Günlerdir içimde birikenler
bugün sonuna kadar boşalıyordu sanki,
aklıma her hatası geliyordu insanın
ve bazen de gülüyordum
ağlanılacak halimize…
Duyulmaz olmuştu artık,
kapıların ardında bırakılmıştı sessiz çığlıklar.
Ne zamandır kapanmıştı
o gönül kapıları
ve ne zaman başlamıştı bu “ben” olma sevdası
Küçük bir çocuğun ağzında
uğursuz bir ıslık olmuş artık hayatımız,
her adım yeni bir dibe batış..
Ve sonunda unutuldu dostluklar
bu bize düşman dünyada,
hiç bozmayacağımızı sandığımız yeminler
bilinmedik köşelere sıkıştırıldı.
kardeşlikler, kardeş kelimesinden bile
daha az anlam taşır oldu.
Yaşam,
yılanın gömlek değiştirişi gibi
sessiz ve usulca anlam değiştirdi.
Tedavülden kalktı
kardeşlik, eşitlik, dostluk kelimeleri.
ve sonra bunların yerine
büyük harflerle “yalnızlık” yazıldı..
Büyüdükçe iyice yalnızlaştı insanlar,
önce toprağına küstü,
sonra sevdasına, dostuna, kardeşine,
ve hatta o bitmeyen bağlılıkları anlatan
türküsüne bile….
O büyük yalnızlıklar kavgalara,
kavgalar savaşlara dönüştü sonra,
yaşam sonu belirsiz bir tünelde yitip gitmek oldu.
Ve güneş binlerce kez doğdu
yatağa gömülmüş insanların üzerine.
Ama hiçbir şey değişmedi bu
yalancı ve yabancı dünyada,
insanlar değişmesi gerekenleri hiç görmediler.
Ama bugün,
güneş bir başka doğacak sanki,
baştan çıkaracak herkesi,
ve gözler hep bir dost selamı arayacak o an
yürekciklerimize birden, bir umut yerleşecek
o umutla, yeniden,
bembeyaz bir kağıda
umut kokan kardeşlik senaryoları yazılacak
rol almayan kalmayacak bu oyunda.
Öyle kardeşçesine olacak ki bu oyun,
gece bile gündüzle eşit paylaşacak zamanı,
çiçekler toprağın sertliğine isyan edercesine
filiz verecek aniden,
bir selam da onlar verecek dünyaya.
Güneş koruyucu bir anne gibi
içimizi ısıtacak o an,
belki ilk aşkımızı hatırlayacağız ya da
köşe başında bizi bekleyen bir aşkla karşılaşacağız.
Aç bir kedi bile gurur yapıp ağlamayacak belki,
ve bir kediyi ağlamasa bile doyuracak kadar
“insan” olacak insanlar..
İşte, o gün
üstünde,
barış, umut, kardeşlik, özgürlük
yazan uçurtmalar havalanacak gökte.
Özgür yaşamak yalnızlaşmayı gerektirmeyecek,
kardeşlik ve eşitlik içinde
en büyük özgürlükleri aşkla yaşayacağız,
güneş ışığının yüreğimize yaptığı etkiyle..
Bugün başlayacak,
hayvanların yaşama hakkı,
bugün başlayacak umut dolu günler,
samimi bir dost selamına
hasret kalmadığımız ,
kardeş demek için kimlik sormadığımız günler
bugün güneş o yakıcı ışığını
toprağın dibinde
hayattan vazgeçmiş tüm köklere gönderecek
ve herkes insanlığa, yaşama dönecek o an.
Çünkü bugün nevruz,
çünkü bugün Mart dokuz,
çünkü bugün bizim ”yeni gün”ümüz..