Aydınlanma Sürecinin Birincil Emekçisi

Sayı 78 Nisan 2023

Giriş

Aydınlanma, sanattan siyasete, felsefeden bilime dek her alanda en son karar organı ve en sağlıklı bilgi kaynağı olarak insan aklını temel alan düşünce ve yaklaşımlardan yararlanarak toplumda bilimi, tekniği ve sanatı geliştirmekle sağlanıyor. Yakın tarihimizde ülkemizde aydınlanmayı Kurtuluş Savaşını zaferle taçlandıran ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran; dünya uluslarının, önünde saygıyla eğildikleri, çağının ruh sağlığı en yüksek, en yetenekli dehası ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk başlatıyor.ve temellendiriyor. Saffet Arıkan, Mahmut Esat Bozkurt, Mustafa Necati, Reşit Galip, Hasan Âli Yücel, İsmail Hakkı Tonguç gibi aydınlanmacılarımız da tam bir adanmışlıkla bu yolda değerli emekleriyle aydınlanmaya katkı yapıyorlar.

 Aydınlanma sürecinde yer alanlar arasında etkisi sürekli ve en yüksek, en yaygın olanı ise, öğretmendir. Başka hiçbir kamu görevlisi ve kamu dışı görevli, bu konuda öğretmen kadar sürekli ve kalıcı etki yaratamıyor. Bu nedenle öğretmenin yetkin bir aydınlanmacı olarak yetiştirilmesi gerekiyor. Öğretmenin aydınlanmacı sorumluluğunu başarıyla yerine getirmesi için her şeyden önce kendisi yetkin bir aydın kimliği kazanmalı ve bu yolda güçlü bir çaba göstermeye hazır olmalıdır.

Aydınlanma için gerekli etkenlerin tümü yeterli olsa bile öğretmen, tam donanımlı olmadıkça aydınlanma gerçekleştirilemiyor. Yetkin öğretmen ise, öğretim programında, ders kitabında, öğretim araç gereçlerinde ve bunların benzerlerindeki yetersizliklerin olumsuz etkilerini en aza indirebiliyor.

Ancak öğrenim kümelerinin kalabalıklığı, avantajsız öğrencilerin ödünleme programlarından yararlandırılmaması, kullanılan öğrenim-öğretim yöntem ve tekniklerinin bireysel çalışmalara indirgenememesi, sağlıklı toplumsal-ruhsal öğrenim ortamlarının yaratılamaması gibi eksiklik ve aksaklıkların yarattığı olumsuzluklar, yetkin öğretmenin göstereceği başarının önünü kesiyor.

Demokratik, laik, bilimsel çağdaş eğitimin uygulandığı bir toplumda sınıf içi ve sınıf dışı çalışmalarıyla aydınlanmayı gerçekleştirmede öğretmenin tek belirleyici olduğunu en iyi kavramış bir önder olarak Atatürk, onun için Türk aydınlanmasında umudunu özellikle öğretmene bağlıyor. “Ulusları kurtaranlar, yalnız ve ancak öğretmenlerdir.” özdeyişi, onun aydınlanmada öğretmenin birincil aydınlanmacı olduğunu dile getiren önemli sözlerinden yalnızca biridir.

Türk Milli Eğitiminin Genel Amaçları, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Çocuk Haklarına Dair Sözleşme gibi temel ulusal ve evrensel metinler incelendiğinde, aydınlanmada öğretmenin hangi ulusal ve evrensel değerlerin benimsenip içselleştirilmesinde ve davranışa dönüştürülmesinde etken olduğu bütün açıklığı ile görülebilir.

Yetkin Aydınlanmacı Öğretmenin Başlıca İşlevleri

. Yetkin aydınlanmacı öğretmenin çok özel ve özgün bir nitelik taşıyan iş ve uğraşının yeri, başka hiçbir kişi, iş ve uğraş ile doldurulamıyor

Yetkin aydınlanmacı öğretmenin iş ve uğraşları, öbür hiçbir devlet görevlisinin iş ve uğraşına benzemiyor. Kendini işine adayan bu öğretmen, öğrencileriyle bütünleşiyor. Onun gerçekleştirdiği uygulamalar, yasalarla belirlenen görev sınırlarının çok ötesine taşıyor. Bu öğretmen, olanı biteni (gerçeği), olasılıkları, üreticilikleri, yaratıcılıkları duyumsamak, kavramak ve öğrenim kümesini oluşturan bireylerin bunları yaparak, yaşayarak kavramalarını sağlamak gibi ayrıcalıklı bir süreci yönetiyor. Öğrenim kümesini oluşturan bireylerin her birinin özel ilgilerinden yola çıkarak belirlediği gizilgüçlerini çok özel ve özgün çalışmalarıyla ortaya çıkarıp o yönde gelişim göstermelerini sağlıyor. Öğrenciler, bu kazanımlarından sınırlı bir zaman diliminde değil; yaşamları boyunca yararlanıyorlar. Yetkin aydınlanmacı öğretmen, böylece gelecekte kimlerin bilim insanı, sanatçı, politikacı, sporcu, teknik eleman vb. olacağını daha işin başında belirleyerek her öğrencinin kendi gerçekliği içinde, kendi isteği ve yeteneği yönünde gelişiminin yolunu açıyor ve o yönde gelişimini sürdürmesine yardımcı oluyor.

. Sınıfa ilk girdiğinde öğrencileri üzerinde yarattığı güçlü etkiyi, sonrasında da koruyor.

Sınıfta, sınıf dışında söylediği her sözü niçin söylediğini, her davranışı niçin yaptığını bilinçli olarak ortaya koyuyor. Öğrencilerine benimsetip yaşatmak istediği değerleri, duruşu, bakışı, yürüyüşü, gülümseyişi, günaydın deyişi, giyinişi, konuşması, yüz anlatımı ve ses tonu ile de yansıtmaya özen gösteriyor. Bu tutumunu aralıksız sürdürmesi sonucu öğrenim kümesini oluşturan öğrenciler, kendisine sarsılmaz bir güven duyuyorlar. Öğrenci katılımını temel alan öğrenim-öğretim etkinliklerinin yardımıyla öğrencilerde, yeni davranışların oluşmasını ve bunların kullanılırlığını sağlıyor.

Böylece öğrenciler, içselleştirmeleri gereken değerleri, öğretmenlerinin bu doğal ve bilinçli örnekliği, kendilerine yaptırıp yaşattıkları aracılığı ile edinmiş oluyorlar. Sonuçta, düşünen, soran, sorgulayan, araştıran, sorun çözen, yaratıcı etkinlikler gösteren; duygularını, düşüncelerini ve ellerini birlikte çalıştırabilen ve öğrenmeyi öğrenmiş birer yetişkin oluyorlar.

. Yetkin aydınlanmacı öğretmen, öğrenim kümesini oluşturan bireylerin kendi doğal yazılımları olan gizilgüçleriyle uyumlu ulusal ve evrensel değerleri (toplumsal yazılımları) benimsemelerini sağlıyor. 

Anlamlı ve anlamsız olarak nitelenen olayları, olguları ve yaşam biçimlerini bireyin duygu, düşünce ve davranışlarına temel oluşturan bilinçli ve bilinçdışı inançları oluşturuyor. Bireye bu değerleri evde anne baba, okulda öğretmen, toplumun öbür kesimlerinde de resmi ve özel kurum ve kuruluşlar kazandırarak onu toplumsallaştırıyor. Bireyin kişiliğindeki olumlu-olumsuz temel örüntüler (kalıp davranışlar), önce ve en çok ailede oluşuyor. Okul, çocuğa ailede kazandırılamayan bilgi, beceri ve değer duygularını kazandırmaya; kör koşullanmalarla edinilen saplantıları da olabildiğince akla uygun yönde değiştirmeye çalışıyor. Bu gelişim ve değişim sürecinde çocuğun tutarlı çabası ve sorumluluk üstlenmesi de büyük önem taşıyor.

Çocuğun, ailede sorumluluk, disiplin, zamanı doğru kullanma, kendini eleştirebilme, özgür akla sahip olma, özdenetim becerisi geliştirme gibi temel değerleri kazanmış olarak okula gelmesi beklenirken bunları edinemeden okula gelen çocuk, okulda zorluk çekiyor. Sorumluluklarını üstlenmede, kurallara uyumda, zamanı iyi kullanmada, yanlışlarını görüp kabul ederek onları düzeltmede, sorun çözmede, toplumsal uyum göstermede oldukça zorlanıyor..

. Yetkin aydınlanmacı öğretmen, kendi iç dünyasını gözlemliyor. Bu yolla temel ve gelişim gereksinimlerinden kaynaklı eksikliklerini tanıyor ve bunları gideriyor.

Eksiklerinden bir bölümünü kendi çabası ile kendisi gideriyor. Siyasal erk ve kamusal kurumlarca karşılanması gerekenler için de oralardan bireysel olarak ve gerektiğinde de başkalarıyla birlikte istemlerde bulunuyor. Gücünü başta yeme, içme, giyim ve barınma gibi temel gereksinimlerini karşılama olmak üzere güvenlik, sevgi, saygınlık, estetik ve kendini gerçekleştirme gibi gelişim gereksinimlerini giderme yolunda verimli biçimde kullanıyor. Bozulan dengesini yeniden kurmak için çaba gösteriyor. Düşünme gücünü, değerlerini ve coşkularını önemsiyor ve onları en iyi ortaya koymaya ve onlara uygun yaşamaya çalışıyor.

Bilginin kaynağı olarak kişinin kendisini görüyor ve öğrenim-öğretim etkinliklerini bu anlayışla yürütüyor. Bilgisini sürekli yeniliyor ve canlı tutuyor. Doğru bildiklerini davranışa dönüştürmeyi önemsiyor. Her ortamda özgür yaşamayı ve sorumlu davranmayı ilke ediniyor Davranışlarında, etkileştiği kişileri dikkate alıyor. Kişiye, zamana ve yere göre değiştiği bilinciyle yaklaştığı sanatı, estetiği, güzelliği yaşamına katmaya özen gösteriyor.

. Yetkin aydınlanmacı öğretmen, kendisinin ve öğrenim kümesini oluşturan öğrencilerinin bilişsel (zihinsel) gereksinimlerini okuma, soru sorma, araştırma, yazma, düşünceleri paylaşma, tartışma, keşif ve öğrenme gezileri düzenleme, ilgi alanları oluşturma, seminer, konferans ve bunların benzeri etkinliklere katılma ve onları izleme yoluyla karşılıyor.

Kendisinin ve öğrencilerinin bilişsel gelişim gereksinimlerini karşılamada, anlatma ve dinletmeye dayanan etkinliklerden daha yararlı oldukları bilinen, aklında oluşan yeni soruları, gözlemleri, bilgileri karşılıklı paylaşmayı, tartışmayı sağlayan etkileşim ortamlarında gidermeye daha fazla ağırlık veriyor.

. Yetkin aydınlanmacı öğretmen, kendine, öğrencilerine, canlı-cansız varlıklara, yaşama, koşulsuz bir sevgiyle yaklaşıyor.

İşini, öğrencilerini, tüm insanları, doğayı seviyor. Kendi yaşamına, ailesine ve mesleğine karşı sorumluluklarını aksatmadan yerine getiriyor. Öğrencilerinin mutlu ve başarılı olması, onun temel amaçlarından birini oluşturuyor. Her derse iyi hazırlanıyor. İşine içten bir istekle sarılıyor ve iyi bir sonuca ulaşmak için gerekli çabayı gösteriyor. Arkadaşlarına, yönetime, özellikle öğrencilerine güveniyor; Bunun sonucu olarak güvenilen, sevilen, sayılan bir öğretmen oluyor.

. Yetkin aydınlanmacı öğretmen, kendisinin ve öğrencilerinin duygusal (gönüllere yönelik) gereksinimlerini ev halkı, okul yöneticileri, öğretmenler, komşular, mahalleliler, kentin ve ülkenin insanları ile sevgi alışverişi içinde iyi ilişkiler kurarak gidermeyi önceliyor.

Bunun için kendisi de öğrencilerini seven öğretmen olarak öğrencilerince sevilen bir öğretmen oluyor. Öğrencinin, sevmediği öğretmenden çok şey öğrenemediğini biliyor. Öğrenmede duyguların çok önemli bir etken olduğu gerçeğinden yola çıkarak öğrencilerinin duygusal zekâlarının gelişimine ve ondan yeterince yararlanılmasın da bilişsel gelişim kadar önemli görüyor.

Tüm öğrencileri, komşuları, mahallesi, ülkesi ve tüm insanlık, doğadaki tüm canlı ve cansız varlıklar, yetkin aydınlanmacı öğretmenin büyük resim bilincini oluşturuyor. Geliştirmiş olduğu bu kapsamdaki bilincine, onun sorumluluk bilinci de buna koşut bir nitelik kazanıyor.

. Yetkin aydınlanmacı öğretmen, evde eşi ve çocuklarıyla, okulda meslektaşlarıyla, sınıfta öğrencileriyle her koşuldaki etkileşiminde eş duyuma (empatiye) büyük önem veriyor.

Sorunları karşısındakilerin gözüyle de görmeye çalışıyor. Bir sorunu çözmek, bir konuda karar vermek gerektiğinde, o sorunla ve o sorunla ilgili kararla ilişkisi olan kişilerin düşüncelerini dinledikten, onlarla eş duyum sağladıktan sonra adil olarak sorunun çözümüne karar veriyor ve sorunu çözüyor.

. Yetkin aydınlanmacı öğretmen, yalan söylemeyen, bir çıkar için başkalarını kandırmayan, olduğundan başka türlü görünmeyen, gerçekleri kabul eden, her şey ve herkes için aynı genel geçer ilkeleri geçerli gören, her zaman, her koşulda doğrunun yanında yer alan tutum ve davranışlarıyla bütünsel bir kişilik sergiliyor.

Bu öğretmen, öğrencilerinin ve bütün insanların karşısına bu tutum ve davranış bütünlüğü ile dürüst, adil ve güvenilir bir kişi olarak çıkıyor.

. Yetkin aydınlanmacı öğretmen, tutarlı bir küme önderi kimliği ile öğrencilerini toplumsal gelişim girişimcileriyle iş birliği içinde çalışmaya alıştırmada her fırsat ve olanaktan yararlanıyor.

İş birliği, bencilliğin aşılarak biz bilincinin geliştirilmesiyle gerçekleştirilen önemli bir toplumsal gelişim aşamasını simgeliyor.

. Yetkin aydınlanmacı öğretmen, ulusunun geleceğini doğrudan etkileyen bütün bu önemli nitelik ve yeteneklerini oluşturan değerler bütünüyle dengeli bir yaşam sürdürüyor ve öğrenim kümesini oluşturan bireylere, gereksindikleri tüm duygu, düşünce ve davranışları tama yakın düzeyde kazandırmayı başarıyor.

Eğitimin iki öznesinden birisi olarak öğretmen, “öğrenmeyi sağlama”; öğrenim kümesinin bireyleri de “öğrenme” konumunda olsa da bu iki özne, ortak bir amaç doğrultusunda çaba gösteriyor. Yetkin aydınlanmacı öğretmen, her öğrenicisini neleri yaparak niçin ve nasıl yetiştireceğini, belirlenen amaca ulaşılıp ulaşılmadığının nasıl ölçüp değerlendireceğini, eksiklerin ve yanlışların nasıl giderileceğini belirlemede ve bunları en uygun öğrenim-öğretim uygulamalarıyla ortadan kaldırmada yetkin bir başarı örneği sergiliyor.

Sonuç

Uygarlığın evrensel bir değeri olan aydınlanma felsefesini bizim yaşamımızın temel kurucu değerlerinden biri durumuna getiren Atatürk’ün yaptığı devrimler, aydınlanmanın ana kolonları konumundadır. Okullarımızda ve öbür öğrenim-öğretim yapan yerlerde aydınlanma felsefesi ve kurucu değerlerimizle birlikte, dürüst olma, yalan söylememe; başkasının malına, hakkına el uzatmama; hırsızlık, yolsuzluk, yağmacılık yapmama, başkalarına zarar vermeme, var olan gücünü kendisi, ulusu ve ülkesi ve de tüm insanlık için kullanma gibi kişisel ve toplumsal değerlerin benimsetilmesi de değerler eğitiminin amaçlarını oluşturuyor.

 

Kaynakça

Bakırcıoğlu, Rasim. Ansiklopedik Eğitim ve Psikoloji Sözlüğü. Geliştirilmiş 2. Baskı. Anı Yayıncılık. Ankara, 1916.

Cüceloğlu, Doğan; İrfan Erdoğan. Öğretmen Olmak. 6. Baskı. Final Kültür Sanat Yayınları. İstanbul, 2014.

Nas, Recep. İnsan Olmak Öğretmen Olmak. Ezgi Kitabevi Yayınları. Bursa, 2012.

Öğretmen Yetiştirme ve Eğitim Fakülteleri (1982-2007). Öğretmenin Üniversitede Yetiştirilmesinin Değerlendirilmesi. Yükseköğretim Kurulu Yayını. Ankara, 2007.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir