Mit kavramı nedir, kökeni nerelere dayanır ve mitlerin hayatımızla, inançlarımızla bağı ne derecede önemlidir? Yaratılış Mitolojileri kitabı mitlerin bize ne verdiğini, bizim mitlerden nasıl beslendiğimizi gözler önüne seriyor. Ciddi bir araştırma sürecinin ürünü olan bu kitap, oldukça da sağlam kaynakçası ile ilgi çekiyor.
Bu eseri okumak için pek çok neden göstermek olası. En başta edebiyatla alakanız varsa kesinlikle mit teriminin akademik boyutu ile karşılaşmışsınızdır. Mitlere ve mitolojiye yönelik böylesi irdeleyici bir eseri elinizin altında görmek size mutluluk verecektir. Devamında dinler tarihi ve dinlerin kökeni ile ilgileniyorsanız yine sağlam bir kaynağınız olacak demektir ki Yaratılış Mitolojileri bu alanda sadece kaynak olmakla kalmayacak, düşüncelerinizi, bildiklerinizi şöyle bir sallayacak ve inançlarınızın üstündeki pasları, kirleri süpürecektir.
Eğer fantastikle aranız iyiyse, size fantastiğin de ne olduğunu, nereden geldiğini anlatacak olan bu eser, kökü evvel zamana değin uzanan medeniyetlerin kültürünü ve o kültürlerin doğurduğu bugünkü kültürleri de aydınlatacak.
Kısacası tek amaca hizmet etmeyen, geniş akademik kitleye hitap eden bir kitap Yaratılış Mitolojileri… Bir yanınız muhakkak okumak isteyip kanca atacaktır bu esere.
Mit nedir?
“İnsan davranışı için model teşkil eden, insanın kendisini, üzerinde yaşadığı dünyayı ve evreni olaylar, nesneler, davranış biçimleri ve kurumlar bütününde anlamlandırmasını sağlayan, her zaman için bir yaratılışın hikâyesini anlatan, bireyselliğe karşı kolektif bilinci temsil eden kutsal metinler” [2] mit olarak ele alınır.
Bu tanımdan hareket edecek olursak, mitin insan davranışlarını temellendirdiğini, insanın yaşama karşı bir bakış geliştirmesine kaynaklık ettiğini anlarız. Ancak önemli bir nokta daha vardır: yaratılış. Mitler, ne olursa olsun, yaratılışı işaret eden ve günümüzde fantastik sayılan öyküler, anlatılardır.
Mit ve mitoloji kavramları duyulunca akla ilk Yunan gelir. Bunu kitapta, yazarımız, Azra Erhat’ın benzer sözleriyle destekler. Öyledir ki artık Batı sineması bile Yunan mitlerinden türettikleri senaryoları beyaz perdeye aktarmaktadır. Ancak ne mitlerin anasıdır Yunan ne de en güzel örneklerini vermiştir. Doğu’ya dönün siz, Mezopotamya ve burada özellikle Sümer mitleri, Mısır mitleri, Orta Asya’da Türk mitleri, İran ve Hint mitleri, İbrani mitleri, İslam mitleri, Hitit mitleri, buraların ötesinde İnka mitleri mevcuttur.
Mitler, yaratılışın öyküsünden dem vuruyordu. Bunca medeniyet ve mit var. Ama yanılgıya düşmeyin, hepsinde ayrı ayrı yaratılış öyküleri yok. Tek bir öykü ama farklı dilde ama farklı kahramanlarla, tek bir yaratılışa işaret ediyor. İşte bu kitap da bunun muhasebesine kalkışıyor.
Yaratılış Mitolojileri – Gönül Yonar
Klasik bir roman boyutlarında ve hacminde basılan eser, her alanda rahatlıkla kullanılabilecek bir kaynak olma özelliği taşıyor. Bunun için de zengin kaynakça kullanılmış ama dahası, yazar mitler için çeşitli coğrafyalarda bulunmuş, farklı ülkelerden bilimcilerle görüşmüş.
Kitap, giriş bölümü dışında altı bölüm içeriyor. Yaratılışın Abc’si giriş kısmını oluşturuyor. Söze “Yaratılış fiziğe göre mantıksız olabilir, ama metafiziğe göre değildir.” Tümcesiyle başlanıyor. Sonra da hem kitabın ne içerdiğini hem de mitoloji hakkında fikirleri okuyoruz. Burada mitlerin aslında Yunan kaynaklı olmadığını hatta Yunan’ın mitleri Doğudan aldığını görüyoruz. Yine bu bölümde modern fiziğin Big Bang öncesine yanıt üretemediğini ve metafizikle mitolojinin bu sorulara sağlam yanıtlar verdiğini görüyoruz. Mitler, gerçeklerin nasıl var olduklarını anlattığı için bizlere an az dinler kadar lazımdır fikri, Kur’an’da yer alan ve beraberinde İslam’a giren pek çok mitle de desteklenmektedir. Giriş kısmında, mitolojilerin neden önemli olduğuna, aslında hepsinin benzediğine, her mitolojide ex nihilo (hiç yoktan) yaratış kavramının bulunmaması, tümünde en başta tanrı, su, gök sonra yerin bulunması, kötü varlık (şeytan, kötü tanrı) ile tanrının çatışması, her mitte tufanın yer almasından dolayı bu mitolojilerin belki de tek köke dayandığı fikrine yer verilmektedir. Aynı zamanda evrenin hikâyesi de buradadır.
Kitabın diğer bölümlerinde, medeniyetlerin mitolojileri teker teker incelenmiştir. Bu bölümlerde mitolojiler irdelenmiş, diğer mitolojilerle ortak noktaları tespit edilmiş ve her mitin tek kaynağa olan bağı ispat edilmeye çalışılmıştır. Bu bölümler sırayla şu şekildedir:
I. Mezopotamya’nın Sırrı – Sümer-Asur-Babil
II. Eski Ahit’in Gizledikleri – İbrani Yaratılış Öyküleri
III. Gizemli Türk Türeyişleri – Orta Asya YaratılışHikâyeleri
IV. Son Mesajda Yaratılış – İslam Medeniyeti Yaratılış Hikâyeleri
V. Ateşle Gelen Yaratılış – İran Yaratılış Efsaneleri
VI. Taşa Kazınan İnanç – Mısır Yaratılış Hikâyeleri[3]
Yaratılış Mitolojileri Kitabını Okuduktan Sonra Ne Kazanacaksınız?
Mitlerin önemini anlayacaksınız ve her dine etki yaptığını hatta İslam’ı bile etkilediğini göreceksiniz. Tek kaynak kavramı ile karşılaşacaksınız. Farklı coğrafyalara ve birbirinden habersiz toplumlarda aynı öykülerin var olduğunu yani aslında yaratılışın inkâr edilmesinin bilimsel olamayacağını göreceksiniz. Mısır’ı ve İran’ın Zerdüştlerini anlayacak ve daha iyi tanıyacaksınız. İyiliğe karşı kötülüğün neden var olduğunu, insanların neden bugünkü duruma geldiğini öğreneceksiniz. Özellikle İslam kısmında ayetlerle desteklenmiş fikirlerle aydınlanacaksınız.
Mitler, yaratılışı anlatır. Elinize alacağınız bu eser ise yaratılışın ne denli gerçek olduğunu ve neden bilimsel olduğunu…
Kişisel İzlenimlerim
Bu kitabı bir öğretmen adayı, bir dinler tarihi meraklısı ve bir fantastik meraklısı olarak okumuş oldum. Mitlerin Yunan’dan değil de Doğudan kaynadığını tekrar ama güçlü şekilde görmek, her kültürün temelde aynı ilkelere ve sistemlere dayandığını öğrenmek hoştu. Birbirilerinin varlığından haberdar olamayacak kadar uzak coğrafyalarda ve bunu mümkün kılacak çok eski zamanlarda aynı öykülerin okunduğunu öğrenmek ilgi çekici bir durum oldu. En okunası taraflardan biri ise mitlerin dinleri kültürlediği, bunun İslam’a da güçlü şekilde yansıdığı ve İslam mitolojisi oluşturduğuydu.
Böyle bir eserden habersiz kalmış olmak, sadece kitaplığınızın değil, belleğinizin de ciddi şekilde zararına olacak: Gerçek Zerdüşt’ü bilemeyeceksiniz, Orta Asya’ya diğer coğrafyalara uğrayarak gidemeyeceksiniz, Dünya’nın, Ay’ın ve Güneş’in var olduğu bir evrenin yaratımına dinlerin ve mitlerin gözünden tanık olamayacaksınız, Zeus’un ve Hades’in aslında kimlerden türetildiğini de bu denli açık anlayamayacaksınız. Kadın, su, yer, yoktan var etme kavramlarının ne boyutta önemli olduğunu da anlamayacaksınız.
Gönül Yonar
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesinde Gazetecilik okudu. Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Sosyal Bilimsel Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisansüstü çalışmalarını sürdürmektedir. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazı yazmıştır ve yazmaktadır. Türk Edebiyatında Fantastiğin Kökenleri adında başka bir eseri daha vardır.
Kitabın Türü ve Özellikleri
Yaratılış mitolojileri aslında hem dini hem edebi hem kaynak niteliğinde hem de bilimsel bir eser niteliği taşımaktadır.
Biçimsel özellikleri: 12 cm x 19.5 cm, 327 Sayfa
Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1. Basım – Ocak 2015
[1] Kafkas Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe Öğretmenliği Öğrencisi
[2] Oğuz, M. Öcal ve diğerleri (2013), Türk Halk Edebiyatı El Kitabı, Ankara: Grafiker Yayınları, s. 135.
[3] Hitit, Yunan, İnka ve Hint mitolojilerinin başka bir eserde inceleneceği kitabın 15. sayfasında belirtilmiştir.