Prof. Dr. Rennan Pekünlü

Sayı 39- Temmuz 2013

Basın Açıklaması

Prof. Dr. Tolga Yarman

Aşağıdaki metin, önce Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) İstanbul Şubesi Yönetimi tarafından kaleme alınmıştır. İmza veren dernek yönetimlerinin görüşleriyle olgunlaştırılmıştır.

Metin, 3 Ağustos 13.30’da, Galatatasaray Lisesi önünde, Prof. Tolga Yarman tarafından basına ve kamuoyuna duyurulmuştur. (Parantez içindeki ifadeler, Prof. Yarman’in, “irticalen” telaffuz ettiği, vurgulardır.)

Metni bu köşede, daha yaygın olarak duyurulmasına omuz vermek üzere,  okurun dikkatine sunuyorum. Nice mutlu bayramlara…

T. Yarman

4 Ağustos 2013

PROFESÖR RENNAN PEKÜNLÜ’NÜN ÖZGÜRLÜĞÜ, BİLİMİN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR, ÜNİVERSİTENİN ÖZERKLİĞİDİR.

BASIN AÇIKLAMASI

(Bu mübarek günümüzde, “Esirgeyen, Bağışlayan Allah’ın adıyla, konuşmaya başlıyorum.) 

Profesör Rennan Pekünlü’nün özgürlüğü, bilimin özgürlüğüdür; üniversitenin özerkliğidir.

Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü hakkında, türbanlı öğrencilerin “eğitim ve öğrenimini engellediği”gerekçesiyle verilen 2 yıl 1 ay’lık mahkûmiyet kararının Yargıtay tarafından oyçokluğuyla onaylandığını, üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Bu konuda, daha önce, Anayasa Mahkemesi ve yüksek yargı organları ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM)  verdiği kararların hiç birini, dikkate almayan, bu gelişme, görevini yürürlükteki yasalara göre gerçekleştirmeye çalışan akademisyenlere karşı, bugüne kadar yapılan en büyük haksızlıklardan birini doğurmuştur.

Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü, ülkemizin önemli bilim insanlarından biridir. Astronomi alanında çok sayıda araştırma yaparak, eserlerini ulusal ve uluslararası platformlarda sunmuştur; öğrenciler ve akademisyenler yetiştirmiştir. Tüm yaşamını bilime, eğitim ve öğretime adamış, sıradışı bir öğretim üyesidir.

12 Eylül 1980 Sonraıs, 2547 sayılı YÖK Yasası nedeniyle, 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası’na dayanılarak üniversiteden uzaklaştırılmıştır. Günümüzde de düşüncelerinden (ve meşruiyetten) ödün vermeyen tavrı nedeniyle bir grup medya organının hedefi haline getirilerek, üniversitedeki görevinden ayrılmaya zorlanmıştır. Aynı “özel hukuk mantığıyla”, bir kez daha cezalandırılmak istenmektedir. Bu kez O’nu hedef alan ortaçağ (engizisyon) anlayışı, (O’nu) üniversiteden uzaklaştırmakla yetinmeyip, 21. Yüzyıl’da bir bilim insanını yürürlükteki hukuk kurallarından, ödün verilmesine, boyun eğmediği için, bir cezaevi hücresine tıkmaya çalışmaktadır.

Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü’ye yönelik medya organlarının da içinde yer aldığı sistemli, örgütlü “baskının” amacı, O’nun Şahsın’da tüm üniversiteyi tahakküm altına almaktır. Ne yazık ki iktidar ve YÖK’ün ağır politik, malî ve idarî kuşatması altında olan üniversite yöneticileri, bu müdahalelere karşı, kendi öğretim üyelerini ve yürürlükteki hukuk kurallarını savunamamaktadırlar; (hatta onları, ne acıdır, sata dahi bilmektedirler).

(İnançlara derin bir saygı içinde olarak, ifade ediyoruz…) Yürürlükteki Anayasa hükümleri, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, AİHM kararları çerçevesinde, “türbanlı öğrencilerin üniversitelere girmesi”hukuken, yasaktır. (Ortada bir uygulama zaafiyeti varsa, bu düpedüz iktidarın kusurudur.)

Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü, hiç bir “türbanlı öğrencinin” üniversiteye veya ders yapılan sınıflara girmesini engellememiştir; sadece “türbanlı öğrencileri” mevcut hukuksal durum konusunda bilgilendirerek uyarmış ve durumu tutanağa bağlamıştır.Tutanağı ilgili idareye göndermiştir. Öğrencilerinin, üniversiteye devam edip etmediği konusunda, kayıtlar incelenmeden, dinlenen tanıkların anlatımlarından, önyargılı bir tutumla çıkarılan hatalı gerekçelerle (Prof. Rennan Pekünlü), hapse makum edilmiştir.   

(Hazindir ki)Yargıtay’ın (hapis mahkumiyetini) onama kararında da, Anayasa hükümleri, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, AİHM kararları, yok sayılmıştır. Yargı kararları, yürürlükteki hukuk kurallarına değil, dönemin politik güç dengelerine ve esen (poliltik) rüzgârlara göre verilirse; Anayasa’nın ve Anayasa Mahkemesi’nin anlamı, kalmamış, demektir.

İdarecileri, muktedirler karşısında boyun eğse bile, üniversiteler, Prof. Esat Rennan Pekünlü’nün, yasaları ve bilimi hiçe sayan güç odaklarına kurban verilmesine, seyirci kalmayacaktır. Ağır yaralar alsa da, 12 Eylül karanlığından çıkan üniversitelerimiz, toplumumuzu, çağın gelişmelerinin çok gerisinde tutmak için şiddete başvuran, olağanüstü dönemlerin hukukunu dayatan bir yaklaşımın da, esiri olmayacaktır.

Aşağıda(ki) (imzalarını açıklayacağım) öğretim elemanları dernekleri olarak, haklı davasında Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü ile dayanışma içinde olduğumuzu, bilimi ve hukuku ödünsüz savunacağımızı, kamuoyuna ilan ediyoruz. Öğretim elemanlarını, öğrencileri, basın kuruluşlarını, hukukçular başta olmak üzere tüm halkımızı, bu saygıdeğer bilim insanına uygulanmakta olan şiddetli haksızlığa seyirci kalmamaya, üniversite özerkliğine ve bilimsel özgürlüklere sahip çıkmaya, çağırıyoruz.

·   Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği (AÜÖED)

·   Ege Öğretim Elemanları Derneği (EGÖDER)

·   Gazi Üniversiteli Öğretim Üyeleri Derneği (GÜÖÜD)

·   İnönü Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği (İNÖDER)

·   İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği (İÜÖÜD)

·   Samsun Akademik Elemanlar Derneği (Akademi Samsun)

·   Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD)

·   Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD)

·   Van Üniversite Öğretim Elemanları Derneği (VÜNİDER)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir