Demokrasi Kültürü

Kültür, tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünüdür.  Diğer bir deyişle kültür,  bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserleridir.[1] Demokrasi ise halkın egemenliğine dayalı yönetim biçimi ve toplum hayatını düzenleme bakımından bir […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Özgüven ve Güvensizlik

Yazar Deniz SÜTEL    Eğitişim Dergisi. Sayı: 25. Ocak 2010   “Güven, korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma, bağlanma duygusudur.”[1] Özgüven ise, yaşam savaşında zorluklara karşı direnç ve üstünlük sağlamamızı, gerçekçi bir bakış açısıyla olaylarla mücadele etmemize yardımcı olan kişisel bir özelliktir. Diğer bir deyişle, “insanın kendine duyduğu güven duygusu” olarak da tanımlanabilir. Başarı, mutluluk, direnç […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Mutluluk ve Mutluluksuzluk

YİRMİLERİNDE MUTLULUKSUZLUK Güzel bir bahar günü… Ankara sisten, dumandan arınmış, tertemiz bir güne merhaba diyor.  Sıkkınım, alabildiğine sıkkın.  Yalnızım ya da yalnız olduğum düşüncesine sığınıyorum.  Her demde sığınılacak bir düşünce ya da elem arar ya insan, o misal.  Olduk olmadık her an bunalacağım, kendim yetmez çevremdekileri de bunaltacağım. Okula gitmeliyim.  Telaşla hazırlanıyorum, ateş almış gibi, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Aşka Bir Haller Oldu

Yüzlerce tanımı olan, anıldığı anda insanın içini ürperten başka bir sözcük daha var mıdır? Günümüzde pek çoğumuzun iç geçirerek düşündüğü, bulabilmek uğruna dünyanın bir ucundan diğerine, bıkmadan usanmadan yol alabildiği, üç harfli bu sihirli sözcük elbette ki;  Aşk! Uğruna yaşamlar yok edilebilen, kimimizi yemeden içmeden kesen, kimimizi deli eden, yaş baş dinlemeyen, sonuç olarak hepimizi […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadınsı Yansımalar – 1

Kadın içsel dünyasını anlatan yazı dizisi yapmak istedim.  Her sayıda yepyeni bir yansıma! Beğenilip beğenilmediğini okuyucu yorumlarına göre düzenleyip gelecek yazılarda sürdüreceğim… Belki de bir saatten fazla olmuştu uyanalı.  Ama bir türlü kalkmak gelmiyordu içinden.  Gözleri tek noktada, beyninde uçuşan düşünceler karmakarışıktı.    Mutfaktan gelen mis gibi kahve kokusuyla kendine geldi.  Geç saatlere kadar oturmayı alışkanlık […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

J. J. Rousseau’da Bilim-Sanat-Erdem İlişkisi

JEAN-JACQUES ROUSSEAU’NUN “BİLİMLER VE SANATLAR ÜSTÜNE SÖYLEV” ADLI ESERİNDE BİLİM-SANAT-ERDEM İLİŞKİSİ Ahlak felsefesi, insan yaşamının ahlaki boyutu ile ilgilenir. İnsan yaşamının değerleri, ilke ve yargıları Ahlak Felsefesinin konularını oluşturur. Ahlak ise, insanların birbirleriyle ya da devletle olan ilişkilerinde ortaya çıkan ve yapılması beklenen davranışlardır.[1] “Bilimlerin ve sanatların gelişmesi ahlakın düzelmesine yardım etmiş midir?”[2] Rousseau’nun eserlerindeki tezlerini […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bebek DÜŞLER

Bebek düşlerim vardı benim, Sıcacık dünyama, Ilık bahar yağmurları yağacaktı. Ayrılık rüzgârı hiç dokunmayacaktı sevdama, Bebek düşlerim hep bebek kalacaktı. Civelek renklere bürünecekti hayat, Siyah ve gri yerine, pembe beyazlar olacaktı. Olmadı, olamadı… Büyüdükçe ben, bebek düşlerim de büyüdü, Umut zamana yenik düştü. Şimdilerde pembe beyazlar yok gibi, Gerçek renklerse sarar beni kor gibi. Sıcacık […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadınsı Yansımalar – 2

Saatin acı sesiyle kendine geldi.  Alelacele kalktı, yüzünü yıkadı, akşamdan hazırlamış olduğu hardal sarısı elbisesini giydi. Saçlarını topladı.  Aynanın önünde duran rimele uzandı ama vazgeçti. Yalnızca pembe rujunu sürmekle yetindi.  Hafif bir şeyler atıştırdıktan sonra yola çıktı, her sabah olduğu gibi… Yağmur eşliğinde aheste yürürken, zincirleme düşünceler beyninde dolanıyor; ruhu çözemediği eciş bücüş kargaşalarla sarsılıyordu.  […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadınsı Yansımalar – 3

Nev’i şahsına münhasır kişiliği ile uçuk kaçıktan hallice, kaçıklık, şaşkınlık, görgüsüzlük üçgeninde sıkışıp kalmış, seksapel kırıntıları ile yoğrulmuş, kendince dürüst ve vakur kadındı Nihan! Uzun, sarı boyalı saçları, üzüm gözleri ve ince hatta çelimsiz sayılabilecek vücuduyla güzel denemezdi, ama çirkin de sayılmazdı. Dip boyasını ihmal etmez, kutsal bir görevmişçesine, kıpkırmızı rujunu sürmeyi de asla unutmazdı. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadınsı Yansımalar – 4

“Kırklı yaşları geride bırakalı epey olmuştu.  Hızla ağaran saçları yılların ne kadar çabuk akıp gittiğini açık seçik anlatıyordu.  Kuaföre gitmeyi oldum olası sevmezdi.  Elinden geldiğince saç boyası, manikür, pedikür gibi bakımlarını kendi yapmaya gayret ederdi. Son dönemlerde ise hemen her şeyi bırakmış; doğanın akışına kapılarak yaşam döngüsüne adeta başkaldırmıştı. Okul yıllarında yaşadığı üç beş kaçamağı […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Her Şey İyi Anne

Sımsıcak yaz günlerinden biri…  Ayvalık alabildiğine güzel, canlı ve vâkur. Gece ile gündüzün kaynaşıp seviştiği muhteşem bir Temmuz yaşanıyor.  Mevsimin en gözde ayıdır bana göre Temmuz, Haziran başlangıç, tatil habercisi, ağustos ise sonbaharın müjdecisi. Temmuz ise deniz ve güneşin en görkemli ayıdır, hele bir de sevdiğiniz yerde geçirme şansınız varsa, harikadır. Zamanı kaçırmak işinize gelmez, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Üzgün Olsam

Hayatımı sarıp sarmalasam, Altın yaldızlı bohçada sana sunsam, Bütün kötülükleri bir çırpıda Sonsuzluğa savursam, Hatalarımı yok edip, Adımı sevda koysam, Sevda olup, Tüm gönülleri sevgiyle doldursam, Kalpleri güzelliklerle yoğursam, Gecelerini yıldızlarla donatsam, Kış günü sıcacık güneş açtırsam, Gökkuşağı renklerine kavuşman için, Bulutları ağlatıp, yağmurlar yağdırsam, Denizlere dalga dalga “Üzgünüm” yazsam, Beni affeder misin? Sen beni […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadınsı Yansımalar – 5

“Derinden gelen bebek sesiyle uyandı. Oldukça uzun ve ağırdı son zamanlardaki uykuları nedense! Doktorunun verdiği sakinleştiricilerin etkisi ile olabilirdi bu rüya dolu uykular. Kim bilir belki de genç yaşına rağmen yaşadıklarının yorgunluğu, yarınların belirsizliği ve umut arayışlarının çaresizliğiydi tüm bunlar! Yeşil basma sabahlığına uzandı. Bir an önce bebeğine bakmalıydı, başka hiç bir şeyin anlamı ve […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Afili

Benim aşklarım neden böylesine afili?  Terslik bende mi? Yoksa alem mi alengirli?  Olduğu gibi yazmak geldi bu gece İçimden geçenleri, sırsız, sınırsız… Uçuk kaçık dünyamda, Ben hep umarsız!  Pembe panjurlu ev, Cıvıldaşan çocuk sesleri, Tek derdim “Ne pişirsem? ” Tek düşüncem ev gezmesi… Yolu gözlenesi bir koca, Çocukların dersleri, Evin alışverişi, temizliği… Tekdüze hayat, Fırtınadan […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Hoşça Kal

Soğuktu şehir… Sessiz, sessiz olduğu kadar da telaşlı ve mutsuz. Ölüm kadar sessiz, ayrılık kadar hüzünlü. 4 Ocak günü acı vardı şehirde, zehir zemberek, kor gibi. Telaş vardı, korku vardı. Oysa yürek tekti, düşünce tekti.  Dehşet, öfke ve nefretle sarmalanmıştı.  Soğuktu şehir, yürek tek, düşünce tek, ölüm kadar sessiz, ayrılık kadar hüzünlü… Çıktım, çıkmak zorunda […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadınsı Yansımalar – 6

Son günlerde bir haller vardı Nazlı’da. Duyguları o denli değişkendi ki, kendini tanımakta zorlanıyordu. Bir gün sevdiği diğer günü tutmuyor, diğer gün başka günü aratır hale geliyor ve o, kalbinin görkemli gezinişlerine gem vuramıyordu… Bugün ak dese, ak onu utandırmak istercesine mora dönüyor; mor, eflatun harelerle bezeniyor; eflatunsa sarıyla ahenkli bir valse başlıyordu… İçinde devamlı, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Aşk Sarhoşluğu

Zor sanattır aşk! Tek heceli minicik sözcüğün yaptıkları akıllara sığacak gibi değil.  Adı küçük, kapsamı olağanüstü… Beynimize söz geçiren en büyük güç, o güzelim irademizi ele alıp, oradan oraya savuran, yerden yere vuran, bazen göklere çıkaran, bazense yerin ta dibine batıran en büyük gizem. Nedeni, nasılı bilmez, kabul etmez. Hayatımıza konuverir, şarkılara, türkülere, filmlere konu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Okul ve Öğrenci Sloganları

Günden güne sloganlarımızın yayıldığını görüyorum ve bu bana oldukça keyif veriyor. İlk slogan çalışması yaptığım öğrencilerim şimdilerde büyüdüler. Kocaman birer genç oldular. Peşlerinden gelen arkadaşları tarafından sevgi, azim ve merakla takip edilmekteler. Günden güne çok yol katettiğimizi görüyorum. Zaman geçiyor, değişiyoruz, gelişiyoruz. Bu kez çalışmamızı bir arkadaşımın sınıfıyla yaptık. Daha doğrusu ben rica ettim, onlar […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Muhammed İkbal’in Felsefesi – 1

Muhammed İkbal, 1873’te Hindistan/Lahor’da doğar.  Babası Nur Muhammed’in tasavvufa karşı beslediği özel temayülü, İkbal’i küçük yaşlarından itibaren etkiler.  İkbal’in çocukluk yıllarından itibaren etkilendiği diğer bir sima ise, dönemin alimlerinden Mir Hasan’dır.  Mir Hasan, Seyyid Ahmet Han’ın fikirlerini benimseyen alim bir zattır.  İkbal köyünden Lahor’a gelerek üniversite tahsiline başlar.  Felsefe Bölümü’nü branş olarak seçer.  Thomas Arnold’ […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadınsı Yansımalar – 7

Son günlerde annesinin kurduğu cümleler: “Kızım ne okudun, ne çalıştın, ne de isteyenlerini beğendin! Bu gidişle halin ne olacak çok merak ediyorum, yaşın geldi de geçiyor, evde kaldın be evladım. Bak Emine’nin Gülistanı da evleniyor, akşama sabaha söz keseceklermiş!” kalıplarından ibaretti. Sürekli aynı baskı ve aynı can sıkıcı hengâme hâkimdi eve. Armudun sapı üzümün çöpü […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Muhammed İkbal’in Felsefesi-2

MUHAMMED İKBAL’DE “BEN” KAVRAMI VE BENLİĞİN YALNIZLIĞI Deniz Sütel İnsan, Tanrı’nın seçip yarattığı en iyi varlıktır ki, “ben” sözcüğü ile tanımlanabilir.  Eksikliklerine rağmen insan, Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisidir ve insan her tür riske rağmen emanet almıştır. İnsan benliğini mutlak olan yüce ben’ den almış olup dolayısı ile özgürlüğe en layık olandır.  Seçim yapan “ben” özgürdür. Benlik, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bir Yudum Nostalji

Yoğun geçen her dönemden sonra kafamızı dinleyip eğlenebileceğimiz, geçen zamanı değerlendirip çok daha kıymetli hale getirebileceğimiz bir yer ararız ya…  Vücudumuzun her zerresi “tatil” diye bağırır adeta. Beynimiz dalga dalga, düşüncelerin bir ucundan tutar ama sonuca varamaz. Düş ve gerçek arasında koşar, öte beriye çarpa çarpa, kimi zaman sendelemelerle, kimi zamansa şahlanışlarla geçmişi, “keşke” leri […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Hep Seni Sevdim, Can, Sana (Şiirler)

HEP SENİ SEVDİM Ben kimseyi senin kadar sevmedim, Kimseyle de mutlu olamadım. Emanet sevdalar giydim üzerime, Her birinde seni aradım. Gözlerinde emanet aşklarımın, Sen vardın… Çok sevildim ben, Sevdiğimse sadece sen.. Korkardım böylesi sevmekten, Gün gelip de seni kaybetmekten. Gözlerim başka gülerdi sen yanımdayken, Sesim daha buğuluydu, “Seni seviyorum” derken… Biliyor musun? Yamalı aşklarıma inat, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadınsı Yansımalar – 8

Şu aralar “keyif” almış başını uzaklaşmada. Kırgınlıklar, kopukluklar had safhada.  İnat yapar gibi her bir dellenme üst üste gelmede.  Dostlar ya da dost görünenler bir bir gitmede.  “Dostluklara değer veririm.” gibi beylik laflara sığınanlarsa içten içe yok olmada. Yaprak dökümü böyle bir şey olsa gerek… Senaryo aynı, film aynı, başrolde Aylin. Esas kızın etrafındakiler değişmede. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Emile ve Rousseau

Emile, Rousseau’nun eğitimle ilgili düşüncelerini açıkladığı eseridir. Bu eserde oldukça ayrıntılı ve sistemli bir üslup kullanan Rousseau’nun düşünceleri halen tartışılmaktadır. Beş bölümden oluşan eserde, ilk çocukluk yıllarından, yetişkinliğe dek Emile’ in hayat evrelerini, gelişimini görüyoruz. Bu bölümleri incelediğimizde, gözümüze en çok çarpan ise, “Her dönemde verilmesi gereken iyi eğitim için neler yapılabilir?” sorusuna alınabilecek cevaplardır. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İkbal’de İnsan Benliği

İslam’ın benliğe verdiği özgürlük, Müslümanlarca yanlış anlaşılmış ve kadercilik tüm İslam dünyasının geri kalmasına neden olmuştur. Kuran-ı Kerim’de üç ilke apaçık karşımıza çıkar: 1) İnsan Yaradan’ın seçtiği en iyi yaratıktır. 2) İnsan tüm hata ve kusurlarına rağmen Yüce Yaratıcının yeryüzündeki naibi ve temsilcisi kılınmıştır. 3) İnsan emaneti yüklenme cesareti göstermiş olup, özgürlüğe en layık olandır. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sevgi Sizsiniz

Son günlerde iyice huzursuzlaşmıştı. Bir gün sevdiği diğer günü tutmuyor, diğer gün ise, başka günü aratır hale geliyordu. Kimi zaman kalbi görkemli gezinişlere sahne oluyor, kimi zamansa kilerdeki un çuvalıymışçasına bir köşede saatlerce, sessiz bekleyebiliyordu. Bugün ak dese, ak onu utandırmak istercesine mora dönüyor, eflatunsa sarıyla ahenkli bir valse başlıyordu… Huzursuzdu… Kıyısından köşesinden mutlu olmaya […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Machiavelli ve Hükümdar

Niccolo Machiavelli (Makyavelli), 1469-1527 tarihlerinde yaşamış Rönesans ve hümanizm döneminin önemli düşünürlerinden biridir. Araştırıcı bir gözle tarihi, çağını ve insanı incelemiş somut gerçekleri sistemleştirerek, yeni bir devlet felsefesi geliştirmiştir. İnsanı ele almış ve bütün tutku ve zaaflarını incelemiş, dahası insanları yönetmek için bu zaafların nasıl kullanılacağını da açıklamıştır. Machiavelli, ülkelerin kurtuluşunun kuvvete dayanan ulusal devlette […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Okumak Üzerine

Çok seviyorum okumayı, okurken bambaşka dünyalarda kaybolmayı. Küçüklüğüm annemin okuduğu masal ve öykü kitaplarını ezberleyerek geçmiş. Ezberleyip gelen gidene sözüm ona okurmuşum! Bilmiş bilmiş bakınır, dinlenip dinlenmediğimi incelermişim. Sonrasında da hep kitaplar olmuş dünyamda. Onlarla mutlu olmuşum. Hep okumuşum, okutmuşum… YAĞMUR… Hava ılık, bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor… Ben yağmuru ve yağmurdaki hüznün kalplere inişini dinlemeyi […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Şiir Denilince

Şiirin anlamını araştıracak olursak; Türk Dil Kurumu Sözlüğünde şu tanım karşımıza çıkar:Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım, koşuk, manzume, nazım, koşuk. Şair ise, şiir söyleyen veya yazan kimse, ozandır. Son dönemlerde toplumda bir kitap bastırma alışkanlığı […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadınsı Yansımalar 9

Kırklı yaşlarındaydı Selen… “Dolu dolu kırk yıl” diye düşündü… Ne çok şey yaşamış, neler almış neler yitirmişti bunca zaman? Kaşım gözüm, ağzım burnum diyene dek geçen geçmiş, gelen gelmiş, kaybolana ise zaten diyecek pek fazla bir şeyi kalmamıştı! Puslu bir sonbahar akşamıydı… Gün boyu yağan yağmur evden çıkmasına engel olmuştu. Yağmurlu günlerde evde kalıp cam […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadınsı Yansımalar 10

Kış yüzünü göstermeye başlamıştı. Soğuk ve kararlı adımlarla hızla ilerliyor, yoluna çıkanları olanca hoyratlığıyla savuruyordu. İç sıkıntılarını ve akıl almaz bıkkınlıklarını havaya bağlıyordu. “Benim mevsimim bahar” diye iç geçirdi. Zaten soğuk ve yağmurla arası hiç yoktu. Her yaz bitimi, sonbaharın gelişi ona yalnızlığını hatırlatır, mutsuzluk dem be dem kapısını yoklardı.           Her şeye kızıyordu! Buluttan […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadınsı Yansımalar 11

Bölük pörçük uykularından birini daha yaşamanın verdiği yorgunlukla uyandı. Sırt ağrıları dayanılmazdı. Elleri uyuşuyor, boynu kopacakmışçasına ağırlık yapıyordu bedeninde. Gecenin köründe aniden uyanıyor, elinde bitki çayı, aklınca uyguladığı terapilerle derdine derman olmaya çabalıyor ama tüm bu uğraşları sonuçsuz kalmakta ısrar ediyordu. “Eskiden” diye düşündü…”Ne kadar da rahatmışım! Rahatmışız!”              “Aklımı başıma toplamalıyım tez zamanda” diyerek […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadınsı Yansımalar 12

Hep bir yerlere yetişmek zorundaydı! Zaman önde o arkada, bazen yan yana, bazen düşe kalka süresiz bir koşuşturmanın içinde, düz doğru yolu bulmaya çalışıyor, bu savaştan çoğunlukla yenik çıkıyordu. Bir de kıskanılmasa! Bir de işine gem vurmaya, baltalamaya çalışanlar olmasaydı ya! En güzel, en zeki, en akıllı, en muhteşem hatta fevkalade ötesi kadın olmanın sonucu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Hoşça Kal

Soğuktu şehir…  Sessiz, sessiz olduğu kadar da telaşlı ve mutsuz. Ölüm kadar sessiz, ayrılık kadar hüzünlü. 4 Ocak günü acı vardı şehirde, zehir zemberek, kor gibi. Telaş vardı, korku vardı. Oysa yürek tekti, düşünce tekti. Dehşet, öfke ve nefretle sarmalanmıştı. Soğuktu şehir, yürek tek, düşünce tek, ölüm kadar sessiz, ayrılık kadar hüzünlü… Çıktım, çıkmak zorunda […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadınsı Yansımalar 13

Bilgisayar başında sabahladığı gecelerden biriydi. Ev halkının uyuduğu saatlerde çalışmayı seviyordu. Kahve, sigara ve sessizlik üçlüsü onu mükemmel bir çalışmayla baş başa bırakıyordu. Eşini bir kaç yıl önce kaybetmişti. Tek başına kalan kaynanasını yalnız bırakmaya ise gönlü razı olmamıştı. İki oğlu ve öz annesi kadar sevdiği kayınvalidesi ile birlikte mütevazı bir yaşam kurmuştu. “Çok da […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Dilan

Ilık bir sonbahar sabahıydı.  Ilıktan öte sıcacık bir kasım sabahı… Yaşayıp anlayacaktım: Bu şehre bahar hemen hiç uğramaz, kış yerini alelacele yaza bırakırdı. Yaz ve kış dönüşümlü olarak hayata renk katarlardı.  Buraları baharı pek bilmez, bahar olsa olsa gönüllerde yaşanırdı. Yol adeta lastiklerin altında kayıyordu.  Küçük küçük mağaracıklar, yolun iki yanına sıralanmış, gizem dolu bu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Helva

Hayatımda önemli yer tutan yerlerden biridir Ayvalık.  Mis gibi havası, zeytin ağaçlarının ferahlığı, masmavi denizi ile en sevdiğim yazlık mekândır diyebilirim… Cennet Tepesinde gün batımı izlemenin, Cunda’da Papalina yemenin tadına doyum olmaz. Zeytin diyarı, hatta zeytinin başşehri sayılabilecek bu güzelliğin cumbalı evleri, taş sokakları da apayrı bir rüyadır.  Kapı tokmakları, alınlıkları, kapıları, pencereleri ile bu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Vazeçilmezim Mardin

“Seni Mardin’e yollasak, ne dersin?” Bu soruyu duyar duymaz ilk yaptığım, koşup haritaya bakmak olmuştu. Mardin, Mardin, Mardinnnnnnn… Güneydoğu, evet güneydoğu’da bir yerlerde… Duyardım sağdan soldan: Taşların büyülü şehri, medeniyetler beşiği, binlerce yılık kültür şehri, gizemli şehir, dost şehir, yemekleri harika şehir… “Fırat ve Dicle nehirleri arasında Mezopotamya bölgesinde, tarih boyunca pek çok medeniyet yerleşmiştir. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Gayri Ciddi Durumlar

Beni çok sıkan gayrı ciddi durumlarım var son günlerde! Bunaltan, kasan, çıldırma noktasına getirip bırakan durumlar. Bozuğum kısacası. Nelere mi? Buyurun: Egosu tavan yapmış da kat çıkmaya çalışanlara, Kendini bir halt sananlara, Her konuda söyleyecek sözü, anlatacak anısı olanlara, Telefon konuşmalarını ve watsap mesajlarını uzun tutanlara, Facebook’ta, İnstagram’da ota b*ka, her şeye yorum yazanlara, Sosyal […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Gönül

GEL Gün bugün müdür bir tanem? Hani yoksun sen hala buralarda… Kış dedin, kıyamadım sana, Soğukta yollara düşmene Gönül razı olmadı. Bahar dedin, baktık ki yaza az kaldı. Sabrederim ben, Yeter ki kavuşmak olsun sonunda. Peki, yaz gelecek mi bir tanem? Yaz gelir gelmesine de, Sen gelecek misin bir tanem? Bir ses ver yeter bana, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Özlem

Anneannemin ve dedemin anısına… Güzel bir Rum evinde yaşardı anneannemle dedem… İki katlı bu taş ve ahşap bina, tahta kapı, döşeme ve kepenkleriyle, hamamdaki kurnası, mutfağında davlumbazı, tahta rafları, duvardaki süslemeleriyle kendine has bir yaşamı sunardı bizlere. “Çocukluğumun en mutlu anlarını bu evde yaşadım” diyebilirim. Tarih kokardı her kare, nefes alırdı buram buram. Kocaman bir […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sende Sevdim

Gözlerde maviliği sende sevdim Sevmeyi sende sevdiğim gibi Aşkın sesini sende hissettim Beni sende sevişlerim gibi. Gece mavisi derinliklerde Kayboluşlarımı sevdim. Yokluğundaki hüzne aşık olduğum, Duysana sızlanışlarımı Yakarışlarım son demde Hissediyorum sonlandığımı. Gecikme bir tanem Yalvarırım gel bana. Şu koskoca dünyada Tek yar sensin bana.  

Yazının devamı İçin tıklayınız

Neredeyim?

Gün bulaşır ya bazen geceye, Anılar sendeler içimde. Puslu bir sonbahar sabahı, Gönül başka bir âlemde. Hani gün bulaşır ya geceye, Yürek suskun, can yorgun. Ben benimle bin bir halde, Ben benimle kendimde. Ne bir haber var, ne de güzellik. Fuşya bir sonbahar sabahı, Senden ırak, anılarsa tuzak. Gün ve gece iç içe sarmaşık misali, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İki Gözüm

Öyle özledim ki seni, sesini nefesini Her an çıkıp geliverecekmişsin gibi beklemedeyim. Bir tanem, iki gözüm bekletme gel! Tükenmelerdeyim! Hani söz vermiştim, Baharı bekle demiştin. Baharı geçirme iki gözüm, Özlemlerdeyim. Biliyorum, gelişlerin dönüşü kor bana Razıyım iki gözüm Yeter ki bir kez sar sarmala. Umudum ol yarınıma, Anla, tükenenlerdenim…  

Yazının devamı İçin tıklayınız

Mutluluğun Felsefesi

Hiç birimizin inkâr edemeyeceği bir gerçek vardır: Hepimiz mutlu olmak isteriz.  Neredeyse tüm hayatımız boyunca mutluluk peşinde koşarız.  Arayışlarımız süreklidir.  Çaba, “Acaba” kaygısı dönüşümlü olarak hayatlarımızı kuşatır.  Hedeflere varınca mutlu olacağımızı zannederiz.  Oysaki ulaştığımız her hedef, yepyeni uzantı ve arzuların habercisidir. Nedir mutluluk? Nasıl elde edilir? Bir kazanım mı, ilahi bir hediye mi?  İnsan kendi […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Eğitimde Kıssa ve Masalların Önemi

“Kıssa ders alınması gereken kısa hikâye olarak tanımlanabilir.”[1] “Ayrıca kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma, hikâye etme olarak da nitelendirilebilir.”[2]Kıssa geçmişte yaşananlardan ders çıkarma, nedenler hakkında araştırma yapma ve açıklama yollarına başvurarak günümüz insanına yol gösterici bir misyon üstlenmiştir. “Masal, genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, cin, dev, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Oyun

Neredesin? Bilmem ki kiminlesin… Anlamam ne haldesin… Bıkıp usanmadan gezersin. Açıklı koyulu kelimeler, İçimi kor eder. Oyun içinde oyun Beni zor eder. Ne ben sorayım, ne sen anlat! Toparla cümleleri, Kaldır bir kenara at. Anlatsan sana zahmet, Sorsam bana eziyet, Hayat tadında gerek. Belli bu fasıl böyle gelmiş, Böyle gidecek. Oyun içinde oyun Beni hoş […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Eğer

EĞER, Eğer gece güne kavuşmada zorlanıyorsa, Mazide küller arasında beni arıyorsan hala, Ve soruyorsan eşe dosta, Sen beni unutamamışsın demektir. Aldığın her nefeste, tattığın her yudumda, Attığın her adımda ben varsam hala, Sen beni unutamamışsın demektir. Duyduğun her ses sana beni getiriyorsa, Kalbin her umutta yeniden doğuyorsa, Dokunduğun her tende beni görüyorsan hala, Üzgünüm ama, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Demokrasi Eğitiminde Dinlemenin Önemi

Dikkat edilirse, günümüzde en çok konuşulan, irdelenen, tartışılan kavramların başında demokrasi gelmektedir. Nedir demokrasi? Demokrasi bilinci nasıl oluşturulur? Demokrasi, halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimidir.[1] Halkın yönetimi, halkın kendi kendisini yönetmesi anlamına gelen siyasi yönetim biçimidir. Genel olarak, temsil, idare, seçenek, kontrol mekanizması, insan hak ve özgürlüklerine saygı gibi temel kavram ve düşüncelerle beslenen süreçtir. Demokrasi […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Din Öğretimi ve “İyi”ye Ulaşma

Eğitim, çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine, okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme, terbiye işidir. Öğretim ise, öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işidir.[1] Eğitim çeşitli etkileşimlere dayanan, çok yönlü ve geniş kapsamlı bir süreçtir.  Öğretim ise bunun […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

“Hayır” Diyebilme Lezzeti

Bilirim “Hayır” demek zor gelir bizlere…  Sonuçta zarar görme olasılığı olsa bile, kolay kolay “hayır” diyemeyiz.  Neden telaffuz edilemez bu sözcük? Elimizi kolumuzu bu denli bağlamasına sebep nedir? Nasıl söylenmesi gerektiğini bilmememiz mi? Zayıflığımız mı?  Kötü intiba bırakma korkusu mu? “Bana hayır dense ne yaparım, tepkim ne olur?” şeklindeki saçma sapan düşünce mi? “Yalnız kalırım” […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bir Sevdadır Okumak

Sisli, bulanık Ankara yıllarımdan bugüne taşıdığım en güzel anılarım kitaplarla ilgili olanlardır. Bayılırdım boş zamanlarımda kitapevlerini dolaşmaya. Hele eski kitaplar… Onlara bakmak, dokunmak, hissetmek… Her dokunuş nice hayatlara götürürdü beni. Nice hayatlara dokunurdum alabildiğince… Kim bilir kimler okumuş, kimler neler almıştı onlardan; usulca, sessizce… Belki de hoyratça. Kimileri bebek misali özen göstermiş, kimileriyse beslenmişti bilgileriyle. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İlköğretimde Öğrenci Sloganları

Dicle Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı, Yrd. Doç. Dr. Kenan Yakuboğlu’nun fikirlerinden yola çıkarak, küçük bir çalışma yaptık. Son derece hoş, zevkli, düşünmeye yöneltici bulduğum bu çalışmayı sizlerle,  paylaşmak istedim. Atılan her adım, küçük de olsa, başlangıçtır… Önemli olan istemek… Görünüşte çok basit olan bu çalışma, zaman geçtikçe meyvelerini verecektir. Günümüz toplumlarında, erdem ve insani değerler […]

Yazının devamı İçin tıklayınız