Çok şey yazıldı-söylendi Sivas için türküler okundu, ağıtlar yakıldı…
Nesimileri duyduk Akarsuları da ya da Hasretleri …
Duymadığımız belki de 37 canın arasına usulca sokulmuş biri daha vardı çok garipti ne olanı anlıyor ne de olacakları tahmin ediyordu…
Carina Johanna bir üniversite öğrencisidir. 1970 Hollanda doğumlu, 23
yaşındadır şimdi…
Tez konusu olarak Aleviliği ve kadın konusunu seçmiş ve 22 Haziran 1993 günü Amsterdam Havaalanından kalkacak uçakta isminin olmadığını öğrendiğinde çok korkmuş ve günlüğüne ”bir an için gidemeyeceğim diye çok korktum” diyerek not düşer. Korkusu yersizdir çünkü gelir Türkiye’ye.
Kendisine Sivas’ta ne yiyip ne içeceği sorulduğunda siz ne yaparsanız ben de
onu yapacağım yanıtını veren Carina sözünde durur…
2 Temmuz 1993 günü Madımak Otelinde yerini alır. Canların içinde bir candır
Carina artık ve 37’den biri olur.
Günlüğüne en son yazısını 2 Temmuz günü yazar. ”Hiç bir şey anlamıyorum…”
Araştırması bir ateş topuna dönen Carina hayatına 23 yaşında gözlerini kapar
ve hep o yaşta kalır…
Yüreklerin eriyip aktığı an an ölümün en soğuk rüzgârının bu ülkenin şerefli
insanlarının yüzüne estiği zaman yani haberler gelince Sivas’tan daha da
küstürür kendine dünya namuslu insanları.
Dayanılmaz bir acıdır artık sevgi duvarına sahip incecik kalpler için. Rıfat
Ilgazdır elbette yaşanası dünyaya Sivas için küsüp gözlerini kapayanlardan
biri de.
Sadece içerdekiler değildi yanan kilometrelerce uzağa sıçrayan ateş topu
yüreğine düşmüştü şairimin…
Sadece karartılmış değildi geceler artık gündüzler de kararmıştı Rıfat Ilgaz
için…
Sivas’ı unutmadık unutmamız da mümkün değil. Hani nasıl unutmadıysak
Pirsultan’ı unutmadık Sivas’ı da…
Ey Carina! Anadolu insanının sana sıcak insanlar olduklarını eminim
söyleyenler olmuştur.
İşte sıcaklığımız yüzlerce yıldır sönmeden vardır…