Etnik Temizliğin Temizlikçileri

Sayı 85- Ahıska Özel Sayısı (Ocak 2025)

SSCB, 1937-1944 yılları arasında bazı etnik grupların topluca ve zorla yerlerini değiştirmiştir. Volga Almanları, Koreliler, Çeçenler, Karaçaylar, Kumuklar, Nogaylar, Kırım Tatarları ve Ahıska Türkleri gibi. Bu yapılanlar aşağıda açıklanacağı üzere etnik temizliktir. Bu yazının konusu, Ahıska ve Kırım Türkleridir. Bir kısım çevre, bu yüz kızartıcı durumu, kurbanların yurttaşlık ahlakına uymadıkları için sürgünü hak ettikleri biçiminde savunarak temizliğin meşru olduğunu söyleyip, etnik temizliğin pislik temizleyicisi haline gelmiştir. Gerekçeleri ise sürülenlerin, örneğin Ahıska Türklerinin devletlerine (SSCB’ye) ihanet içinde oldukları iftirasıdır. Ahıska’da Almanlarla işbirliği yapmışlarmış! Gerçekler böyle değil ama bu, Ahıskalıları hak aramaktan vaz geçirmek ve haklılıklarını gölgelemek için atılan bir iftiradır.

Bu oyuna gelip yanıt verseniz, size hesap vermesi gerekenler sizden hesap sormuş oluyor. Durumu bildiği halde bu oyalama ile zaman kazanıyor, sözü değiştiriyor, konuyu bilmeyenleri ikna edip bir de yanına çekebiliyorlar! Konuyu bilmeyenler bu “dolduruşla” zalimi mağdur diye görebiliyor!  Bu iftira SSCB tarafından atılmadı ama antitürk ırkçılığın bir imalatı olduğu uzun zamandan beri biliniyordu.

Bu iftirayı atanlar sıradan insanlar değildi elbette. Gazete ve dergilerde yazı yazma sorumluluğu taşıyan hatta akademik ünvanlara sahip kişiler bunu yaptı. Bunlara inanan insanlar da edindikleri kanaatlerle kurbanlara ikinci kez zulüm uygulamış oldular.

Bilim alet edilerek yapılan bir bilgi çarpıtma! Sol revizyonist ya da Avrupa soluna dâhil edilebilecek bazı tarihçilerin, Stalinist rejimde “kavimler hiyerarşisinin sonunda yer alan halkları” etnik temizlik amacıyla sürgün etmelerini “halk düşmanı halk” diyerek meşrulaştırıp, etnik temizliğin temizlikçileri olarak çalıştılar, çalışıyorlar.

Bazı yabancı tarihçiler, “gerçekleri çarpıtan” demek yerine “revizyonist” sıfatını kullandıkları diğer tarihçi grubunu Stalinist rejimin yaptıklarını temizlemekle eleştirmiştir. Onlara göre bu “revizyonist” tarihçiler, Stalinist rejimin yaptığı etnik temizlikleri “Sürgün edilenler halk düşmanıydı.” diyerek etnik temizliği meşrulaştırıyor, etnik temizliğin temizlikçileri haline geliyorlardı. Martin (1998), Pohl (1999) ve Chang (2019) makalelerinde bu “revizyonist” temizlikçileri irdelemiştir. Genellikle Marksist olan bu revizyonistler epeyce çoktur. Bunlardan birisi Türkçede de okunmaktadır. Chang, başta “Bakü Komünü” olmak üzere Türkçeye birkaç kitabı çevrilen Ronald Grigor Suny adındaki Ermeni tarihçinin revizyonist çalışmalarını ifşa etmiştir. Suny, Osmanlı Devleti’nin Ermeni tehcirini soykırım olarak nitelerken, Sovyetler Birliği’nin Rus olmayan halklara yaptığı etnik temizliği meşru ve makul olarak görür!

Bu pislik temizlikçilerin iftiraları yüzünden gerçekler uzun yıllar boyunca karanlıkta kalmış ve mazlumların yaşadıkları zulmü anlatamadıkları için haklarını almaları da engellenmiştir (Cormack, 2009; Çınar, 2022: 33). Nitekim Ahıska sürgünleri olsun, Karaçay, Kumuk, Çeçen, Balkar ve Kırım toplumlarının sürgünlükleri halen devam etmektedir! Bu insanların tarihî vatanlarını Türksüzleştirmek ve köle olarak kullanılmak üzere iftira atılarak etnik temizliğe maruz bırakıldığı artık ortaya çıkmıştır.

Pohl (2006; 2007: 32), Sovyet hükümetinin Ahıska Türklerinin neredeyse tamamını (% 93) tarım işçisi olarak görevlendirdiğini, açlık ve hastalıktan kaynaklanan yüksek orandaki ölümlere rağmen bu çalışma biçiminin Stalin ölünceye kadar değiştirilmediğini tespit etmiştir. Pohl’un anlatımları Stalinist rejimin Ahıska Türklerini etnik köle olarak gördüğünü düşündürüyor. Nitekim, Çınar’ın araştırmasında (2022: 48) Ahıskalı ilk ve orta öğretim öğrencilerinin dahi tarlalarda çalıştırıldıkları ortaya konulmuştur.

Vatan Savaşı Zaferine Katkılar
Rusya’da 2020’de bir kitap yayınlandı (Aliyeva Çınar ve Usmanov, 2020). Bu kitapta 2. Dünya Savaşı’na katılan toplumlar ve zafere olan katkıları anlatılıyor. Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan gibi devletler hariç tutularak sadece toplumlar ve özerk bölgeler incelenmiş. Kitaptaki bölümlerden biri Kırım diğeri de Ahıska Türklerinin 2. Dünya Savaşı’ndaki kahramanlıklarıyla ilgili. Kitabın başlığı: “SSCB Sürülmüş Halklarının 1941-1945 Büyük Vatan Savaşı Zaferine Katkıları”.

Rusya’da yayınlanan bu kitap da etnik temizlikçilerin yalanını yalancıların yüzüne tokat gibi yapıştırıyor. Savaşa Ahıska’dan 17-55 yaş arasında on binlerce kişi katılmış ve sağ kalanlardan yüzlerce kişi kahramanlık madalyası aldığı gösterilmiştir. Kitap, Sovyet belgeleri ve savaş gazilerinin ellerindeki belgelerle yazılmış.

Etnik temizliğe maruz kalmış mazlum halka iftira atanlar kendilerine özellikle “sol hareket içinde” yer buldular. Başlangıcı, sosyalist rejimi ya da Stalin’i aklamaya çalışmak gibi bir yere kadar anlaşılabilir bir güdü ile açıklansa bile durumun masumca olmadığı anlaşılıyor. SSCB’deki etnik temizliğin pislik temizlikçisi olma görevine talip olma ve bunu ısrarla sürdürmenin altında bir neden olmalıdır! Olayı yaşayanlar, tanıklar, Rus politikacılar ve akademisyenlerin açıklamaları ortadayken, bu yaklaşım Türkofobi içermiyor mu? Türkofobluk ya da Türk düşmanlığı bir ırkçılık biçimidir! Bu gözlemin saptamaları elbette bütün sol düşünce ve akımları kapsamamaktadır. “Pislik Temizleyicilerin” yazdıkları Türk nefreti, yazılarında ve arşivlerde duruyor. Gençlere o yazıları bulup ortaya koymak ve yazarlarının maskesini indirmek düşüyor.

Rusya’ya 1917’den sonra çöken Kafkasyalı sosyalist görünümlü faşist çeteler, 1930’lardan itibaren ülkede kızıl terör, repressia ve holodomor vahşetlerinden sonra dünya için de 2. Dünya Savaşı’nı tezgahladıkları anlaşılıyor. Bu arada birçok toplumu etnik temizlik adı altında vahşi yöntemlerle başka yerlere taşırlar. Savaş bitip pus dağıldıktan sonra yaşanan vahşeti açıklama gereği ortaya çıktı. Vahşeti açıklamak için bu toplumların ülkeye karşı suç işledikleri iftirasını attılar. Bu görüşü Rusya Federasyonu bir yasa ile de tespit etmiştir.

26 Nisan 1991 tarihinde Rusya Federasyonu Yüksek Şurası, halkların sürgün edilmesini “siyasetin iftirasıyla soykırım” olarak kabul eden 1107-1 sayılı “Sürgün Edilmiş Halkların Rehabilitasyonu”na ilişkin bir yasa çıkarmıştı. Bu yasanın 2. maddesinde “… siyasi iftira ve soykırıma maruz bırakılarak, bunun sonucunda zorunlu göçe tabi tutulan…” diye tanımlanan ve genellikle 1944 yılı ve öncesinde sürgün edilen halklara zararlarının tazmin edilerek yurtlarına yerleştirilmesi gerektiği belirtilmiştir (Zakon, 2025). Özetle, Rusya yapılanın siyasi iftira atarak soykırım amacıyla sürgün etmek olduğunu tespit etmiş ve böylece itiraf da etmiştir.

Bunlar ortadayken hala soykırıma maruz kalan toplumlara iftira atanlar kimlerdir? Soykırım amacıyla yapılan etnik temizliği yalan yayınlarla temizlemeye çalışanlar gerçek proje sahipleri olabilir mi? Bu pislik temizleyicileri, bu suçun kurbanlarının canlı kanlı biçimde ortaya çıkıp gerçekleri anlatmalarına rağmen Rusya’nın bile sorumluluğunu kabul edip özür dilediği soykırım amaçlı etnik temizlik olarak tanımladığı bu insan hakları suçunu, yüzümüze baka baka hâlâ nasıl savunabiliyorlar?

Tarih, milletlerin birbiriyle sürtüşmeleri içinde biçimleniyor. İyi olan kazanıyor, kazanamayan ise mevzi kaybediyor. Atabek Yurtlular 1800’lerden beri yoğun bir saldırı, kuşatma ve katliamlarla boğuşuyor. Önceki yüzyılda Ahıska, Ardahan, Artvin, Bayazıt, Ağrı, Ahıska’yı kaybettik ve insanlarımıza etnik temizlik yapıldı. Üstelik Ahıskalılara bugün bile hak ettikleri yardımı yapamıyoruz. Bunlar Ahıska Türklerinin şahsında Türk milletine yapılmıştı.

Kırım Tatarları da benzeri bir abluka altındadır. Kırımlılar, Almanlarla işbirliği yaptıkları gibi bir iftirayla karşı karşıya bırakıldılar. Onlar daha da zor durumda ama mücadelelerine devam ediyorlar. Dertlerini Rusya içindeki vicdanlı insanlara da anlatıyor, kendilerini savunuyorlar.

2.Dünya Savaşı’nda Almanlara esir düşüp Almanya safına geçen bir grup Tatar esiri bahane edilerek Tatar toplumu, geride tek kişi dahi bırakmadan, etnik temizlik amacıyla tarihî vatanlarından sökülüp Rusya içlerinde dağıtıldı. Aynı şekilde esir olan ya da olmadığı halde Almanya tarafına geçen çok sayıda Rus da vardı! Savaşın kazanıldığı belliyken ve on binlerce Tatar Sovyetler Birliği için savaştayken 18 Mayıs 1944’te sürgün başlatıldı. Aynısını birkaç ay sonra Ahıska Türkleri de yaşadı. Bu vahşet bir toplumun ülkesine ihaneti karşılığında değil, Sovyet Rusya’sının o kargaşanın yarattığı gölgede Türk topluluklarına karşı yaptığı ırkçı bir etnik temizlik saldırısıydı.

Hem Ahıska Türkleri hem Kırım Türkleri bu sürgün ve sonrasındaki kötü koşullardan ötürü nüfusunun büyük kısmını kaybetti. Stalin’den sonra yapılanların yanlış olduğu açıklandı. Kalanlar halen Türkistan’dan kendi kısıtlı olanaklarıyla vatanlarına dönmeye, dönenler ise tutunmaya çalışıyor. Sürgün de hâlâ bitmiş, insanlar vatanlarına dönmüş ve yaraları sarılmış değil!

Kaynaklar
Aliyeva Çınar, M. & Usmanov, A. (2020). Vklad meshetinskih (ahıskinskih) turok v pobedu v velikoy oteçestvennoy voyne 1941-1945 gg., Vklad repressirovannıh narodov SSSR v pobedu v Velikoy Oteçestvennoy voyne 1941-1945 gg. Tom II, Krımskiye tatarı, bolgarı, greki i armyane Krıma, meshetinskiye (Ahıska) turki, Simferopol: Mediatsenter im. İ. Gasprinskogo, ss. 185-257.

Bugay, N. F. (2021). Sovyet arşivlerine göre Ahıskalı Türklerin sürgünü. (Çev. S. Ayvaz), Ankara: Berikan Yayınevi.

Carmack, R. J. (2009). The Deported Millions: The Stalinist State and the Evolution of Its Ethnic Terror Regime, 1928-1945. MA Thesis. University of Wisconsin-Madison

Chang, J. K. (2019). Ethnic cleansing and revisionist Russian and Soviet history. Academic Questions 32, no. 2 (Summer 2019): 263-270. DOI 10.1007/s12129-019-09791-8

Çınar, İ. (2022). Ahıska sürgününün eğitimsel sonuçları. Ankara: Bengü Yayınları.

Martin, T. (1998). The origins of Soviet ethnic cleansing. Journal of Modern History, 70, no, 4: 813-861. Doi http://dx.doi.org/10.1086/235168

Pohl, J. O. (1999). Ethnic cleanising in the USSR 1937-1949. Westport, Conn: Greenwood Press.

Pohl, J. O. (2006). Socialist racism: ethnic cleasing and racial exlusion in the USSR and Israel. Human Right Review. 7(3): 60-80.

Pohl, J. O. (2007). A caste of helot labourers: special settlers and the cultivation of cotton in soviet central assia: 1944-1956, in Deniz Kandiyoti, (ed.) The Cotton Sector in Central Asia: Economic Policy and Development Challenges. London: School of Oriental and African Studies, University of London, pp. 20-35.

Zakon (2025). Zakon RSFSR ot 26.04.1991N 1107-1 “O reabilitatsii repressirovannıh narodov” http://www.consultant.ru/document/cons_doc_LAW_7348/ Erişim: 10.01.2025

Bu konuya ilişkin bazı okuma önerileri

Palko, Olena. (2023). Attempted Genocide? The Soviet Regime and its ‘Population Politics’ in the Early 1930s. in Eryk Habowski (ed.) Ludobójstwo: Nieludzkie zbrodnie czasu wojny i pokoju. Prawo – polityka – historia. pp. 143-159. Warsaw, 2023

Pohl, J. Otto, Schmaltz, Eric J. and Vossler, Ronald J.(2009)’“In our hearts we felt the sentence of death”: ethnic German recollections of mass violence in the USSR, 1928-48′,Journal of Genocide Research,11:2,323 — 354.  http://dx.doi.org/10.1080/14623520903119035

Thijs Korsten (2018).  Interpreting Stalin’s Wartime Ethnic Deportations  Soviet History (171C)

Çınar, İ. (2020). Educational results of an exile: The Ahiska Turks. International Online Journal of Education and Teaching (IOJET), 7(4). 1603-1633. http://iojet.org/index.php/IOJET/article/view/1075 

Zulai Sulimovna Isakieva, Svetlana Ismailovna Akkieva (2022). Deportation of the Chechen and Ingush peoples to Kazakhstan and Central Asia

Akif Tahiiev. (2025). The Muslims of Ukraine: Demographics, displacement and faith during the conflict.

 

1 thought on “Etnik Temizliğin Temizlikçileri

  1. “Sizler Türk olduğunuzu unutsanız da, düşmanlar kim olduğunuzu asla unutmazlar”demişti Ebulfeyz Elçibey.
    Kaleminizdeki aydınlık aziz soydaşlarımızın ruhlarını huzurla doldursun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir