Özgüven ve Güvensizlik

Sayı 25- Mutluluksuzluluk (Ocak 2010)
Yazar Deniz SÜTEL   

Eğitişim Dergisi. Sayı: 25. Ocak 2010

 

“Güven, korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma, bağlanma duygusudur.”[1] Özgüven ise, yaşam savaşında zorluklara karşı direnç ve üstünlük sağlamamızı, gerçekçi bir bakış açısıyla olaylarla mücadele etmemize yardımcı olan kişisel bir özelliktir. Diğer bir deyişle, “insanın kendine duyduğu güven duygusu” olarak da tanımlanabilir.

Başarı, mutluluk, direnç ve güç özgüvenin en önemli getirileridir.  Olması gereken ölçüde özgüvene sahip olabilmek mutluluğa açılan bir kapıdır.  Aşırıya kaçıldığı zaman son derece sakıncalı bir hale gelebilecek olan bu duygu, yeterli ölçüye ulaşmadığında da sorun olarak karşımıza çıkar. Hatta çevremizdeki insanları bile tedirginliğe sokarak sıkıntı yaratmamıza neden olabilir. Önemli olan gereken ölçüde özgüvene sahip olmak ve bunun sürekliliğini sağlamaktır. Çünkü çevremizdeki olay ve insanlar pek çok durumda bu duygunun artmasına ya da eksilmesine neden olabilirler.

Aşırı özgüven zararlıdır. Çünkü aşırı özgüvene sahip kişi hatalarını görmez veya görmezden gelir. Yeteneklerinin sınırlarını bilmez, gerçeklikle alakası olmayan, hayali bir mutluluğa kapılır. Başarılı olamadığında mazeretlere sığınır. Yapamadıklarını fark etmez, yapmayı düşlediklerinin peşinde koşar. Çok kez şöyle düşünmüşümdür: “Aşırı özgüven aslında güvensizliktir.  Kendine ve çevreye güvensizliğin dışa vurumudur.  Örneğin kendini vazgeçilmez gören, aslında vazgeçilen olduğunu ve yerinin dolduğunu bilip de kabullenmek istemeyendir.  Hala çok güzelim edasında olan yaşlanmaya yüz tuttuğunu bilendir.  Olması gereken ise her ne olursa olsun, kendini sevmektir.  Başkasıyla yarışmak, üstünlük taslama çabası, ben de varım havası sadece boşa zaman kaybıdır.”

Sonuç olarak diyebilirim ki, hayat öncelikle kendini sevmekle başlar.  Bedenimizi, yaşımızı hatta adımızı bile sevmekle… Unutmayın siz sizsinizdir, başkası başkasıdır.  İstediğiniz role bürünün, adınızı beğenmeyip, değiştirin, isminize isim ekletin, inanın bana o sizsinizdir. Var olan siz!  Gerçek siz!  Kısacası imaj değişikliği ile, isim, lakap değişikliği ile değişemezsiniz, gerçek değişim yüreğinizde başlar! Hayat kendimiz ve çevremizle barışık olmakla başlar.  Özgüven, kendimizi ve yeteneklerimizi keşfetmektir.  Geçmişe takılı kalmadan, geleceği özümsemektir.  Geçmişte olan dündür, bitmiştir, aslolan yarındır.


[1] TDK Sözlüğü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir