Posof Metristir

Sayı 72- Ekim 2021

Morbet çağımda hodaklık da yaptım. Yine de çocuktum. İşten kalan zamanlarımda kendime ilginç ciciler bulur, oyuncak yapar, oyun oynardım.

Benim oyuncaklarım beşli mavzer mermi kovanlarıydı. Tarlalardan topluyordum. Tarlalar sürüldükçe ortaya çıkıyordu. Bütün uyarılara rağmen yere bakarak yürüyordum; depresif bir çocuk olmalıyım… Öyle yürüyünce mermi bulmak da kolay oluyordu. İçleri toprak doluydu. Boşaltıp, yıkayıp kurutuyor, öyle saklıyordum. Saklamıyordum aslında, oyun oynuyordum. Değişik şekillerde diziyordum. Bilye oynamayı bilmiyordum; köyde yoktu. Sonradan şehirdeki çocuklarda gördüm. Mermi kovanlarıyla bilye gibi oynuyordum…

Bir gün babam gördü. Önce şaşırdı. Nerden bulduğumu sordu. Tarlalardan topladığımı anlattım. Ne yapacağını bilemedi. Sonra “Kaybet onları, başımızı ağrıtır.” dedi. Atamadım, bir kalağın içine sokuşturdum ve encamını merak etmedim. Bilinçli bir unutkanlık.

Sonra büyüdüm, köyden ayrıldım. Artık tarlalar da sürülmez oldu ama mermi kovanı bulanı da duymadım. Olasılıkla artık çürümüş olmalılar.

Sonradan köydeki birkaç arkadaşımla konuştum. Çocukken onlar da mermi kovanı bulmuşlar. Peki o mavzer kovanlarının tarlalarda ne işi vardı?

***

Birçok devletle yaşadık. İlhanlılar, Akkoyunlular, Karakoyunlular, Safeviler, Osmanlılar, Rusya ve Türkiye. Bizim köye binlerce yıldır o büyük devletler yol yapmamıştı. Sadece köylülerin arazi içlerine imece ile yaptığı kağnı-kızak yolları vardı.

Bir de “Top Yolu” diye bilinen yol. O yollar tuhaftı. Nereden gelip nereye gittikleri belli değildi. Köyden köye ya da araziden araziye ulaşmazdı. İlgi kurmak çok zordu. Bir de metrisler vardı. Tuhaf bir sözcük. “Şu metrisin önü bir uzun alan” adlı şarkıyı Edip Akbayram’dan dinlediğimde Suskap’taki meteris mevkisi aklıma geldi. İstanbul’da da bir metris varmış; devrimci çocukları tıkıp işkence yaptıkları bir hapishanenin adı idi. Ne ilgisi vardı?

Sözlüğe bakmıştım, “Savaşta askerlerin korunmak için yaptıkları siper” anlamına geliyordu. Taşlar yerine oturmaya başladı. Bizim köyler 93 harbinin, 1. Paylaşım Savaşı’nın ve Gürcü keferesine karşı verdiğimiz kurtuluş savaşının meydanı idi.

Top yollarının, savaş sırasında Rus veya Türk ordularının topları bir yerden başka yere nakletmek için askerlerin kazma kürekle açtıkları yollar olduğunu anladım. Yaylaya giderken o yoldan giderdim. Başka yol yoktu ve yolsuzlukta bu yol, hayli konforlu oluyordu. Yolda yürüme lüksü! (Bunu yazarken acı acı güldüm.)

Posof’ta ve belki başka yerlerde de top yolları giderek kayboluyor. Metrisler belli değil. Mermi kovanı bulan çocukları da duymadım.

Neden birileri o mermileri toplayıp bir müzeye koymayı akıl etmedi. Biz yapamazdık. Savaş, mermi, ölüm çok doğal ve sıradandı. Ben mermilerin her yerde çıkabilecek bir şey olduğunu sanırdım. Top yolu her yerde var diye biliyordum.

Yokmuş. Sadece bizde varmış,

Galiba sadece birazcık Çanakkale’deki hatıraları koruyabildik…

Dünya tarihinin en büyük savaşlarının ortasında kal, hiç iz kalmasın! Ne bir belgesel ne bir araştırma ne anıt ne de heykel… 1877-78 Türk Rus Savaşın büyük bir savaştır. Savaş meydanında hiç iz bırakmadık! Kahramanları da şehitleri de acı ve vahşetleri de unuttuk. Öldükleriyle kaldılar!

Rusya ise birçok şehrinde 1877-78 anıtları yaptı, kahramanların heykellerini dikti. Caddelere adını verdiler, sinema filmleri, belgeseller ve yüzlerce kitap yayınladılar, operalar, marşlar bestelediler. Madalyalar, hatıra paralar, pullar, kartpostallar vs… Kremlin’in karşısında bile 93 harbi anıtı var. Onu neden oraya koymuşlar? Putin, Saray’a her giriş çıkışta onu görüyor. O zarif anıt ona neleri düşündürüyordur?

Anıt yapmayan, kahramanlarını unutan toplumlar yamyamdır. Kendi çocuklarını yer, yediğini unutur, yine yer.

***

Yazıyı okuyan bir dost uyardı: “Bu yazıya, rahmetli Yunus Zeyrek’in Âşık Zülâli’ye yazdığı naziresinden şu dörtlük yakışır.” Bence de yakışır:

“Meteristen baktım yüce dağlara,
Arsıyan’ın başı duman göründü.
Çiçekten taç giymiş şanlı Urama,
Yaylalar içinde bir han göründü.”

Beşli mavzer kovanları (Kaynak: bayrakmuzayede.com)

1 thought on “Posof Metristir

  1. Geri bildirim: Atabek Yurdu Yazıları -

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir