Gel

Sayı 26- Eğitim, Demokrasi, Mutluluk (Nisan 2010)

Uzayan yollarca uzak olmak sana

Bakışlarının tenhalığına dokunamamak

Duyamamak gözlerinin içli türküsünü

Ama yine de sevmek!

Yüreğini canla başla ortaya koyabilmek

İnanmak bu aşkın kutsallığına…

İşte böyle seni sevmek…

Yüreğimi toprağına emanet bırakabilmek

‘Allaha emanetimsin’ diyebilmek

İşte böyle seni sevmek…

Sen de durma, kalk!

Tutun rüzgarın kanadına

Yere düşen kar taneleriyle gel

Düşüver alev almış gönlümün ortasına

Akşamın hüznü üstüme çökmeden gel

Ne olur karlar erimeden,

Bahar sensiz sineme düşmeden

Kardelenler boynunu bükmeden

Özlemin bitmeden gel…

 

GÖKKUŞAĞI

Gözlerinden bir tutam mevsim çaldım,

Bakışlarından ebruli bir sonbahar,

Duruşundan en anlamlısını rüzgarın,

Ve yüreğinden

Üşüten bir kış gecesinin sıcaklığını,

Cezam neyse ben çekmeye razıyım

Yeter ki renkleri solmasın

Senden bir şeyler biriktirdiğim gökkuşağının…


 

ACI

Dokunabilseydim eğer avuçlarına

Güneşten çekinen bir çiğ tanesi gibi

İsyan etmezdi belki

Bir solukta gölgesine sokulduğumuz bahar mevsimi…

Umut veren bakışlarımla tutabilseydim gözyaşlarını

İçin için erimezdi belki yüreğim…

Titrek bir busenin büyüsü kadar

Utangaçlığına sığınabilseydim eğer sevdamın

Cesaret alırdım o zaman yüreğinden…

Sevda sana yakışandı; ama olmadı…

Şimdilerde ise,

Yüreğimi koruyorum sana karşı

Ellerine versem,

Biliyorum üzerine bastığın toprak gibi

Acıtacaksın her bir karışını…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir