek ile güzellik arasındaki ilişkinin ne olduğu sorulduğunda bu kavramların birbirlerini dışlamadıklarını, birinin olmasının diğerini dışlamayacağını söyledi. 

İyilik

Gardner iyiliği (erdem veya fazilette denilebilir), insanlar arasındaki ilişkiler ve insanların birbirleriyle nasıl bağlantı ve ilişki halinde olmaları olarak tanımladı (Goodness is about how human beings are related to each other, relations among human being).

Gardner’a göre iyiliği tehdit eden akımlar;

1. Standard (Geleneksel, zaman içinde oluşur)

2. Postmodern eleştiri tehdidi

3. Teknolojik tehdit- yazılım ve donanımlar

Eğitimle ilgili üç boyut

1. Eğitilmemiş zihin

2. Geleneksel formal okul

3. Yaşam boyu öğrenme

Gardner’a göre iyiliğin sınırı;

1. İnsanların birbiriyle doğrudan ilişki içinde oldukları komşuluk ilişkileri

2. İnsanların rolleri gereğince birbirleri ile iş veya vatandaşlık gereği olan ilişkileri

Gardner’a Göre İyiliği Tehdit Eden Akımlar

1. Geleneksel Bakış: Gardner geleneksel ilişkide nüfus oranının az olduğunu ve ilişkilerin mahalle ilişkisi olduğunu söyledi. Buradaki insan sayısının yaklaşık olarak 150 kişi olduğunu, insanlar birbirlerini bildiğini ve ilişkilerin yakın olduğunu vurguladı. Gardner Hammurabi kanunları ve On Emir’den örnekler verdi. Emirlerin basit olduğunu ve herkes tarafından anlaşıldığını söyledi.

2. Postmodernizm, antropoloji ve görecelilik:  Gardner, iyinin ne olduğuna kim karar veriyor? Gücü kim elinde tutuyor ve adaletin ölçüsü nedir? Sorularının yanı sıra, ben kim oluyorum da karar veriyorum veya yargılıyorum?  Soru ve görüşlerinin postmodernizmin soruları ve bakış açısı olduğunu söyledi. Gardner burada farklı ahlaki gelişim kuramlarından bahsetti. Gardner Haidt ve Josephs’in Ahlakın Temelleri Kuramı ve Kohlberg’in Ahlak Gelişimi Kuramından bahsetti. Ancak Gardner bunlara karşın yazılan ve bizim bakış açımız değiştiren kitaplar olan Richard Shweder’ın Göreceli Kültür Kuramı,  Zihin Üzerine Metinler, Benlik ve Duygulardan bahsetti. Ayrıca Allan Wolfe’un Moral Özgürlük kitabından bahsetti.

3. Teknolojik tehditler:  Gardner ikinci hayat, oyunlar, sosyal ağlar, Facebook, Twitter, Yik-Yak gibi programlarla iyiliğin tehdit altında olduğunu aşağıdaki boyutlarıyla açıkladı.

1. Kimlik: Kimliklerin anonim olması ve insanların aldatılması,

2. Gizlilik

3. Sahiplenme ve otorite

4. Güvenirlik ve inanırlık

5. Katıldığın topluluğu bilmeme

Gardner’a göre bu konuşmanın en önemli yanı:

1. Mahalle ahlakı:  Mahallende iyi şeyler yap

2. Rollerin ahlakı: Çalışan ve vatandaşların işgal ettikleri rollerde sorumlu davranması

Eğitsel Bakış Açısı

Eğitilmemiş zihin. Gardner iyi bir mahalleli olmak gerektiğini söyledi. Çocukların mahallede oyun oynayarak büyüdüğünü, sokakta oyunlarla adil olmayı öğrendiklerini söyledi. Burada Kolberg ve Piaget’nin ahlaki gelişim kuramlarından bahsetti. Gardner çocukların öncelikli olarak yakın çevreleri tarafından şekillendirildiğini onun için mahalledeki insan olarak doğru şeyler yapmak gerektiğini ifade etti.

Gardner insan ilişkilerinde iyi olmanın üç boyutunun; 1) İyi insan (Mahalle ahlakı), 2) İyi vatandaş (Bilinçli oy kullanan), 3)  İyi çalışan (Sorumlu meslek sahibi) olduğunu söyledi.

Gardner, iyi çalışan ile ilgili kendi çalışmalarından örnekler (Three E’s: Excellence, Ethics, Engagements)  verdi. Öğretmenin çocukları önemseyen, alanında iyi olan ve ahlaki davranan kişi olması gerektiğini söyledi.

İyi insan iyi çalışan ve iyi vatandaşın 3E’ye sahip olması gerektiğini belirti ve bunların birbiriyle uyumlu olduğunda her şeyin iyi olabileceğini vurguladı.

Gardner, formal ve informal eğitimin amacının, mahalle ahlakına sahip iyi insan, teknik olarak mükemmel, kişisel olarak diğerlerini önemseyen ve ahlaki olarak sorumlu iyi çalışan ve iyi vatandaş yetiştirmek olduğunu söyledi.

Gardner’a göre eğitimde etik ikilemlerde bulunduğumuzda başvuracağımız kişi ve belgeler;

1. Etik ilkeler kılavuzları

2. Ne yapılması gerektiği konusunda sürekli tartışma

3. En son kişilere getireceği yararın tartışılması

Garder’a göre iyi iş yapmak için yapılabilecekler;

1. Dikey destek. Rol modeli ve mentörlük gibi dikey destek.

2. Yatay destek (akran desteği)

3. Düzenli güçlendirici destekler

4. Sağlıklı örgüt kültürü. İnsanların ilk işe girdiklerinde sahip olduğu değerler. Meslektaşlarının dönütleri ve onların yetişmelerindeki katkıları.

Gardner sosyal ağlarda ve sosyal yaşamda iyi olan şeyleri oyumuzla gündemde tutabileceğimizi, insanlığa katkı yapan, buluş yapan insanları bilmek ve onlardan öğrenmemizi, yaşam boyu öğrenen olmamızı, onun için sürekli tartışmamız gerektiğini ifade etti. Onsekizinci yüzyıldaki aydınlanmaya Fransız Devriminin sebep olduğunu 21. yüzyılda bir aydınlanma olabileceğini ve aşağıdaki alanların bu aydınlanmaya esin kaynağı olabileceğini söyledi.

1. Matematik

2. Tıp kaynaklı araştırmalar

3. Hava kontrolü

4. Genova Konvensiyonu,

5. Küresel sanatsal ve sportif faaliyetler

Seminere İlişkin Kişisel Gözlemim

Benim Gradner ile ilgili kişisel gözlemim, Gardner’ın oldukça mütevazı bir bilim insanı olması. Bu yönünü çok etkileyici buldum.  Gardner’ın sunusunda kullandığı kaynaklar ve verdiği örnekler onun her alandan okuma yaptığını göstermektedir. Bu okumaların ve bilginin onu beslediğini ve derinlik kattığını gördüm. Bu noktada kendime baktım ve eksiklerimi gördüm. Gardner sunu yaparken referans aldıkları kişilerin onun etrafındaki veya yakinen bildiği kişiler veya eserler olduğunu; iyi bir bilimsel ve entelektüel çevrenin insana derinlik kattığını ve beslediğini gördüm. Diğer bir konu da, buradaki akademisyenlerin her kavrama farklı bir bakışı ve kendi özgünlüğünün katma ihtiyacı içinde olmalarıdır. Bu da herhangi bir konuyu kolayca kavramlaştırmalarını sağlıyor. Son olarak, Gardner sunu yaparken büyük oranda referans gösterdiklerini takdir etti. Kendisinden önce veya kendisi ile birlikte bilime, sanata veya felsefeye katkı yapanlara kısaca insanlığa katkı yapanlara saygı duyması ve bunu ifade etmesi, kendisinin de erdemli bir insan olduğunun göstergesidir.  


[1] Prof. Dr., Başkent Üniversitesi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir