Hatırlanacak Bir Anı

Sayı 49- Ocak 2016

Sonbahar artık yerini yeni mevsimine bırakıyor. Yapraklar dökülüyor kış yavaş yavaş kendini gösteriyordu. Yeni mevsim gün yüzüne çıkarken bahçede oturmuş etrafını seyrediyor ve kitabını okuyordu.

Bir an geçmişe doğru bir yolculuğa çıktı. Sanki yanından iki sene önceki hali geçti ve kapıyı açıp geleceğine doğru ilk adımını attı. Tanımadığı bu yeri incelerken meraklı hali ve tecrübesizliği yüzündeki belli belirsiz tebessümü gözlerinin önüne gelirken aynı tebessümü şu an yüzünde hissedebiliyordu. Kıpır kıpır içi biraz sonraki manzarayla tuzla buz olacaktı fakat henüz bundan haberdar değildi. İkinci kapının kilidini açınca bir hayal kırıklığı yüzündeki tebessümü sildi. Daha ilk adımında önüne düşen elektrik kablosuyla irkildi. Gözleri ki ilerde çocukların korkmasına neden olacak büyüklükteki kocaman gözleri daha da açılarak şaşkınlığını bir kez daha gün yüzüne vuruyordu. Adımlarını atmakta kararsız bir şekilde içeriye yöneldi. Ve inanılması güç bir tablo daha içeride onu bekliyordu. Saman ve keçi pisliği…        

Merakına yenik düşüp onlarla birlikte gelen bir köy sakini bu tabloyu açıkladı. -Kullanılmadığı için köy halkı hayvan ve saman koymuşlardı buraya.

Zaten bunu duyduktan sonra gözlerine çöken karartı bir ton daha koyulaşmıştı. Artık etrafta beni ne bekliyor diye içinden geçirerek gezmeye devam etti. Banyo, tuvalet, mutfak yoktu.  Sadece odalar vardı. Yaşayacağı yer burasıydı ama burası yaşanılacak yer miydi?

Evden kendisini dışarı attı. Evi gördüğünden beri ağzını hiç açamadı sanki nutku tutulmuştu. İlk aklına gelen kiralık ev fikriyle biraz canının sıkıntısı geçer gibi oldu ama köyde henüz kiralık ev olmadığını bilmiyordu.  Birkaç kişiye sorarak bunu öğrendi kimsenin kiralayacak evi yoktu. Sadece bir seçenek var oda ona gösterilen ev dedikleri yerde kalmasıydı.

İlk kez gözleri yaşlarla dolmuştu. Böyle bir yerde daha önce hiç kalmamıştı. Şu an yanında babasının olması ona ne kadar büyük bir destekti. Bunları düşünerek yola koyuldu. Her şey çok güzel gidiyordu bu kalacak yer sıkıntısı cidden moralini bozmuştu. İlk kez o anda daha önce varlığından hiç rahatsızlık duymadığı o dağlar üzerine üzerine gelmeye başladı. Sanki boğuluyor gibi hissetti kendisini. Bir noktadan sonra kendini tutamadı ve yaşlar yanaklarından aşağıya süzüldü ve çenesinde birleşti.

Ertesi gün ilk iş günüydü ama içindeki bu sıkıntılardan dolayı o heyecanı bile buruk yaşıyordu sanki.  Akşamdan kalacağı yere ama hiç kalmak istemediği o yere gittiler. Gün içerisinde almış oldukları eşyalar bahçeye bırakılmıştı. İlk iş bunları içeri aldılar. Etrafın mikrobunu kırmak için her tarafa kireç döktüler ve badana boyaya başladılar. Yıkanabilecek her yeri yıkadılar. Biraz da olsa içine girilebilecek bir yer haline getirdiler.

Sabah babasıyla birlikte kahvaltı yaptı. Babası onun ilk iş gününü dört gözle bekliyordu. Kısacık da olsa o ana tanıklık ederek eve gerekli tamir malzemelerini almak için ilçeye doğru yola koyuldu. Ama gözlerinde kızının ilk iş gününde ki o görüntüsü ona eşlik ediyor ve daha sonra anlattığı üzere bundan o kadar gurur duyuyordu ki.

Akşam elleri kolları dolu bir şekilde geri döndü. Getirdiği malzemelerle hemen çalışmaya başladılar. Okul sıralarından bir tezgâh yaptılar üzerini naylonla kapladılar bir lavabo koydular, elektrik tesisatı elden geçirildi yerler beton görünmeyecek şekilde alınan örtülerle kaplandı en azından artık lambası yanan ve ayaklarını yere bastığında rahat edebileceği bir yere dönüşmüştü.

Bir sene boyunca o ev eski halinden hiç iz kalmayacak şekilde değişime uğradı öyle ki gelen misafirler bu evin eski ev olduğundan şüphe duydular. İlk kez girdiğinde bu eve ne büyük endişeleri vardı oysa.

Şu an bunları düşününce bu gibi endişeleri yaşadığı anlara gülümseyerek bakıyordu anı penceresinden. Zamanla bu gibi dertleri sıkıntıları ailesinin desteğiyle atlatıp tek bildiği şeyi yapmak için kolları sıvazladı. Tecrübesizliği, deneyimsizliği ve buna nispeten daha güçlü hevesi ona yol gösterici oldu. O binaya kendi imzasını atarak belki de geniş ufuklar açacak ve kim bilir ileride kaç kişinin örneği olacaktı? Bunları o zaman da şimdi olduğu gibi kestiremiyordu.

Öğrencilerinden birinin sesi geçmişteki o kısacık ama aslında iki seneyi barındıran andan uyanmasına ve şu ana dönmesine vesile oldu. Etrafına baktığında hayatının rutinini görüyordu. Hangi rutin bu kadar güzel olabilirdi ki diye iç geçirdi.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir