Yıkımın ve Yükselişin Belirleyicisi: Ulusal Bilinç

Yokluğu ya da zayıflığı günümüzde bir ülkenin yıkımına tüm kapıları açan bir bilinç türüdür; ulusal bilinç. Ulusal bilinç, bilimsel bir sıçrayıştır toplumsal bilinçte ve bireysel bilinçte. Somutu, üzerinde yaşanılan toprak; soyutu ise bu toprak üzerinde üretilen, yaratılan tüm sanatsal, kültürel, bilimsel üretimlerin toplamıdır. Milletler, dinler, mezhepler üstü ve dışı bir bilinç biçimidir. Bu bilinç biçimi, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

19 Mayıs, 23 Nisan, 30 Ağustos, 29 Ekim…

Yukarıda sadece gün ve ayları yazılı dört tarihin bugün Türkiye’de yaşayan pek çok insan için bir anlamı vardır. Söz konusu tarihler, 100 yıl sonraki çocuklarımız için bir şeyler ifade eder mi? Bu tarihlerin gelecek nesiller için anlamı iki düzlemde ifade bulacaktır kanımca: Birincisi “Ah o tarihler yok mu o tarihler, keşke o tarihlerde yaşananların anlamını […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Posof’ta Bayram: 19 Mayıs

Son zamanlarda millî bayramlar tartışılır oldu. Bazı yurttaşlar bayramlarımızın etkisizleştirildiğini, önemsizleştirildiğini, çocuklarımıza kadirbilirlik, ahde vefa, gibi kavramları öğretemeyeceğimizi ve bu gidişin millî duyguların zayıflamasına yol açacağına yönelik kaygılarını dile getiriyorlar. Gelişmeler bu kaygıya haklılık kazandırmıyor da değil! Cumhuriyet Bayramı, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramlarında yöneticilerin nezle […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yerli Malı Kullan!

Ulusal onuru olan her toplum gibi Türk toplumu da uluslar arası ilişkilerde haksızlığa uğradığını düşündüğünde karşı ülkeye haddini bildirmek için çareler arıyor. Kendi devletini ilgili devlete karşı misilleme uygulamasını beklerken kendisi de durumdan görev çıkararak yaptırımlar uyguluyor. Aklına gelen ilk yaptırım, kendini tüketici davranışlarında gösteriyor. Tüketiciler karşı ülkenin mallarını boykot ederek ekonomisini sabote etmeye çalışıyorlar. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sendika ve Öğretmenin Uyandırma Görevi

Sendikaları, birer sivil toplum örgütü değil, üyelerinin özlük haklarını geliştiren ve meslek alanlarında karar sürecine, dolayısıyla yönetime katılan demokratik kitle örgütleri olarak kavramak gerekir. Ancak sendika sadece üyelerinin özlük haklarıyla ilgilenmez. 1906’da Şumnu’da kurulan Muallimin-i İslamiye Cemiyeti ve İstanbul’da kurulan Encümen-i Muallimin’den beri kısa süreli askeri darbe dönemleri dışında öğretmenlerin bir ya da birden çok […]

Yazının devamı İçin tıklayınız