Sınıfta Fark Edilmek:Bir Hatıra

Sayı 25- Mutluluksuzluluk (Ocak 2010)

Her öğrenci için, öğretmeni tarafından fark edilmek, önemli bir şeydir. Özellikle ortaokul ve lise yıllarında bu fark edilme isteği ve çabası en üst düzeye çıkar. Kimileri fark edilmek için elinden gelen her türlü haylazlığı yapar, kimileri çok çalışarak bunu gerçekleştirebileceğine inanır ve derslerinde başarılı olabilmek için elinden gelen çabayı sarf eder. Kimileri de çeşitli yeteneklerini(!) sergiler ki hoca onu fark etsin. Bazı öğrenciler de ne kendinin ne yeteneklerinin farkındadır; bir köşede sessiz sedasız oturup, verileni, isteneni yapar, gider. Dikkatli öğretmenin dikkatini ise bazen en çok bu öğrenci çeker(miş).

Liseye ilk başladığım yıl, ben de bu, en son örnek verdiğim öğrencilerden birisiydim. Henüz lisenin ne olduğunu, benden beklenilenlerde ne gibi değişiklikler olduğunu tam anlayamamış, sessiz sedasız bir köşede oturup dersi dinleyen, istenileni yapan, istenilmeyeni yapmayan bir öğrenciydim. Ben şiir okumayı severmişim, henüz farkında değildim.

Edebiyat derslerine özel bir ilgim vardı, fakat parmak kaldırıp söz alacak, ilgimi gösterecek cesarete de sahip değildim. Okumayı ve şiiri seven bir edebiyat öğretmenim vardı. Bize şiir okuma alışkanlığını kazandırmak için şiir defteri tutturur, her hafta bulup defterimize yazdığımız şiirleri kontrol eder, o haftaki şiiri gönüllü arkadaşlarımıza okuturdu. Bu arkadaşlar genellikle şiir okumayı beceren arkadaşlar olurdu. Bir gün edebiyat öğretmenim, o haftaki şiiri benim okumamı istedi. Okuyamayacağımı, böyle şeyleri beceremediğimi söyleyip biraz mırın kırın ettiysem de öğretmenimin ısrarıyla okudum. Öğretmen;“ Bak okuyabiliyormuşsun işte!” diye olumlu bir tepki verdi. Belki de becerememiştim, ama öğretmenimin beni fark edip, olumlu tepki vermesi hoşuma gitmişti. Ertesi haftalarda o şiirleri okumak için evde hazırlık yapıp, derslerde ben de parmak kaldırdım. Öğretmenin olumlu davranışları beni cesaretlendirdikçe, yalnızca şiir okumak için değil, derslerde konuşulanlara katılmak için de çaba gösterdim. Bu hem diğer derslerime, hem ders dışı iletişimime ve sosyal etkinliklerime olumlu yansıdı. İlgi ve yeteneklerimin farkına varmamı, üzerine düşmemi sağladı. Hatta üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü tercih etmeme sebep oldu.

Şiirin içinde olduğu her türlü etkinliğe bazen aktif, bazen seyirci olarak,  günden beri katılırım ve bu benim yaşamıma çok güzel anlar, çok güzel anılar kattı. Öğretmenimin kurduğu iki cümle, kendime güvenimi sağladı ve geliştirdi.

Sanırım bir öğretmenin, öğrencisinin fark edilmek istediğini anlaması ve buna göre tutum geliştirmeye çalışması, öğrencinin bütün yaşamına etki edecektir. Önemli olan, bunu olumlu şekilde yönlendirebilmektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir