Anadolu Zamanları-1

Dünya haritasını açıp bakınca şöyle bir; türlü kıtalara yerleşik, belki yüzlerle anılacak sayıda farklı memleket görür; ufacık bir kâğıda değişik renklerle işlenmiş sınırları, oturduğumuz iskemle rahatlığında değerlendiririz. Gidip görmediğimiz yerlerin bizde oluşturduğu his, eğer fazladan bir okumayla ya da öğrenme çabasıyla beslenmemişse, oldukça yeknesaktır. Yan yana duran herhangi iki ülke bizim için, birbirine ‘komşu’ ve […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Anadolu Zamanları-2

Bir sonbaharın en enfes anı, şüphesiz, bir sabah uyandığınızda etrafınızın tamamen beyazla kaplı olduğunu gördüğünüz, gündelik elbiselerinizden feragat ederek urba hamalı olmaya başladığınız zamandır. Artık, güneşli zamanlara katık edilen hafif serin rüzgârlar, muhtemelen dört aylık bir seyahate çıkmış; yerine de, bir önceki yıl Balkanlar’a yahut Kafkasya’ya Nevruz zamanı yolcu edilen, aralıkla birlikte Anadolu topraklarına teşrif […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bir Aşı Kartının Hikâyesi

Bundan altı sene önce, karnında bir oğlan olduğunu öğrendiğinde, nasıl sevinerek eve gelip annesine haber verdiğini dün gibi hatırlıyordu… İlk evladı zaten altı senelik hasretin bitim yeriydi; ikinci evladı da bir o kadar zaman sonra müjde gibi gelmişti… Doğuma yakın zamanlarında, rüyasında bir büyük zat -kim olduğunu hala söylemez- ‘Adını İbrahim koy kızım’ dedi diye, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bahar ve Fatih’te Bir Güvercin

Oturduğu koltuğa şöyle bir yaslandı, kahvesinden bir yudum aldı, sahaftaki müşterilere de göz gezdirdikten sonra; kenarlarından zincir sarkan, belki yirmi yıllık yakın gözlüğünü burnunun üstüne yerleştirdi ve üç gündür okuduğu kitabını eline​ aldı. ​Kitabını ​açtığında, dün kaldığı yerden devam etmeden önce, her defasında yaptığı gibi, o sayfanın ilk kelimesinin üzerinde düşündü. ‘Bahar’ dedi seslice, ‘çok […]

Yazının devamı İçin tıklayınız