Sevgi Uzun [1]
Günümüz eğitim sisteminin “yapılandırmacı eğitime” dayandığını haykırıyoruz her fırsatta. Yapılandırmacı eğitimin yetiştirdiği bireylerin düşünen, sorgulayan, eleştiren ve devrimci bireyler olmasını öngörüyor ve umuyoruz. Fakat unuttuğumuz bir nokta var ki sistemi bireylere aktaracak olan öğretmen ve adaylarının bu konuda yetersiz ve inançsız olması.
Yapılandırmacı eğitimin ilkelerine inanmayan öğretmen ve adayları,sisteme inanıp yeterli birikim ve azme sahip olmayan öğretmen ve adayları bir de gerçekten sistemin ilkelerine uygun bireyler yetiştirmek için çırpınan,yorulan emektar öğretmen ve adayları.. Bahsettiğim bu üç grupla da karşı karşıyayım.
Bir öğretmen adayı olarak üzülerek söylüyorum ki sisteme inanmayan, birikimi ve azmi olmayan öğretmen ve adaylarıyla ise sık sık karşı karşıyayım.
Aktarmak istediğimiz şeylere inanmalı ve uygulamalıyız diye düşünmekteyim. Yani öncelikle biz öğretmenler düşünen, sorgulayan, eleştiren ve devrimci bireyler olmalıyız. “Öğretmen yol gösteren bir rehberdir.” ise parolamız, göstereceğimiz yolları iyi bilmeliyiz. Öte yandan bakınca sık sık karşı karşıya olduğum bu insanlar saydığım özelliklere sahip olmakla birlikte, bunları desteklemeyen ve hatta körelten insanlarla aynı sıralarda ve aynı okullardayım.
Kötü giden bir eğitim sisteminin umutsuzluğa düşüren bilgisizliğinin üstüne umut olmasını umduğum sıralarda ve okullardayım. Bu insanların sayısı o kadar fazla ki çevremde umut etmek için bile çırpınan hale geldim. Çırpınmaktan yorulan, isyan eden ve sonunda pes etmekten korkar bir hale doğru gidiyorum..
Karanlığın içinde iğne ucu kadar bir aydınlık için,aydınlığı yaymak için bilginin ışığını rehber saymaya umutla devam edeceğim..