GAZİ’YE İSTİDA [1]
Bu yurt mahrum güzellikten, ümrandan…
Köylülerin nasibi yok irfandan,
Ey kurtaran bizi Yunandan!
Kurtar bizi daha birçok düşmandan!
Medeniyet, gerçi bize uzaktır,
Mefkûremiz güneş kadar parlaktır,
Bütün millet yükselmeğe müştaktır;
Kurtar bizi cehaletten, noksandan!
Mektep, müze darülfünun isteriz,
Terakkimiz her an koşsun isteriz;
Halkçılığa uyan kanun isteriz.
Kurtar bizi bu karanlık zindandan.
Sen dâhisin, buna çoktan inandık;
Mefkûresiz rehberlerden pek yandık.
Garpta şarklı yaşayıştan usandık;
Kurtar bizi beynelmilel hüsrandan!
Sürümüzde bir kurt çoban kalmasın,
Tepemizde gizli düşman kalmasın,
Düşmanların dostu hakan kalmasın;
Kurtar bizi bu yaldızlı yılandan!
Abdülhamit gerçi Kızıl Sultandı,
Buna nisbet yine o insandı…
Çok masumlar fetvasına aldandı:
Kurtar bizi artık kara sultandan!
Ziya Gökalp
[1] İleri Gazetesi, 17 Kasım 1922.