[Bu yazı, Atabek Yurdunun değerli yazarı Aydın Karasüleymanoğlu‘nun son yazısıdır.
Kendisini rahmet ve minnetle anarken, araştırmacıları onun eserleri üzerinde çalışmaya çağırıyorum. İkram Çınar]
Bilim yuvası üniversitelerimiz, salt öğrencilerin yetiştirilmesine değil bulundukları yörelere de önemli katkılarda bulunmaktadırlar. Öğretim üyeleri, uzmanlık alanlarına göre yörenin ekonomisine, ziraatına, kültürel değerlerine ilişkin araştırmalar yapmaktadırlar. Yayınlarıyla, kitaplarıyla önerilerde bulunmakta, bilimin ışığında yapılması gerekenleri gündeme getirmektedirler.
Bulunduğu yöreyle ilgili araştırmalar yapan, konferanslar veren, bildiriler sunan öğretim üyelerinden biri de İkram Çınar’dır. İkram Çınar’ın Posoflu olması, Kafkas Üniversitesinde görev yapması ve de yöreyi iyi bilmesi, bilimsel çalışmalarının önemini daha da arttırmaktadır. Daha önce “İlkokuma ve Yazma Öğretimi” “Neden ve Nasıl Mankurtlaştırılıyoruz” ve “Öğrenci Kulüpleri ve Demokrasi Kültürü” kitaplarını yayınlayan İkram Çınar, yöreyle ilgili araştırmalarını sürdürüyor.
İkram Çınar’ın ilginç ve aydınlatıcı bulduğumuz “Neden ve Nasıl Mankurtlaştırılıyoruz” kitabıyla ilgili bir yazı yazmıştım. Bu kez, elimizde onun “Atabek Yurdu” adındaki son kitabı bulunuyor.[1] Çınar, bu kitabında jeokültürel yaklaşımla yöredeki tarihsel ve siyasal gelişmeleri ele alıyor. Atabek Yurdunun dağılmasını ele alarak, yeniden bütünleşmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Kafkas jeopolitiği kapsamında Ahıska’da yaşanan demokrasi ve insan haklarına aykırı uygulamaları yansıtıyor.
Yunus Zeyrek dostumuzun çıkardığı “Bizim Ahıska” dergisini izlediğimizden, Ahıska halkının yerinden yurdundan sürülmesini, baskı görmesini, toplumsal acılar yaşamasını, vatansız ve bayraksız bırakılmasını bilenlerdeniz. Yük vagonlarına iki saat içinde binmeleri istenerek, Sibirya’ya ve Asya içlerine gönderilen Ahıskalılar, yollarda eziyet çekmiş, hastalanmış ve birçoğu ölmüştür. Fergana olayları belleklerden silinmemiştir. Dünyanın değişik yerlerinden gelen ırkdaşlarımıza ülkemizde yerleşme izni verildiği halde, Ahıskalılara bu kolaylığın yeterince gösterilmediğinin de farkındayız.
Yazar, Atabek kültürünün özgünlüğünü ortaya koyarken, yurdun ve dünyanın değişik yerlerine göç eden Ahıskalıların geleneklerini zamanla unutacaklarını da ileri sürüyor. Bu kültürün yaşaması için Ahıskalıların izleyecekleri bir televizyon kurulmasını da öneriyor. Kitapta, kısa Ahıska kronolojisine de yer verilmiş.
Atabek Yurdu bir zamanlar İspir, Tortum, Yusufeli, Ardanuç, Şavşat, Posof, Ardahan, Bayburt ve Göle’yi içine alıyordu. Günümüzde bile Ahıska kültürü ve lehçesiyle aynı olan köylerimiz var. Artvinlilere yabancı olmayan bu kültürün yaşatılıp geliştirilmesi bizlerin de görevidir. Kültürel erozyona uğramak ve azınlık olarak yaşamak, çözümü zor bir durumdur.
Artvin tarihi ve halkbilimiyle ilgili unutulmaz katkılar yapan M. Adil Özder öğretmenimizin de, Çıldır Atabeyleri hakkında yazıları vardı. Sağlığında ondan da bu konuda ayrıntılı bilgiler almıştık. İkram Çınar da, bu kitabında Atabek Yurdundan söz ederken, tarihte bu bölgede yaşanan olaylara da ışık tutuyor. Araştırıcılara, ilgililere ayrıntılı bilgiler sunuyor.
Okunmasını salık verdiğimiz bu kitabın, bölge kültürünü ve de sorunlarını öğrenmek isteyenlere katkı sunacağını umuyoruz.
[1] Atabek Yurdu / Jeokültürel Yaklaşım / İkram Çınar / İnceleme – Araştırma / IQ Kültür Sanat Yayıncılık / İstanbul 2015.
1 thought on ““Atabek Yurdu””