Bilgi Toplumu Modelini Benimseyen Bir Denetmenin Öğretmenlere Yardımı

Sayı 5- Bilişim ve Eğitim (Ocak 2004)

Avcılık toplumundan Bilgi toplumuna kadar olan süreç bir bütün olarak incelendiğinde, her toplumun kendine özgü düşünüce boyutu, ekonomi, aile, üretim, eğitim, inanç  gibi değişkenleri vardır. Her toplumsal değişim karşısında direnç gösterilse de değişim kaçınılmazdır. Değişimlerin sağlıklı yürütülmesinde değişim ajanlarından biri de kuşkusuz denetmenlerdir.

Bilgi toplumunun öncesi olan Sanayi toplumunu tamamlamadan bu toplumun gereklerini yerine getirmeden bilgi toplumuna geçmenin ve bilgi toplumuna geçişin ajanlığını yapmanın, bu bağlamda gerek öğretmenlerin gerekse denetmenin zorlukları vardır.Çünkü bilgi toplumunun neleri değiştirdiğini, nerede olduğumuzu nereye hangi araçlarla gidebileceğimizin bilinmesi gerekmektedir. Bilgi toplumunu oluşturacak öğrencilerin yetiştirilmesinde kuşkusuz program, planlama, metot, yöntem, strateji, araç gereçlerin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.   Bir toplum değişirken;okullar ve bu okulları destekleyen sistemler de değişmelidir. Okulda değişim,kademeli ve oldukça uzun bir süreç içinde gerçekleşir. Okullarda yeni bir uygulamanın başarısız olmasının başlıca nedeni, öğretmen, veli, öğrenci ve topluma bu yeniliği kabul etmeleri ve desteklemeleri için verilen sürenin yetersizliğidir. Bilgi toplumunun eğitim modeli öğrenci merkezli eğitimdir. Mevcut eğitim sisteminden, öğrenci merkezli eğitim sistemine başarılı bir geçiş yapmak için iki tür değişim gerekmektedir.

l.SİSTEMİK DEĞİŞİM

2.BİREYSEL DEĞİŞİM

OKULDAKİ DEĞİŞİM SÜRECİ

Schrenko’ ya göre ( 1994, s.56);  Değişim ihtiyacı   è    İhtiyacı fark etme   è   Değişimi güdüleme è    Stratejinin belirlenmesi         è Stratejilerin kesinleştirilmesi      è   Eylem Planı    è

Uygulama  è      İzleme     è    Veri toplama        Gerekli değişikliklerin yapılması aşamalarından oluşmaktadır ( MEB, 2002, s:56)

Sistemik  değişim, okulun tümünü kapsayan değişim sürecidir. Sistemik değişimin gerçekleşebilmesi ancak veli, okul ve toplum arasında gerçek bir ilişkinin işbirliğinin olması halinde gerçekleşir. Öğrencilerin 21. yüzyılda yaşamaya ve çalışmaya hazırlanması için bu ortak amaç doğrultusunda tüm bu kesimlerin uzlaşmış olması gerekir. Bu bağlamda öğrencilerin hayal güçlerini,yaratıcılıklarını ve estetik duygularını besleyen bir öğretim yaklaşımı teşvik edilmeli, onların kişisel, toplumsal, sosyal ve entelektüel değerleri kazanmaları desteklenir .

Öğrencilerin temel kavramları anlama düşünme ve nedenleştirme yetenekleri, tüm iletişim ve bilgiye ulaşma becerileri ile bunların gerçek yaşam durumlarına uyarlanması istenir. Öğretmenler öğrenme ve performansın artırılmasında farklı yöntemler olduğunu fark etmelerini sağlayacak bir dizi öğretim stratejisini kullanmaya yönlendirilirler. Okul disiplinler arası yollarla öğretme ve kütüphaneler, müzeler, iş dünyası, sivil toplum örğütleri gibi öğrenme ortamlarını kullanmaya teşvik edilir ( MEB, 2002, s:56).

Bireysel Değişim; Bireyin değişimin gerekliliği ve yararına inanması ile ortaya çıkan

Kişisel bir değişim sürecidir.Her kurum okul bireylerden oluşmaktadır.Sistemik değişim gerçekleşirken bireylerin okuldaki bu sistemik değişime uyum sağlamak üzere kişisel değişim için istekli olmaları gerekir.Hall ve Hord’a göre ancak bireylerin ilgileri ve bu ilgilerin iş göreceği özel ortamların dikkate alındığı durumlarda değişim başarıya ulaşmaktadır.Okulda uzun vadeli değişim okul toplumunu oluşturan bireylerin değişim evreleri boyunca çalışmaları ve kişisel ilgilerinin karşılanması sonunda gerçekleşmektedir ( MEB, 2002, s:56).

Bireysel değişim süreci sonunda öğrenci öğretmen ve yönetici ile okulun yeri ve rolü de bu yeni yaklaşım doğrultusunda değişecektir.Artık öğrenciler sınıfta sessizce oturup öğretmenin anlattıklarını ezberlemekle ve sınavda da ezberlediğini tekrarlamakla yetinmeyecek görerek çözerek, söyleyerek, yaparak, katılarak, paylaşarak, öğrenecek öğrenmeyi öğrenecek öğrendiklerini sorgulayacak ve kendi bilgisini kendi üretme becerilerini kazanacaktır.

Öğretmen ise öğrencilerin kendi gereksinimlerini kendilerinin fark etmesine yardımcı bir rol üstlenerek,öğreten konumundan çıkarak yönlendiren,destekleyen paylaşma yoluyla öğrenme sürecini organize eden olacaktır ( MEB, 2002, s:85-89).

Titiz’e göre ( l996, s:151) ezber; Beynin en temel fonksiyonu olan düşünmeyi göz ardı ederek daha az önemli olan hatırlama üzerine odaklanmış eğitim yaklaşımının sonucu olarak ezber; düşünmenin yaratıcılığın  ve özgün fikirlerin karşısındaki çok önemli bir engeldir.Yapılan araştırmalar ezber yöntemiyle öğrenmenin sadece hatırlanmayla ilgili zihinsel süreçlerin gerçekleşmesini sağladığı göstermiştir.Bilgi çağı insanı profiline uygun bireyler yetiştirmek, daha ileri zihinsel süreçler gerektirmektedir. Ancak kavrama,uygulama,analiz,sentez,ve değerlendirme davranışlarını da kazanmış bireyler bu profilin gerektirdiği nitelik dokusuna sahip olabilir. Ezber;

  1. Düşünmek, fiziksel bir hareket gibi enerji harcamayı gerektirdiği, ezber ise düşünmeyi gereksiz kıldığı, dolayısıyla enerji harcamayı gerektirmediği için öğrencinin,
  1. Ezberle yetişmiş kişilerin kolayca yönetilebilen kişiler olması nedeniyle yöneticilerin,

c)  Ezberleneceklerin bir listesinin yapılıp okullara gönderilmesi ve öğretmenlerin bu sınırlar içerisinde yapacaklarının azlığı nedeniyle eğitim kurumlarının ve öğretmenlerinin tercih ettiği bir yöntem olmaktadır.

Düşünen, sorunlara çözüm getiren, yaratıcı bireyler yetiştirmek için bu kolaylıktan vazgeçmek, eğitim sistemini ezber olgusundan derhal ve tümüyle arındırmak gerekir. Ezberin eğitim sitemimizden atılmasının yolu öğrenci merkezli eğitim yaklaşımının benimsenmesinden geçmektedir .

Bilgi toplumuna geçişte öğretmene rehberlik edecek denetmenin öncelikle bilgi toplumunun içeriğini bilmesi ve içselleştirmesi gerekmektedir.Çünkü bilgi toplumu çok şeyi değiştirirken denetmenin görev tanımını da değiştirmiştir.

Eğitim sisteminde müfettişlerin görevlerini yerine getirebilmeleri ve rollerini oynayabilmeleri için aranılan yeterlikleri kazanmış olmaları gerekir.

Teftiş sisteminde müfettişin yerini:

a) Kendisine yasal olarak verilen görevler,

b) Görevlerini yerine getirme süreçleri,

c) Oynadığı roller,

d) Bu rolleri oynarken gösterdiği davranışlar belirler.

Bakanlık ve İlköğretim Müfettişlerinin görevleri ,yönetmeliklerde belirtildiği üzere dört alanda toplanır.

l.İnceleme

2.Denetim

3.Rehberlik

4.Soruşturma(İdari ve adli).

Müfettişin görevleri,teftişin nasıl görüldüğü ile yakından ilgilidir.Teftiş yaratıcı bir güç,ilham verici bir kaynak,moral yükselten bir özendirme mekanizması ve eğitimde liderlik temellerinden biri olarak görülmelidir. Müfettişin görevleri niteliği ve rolü yeniden  gözden geçirilip tekrar saptanmalıdır  (Bursalıoğlu 1994,s.131).

Bilgi toplumunda denetmen öğretmenlerin:

  1. Nerden geldik-Neredeyiz-Nereye gidiyoruz  şeklinde bir analiz yapmalarını sağlamalıdır.
  2. Bilgi toplumunun gereksinimini ,tanımını ve özelliklerini izah etmelerini sağlamalıdır.
  3. Velilerin bu değişimi benimsemeleri ve katkıda bulunmalarını sağlamalıdır.
  4. Bilgi toplumunda öğretmenin yeni rolünün, görev tanımının anlaşılmasını sağlamalı  ve benimsetmelidir.
  5. Bilgi toplumunda öğrencinin rolü, görevi konusunda rehberlik yapmalıdır.
  6. Bilgi toplumunun öğretimden beklentileri konusunda öğretmenlere rehberlik etmelidir.
  7. Öğretimin planlanması, öğretim metot ve yöntemleri konularında yetkinleşmelerini sağlamalıdır.
  8. Öğretmenin; öğrenci merkezli öğretimin gerçekleşmesinde kullanacağı teknolojik araç ve gereçlerin kullanılmasında  rehberlik etmelidir.
  9. Öğretmenin alanında yeterliliğinin artırılmasında rehberlik etmeli, bu amaçla kliniksel denetime özen göstermelidir.
  10. Bilimsel düşünme,bilgi üretme ve bilgiyi kullanma konularında öğretmene rehberlik etmelidir.

Bilgi toplumu modelini benimseyen denetmenin öğretmenlere yapabileceği hizmetlerin sonuç alabilmesi için; öğretmen yetiştirme siteminin, sınav sisteminin, devletin eğitim öğretime bakış açısının da bilgi toplumu özelliği taşıması gerekmektedir!

YARARLANILAN KAYNAKLAR

MEB.( 2002). EARGED.MLO Modeli.Milli Eğitim Yayınevi. Ankara.

Titiz,T. ( 1996) Ezbere Hayır. İnkılap Kitap evi  İstanbul.

Bursalıoğlu,Z. ( 1994). Okul Yönetiminde Yeni yapı ve davranış. Ankara ,Pegem Yayınları No:9

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir