Kayboluşlarımız

Sayı 14- Vatan (Şubat 2007)

Büyüyor olmak hiç bu kadar acı vermemişti bana. Ya da hayatın telaşı hiç izin vermemişti ne kadar küçük olduğum zamanları geride bıraktığımı görmeme.

Büyük kayıplar, terk edilişler, karşılık aradığım karşılıksızlıklar ve uzun zaman yalnızlıkları lazımmış, aynada kendimi aramam için. Her uzun yalnızlık sonucu kendime uzun bir reçete yazmıştım ve her reçetede günlük yaşamam gereken senaryolar yazıyordu. Her senaryonun repliklerinin tamamen yanlış yazıldığını çok sonra o aynada kendimi ararken anladım. Yanlış bir senaryoda hayatıma figüran kalmıştım. Ve böylece her yeni reçete yeni yalnızlıklara itmişti beni usulca. Yalnızlığımı görmek bile istememişim sonraları, görmemek için suni kalabalıklar yaratmışım kendimce. Kalabalıklara sığınmışım, olmamış.

Her yalnızlık zamanı, geceyi korkuyla beklemişim. Tüm renkleri solduran gece siyahının, benim de kalbimi soldurmasından korkmuşum belli ki. Ama zaman geçtikçe alışmışım gecenin sessiz karanlığına. Yalnızlık ürkütse bile, vazgeçilmez olmuş geceleri yaşamak. İşte bu yüzden geceler benim vatanım olmuş, kendimi ait hissedebildiğim tek yer o derin siyahlık olmuş.

Farkına varmasam da belki geceler büyütmüş beni yıllarca. Geceler uzadıkça hayata duyduğum kin, nefret bir bir yok oluvermiş. İçimdeki devrimci çoktan uykuya geçmiş. Huzurla, bir çocuk saflığıyla düşünmüşüm her şeyi. Duygularım kirle yoğrulmayı bırakıp, umutla sevişmeye başlamış kör karanlıkta… Gece olur olmaz aklıma düşüşünün de tek nedeni budur belki de, hafızamın hayatın kirlerinden arınmaya başlıyor olmasıdır. Belki de bu yüzden her gece içimde bir kar tanesi gibi büyüyorsun, büyüyorsun, büyüyorsun. Belki geceler uzadığı için kış aylarını daha çok seviyorum ben, seni bana daha çok yaklaştırdığı için.

Gittikçe, barışa ve sevgiye muhtaç gündüzleri geçirmekten hep daha cazip gelmeye başlamış, mutlu, umutlu, senli ama kendime muhtaç geceleri geçirmek. Çiçekleri sulayan kanlar görmekten daha katlanılır olmuş kalbimi kanattığın ve damarlarımı o kanla beslediğin geceler.

İşte bu yüzden, önceleri yalnız kalmamak için yaşamaya çalıştığım gündüzlerde gördüğüm “insan”lardan oluşmuş hayattan ve bencil, merhametsiz, acımasız anlardan kaçtığım için gecelere mahkumum ben. Bu yüzden yalnızım ömür boyu.

Anlayacağınız, farkında mısınız bilmem ama beni hiç tanımayan güzel insancıklarımız, bu yalnızlığın tek nedenisiniz ve hep canımı acıtacaksınız…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir