İçimdekiler

Sanırım şimdi tam vakti geceye vuran üşümüş kar tanelerini ve ondan daha çok üşüyen, titreyen kimsesiz yürekleri yazmanın. Ah! Canım hayat geçiyor ve bir yaprağı daha azalıyor yaş takvimimizin. Bardağın dolu tarafı vardı değil mi? Düzeltiyorum, bir yaş daha ekledik ömür birikintimize. Koca bir üç yüz altmış küsur dünler geçirdik: tekdüzelikler, haksızlıklar, umutsuzluklar, pes edişler, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yankılananlar

Akarken türlü çeşit düşünce bir an donuyor kelimelerim, kaldığım yeri unutuyorum. Bazen hatırlamaya çalıştığımda ‘ Neredeydim nerelere geldim? ‘ diyerek gülmeye başlıyorum bazen hatırlayamıyorum bile. Her şey anlamsız ve kalabalıklaşıyor tam boğulacak gibi olurken birdenbire tüm bu karabasanlar uçup gidiveriyor. Acaba bu bir tek ben de mi oluyor? Az biraz soluklanınca tüm kaygılar, gözlenenler, var […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yaşamanın Ertesi Yok

Üşüdüğümüzde camı kapatmak kadar, kolay olsaydı keşke; -sevilmediğimizi anladığımızda, kişiye yüreğimizi kapatmak. -Müşfik Kenter Yine bir sürü saniyeli dünleri geride bıraktık. Ne mi değişti? Şöyle bir dönüp bakın arkanıza… İnsanlara bakarken gözlerinden küçücük hayat hikâyeleri okuyorum, biriktiriyorum, düşünüyorum, kah üzülüp kah tebessüm ediyorum. Sağlık sorunları, sınav sıralamaları, vize mağduriyetleri, tembellik bahaneleri, kişilik çarpışıklıkları, televizyon programları, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Alzheimer Bahanesiyle Düşününce

Alzheimer, çağımızın hastalığı öyle değil mi? Peki ne olur ki bu hastalığa düşünce? Yaşadıklarımız, gözümüze kıyamadığımız sevdiklerimizle paylaştığımız türlü çeşit anıyla dolu saniyelerimiz nasıl da yok olup gider ki aklımızdan? O gözlerinin içindeki sıcacık sevgiyi gördüğün, sarıldığında kalp ritminin kendi canında attığını hissettiğin, kafandan geçirdiklerini kelimesi kelimesine sen ağzını açmadan dile getiren, hayata, insanlara, olaylara […]

Yazının devamı İçin tıklayınız