Türk-Macar Dostluğunun Er Meydanı: Güreş Müsabakaları (1924-1937)

Sayı 83- Temmuz 2024 Macaristan Özel Sayısı

Türk-Macar Dostluğunun Er Meydanı: Güreş Müsabakaları (1924-1937) [1]

 Doç. Dr. Yücel NAMAL[2]

 Türk-Macar ilişkileri kadim bir geçmişe dayanmakla birlikte tarihin farklı dönemlerinde bu ilişkiler dostluğu ve kardeşliği güçlendirecek şekilde devam ederek günümüze ulaşmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ardından “dost ve kardeş” olarak nitelenen Macaristan ile 18 Aralık 1923’te Dostluk Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmayı takiben kurulan diplomatik ilişkilerin ardından Türk ve Macar milletleri arasında daimi dostluğu kurmak için siyasi, ekonomik ve kültürel alanlar başta olmak üzere birçok farklı alanda karşılıklı faaliyet yapılmıştır. Bu faaliyetlerden en önemlisi Türk-Macar dostluğu tezahüratını canlı tutan spor alanındaki müsabakalardır.

Spor müsabakaları daima birer dostluk gösterisi şeklinde gerçekleşmiş; her iki ülkenin sporseverleri, karşılıklı olarak yapılan müsabakaları yakından takip etmişlerdir. Futbol alanındaki müsabakalardan güreş alanındaki müsabakalara kadar Türk ve Macar sporcuları hemen hemen her yıl karşılaşmışlardır. Türk sporcuları Macaristan’da, Macar sporcuları ise Türkiye’de aynı sevgi ve ilgiyle karşılanmıştır. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından birçok alanda olduğu gibi spor alanında da Macar uzmanlardan, antrenörlerden ve hakemlerden faydalanılmıştır. Bu uzmanlardan biri de Türk güreşine katkı sağlayan Macar antrenör Peter Raul’dur. Bu dönemde Türkiye’deki spor dallarından güreş, bağımsız nitelikteki tek dal olduğundan, 1924 yılında Macar antrenör Peter Raul’un idaresi altına çalışmalara başlamıştır. Macar antrenör, Türkiye’de güreşi teknik olarak öğretmeye başlamıştır. Ancak Peter, Türkiye’de güreşle ilgili birçok sorunla da karşı karşıya kalmıştır. Örneğin; Paris’te yapılacak olan müsabakalara bütçe dâhilinde 8-10 kişi gidecektir. Fakat 8-10 kişi yerine 20 kişiyi çalıştırmasının istenmesi, o 8 kişiyi layıkıyla hazırlamasına engel olmuştur. Ayrıca Peter ile birlikte, Türk güreşçilerin; beslenme, uyku, antrenman miktarı, dinlenme süresi ile güreş idmanlarından başka dayanıklılık, çeviklik, nefes ve sıklet sorunları ele alınmıştır.

1928 yılında Budapeşte’de düzenlenen “Avrupa Güreş Birinciliği” karşılaşmasına on dört ayrı ülkeden katılım olmuş, ancak beşi galibiyeti elde etmişti. Macar Antrenör Peter Raul yönetiminde uluslararası bu müsabakaya katılan Türk güreşçilerden bazıları; Ahmed Burhaneddin, Muhsin, Tayyar, Seyfi, Hilmi ve Çoban Mehmed idi. Böylece Türk güreşçiler, Budapeşte’de ilk uluslararası karşılaşmaya katılmıştır. Türk güreş takımının Macaristan’a gelmeden önce namı duyulmuş olup, güreşle ilgilenen Macarlar tarafından, güreşçilerimizden özellikle Çoban Mehmed’e hayranlık duyulmaktaydı. Avrupa Güreş Birinciliğinde Türk güreşçileri, müsabakanın en güçlü rakipleri ile karşılaşmış ve bu nedenle bir başarı elde edememişti. Türk güreşçileri mindere çıktığında, Macarlar tarafından adlarıyla tezahürat edilmiş ve ara sıra onları desteklemek amacıyla, Gazi’nin adı olan “Kemal”  sesleri ve tezahüratları duyulmuştur.

Budapeşte’deki Avrupa Güreş Birinciliği müsabakaları, üç gece devam etmiş ve her gün en az üç bin kişi, bu müsabakaları izlemek için gelmiştir. Ancak bu yoğun ilgiye karşın, müsabakanın bazı eksiklikleri de görülmekteydi. Özellikle cambazhanenin ortasına konulan minder, çekişmeli mücadelelerde toprak içinde kalıyordu. Bin iki yüz güreşçi arasından seçilip gelen Almanlar, ancak bir birincilik alabilmiş; Macarların yüzünü güldürenler ise; Bardossy, Karpatty ve Papy olmuştur. Türk güreşçileri elde ettikleri sonuçların ardından Macaristan’da dakikalarca alkışlanmış ve Türk-Macar dostluğu tezahüratları yapılmıştır. Ayrıca bir Macar Spor gazetesinde Türk güreşçilerinden Çoban Mehmed’e yazılan üç sütunluk methiyede onun ileride Avrupa güreşçilerine taş çıkarabilecek bir kuvveti olduğunu belirterek şunları yazmıştır:

“Dünyanın her tarafından gelen güreşçiler arasında nazarı-ı dikkatimi çeken simaların ilk safında, Türk Mehmed gelmektedir. Bir antrenör olmak münasebetiyle, bu ham vücudun üzerinde fikirlerimin neden toplandığını merak etmemeniz icap eder. Çünkü Çoban Mehmed, iyi bir rejim tahtında muntazam çalıştırılacak olur ise şampiyonlar sırasında tehlikeli bir rakip olacağı muhakkaktır. Şimdiye kadar ta’lim ettirdiğim gençler arasında bunun kadar kuvvetine hâkim, sağlam bir güreşçi daha görmedim. Çok yazık ki daha güreşin tekniğini kavramamıştır.”

Bu yazılarda görüldüğü üzere Türk güreş takımı Çoban Mehmed’in kuvvetiyle Budapeşte’de büyük bir etki yapmış, hatta Macar “Tiyatro Hayatı” dergisindeki dünyanın en ünlü sporcuları arasında Çoban Mehmed’in de resmi yer almıştır. Bu resmin altında, “Dünya güreşçilerine en ziyade korku verecek olan meşhur sevimli Mehmed”,  ifadesi yer almıştır. On dört ülkenin katıldığı bu müsabaka, Türk güreşçilerine önemli dersler vermiş, çalışma sistemi, müsabaka kabiliyeti gibi bir güreşçinin taşıması gereken vasıfları öğretmiştir. Avrupalı güreşçiler sık sık müsabaka yapması gibi gerçekler Türk Güreş Federasyonunu Avrupalı güreşçiler ile sık sık temas kurmaya itmiş, ilk teşebbüs olarak da Macar güreşçiler, İstanbul’a davet edilmiştir.

Budapeşte’de yapılan Avrupa Güreş Birinciliğinin ardından Macaristan’ın en ünlü güreşçileri Türkiye’ye davet edilmişti. Türk Güreş Federasyonu, Türk güreşçilerinin sık sık Avrupalı güreşçilerle temas etmesi amacıyla, ilk olarak Macar güreşçileri davet etmiştir. Macarlar, Türkiye ziyareti için 18 Ocak 1928’de, MAW Kulübü Başkanı ve Macar Güreş Federasyonu Başkan Yardımcısı S. İmre, Macaristan’daki Türkspor dergisi muhabiri Abdullah Kadri’ye ziyaret hakkında şunları söylemiştir:

“İstanbul’a seyahat yapmak için isti’calimiz, yalnız spor nokta-i nazarından değildir. Hakikaten o güzel şehrinizi görmek ve oradaki Türk gençleriyle temas etmek istiyoruz. Federasyondan daha mektup almadıysak da, daimi bir sevinç içinde hazırlanmaktayız. Bundan evvel Almanya’ya yaptığımız turnede de muvaffakiyet kazandık, takımımız çok kuvvetlidir. Güreşçilerimizin arasında birçok Avrupa şampiyonları mevcuttur. Türkiye’de güreş muallimliği yapan Raul Peter bile bizim kulübümüzden yetişmiştir. Türkiye’ye gelecek güreşçileri şimdiden tayin ettik ve olimpiyattaki sporculara nazaran şöyle rakipler çıkardık:  “Fayt – Burhaneddin, Feher- Muhsin, Bado- Mehmed, Ferencssy-Tayyar. Bu seyahate kulüp antrenörü bulunan Aleksandr Şenkr de iştirak edecektir” demiştir.

1928 Şubat’ında Türk gazetelerinde, Macar güreşçilerin gelmesinin yaklaştığını belirten haberler üzerine, Macaristan’daki muhabir Abdullah Kadri, Macar güreşçilerin hazırlıklarını görmek için Macar Güreş Federasyonu binasına giderek, burada İstanbul’a gidecek olan antrenör Aleksandr, ziyaretle ilgili olarak şunları söyler:

“Sefa geldin Türk gazetecisi, işte görüyorsun ya, bütün bu patırtı, İstanbul hazırlığı etrafında dönüyor. İstanbul Güreş Federasyonundan 21 Ocak’ta Fransızca resmi bir mektup aldık ve biz de 23 Kasım’da hareket için biletlerimizi bile hazırladık. Fakat dün malum Peter’den yeni bir mektup daha geldi. Bunda bu seyahatin 20 Şubat’a tehir edildiğini çünkü o gün bayram olduğundan Macarların bu dostluk müsabakalarını da bu büyük güne rast getirmek istediklerini bildiriyordu. Tabiatıyla biz de Türklerin bu kıymetli gününü kabul ile seyahatimizi tehir ettik. Bu içtimaımızda 20 Şubat’tan sonra yapılacak memleket müsabakalarını da kararlaştırmaktayız.”

Antrenör ile Spor Âlemi dergisi muhabirinin görüşmesini uzaktan görüp yanlarına yaklaşan Macar Güreş Federasyonu başkan yardımcısı İmre:

“Türkiye’deki gençlerden yeni bir haber mi getirdiniz? Biz ma’tessüf 20 Şubat’a kadar seyahatimizi tehir ettik. Fakat bayramınızda bulunacağımızdan ahiren sıkılmadık. Yalnız güreşçilerimiz İstanbul turnesinden sonra hemen dinlenmeden memleket şampiyonasına başlayacaklarından biraz yorulacaklardır. Vaktiniz müsaade olur ise yarın kulübe teşrif ediniz de, iştirak edecek güreşçilerin çalışmalarını tetkik edersiniz” demiştir.

 Ertesi gün muhabirimiz Abdullah Kadri, Türkiye’ye gidecek olan güreşçilerin antrenmanında bulunarak, Macar güreşçiler hakkında bilgi almıştı. Bado ve Ferenc’in güreşinin ardından Kadri Bey, Bado ile yaptığı görüşmede Çoban Mehmed hakkındaki fikrini sorması üzerine, Bado düşünüp, gülümsedikten sonra: “Avrupa şampiyonlarına karşı çıksa idim, nasıl bir güreş takip edeceğimi bilirdim. Fakat böyle ham ve kuvvetine çok hâkim bir sporcuya karşı henüz ne suretle hareket edeceğimi tahmin edemiyorum” demiştir.

Macarların Türkiye’ye yapacakları ziyaret, bayram dolayısıyla ve daha sonra Türk Güreş Federasyonu’nun yol parasını göndermekte gecikmesi nedeniyle ertelenmiştir. 5 Şubat’ta Türk Güreş Federasyonu Başkanı Burhaneddin imzasıyla gelen telgrafta, 23 Şubat’ta müsabakaların başlayacağını ve posta çekini de göndereceklerini, 19 Şubat’ta da Macar güreşçilerin hareket edeceği yazıyordu ancak yine paranın gönderilmesi gecikmişti. Türk Güreş Federasyonu Başkanı Burhaneddin Bey, 23 Şubat’ta Macar Güreş Federasyonu’na gönderdiği mektupta mazeret beyan etmiş ve seyahatin on güne kadar gerçekleşeceğini bildirmiş, ancak seyahat Mayıs ayı sonlarında gerçekleşmiştir. Türkiye’deki ilk uluslararası güreş faaliyeti 1928 Mayıs’ında Macarlarla yapılmıştır. Macar güreşçiler 16 Mayıs Çarşamba akşamı İstanbul’a gelerek, burada kaldıkları süre içerisinde Pera Palas’ın karşı sırasındaki Macar Oteline yerleşmişlerdir. Türk Güreş Federasyonu tarafından misafirlerin gezdirilmesi için bir tercüman görevlendirmiş ve onlara kıyafet hediye edilmiştir. Ertesi gün motorla Boğaziçi’nde bir gezi yapılmıştır.

Türk ve Macar güreşçilerin ilk müsabakası 18 Mayıs Cuma günü, Fransız Tiyatrosu sahnesine yerleştirilen minderde, Mösyö Şenger’in hakemliğinde yapılmıştır. İlk olarak Németh-Ahmed karşılaşması en hafif sıklette yapılmış, Németh mavi formasıyla, Haliç Kulübünden, Ahmed siyah formasıyla mindere çıkmıştır. Bu müsabakada Macar güreşçi galip gelmiştir. Feher-Saim karşılaşması hafif sıklette yapılmış, Kumkapı Kulübünden Saim birinci devrenin üçüncü dakikasında yenilmiş, ikinci devrenin üçüncü dakikasında Feher kendi oyunuyla yenilmiş. Tarr-Mustafa karşılaşması yarı rest sıkletinde yapılmış, Muhafız Gücünden Mustafa’nın gücü karşısında Macar güreşçisi fazla bir teknik gösteremediğinden, karşılaşma her iki devrede de berabere sonuçlanmıştır. Düversky-Şefik karşılaşması rest sıkletinde yapılmış, ilk devrede Macar güreşçisi hakem oyunlarıyla Şefik’i iyice yormuşsa da, ikinci devrede Şefik, alkışlar arasında rakibini yenmiştir. Bu galibiyet esnasında antrenörümüz Peter Raul, genç Türk güreşçisine sarılarak öpmüştür. Selman-Frenczy karşılaşması yarı ağır sıklette yapılmış, günün en heyecanlı geçen müsabakası olmuştur. Frenczy, Macaristan’da Bado ile yaptığı son gösteriş müsabakalarında berabere kalmış çok iyi bir güreşçiydi. Selman ise rakibi kadar güreş tekniğini bilmese de demir gibi kolları kendisini birçok mağlubiyetten kurtarmıştır. Her iki devrede taraflar berabere kalmıştır.

19 Mayıs Cumartesi akşamı Fransız tiyatrosunda gerçekleştirilen ikinci müsabakaların tümü (Németh-Burhan, Feher-Hayri, Tarr-Necati, Doversky-Beşir, Ferenczy-Nuri ve Mehmed-Selgy) beraberlikle sonuçlanmıştır. 21 Mayıs Pazartesi akşamı Macarlarla yapılan üçüncü müsabakalarda; ilk olarak Németh-Hikmet arasındaki karşılaşmanın birinci devresinde Németh galip gelmiş, ikinci devresi ise beraberlikle sonuçlanmış, Feher-Saim arasında yapılan ikinci müsabakanın ilk devresinde Faher galip olmuş, ikinci devre ise beraberlikle sonuçlanmıştır. Tarr-Necati arasında yapılan üçüncü müsabakanın her iki devresi de beraberlikle sonuçlanmıştır. Dördüncü müsabaka Doversky-Tayyar arasında yapılmış, ilk devre berabere ve ikinci devre Tayyar’ın üstünlüğüyle sona ermiştir. Beşinci müsabaka Ferenczy-Salman arasında yapılmış, ancak Salman’ın bir maç öncesinden oluşan yaralarının açılması üzerine maç gerçekleştirilmemiştir. Ardından Ferenczy ile Faik arasında idman yapılmıştır. Günün son müsabakası Selgy-Çoban Mehmed arasında yapılmış ve Mehmed karşılaşmanın birinci devresini hâkim bir oyunla bitirip, ikinci devrede rakibini pek az farkla mağlubiyete yaklaştırmıştır. Hatta bir hareketi için hakemlerin bir kısmı Selgy’nin mağlubiyetini kabul etmiş idi. İki oya karşı üç oy ile maç berabere sonuçlanır.

Akşamüzeri Macar güreşçiler adına verilen ziyafet esnasında Macar Antrenörü, Türk spor muhabirine, güreşçilerimiz hakkındaki düşüncelerini şöyle açıklamışlardır:

“Bu gördüğünüz Macar güreşçileri, İstanbul’dan evvel Almanya’da, Polonya’da Çekoslovakya’da galib gelmiş muvaffakiyetler toplamış gençlerdir. Bu güreşçilerimiz hakikaten kendi sporlarının ilk safında gelmektedirler. Bilhassa Feher, son Macaristan şampiyonasında dünya ikincisi Karpatty’yi mağlup etmiştir. Zaten Feher ile Karpatyy’nin maçı ilan edildiği gün biletler bir hafta evvelden tükenir. İşte bu kadro ile İstanbul’a gelen güreşçiler ümit edilmeyen neticeler ile karşılaştılar hakikaten şimdiye kadar yaptığımız maçlarda Türkler şayan-ı hayret derecede yükselmiş gördük bundan birkaç ay evvel Macaristan’daki beynelmilel maçlarda gördüğüm Türkler ile bugünkü Türkler arasında çok büyük fark vardır güreşçileriniz arasında teknik itibarla Burhan nazar-ı dikkatimizi celp etti. Diğerleri arasında Necati gittikçe açılan tehlikeli rakiptir. Tayyar fevkaladedir. Çoban ise pek kuvvetli olmakla beraber fenni eksiktir. Eğer kuvvetine güvenmeyip biraz teknik öğrenirse bütün dünya şampiyonlarıyla göğsünü gererek çarpışabilir. Diğerleri çok kuvvetli gençlerden yalnız müdafaa vaziyetlerinden hücuma geçselerdi ziyade muvaffakiyet kazanabilirler.”

Ardından Türk Güreş Federasyonu reisi Ahmet Bey ise:

“Bu maçlardan evvel Macarlardan çok korkuyorduk. Fakat yapılan müsabakalarda gördük ki, bizim çocuklarda terakki etmişler güreşçilerimizin hepsini takdir ile yâd eder yalnız ilk beynelmilel maçlarını yaptıkları cihete fazla çekingen görünüyorlar ki o da müttehit beynelmilel maçlarıyla izale edilebilir. Güreşçilere bazılarında teknik noksanlığı vardır ki, bunun içinde ileride çalışılacaktır. Macarlar için Feher, Németh, Ferenczy ve diğer arkadaşların hepside mükemmeldir. Tabiatıyla hepside üstadımızdırlar ve biz Macarlara kendimizi galebe ettirebilmiş isek çok müteşekkiriz” demiştir.

Türk ve Macar güreşçilerin son müsabakası, 25 Mayıs Cuma günü Taksim stadında yapılmıştır. Birinci müsabaka Burhan ile Németh arasında yapılmış ve Burhan 20 dakika süresince sayı farkıyla galip gelmiştir. İkinci müsabaka Feher ile Saim arasında yapılmış, Saim Macaristan’ın en iyi güreşçilerinden olan Feher’e ancak altı dakika kadar dayanabilmiştir. Üçüncü müsabaka Tarr ile Necati arasında yapılmış, Necati ilk yaptığı müsabakada rakibini pek yormuşsa da sayı hesabıyla Tarr’a mağlup olmuştur. Dördüncü müsabaka Doversky ile Tayyar arasında yapılmış, Tayyar oyun gayretine rağmen çok uzun boylu olan Doversky’yi (Tuş) ile mağlup edememiştir. Müsabakanın başlamasıyla yere düşen Macar güreşçi yirmi dakika yerden kalkamadan mühim bir sayı farkıyla Tayyar’a mağlup olmuştur. Beşinci müsabaka Ferenzy ile Nuri arasında yapılmış, Ferenzy, Nuri’yi sayı hesabıyla yenmiştir. Son müsabaka Selgy ile Çoban Mehmed arasında yapılmış ve sayı hesabıyla Çoban Mehmet galip gelmiştir. Böylece Türk ve Macar güreşçileri üç galibiyet ve üç mağlubiyetle berabere kalmıştır. Macar güreşçileri ertesi gün akşam Türklerden gördükleri misafirperverliğe teşekkür ederek, Sirkeci istasyonundan Macaristan’a hareket etmişlerdir. Türkiye’de yapılan bu karşılaşmalar sayesinde ata sporu olan güreşe merak artmış, böylelikle tribünler büyük futbol maçlarında olduğu gibi izleyiciyle dolmuştu. Türk-Macar güreş müsabakaları Türkiye’de yapılan ilk uluslararası güreş müsabakası olması açısından da önem taşımaktadır.

1928 Temmuz başlarında Türk Güreş ve Atletlerinden oluşan sporcu kafilesi Amsterdam’da yapılacak Olimpiyatlara hazırlanmak için Budapeşte’ye gitmiştir. Budapeşte’nin Doğu istasyonuna Türk Elçisi Vasıf Bey, elçilik personeli, Macar milletvekili Dr. Vanich, Darülfünun Müderrisi ve Mekteb-i Âli Reisi Surut, Güreş Federasyonu Başkanı Sándor, Reis-i Sâni Zebiret, Atletizim reisi Moldovany, Milli Spor gazetesi muharriri ve birçok Macar gazeteci ve Türk sporcuları karşılamıştır. Alkışlar arasında trenden inen Türk sporculara MAV kulübü tarafından kırmızı mavi kurdele üzerine “Sevgili Türk Kardeşlerimize” yazılı bir buket takdim edilmiştir. Ardından Budapeşte mebusu “Vanich Sandor”  çok samimi bir konuşma yapmış ve Türk sporcular, kalacakları Park Otel’de biraz dinlendikten sonra, Gillet’te Kont Szécheny hamamlarına götürülmüştür. Burada atletler ve güreşçiler ayrı çalışmıştır. Türk atletler FTC’nin sahasının pistinde çalışırken, güreşçiler de MAV kulübünün orada güreşmiştir. Türk Güreşçileri Macar antrenör Peter Raul tarafından çalıştırılmıştır. Burada çok takdir gören Türk güreşçiler, özellikle Macar güreşçilere karşı Türkiye’de elde ettikleri başarılar neticesinde, Macar sporseverlerin ilgisini kazanmıştır. Türk güreşçiler, Perşembe günü MAV kulübünde hafif bir antrenman yapmıştır. Macar basını, Türk sporcularının Amsterdam’a gidecek Macar güreşçilerle müsabaka yapmasına taraftar değildi. Bunun için Macarlar eski oyuncu ve şampiyonlarından bazılarını Türk sporcularla idmanlara hazırlamışlardır. 18 Temmuz günü Türkiye’nin Budapeşte Elçisi Vasıf Bey, Burhaneddin Ahmed, Saadullah, Talat Beyleri misafir etmiştir. Macaristan’ın Margarit Adasında, Amsterdam Olimpiyatları için yapılan seçmelerde; Zombory, Macar, Karpatty, Feher, Gürestes, Matora, Sallay, Ferency, Bado ve Seleky’nin olimpiyatlara gitmesi kararlaştırılmıştır. Amsterdam’da yapılacak olan 1928 yılı Olimpiyatlarına katılacak olan Türk güreşçiler, Budapeşte’de yaptıkları idmanlarda önemli sonuçlar elde etmiştir. Bu sonuçlar Türk güreşçilerinin ne kadar çok uluslararası müsabaka yaparsa, o kadar ilerleyeceğini göstermiştir.

1933 yılı Mayıs’ında Macar Vasutas güreş takımı Türk güreşçilerle müsabakalar yapmak üzere Türkiye’ye gelmişlerdir. Buna karşılık Türk güreşçileri de 1933 yılı Ekim ayında Budapeşte’de Macar güreşçilerle müsabakalar yapmıştır. Türk güreşçilerine Macaristan’da büyük bir ilgi ve misafirperverlik gösterilmiştir. İlk karşılaşmalar Macar Vasutas takımı ile Türk güreş takımı arasında yapılmıştır. Mustafa ile Macar Kalkai arasında yapılan birinci karşılaşmayı Kalkai, Yaşar ile Macar Kapyan arasındaki ikinci karşılaşmayı Kapyan, Yusuf ile Macar Vitçe arasındaki üçüncü karşılaşmayı Yusuf, Saim ile Macar Hegedüs arasındaki dördüncü müsabakayı Hegedüs, Ahmet ile Macar Peçler arasındaki beşinci müsabakayı da Peçler kazanmıştır. Mustafa ile Macar Palotas arasındaki altıncı müsabaka ise Mustafa’nın sakatlanmasıyla yarım kalmıştır. Bu karşılaşmaların ardından ağır sıklet güreşleri yapılmıştır. Macarların 1927 Avrupa şampiyonasından tanıdıkları Mehmed ile Kont arasındaki mücadelede Mehmed hükmen galip gelmişti. Türk güreşçileri ikinci karşılaşmaları yaptıkları Macar Kecskemét takımını 4-3 yenmiştir.

1934 Ağustos’unda aralarında Macar güreşçilerin de olduğu organizasyonla karşılaşmalar yapılmıştır. Bu güreş organizasyonu Avusturyalı bir organizatör tarafından Alman, Rumen, Ukraynalı, Macar, Estonyalı, Portekizli, Belçikalı, Finlandiyalı ve Çek güreşçilerin katılımıyla gösteri amaçlı olarak düzenlenmiştir. Türk güreşçilerle Macar güreşçilerin gerçek manada yaptıkları ilk güreş, 18 Ağustos’ta Macar Sovari ile Mülayim arasındaki karşılaşmadır. Bu maçta Mülayim 13 dakika 45 saniyede Macar rakibini yenmiştir.

23 Haziran’da Türkiye’ye gelmesi planlanan Segeti Toldi Macar güreşçileri çıkan bazı sorunlar nedeniyle programlarını 4 Temmuz’a ertelemişlerdir. Ancak Türk Güreş Federasyonu’nun çağırdığı Macar güreşçileri 7 Temmuz’da sabah İstanbul’a gelebilmiştir. Pazar akşamı saat dokuzda Beşiktaş şeref stadında Macarlar ile İstanbul karma güreş takımı karşılaşma yapmıştır. İkinci karşılaşma ise Salı günü saat dokuzda Beşiktaş stadında serbest şekilde yapılmıştır. Macar takımı ardından İzmir’e gidip döndüklerinde İstanbul’da üçüncü bir karşılaşma daha yapmıştır.  Türk ve Macar güreşçileri arasındaki ikinci karşılaşmayı Türk güreşçileri 7-0, üçüncü karşılaşmayı ise 6-1 kazanmıştır. 1937 Mart ayı sonlarında Macar Ujpest güreş takımı karşılaşmalar yapmak üzere İstanbul’a gelmiştir. 1937 Ağustos’unda Taksim stadyumunda Türk-Macar güreş müsabakaları yapılmıştır.

Sonuç

Türkiye ve Macaristan’da yapılan Türk-Macar güreş müsabakalarına er meydanları daima bir dostluk tezahürü olmuş; her iki ülkenin güreş severleri, karşılıklı olarak yapılan müsabakaları yakından takip etmişlerdir. Güreş alanındaki müsabakalar Türk ve Macar sporcularını hemen hemen her yıl karşı karşıya getirmiştir. Bu karşılaşmalardan çıkarılan en önemli ders teknik olarak Türk güreşçilerinin zayıf olduğu ve sık sık müsabakalara katılması olmuştur. Türk güreşçilerden teknik olarak ileri olan Macar güreşçilerle yapılan karşılaşmalarda güreşçilerimiz yeni teknikler öğrenmiştir. Böylece bu karşılaşmalar Türk güreşinin eksiklerinin görülmesi ve daha modern bir şekle girmesine katkı sağlamıştır. Türkler ve Macarlar arasında gerçekleştirilen güreş müsabakaları Türkiye-Macaristan ilişkilerinin gelişmesinde büyük rol oynamış, iki millet arasındaki bu olumlu etkileşim uzun sürecek dostluğun er meydanlarındaki habercisi olmuştur.

KAYNAKÇA

BOA, HR.İM, Dos. 12, no. 6, 18.12.1923.

BCA, 30.10, 144.35.20, Dosya: 14839, 30.10.1927.

BCA, 490.1.0.0, 1438.4.2, Dosya: 9.BÜRO, 22.06.1943.

Cumhuriyet Gazetesi

HAZAİ, György, Tarih Boyunca Macar-Türk Bağları, Budapest 1963.

NAMAL, Yücel, Türk Kaynakları Işığında Türk-Macar İlişkileri (1923-1950), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara 2013.

Ek: Spor Âlemi Dergisi

Aşağıdaki görsel Spor Alemi Dergisinin 24 Mayıs 1928 tarihli Macar Güreşçileri konu eden nüshasının kapağıdır. Macar Güreşçileri İstanbul’da kaldıkları otelin bahçesinde. Önden Birinci Sıra: Güreş Federasyonundan Sadullah Bey, Güreş Federasyon Başkanı Ahmet Bey, Macar Güreşçilerin Antrenörü Senger, Türk Güreş Federasyonundan Kemal Bey. Arkada Birinci Feher, Üçüncü Dördüncü Ferenczi, Salko, Güreşçi Dary Bey, Doversky.

[1] Bu makale yazarın Türk-Kaynakları Işığında Türk-Macar İlişkileri (1923-1950) başlıklı doktora tezinden türetilmiştir.

[2] Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir