Sofiya’ya

Sayı 37- Ocak 2013

Sonsuzluğumsun, ölmezliğimsin
Kelebeğimsin en uzun ömürlü
Kanat çırpışı mı, karmaşık sessizliğin
Düşen kar tanesinin beyazlarla örülü
Sonsuzluğumsun ölmezliğimsin

Evlerin bacaları dumanlı akşamüzerleri
Birazdan şehrin tüm ışıkları yanacak
Herkesin koşacak bir rüyaya gözleri
Gece yarısı, umutları bir tren sesine tutunacak
Evlerin bacaları dumanlı akşamüzerleri

Her gün yeni doğan güneşe bak
Bir özlem yuvalansın yüreğinde
Bir sarılış göndereceğim, sıcaktan da sıcak
Öpeceğim dudaklarından, bir seher vaktinde
Her gün yeni doğan güneşe bak

Alıp götüreceğim buralardan bizli anları
Kimse gelmeyecek, gelmemeli peşimden
Yalnızca karanfiller en kırmızı olanları
Ve ben kokunu duyacağım bir hayat öteden
Alıp götüreceğim buralardan bizli anları

Tuhaf bir rüya bu tutkulu, garip
Eskimez, mesafesiz ve doyumsuz
Düş ile gerçek arasında yitip
Akan günahsız ırmaklar gibi kumsuz
Tuhaf bir rüya bu tutkulu, garip

Ahh dudakların en tadılmamış şarap tadında
Öptüğünde ağlamaklı bulutlar gibi ıslak
Uçuyorum gibi çıldırmış bir kuşkanadında
Güneşten bir parça çalmış gibi sımsıcak
Ahh dudakların en tadılmamış şarap tadında

Kadehimin son katresi bu
Ömrümün son anı senli yaşanılası
Sana baktığım aynamdaki son buğu
Kaderin ilk ve son geç kalmışlığı
Kadehimin son katresi bu…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir