Eskiden bir şeyi öğrenmek için okuluna gitmek gerekirdi. Bu değişecek gibi duruyor. Çünkü siz okula değil, okul size gelecek. Değişen ne oldu? İletişim teknolojilerindeki beklenmedik gelişmeler dünyayı algılamamızı değiştiriyor. Artık sanal dünyadan bahsediyoruz. Eğitim sistemi de bu değişimden payını alıyor. Bugün bilgi toplumu sürecini yaşıyoruz. Bilgi toplumuna geçilmesinde ise bilgisayar teknolojisinin en hızlı büyüyen alanı olan internet çok önemli bir rol oynadı.
Eğitimin hedefi bilgi birikiminin yanında toplumun kültürünü, değerlerini ve geleneklerini de yeni kuşaklara aktarmaktır. Bilgi çağında eski değerlerin ve standartların değişmesi kaçınılmaz. Bunun da kanımca eğitimde şu etkilerini göreceğiz:
1) Okul bireye değil, gruba yönelik eğitim yapar. Eğitim planı da müfredatla belirlenmiştir. Yeni toplum düzenine uymak için müfredat değişikliği kaçınılmaz olacak. Her okul bilgi çağının gerektirdiği insan gücünü yetiştirmek üzere müfredatını yenilemek zorunda kalacak.
2) Yetiştirilen öğrencilerin nitelikleri değişecek. Öğrenci, bilginin sürekli değişmesi nedeniyle devamlı öğrenen ve kendini yenileyen kişi olmak zorunda kalacak. Araştırıcılık özelliği gelişecek. O kadar bilgi arasından doğru bilgiyi bulması için eleştirel düşünme yeteneğine sahip olması gerekecek. Eleştirel bakış gelişecek.
3) Bireysellik artacak. Yeni çağın öğrencilerinin kendi başlarına çalışan ve öğrenen bir sistem içinde yetişmesi gerekecek. Öğrencinin gerektiği zaman bilgiyi bulmayı, onu kullanmayı ve üretmeyi öğrenecek. Ezberci eğitim kalkacak.
4) Yaparak yaşayarak öğrenme gerçekleşecek. Kimya derslerinde deneyler simülasyonlarla olacak. Resim derslerinde sanal gezintilere çıkılacak, örneğin modern ressamları öğrenirken Newyork’taki modern sanatlar müzesine sanal turlar yapılacak. Başka yollarla yaşayarak öğrenemediğimiz konuları uygulayarak öğreneceğiz.
5) Okulların fiziksel yapısı değişecek. Okullarda Bilgisayar Destekli Eğitim verilecek ve İnternet Kütüphaneleri olacak hatta çok uzun vadede sadece sanal sınıflarda eğitim yapılacak, okul diye bir yer olmayacak.
6) Okul-üniversite-sanayi yakınlaşması gerekecek. Değişen sanayi kendi online eğitimini veren okullar kuracak. Örneğin, IBM şirketi kendi personelini eğitecek okulunu açacak.
7) Sektörel değişiklikler olacak. Yeni sektörler doğacak. Okul taşımacılığı, okul formaları yapan firmalar, catering firmaları hatta belki müteahhitlik firmalarına daha az ihtiyaç olacak. Kırtasiye malzemeleri tüketimi azalacak.
8) Sınırlı fiziksel kapasiteleri olan binalar yerine sınırsız sanal uzayda eğitim yapılacak. Zamanla yollarda önlüklü ve beyaz yakalı çocuklar göremeyeceğiz. Öğrenciler evden eğitim kavramı ile tanışacak.
9) Okullarda internet üzerinden sanal sınıf uygulamaları başlayacak. Dersanelerin ve özel ders veren öğretmenlerin yaptığı destek görevini çevrimiçi yapacak siteler gelişecek. Bilgisayar ağları üzerindeki web temelli öğretimde, geleneksel öğretimde öğrencilerin karşılaştığı bazı öğretim metodu engelleri de ortadan kalkacak ve daha özgür bir eğitim ortamı oluşacak.
Genel olarak yaşam kalitesi artacak ve daha bilgili bir toplum olacağız. Bunlar bir yana, girdiğimiz bu yeni çağda teknoloji öyle hızlı ilerlemekte ki, neredeyse üniversiteyi bitirdiğimiz gün tüm öğrendiğimiz bilgiler eskimekte. Sürekli eğitim ya da gerektiğinde gereken konuların eğitimi bir süredir gündemimize girmiş bulunmakta. Şurası kesin ki, önümüzdeki yıllarda en azından bazı uzmanlılarda büyük değişiklikler yaşanacak. Üniversitenin o dört yıllık sihirli rakamı azalır mı, sekiz artı üç yıllık temel eğitim süresi kısalır mı? Bu aşamada kesin bir yanıt bulamayız ama eğitim süreleri kısalacak. Teknolojik ilerlemeler tüm bu zamanı ortadan kaldırabilirse, çok daha fazla bilgiyi çok daha kısa sürede özümseyebilecek miyiz? Bunun yanıtı büyük bir ihtimalle “evet” ve bu nedenle ileride 15-16 yaşlarında doktor, avukat, mimar veya bilgisayar mühendislerimizin olması kaçınılmaz görünüyor.
Sizce?