Eğitim ve Terbiye

Kavramların anlamları tam ve doğru anlaşılmayıp, diğer kavramlarla ilgi ve ilişkisi açıklığa kavuşmadıkça doğru düşünmek, düşündüğünü ifade etmek ve başkalarıyla anlaşmak imkânsızdır. Eğitim de bu kavramlardan biridir. Eğitimin anlamını sanırım yeterince ortaya koyamıyoruz. Eğitim bilimci Selahattin Ertürk eğitimi “davranış değişikliği” olarak ezberleteli beri eğitimi anlamaz, terbiyeyi anlatamaz olduk. Eğitim, odun gibi bir nesneyi eğip bükmek […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Öğretmenime Saygı Duyun!

Öğretmen, çocukların hayata hazırlanırken onların kendi ayakları üzerinde durarak yani başkasına muhtaç olmadan bilgi ve becerilerini kapasitesine göre en üst düzeyde geliştirip kullanmasını sağlayarak şerefli bir ömür sürmesini sağlamada çocuğa, aileye, topluma, devlete ve insanlığa hizmet eden bir mesleğin mensubudur. Öğretmenler insan yavrusuna iyiyi, doğruyu ve güzeli öğretirler. Öğretmenler hikmet sahibidir, bilgedir. Bilgelik mertebesine ulaşamamış […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Öğretmenin Vaadi

Eğitim Fakültesinde öğretim üyesiyim. Her dönem başında aşağıdaki sözleşmeyi imzalayarak öğrencilerime dağıtırım. Öğrencilerim kendilerine saygı duyduğumu bilir ve bu saygı karşılıklı hale gelir. Birbirimize güven duyarız. Benzer yazılar yazıp öğrencilerine dağıtan ya da yayınlayan hocaların olduğunu da biliyorum. Bazılarından ben de etkilendim. Belki birileri bu tür yazıları derler ve bir kitapta toplar. Böylece eğitim uygulama […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Feriştahın Gelsin Ulan!..

Feriştah, Perişte, Peri, Perihan Feriştah’ı duymuşsunuzdur. Yiğitleşen ve birilerine diklenen yeni yetmeler uzaktan bağırırlar “sen kimsin ulan, feriştahın gelsin” diye. Kimdir peki Feriştah? Bunun, “Perişte” sözünün Anadolu Türkçesindeki şekli olduğunu biliyor musunuz? “Peri” adının da bunun evrilmiş, kısaltılmış hali olduğunu! Ya bunun “melek”, “en iyi, en üstün”, “iyilik meleği” gibi anlamlar taşıdığını ve herkesin bir […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Lider ve Etrafındakiler

Giriş Bir toplum ne kadar örgütlü ise o kadar gelişmiş, demokrasisi yerleşmiş, etkili ve kaliteli bir toplumdur. Örgütlerindeki üye sayısı ülke nüfusunun birkaç katı olan ülkeler vardır. Örgüt söz konusu olunca örgütün adeta beyni olan lider de önem kazanmaktadır. Bu yazıda örgütlerdeki lider ve onu etkileyen ve/veya yönlendiren yakın çevresindeki danışman veya yardımcı kişiler konu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kayırmacılık; Bir Kavram Çözümleme Denemesi

Yönetim olgusunun içindeki hastalıklardan söz ederken kayırmacılığa mutlaka değinilir. Genel olarak “adam kayırmak” olarak ifade edilir. Neden “adam” kayrılır, kadın kayrılmaz mı? Burada “adam” derken “insanoğlu”nu anlamalıyız. Tarım toplumunda bütün dünyada kadın evde olduğundan insanlığı “adamlar” temsil ediyordu! Deyim o zamanlardan kalmadır, kadınperverlerimiz alınmasın. Adamlar neden kayrılır? Cevabını da gözlemlerimizden biliyoruz. Karar verme mekanizmasında “biz” […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Zulüm Edebiyatı ve Merhamet Avcılığı

Çocuktum ufacıktım. Bir köyde yaşıyordum. Babam o köyün öğretmeniydi. Günlerden bir gün devletin köye geleceği tutmuştu. Kaymakam başta olmak üzere ilçe protokolü köyümüzü onurlandıracak. Haber birkaç gün önce geldi. Herkes kapısını bacasını temizledi. Bayramlık giysiler elden geçirildi, yama vakti gelen elbiselere yeni yamalar atıldı. O zamanlar yamalı elbise giymek normaldi, yeter ki temiz olsundu. Herkesin […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Saygı ve Demokrasi

Tartışmalarda çok sık duyuyoruz: “Fikirlerinize saygılıyım ama…, inançlarınıza saygılıyım ama…” diye başlıyor konuşmaya. Saygılı ama “aması” varmış. Karşısındakinin fikrinde ya da inancında değil hatta ona karşı ama saygılı. “Saygılıyım” demeye gerek duymadan karşısındakinin fikrine karşı çıkıp neden “ama”larını sıralamıyor? Şundan bundan duyulan bir klişe midir bu ifade? Yoksa karşısındakini yumuşak tutarak tartışmayı başlatıp karşıdakini ikna […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Atatürkçülüğün Güncelliği

Yakın tarihimizde, özellikle darbe dönemlerinde Atatürkçülüğün içi boşaltılırken bir yandan da ağızlarını her açışta, “bismillah” der gibi Atatürk’ten söz eden zevat yönetti memleketi. Dillerinden Atatürk’ü düşürmezken oluşturdukları alt yapı veya döşedikleri taşlarla, yönlendirdikleri kitlelerle bugünkü gergin siyasi durumu ortaya çıkardılar. İç ve dış dinamik, işbirliği halinde medeni modern bir devletten feodal bir Ortadoğu ülkesi elde […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Aslan-Kocakurt

Şubat, 1985 Yarı uyur, yarı uyanık bir haldeydi. Ne tam uyuyabiliyor, ne de uyanıp kalkabiliyordu. Bir haftadan beri açtı. Fırtınadan ötürü çıkıp yiyecek arayamamıştı. Bir hastalık geçirmiş, henüz tam olarak kendine gelememişti. Büzülmüş yatıyordu. Bitkindi. Başını kaldırıp dışarıya baktı; fırtına dinmişti. Çıkıp av araması gerekiyordu ama hiç mecali yoktu. “Ölsem ne olur sanki” dedi. “Hiç” […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bilişim Kültürü Kendini Gösteriyor

Geçmiş hakkındaki bilgi ile bugün anlaşılamıyor, hatta gelecek kestirilemiyorsa geçmiş bilginin gerçeklik ve geçerlik sorunu var demektir. Geçmişin bilgisi gelecek için lazımdır ve sosyal bilimlerin önemli konularından biri “geçmişte nasıldı”, sorusunun cevabına yöneliktir. Geçmişi açıklamaya yönelik çok sayıda kuram, bilgi ve belge vardır. Kimisi savaşların uygarlığı yarattığını, kimisi toplumsal sınıflar arasındaki gelirden pay alma mücadelesinin […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kentlileşme ve Mimari

İnsanlar sosyal varlıklardır; diğer insanlarla birlikte yaşamak zorundadırlar. Böyle olduğu için yerleşim yerleri kurmuşlardır. Tarihte köylerde başlayan topluca yaşamak giderek kentlileşerek sürmektedir. Modernleşmenin etkisiyle köy hayatı ve köylülüğün varlığı giderek herkesin şehirlerde yaşayacağı biçimde evriliyor. Yakın bir gelecekte köylerde bugünkü biçimiyle kimsenin yaşamayacağı, insanların tamamen şehirlere taşınacağı ve köylerin tarım ve hayvancılık işletmelerine dönüşeceğini düşünebiliriz. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Savruk Düşünceler 1

Uzun süren bir ara rejim döneminden geçiyoruz. Öylesine uzun sürdü ki, ara rejime ana rejim demek daha doğru olacak. 1980’lerden sonra dünyaya gelenler hep olağanüstü rejim yaşadılar, yaşıyorlar. Ben de öyle. Bu sürecin yakın kısmında şurada burada almış olduğum notlar sık sık elime geçmeye başladı. Bir kısmını sosyal medyada paylaşmış oldum, daha bir açıkça da […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Felsefenin İşlevi ve Din: Hasan Aydın’la Röportaj

Bu röportajda Türkiye’nin düşünce evreninin istenmesine rağmen genellikle kapalı tutulan penceresinden, felsefeden, felsefeye bakmak istedik. Görüştüğüm kişi çağı kavrayışı, ayrıntıları fark etmedeki yeteneği, bilimsel yaklaşımı, birikimi ve üretkenliğiyle Türkiye’nin düşünsel geleceğinde önemli bir paya sahip olacağına inandığım OMÜ İlahiyat Fakültesinden felsefeci-ilahiyatçı Dr. Hasan Aydın’dır. Dr. Aydın’ı kitap ve makalelerinden tanıyor ve yıllardır ilgiyle izliyorum. Çok […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Felsefe, Bilim ve Bilgi

Bu yazıda felsefe ve bilimin niteliği üzerinde durulmakta, tarihsel bir perspektiften Türkiye’nin düşünsel temellerine kısaca değinilmekte ve bilgi türleri açıklanmaktadır. Felsefe?.. Felsefe tanımlanamaz ama anlatılabilir. Felsefe, kafa karıştırır, yıkıcı ve tehlikelidir… Soru sordurur. “Bazıları” soru soranlardan hoşlanmaz… Felsefe gerçeğin aranması, gerçeği arama yolunda yolda olmaktır (Jaspers). Felsefenin soruları yanıtlarından daha özlüdür. Her yanıt yeni bir […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Müzikte İlginç Bilgiler

İnsanlar duygu ve düşüncelerini değişik yöntemlerle anlatabilirler. Bunlardan biri de müziktir. Müzik, duygularımızı anlam kazandırılmış seslerle anlatma yöntemidir. Müziğin malzemesi sestir. Ses hareketle oluşur. Hareket eden cisim titreşir ve ses dalgaları oluşturur. Ses dalgaları havanın iletken olması nedeniyle yayılır (Ahmet Say, Müziğin Kitabı) Her türlü ses müzik değildir. Müzik düzenli titreşimlerden oluşur ve belirli bir […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

1984 Anti-Ütopyası Gerçek Oldu

İngiliz yazar Corç Orvıl, 1949’da bir kitap yayınladı. Adı “1984” idi. 1949 yılının önemi 2. Paylaşım Savaşı’nın bitişi ve ideolojik soğuk savaşın yoğunlaşmaya başladığı yıllar olmasıdır. Yazar Orvıl, İngiliz istihbaratında çalışmaktadır. Sosyalist düşüncenin hızlı yayılmasını durdurmak için devletten bir roman siparişi alır. Bu enteleküel mücahid bir antiütopya yaparak sosyalizmle yönetilen bir ülkedeki parti başkanının oluşturduğu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ülkücü Hareket Üzerine Notlar

Ülkücüler hakkında düşünüp bazı ufak tespitler yapmak istiyorum. Şakayla karışık, ülkücüyseniz ülkücü olun, ne işiniz var Chp ile İşçi Partisi arasında? diye başlayayım. Belki de iyi ki oradasınız demeliyim. Eski bir müfettişin fikir teftişi yapması yanlış sayılmaz. Bir fikir hareketi olarak hangi iddia ile yola çıktınız ve ne yapıyorsunuz, diye bakmak istiyorum. Kaşınıyor muyum sizce? […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Osmanlıcı – Cumhuriyetçi Safsatası

Bir toplumun aydınlarının ya da okumuş kitlesinin farklı öbeklere ayrılarak tartışma yapması, fikir geliştirip yarıştırması, düşünce hayatını zenginleştirir, topluma yeni düşünsel seçenekler sunarak hareket-bereket katar. Yeter ki bu bölünme işlevsel olsun, işe yarasın. Yeter ki kitleleri yönlendirmek amacıyla, bilimsel bilgiye dayanmayan dedikodulardan ya da yanlış çıkarımlarla ilk bakışta doğruymuş gibi görünen söylemler üretip (buna safsata […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Tebriz Seyahatinden Gözlemler

Biliyorum, doğru etmiyorum ama son yıllarda bayramlarda gevşemek yerine geriliyorum. “Bayram” uygulaması, kavramın bendeki anlamını karşılamıyor, kendi içeriğinde değil ve sanki bu haliyle bayram yaparak ona ihanet ediyormuşuz ve ben alet olmak istemiyormuşum gibi… Haksızlığa karşı bir şey yapamamak ama rahatsız olmak… Geldiğim nokta, “ben almam, alana da mani olmam” noktası oldu. Durum bu olunca, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Zülal Kaya ile Edebiyat Üstüne

Edebiyat dünyası kendi içinde kuralları, alışkanlık ve gelenekleri olan, farklı bir yazar-okur ilişkisi, yazar-yayıncı ilişkisi ve farklı tanıtım çabaları ve kendine özgü keyif ve zorlukları olan bir alan. Yazarımız Zülal Kaya ile eserleri ve edebiyatçı kimliği üzerine yazışarak bu röportajı yaptık. Zülal Kaya, şimdiye kadar üç romanı ile okurlarıyla buluştu. Kitapları; Kardaki Ayak İzleri (2010, Berikan Yayınları), Savaşın […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Veli Dernekleri İhtiyacı

Eğitim insanların doğuştan getirdiği yetileri geliştirmesi için bireye yapılan bir yardım ve yatırımdır. Eğitim hakkı ve fırsatı verilmeyen insanlar niteliklerini geliştiremeyeceğinden, insan olarak hakları elinden alınmış olur. Günümüzde eğitimin giderek dikkati çeken yönü ise tüketilen bir hizmet olmasıdır. Bu anlamda eğitimin piyasada alınır satılır bir mal haline gelmesi, bu hizmetin tüketicileri olarak öğrenci ve velileri […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kadınların Ne Giyeceği…

“28 Şubat” öncesinde başını örtmediği için teokratların zulmüne uğrayan kadınlarımıza… Yaşım müsait, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (Eski Rusya) henüz Doğu toplumlarının liderliğini yaptığı dönemde TRT kırk yılda bir Amerikan medyasından aldığı Sovyetlerden haberler de verilirdi ve genellikle Sovyet parlamentosunu gösterirdi. Oradan aklımda kalanlar görüntülerden biri de başörtülü, kaftanlı, hatta peştamallı kadın vekillerdi. Belli ki köyünden […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İnekler İnek Değildir

Yönetim biliminde çalışanlarla ilgili yüzlerce kuram, binlerce teknik vardır, daha çok üretilecektir de. Adı, felsefi dayanağı, yaklaşımı ne olursa olsun, sonuç hep aynıdır; etkililik ve verimlilik putuna iman etmek. Yönetim rasyonal eylemler dizisidir ve yöneticilerin rasyonalite adına işgörenleri çalıştırma çabaları bana hep inekten daha fazla süt çıkarma çabası olarak gelir. Açıklamama izin verin. İnekleri bilirsiniz. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Beceri Eğitiminde Neredeyiz

Okullarda perfomansa dayalı çalışmalar 2013-2014 öğretim yılı sonunda yapılan düzenleme ile kaldırıldı. Başta veliler ve öğretmenler olmak üzere eğitim çevresi pek bir sevindi. Performans çalışmaları büyük ölçüde el becerilerinin öğretilmesine dayalıydı. Kesme, katlama, yapıştırma… Bu çalışmalar genellikle ödev biçiminde veriliyor ve ödevleri öğrenciler değil velilerin yaptığı öğretmenlerce dile getiriliyordu. Bu çalışmaların kaldırılması beni düşündürdü. Çocukların […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Portreler

Kısa hikâyecikler (veya küçürek öykü) yazmak muhtemelen sosyal medyanın etkisiyle son zamanlarda giderek popüler bir yazı türü haline geliyor. Hızlı ve kısa mesajları tercih ettiği düşünülen bilişim kuşağının böylesi bir okuma eğiliminin olduğunu söylemek de mümkün. Bu bir tür portre çizmek. Portre çizmek hiç de kolay değildir. Denediğim söylenemez ama iyi bir çizimci değilim, yazarak […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Savruk Düşünceler 4

Yalnızlık Sosyal hayatımı da bir yandan sürdürmem gerektiğini ama sürdüremediğimi doktora sonrasında fark ettim. Bir sürü arkadaşım, dostum, ahbabım vardı. Sonra doktora için kapandım, üç-dört sene sürdü. Bittikten sonra arkadaşlarımın yanına gittim. Birlikte takıldığımız yerlerde hiçbiri yoktu. Aradım, sordum, mekânları değiştirmişlerdi. Ben ayrıldığımız yerdeydim, onları özlemiştim bile ama onlar çok değişmişti. Köprünün altından çok sular […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sigarayı Bırakış Günlüğüm

En çok keyif aldığım bir şeyden vazgeçmem gerekiyor; sigaradan. Şikâyetçi değildim ama bu doktorlar yok mu.. Ya bırakacaksın ya bırakacaksın diye dayattı. Ne zamandır ben de “bıraksam iyi olacak” deyip duruyordum, işte bırakmaya başlamanın zamanı. Son yıllarda sigara içmek kısmen yasaklanınca şurda burada gizlice içmeler ağrıma gidiyor. Tiryakiler aşağılanıyor ve bunlardan biri de benim. Hoş […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Öğretmen Beklentisi ve Güdüleme

ÖĞRETMENİM JALE GÜNEŞ Öğrencilik hatırası yazmak öğretmen yetiştirme veya öğretmen geliştirmeye hizmet eden önemli araçlardandır. Hatıralar birer örnek olay olarak çözümlenerek öğretmenlik becerileri geliştirilecek olanlara yararlı kazanımlar sağlanabilir. Anlatılan hatıra bu amaca yöneliktir. Kütüphane faresi tipinde bir öğrenciydim. Lisede okuldan çıkınca genellikle halk kütüphanesine ilişirdim. En mutlu olduğum yerdi ve yalnız olabiliyordum. Genellikle yerli edebiyat […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Köy Enstitülü: Binali Çınar

Babam köy enstitülü bir öğretmendi. Zor zamanlarda zor bir çocukluk ve zor bir eğitimden geçmişti. Kars-Susuz’daki Cilavuz Köy Enstitüsünü bitirmişti. Tam mezun olacakken, köy enstitüleri kapatılmış, okulu bitirmişken bitirmemiş sayılmış. Enstitüler “İlköğretmen Okulu” adını almış ve eğitim süresi bir yıl daha uzamış. Böylece o yıl mezun verilmemiş, babam onlardan. Köy Enstitülerinin mezun olamayan son, İlköğretmen […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Posof’ta Bayram: 19 Mayıs

Son zamanlarda millî bayramlar tartışılır oldu. Bazı yurttaşlar bayramlarımızın etkisizleştirildiğini, önemsizleştirildiğini, çocuklarımıza kadirbilirlik, ahde vefa, gibi kavramları öğretemeyeceğimizi ve bu gidişin millî duyguların zayıflamasına yol açacağına yönelik kaygılarını dile getiriyorlar. Gelişmeler bu kaygıya haklılık kazandırmıyor da değil! Cumhuriyet Bayramı, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramlarında yöneticilerin nezle […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kitapsız Televizyon

Bitip tükenmeyen farklı sorunlar gündemimizin baş sıralarını işgal etse de en önemli sorunlarımızın başında eğitim gelir. Yaşadığımız kişisel ya da toplumsal başarının ve birçok sorunun sebebini araştırdığımızda eğitimliliği ya da eğitimsizliği görürüz. Her işin başı eğitimdir. Böyle olmasına karşın eğitime gereken önemi vermediğimiz de bir gerçektir. Eğitim çok önemli ama gündemimizin gerisinde bir yerde duruyor. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İş Ortamında Yarışma

İnsanlar çeşitli ortamlarda birlikte çalışır, yaşar ve değişik ilişkiler içine girerler. Arkadaşlık, dostluk, meslektaşlık, işbirliği, dayanışma, rekabet gibi. Bazen aynı işi yapan birden çok kişi vardır. Bunlardan bazıları daha çok öne çıkmak, daha çok tanınmak, göze girmek, fark edilmek ve takdir toplamak isteyebilirler ve bu son derece insanî bir duygudur. Bazen aynı kişiye (yöneticiye, karşı […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Oktay Muallim

2007 yılının başlarıydı. Oktay hocadan bir elmek aldım. Kısa bir özgeçmiş ve bir de makale göndermişti. Eğitişim Dergisinde yayınlanmasını istiyordu. Hiç tanımıyordum. Emekli olduktan sonra köşesine çekilip torunlarıyla vakit geçirmek yerine bilimden kopmamaya çalışmasından etkilendim. Ama Eğitişim Dergisi sosyal bilimler alanında yayın yapıyordu. Fizik ilgi alanıma girmiyordu, hele ki astrofizik. Gerçi bilim felsefesi bağlamında kuantum […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Savruk Düşünceler – 5

Feminist yağmacılık Tatil yeridir deyu, sıcak olur deyu, şems siperlikli bir serpuş almaklı oldum. Siperi hayli geniş. Şemsiye niyetine bile kullanılabilir. Tezgâhtar kız muzip muzip gülümsedi ama hikmetini anlayamadım. Bekliyorum, ne diyecek diye… Sonunda “beyefendi, bu tür şapkaları daha çok kadınlar kullanıyor ama seçtiğiniz renk erkeklerce kullanılan bir renk olduğu için siz de kullanabilirsiniz!” Anlaşıldı. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Siz Nerenin Axısxalisisız

Kafkas Üniversitesi, Çağdaş Türk Lehçeleri bölümünün Ekim 2015’te düzenlediği Azerbaycanşinaslık sempozyumu bitti. Katılabildiğim oturumların birinde süregelen tartışmalardan biri yenilendi. Azerbaycan Türklerine “Azeri” deyince artık kızıyorlar. Kendilerine “Azerbaycanlı” denilmesini istiyorlar. Azerbaycan’dan bir hanımefendi verdi veriştirdi. Bizimkileri cahil olmakla suçladı. Dediğine göre 13. asırda bugünkü Azerbaycan arazisinde “Azeri” adlı Fars kökenli bir halk yaşarmış. O halk, adını […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Röportaj: Ahıska Araştırmaları Üzerine

Dr. Fadime Tosik Dinç ile Röportaj: Ahıska, bugün Gürcistan sınırları içinde kalmış olan tarihi bir Türk yurdudur. Stratejik bir bölgedir ve böyle olduğu için de sık sık işgallere maruz kalmıştır. Son işgalci Rusya yaman çıktı: İşgalle yetinmedi, bölgenin nüfus yapısını değiştirmek için büyük katliamlar yaptı, insanları 1829’dan itibaren sürgüne gönderdi, kültürel soykırım yaptı. Kalanları, bir […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Silgiyi Yasaklamak

Okullarda, eğitimde kullanılan yöntemler aynı zamanda öğrencilere karşılaştıkları sorunları çözme yöntemlerini de öğretir. Öğretmenlerin bir konuyu öğrencilerine öğretirken kullandıkları yöntem, sorunu ele alış biçimi, kıyaslama veya durumu muhakeme etme biçimi, hayatın bütünü düşünüldüğünde öğrenme açısından konudan daha çok etkili olmaktadır. Zamanla konu unutulsa da yöntem unutulmaz. Öğrenciler yöntem ya da tekniği hangi konu ya da […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Anne ve Öğretmen

Bana kalırsa ülkemizin nöbette kalan ve hakkıyla nöbetini tutan birkaç aydınından biri Alev Alatlı’dır. Alatlı, epey zamandır “memlekette erkek kalmadığından” şikâyet edip duruyor. Rahatsızlığı erkeklerin kadınsı bir tarzda uzlaşmacılığınadır. Bu kadınsı yaklaşım durumu uluslararası ilişkilere de yansımakta ve Alatlı, erkekleri ulusal onuru koruma konusunda “aman hır çıkmasın” kadınsılığı içinde olmakla eleştirmektedir. Gert Hooffstede (1980), kültürlerin […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Çocuk Edebiyatı ve Yayıncılığı

Giriş Edebiyat; duygu, düşünce, hayal ve izlenimlerin sözlü veya yazılı olarak güzel ve etkili bir biçimde anlatılması sanatıdır. Sözcüklerle yapılan bir güzel sanattır, dil sanatıdır. Çocuk edebiyatı ise çocukluk çağında bulunan kimselerin, olay, düşünce, duygu ve imgelerine yönelik usta yazarlar tarafından özellikle çocuklar için yazılmış olan ya da geleneğin oluşturduğu üstün sanat niteliği taşıyan sözlü […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Çocuk Kitaplarında Bulunması Gereken Bazı Özellikler

Herkesin olduğu gibi çocukların da başta edebiyat olmak üzere sanat tüketme hakları vardır. Çocukların ön öğrenme eksikliği nedeniyle yetişkinlerden farklı olarak, onlara yönelik özel bir edebiyatla bu ihtiyaç karşılanmaktadır. Böylece çocuk edebiyatı ortaya çıkmaktadır. Çocuk edebiyatı geçmişte sözlü kültür döneminde ninni ve tekerlemelerden başlar, masal, efsane, destan, kıssa, atasözü ve deyimlerle sürer giderdi. Sanayi toplumu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Şiddet ya da Boğayı Öküzleştirmek Üzerine

Bir gözlem Bir okulun dördüncü sınıfında öğretmen bir öğrencisinin “serbest resim” konulu resmini gösterdi: Kanlı bir sahne. Astronot kılıklı bir asker elindeki bayrağı mızrak gibi kullanarak zavallı görünümlü bir başka askerin karnına saplamış. Ortalık kan gölü. Saplanan bayrak Amerikan bayrağı ve astronot kılıklı asker de Amerikan askeri. Görüntü düşündürücü ve vahim ancak asıl vahamet çocukla […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sözlü, Yazılı ve Görüntülü Kültür

Veri, malûmat, bilgi ve hikmet Yukarıdaki kavramlar bazen sadece “bilgi” kelimesi ile ifade edilmesine karşın aralarında büyük farklar vardır. Veri, işlenmemiş ham gerçeklerdir. Veriler işlenerek malûmat/haber (İngilizler infımeyşın diyor) elde edilir. Malûmatlar işlenerek daha üst düzey sonuçlara ulaşılır ve bunlara da bilgi denir. Bilgelik ya da hikmet ise bilgilerden üretilmiş çok üst düzey soyutlamalardır. Bu […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Farklı Düşünmenin Zenginliği

Herkes aynı fikirdeyse kimse yeterince düşünmüyor demektir. Mevlana 12 Eylülcü paradigma Türkiye’de ideolojinin, farklı düşünmenin, hatta siyasetle ilgilenmenin kötü bir şey olduğunu topluma, özellikle gençliğe yerleştirmiştir. Sonradan gelen güya sivil, seçilmiş ve sözde demokrat hükûmet ve yöneticiler de bu paradigmayı sürdürmüşlerdir. Tıpkı koyun sürüsünün nerede otlamak istediği konusunda fikir beyan edememesinin çobanın işini kolaylaştırması gibi, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Eğitim Tarihimizden: Deyimler

Eğitim tarihimizde küçük bir gezinti ile bazı deyimler üzerinde sohbete ne dersiniz? Günlük hayatta çok sık kullanıldığımız ama nereden kaynaklandığını ve aslında ne demek istediğimizi bilmediğimiz deyimler iletişimin yavanlaşmasına yol açar. İyi iletişimcinin özelliklerinden biri de kullandığı kavram ve deyimlerin anlamlarını hatta anlam ağında bulunan diğer örüntüleri de bilmektir. Söz konusu olan belli bir alandaki […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Mervenur Nasıl Giyinsin?

Başlığı gördükten sonra bu yazıyı okumayanları kınayamam. Hatta “sana ne” diyen, akıllarını gündem mühendislerinin kullanımına sunmamış olanlara saygı ve hayranlığımı peşinen belirtirim. Yanlış, hatta saçma gibi görünse de bilgi toplumuna ilişkin kavram ve sorunların tartışılması gereken ülkemizin gündemindeki en can alıcı sorulardan biri ne yazık ki bu, hem de yıllardır!.. “Kadınlar nasıl giyinsin?” Tarihimiz boyunca […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Üniversite ve Bazı Sorunları

Giriş Üniversite; özgür düşünceyle “gerçeğin” arandığı, sorgulamanın, tartışmanın, eleştirici düşünmenin öğretildiği, bilimsel düşünmenin üstünlüğünün ortaya konduğu, topluma da bu becerileri kazandırmaya çalışan yüksek eğitim kurumudur. Üniversite; bilim aracılığıyla dünyaya, yeniliğe kapı açan, her türlü fikrin tartışılabildiği, yaratıcılığın gerçekleştirildiği, unvan ve makamların fazlasıyla önem taşımadığı, hiyerarşinin bulunmadığı, bilimsel özgürlüğün ve bilgi birikiminin oluştuğu bir ortamdır (Gökçe […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Personel Yönetiminden İnsan Kaynakları Yönetimine Geçiş

Personel Yönetimi (PY)’nden İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY)’ne geçişin nedenleri çok boyutludur. Zaten toplumsal olay ve durumlar tek neden ve tek sonuçla açıklanamayacak kadar karmaşıktır. Ancak önemli bir neden ya da başlatıcı değişken olarak yönetim düşüncesinin ve toplumun evrimi, bu evrimi de teknolojinin gelişimiyle açıklamak, sorunun önemli bir kısmını göz önüne sermektedir. Bu gelişmeler aşağıda sıralanmıştır. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Gürcistan’da Ahıskalılara Dönüş Yasası

Ahıska, bugünkü Gürcistan sınırları içinde kalan, Ardahan ilimizin hemen bitişiğinde olan bir bölgedir. Jeopolitik ve jeostratejik hesapların kurbanı olan Ahıskalılar, 1828’den beri kimi sınırlar arasında, kimi sınırlar ötesinde bazen de paramparça yaşadılar. Ahıskalılar, 1828’de Rusya’nın Kafkasya işgalinden beri baskı, yıldırma, zulüm, sürgün, kısacası her türlü insan hakları ihlallerine uğramış, dünyanın önde gelen toplumlarından biridir. 1944’te […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Savaş!…

Uygarlaşma ülküsü açısından insanî olan savaşmamak, sorunların savaşmadan hatta çekişmeden çözülmesidir. Ama gelin görün ki savaşsız bir dünyayı tarih şimdiye değin kaydetmemiş. Tarihten ilginç sayfalara bakılırsa yazının bulunup insanların yaşadıklarını yazmaya başladığından beri sadece 317 yıl savaşsız geçmiş. Diğer zamanlarda irili ufaklı savaşlar olmuş. Neden savaşıyoruz? Babam derdi ki; “ortada bir ekmek var ve herkes […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Gülendam’ın Tavuğu ve Sol

On, on iki yaşlarındaydım. Tarlada çok çalışılmış bir günün ikindisinde köye dönüyorum. Köye girişte komşumuz Gülendam teyzeyle karşılaştım. Bir elinde kocaman bir bıçak vardı. Sordu: – Sünnetli misin? – Evet, diyebildim, korkuyla. – İyi o zaman, dedi. O ana kadar göremediğim, öteki elindeki tavuğu göstererek: – Bunu akşama pişireceğim. Ama köyde erkek yok, dedi. – […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Cumhuriyetin Temeli Ne?

Atatürk’ün yanlış anlaşılan bir sözü var. O da Atatürk’ün 1936’da söylediği “Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür” sözüdür. Kültür Bakanlığının birçok yayınında bu söz kullanılmaktadır. Oysa asıl Millî Eğitim Bakanlığının kullanması gerekir. Atatürk bu sözünde “kültür”den kastettiği, günümüzdeki anlamda “eğitim”dir. Atatürk, “kültür” sözcüğünü “eğitim” karşılığında kullanmaktadır. Bu sözdeki “kültür”ü günümüzde kullanıldığı gibi “insan ürünü olan her şey” […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kafkas Jeopolitiği ve Ahıska- 1

Jeopolitik; genel olarak coğrafyanın bütün kapsamı ile siyasi olarak değerlendirilmesi ve yorumlanması olarak dünyanın ve ülkelerin bugününe ve yarınına ışık tutabilme iddiasında olan bilimsel bir alandır (Tezkan ve Taşar 2002: 7). Gelecek tasarımı olmayan ve bu doğrultuda hareket etmeyen bir toplumun geleceği, dalgalar üzerindeki yaprağa benzer; nereye gideceği ve başına neler geleceği bilinmez. Stratejik düşünüş […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sendika ve Öğretmenin Uyandırma Görevi

Sendikaları, birer sivil toplum örgütü değil, üyelerinin özlük haklarını geliştiren ve meslek alanlarında karar sürecine, dolayısıyla yönetime katılan demokratik kitle örgütleri olarak kavramak gerekir. Ancak sendika sadece üyelerinin özlük haklarıyla ilgilenmez. 1906’da Şumnu’da kurulan Muallimin-i İslamiye Cemiyeti ve İstanbul’da kurulan Encümen-i Muallimin’den beri kısa süreli askeri darbe dönemleri dışında öğretmenlerin bir ya da birden çok […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Örgüt Ortamında İnsan

Tarihçi Durant’a “insan kimdir, nedir” diye sorduğumda (filozofa mı sorsaydım!) şöyle dedi: “‘İnsan’ dediğimiz varlık evrensel zamanın sadece bir anı, dünyanın geçici konuğu, türünün bir zerresi, ırkının kalemaşısı, beden, akıl ve kişiliğinin bileşkesi, aile ve toplumun üyesi, inanç yolunun yolcusu ya da sorgulayıcısı, ekonominin işçisi, devletin vatandaşı, ordunun savaşçısıdır. Bütün bu olguları inceleyen jeoloji, coğrafya, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kaynak Olabilen İnsan

Ortalıkta dolaşan bir söz var; “işsiz çok ama işe yarar adam az” diye. İşe yarar adam yetiştirerek “Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülkesi” olmayı neden yeterince değerlendiremiyoruz? Yüzyılların bilgesi Sokrates der ki: “Atlar at olarak doğar, ama insanlar insan olarak doğmaz; eğitimle kültürlenerek insanlaşır.” Gerçekten de tay doğar doğmaz atsız bir ortama alınıp büyütülse bile, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sunuş

Merhaba, Eğitişim’in 16. sayısı ile karşınızdayız. Her üretimin sonunda olan güzel yorgunluğu yaşamakta ve tatili hak ettiğimizi düşünmekteyim. Yazarlarımız zahmet göstererek okunmak için yazdılar. Bu sayıda da genellikle öğrencilerimizin çalışmaları bulunmaktadır. Yönetim ve insan kaynakları konusu üzerinde lisansüstü öğrencilerimizin çalışmaları ana konumuzu oluşturdu. Konuyla ilgilenenlere derli toplu bir kaynak olacaktır umudunu taşıyorum. Ana konu dışında […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ulusal Dil, Ana Dili ve Eğitim Dili

Yeryüzünde 6.909 dil konuşulmaktadır [1] (lehçeler de bu sayıya dâhil). Bu sayı aynı zamanda kavimlerin de sayısıdır. Oysa Birleşmiş Milletlerin resmen tanıdığı devlet sayısı yüz doksan ikidir. Bunların hepsi ulus devlettir. Bunun anlamı her ulusun birden çok kavimden oluştuğu, birden çok sayıda dil konuşulduğudur. Ulus (millet), kavim ve inançların ötesinde siyasal bir birliktir. Ulus devletin yurttaşları hangi […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sunuş

Yeni bir sayıyla daha karşınızdayız. Bu sayıda daha çok Fizik bilimi ile ilgili yazılara ağırlık verildi. Yazılar büyük ölçüde Akdeniz Üniversitesinden emekli Prof. Dr. Oktay Hüseyin (Guseinov)’in yazılarından oluştu. Prof. Hüseyin bir fizik bilgesi olarak fizik bilimine nasıl bakılması gerektiği ve fiziğin hayatımızdaki yeri üzerine düşünmemizi sağlayan yazılar yazdı. Elbette başka yazılar ve yazarların değerli çalışmaları […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sarıkamış, Sarıkamış

Sarıkamış, çocukluğumun geçtiği, ortaokulu okuduğum güzel bir kasabadır. Kışın turizme açılan kayak tesisleri, Ruslardan kalan ve halen ordumuzca kullanılan tarihi binaları ve Birinci Paylaşım Savaşı sırasında yaşadığımız felaketin geçtiği yer olarak hatırlarım. Tarihteki önemli olayları unutmamak gerekir. Gençliğe geçmişi öğretip ona göre geleceği kurmalarını öğütlemiş oluruz. Bunu yapıyoruz ama bu işte bir tuhaflık sezmeye başladım. Son birkaç […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Vatan, Millet…

Müsebbibi ister küreselleşme, emperyalizm, sömürgecilik, isterse mankurtlaşmış okumuşların akıl tutulmaları olsun, sonuçta Ortadoğu ve Balkanlar başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde ulusal değerlere saldırı başlatılmıştır. Saldırının hedefi ulusu bir arada tutan temel kavramlardır. Üzerinde anlaşılmış, uzlaşılmış kavram ve koşullar bozulmakta ve millî mutabakatlar ortadan kaldırılmaktadır. Anayasada yazılı olan, üzerinde bütün milletin anlaştığı bu hususları birçok […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Kentler ve Eğitim

Yüksek bir insan topluluğu olan Türk ulusunun  tarihsel bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Atatürk Davranışçı psikologlar eğitimi bir insan mühendisliği, eğitimcileri de insan mühendisi olarak görür. Realist eğitim düşünürlerine göre de işlenmeye hazır bir hammadde olan insan yavrusu, öğretmenler eliyle müfredat aracılığıyla işlenir. Birey, genetik ve kültürel kodlarının açılımını yaparak, kısacası, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sunuş

Bu sayıdaki yazıların nasıl ortaya çıktığını açıklamalıyım. Tezsiz yüksek lisans grubunda yürüttüğüm Öğretmenlik Mesleğine Giriş dersinde öğrencilerimle eğitimin bir ulus/devlet için öneminin onun olumsuz olarak da ele alınarak anlatılabileceğini düşündüm. Eğitimdeki olumsuzlukların ya da yanlış bir eğitimin toplumsal açıdan ne gibi sakıncalara yol açacağını yazarak elektronik postama göndermelerini istedim. Bu yazılar böylece ortaya çıktı. Yazılara […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

“Galiyev Üzerine”nin Üzerine

Bu yazı, Eğitişim Dergisinin 12. sayısında Vedat Yağmur tarafından yazılan “Galiyev Üzerine” başlıklı yazıyı değerlendirmek üzere yazılmıştır. Soğuk savaşın bitişinden sonra Türkiye, Batı için çok önemli olan işlevlerinden birini kaybetti. Batı, dostluk-müttefiklik maskesini artık çıkardı ve gerçek yüzünü göstermeye başladı. Komşumuz artık Irak değil, ABD’dir. Yeni haritalar çizmeye çalışmaktadır ve bu çabalar bölgenin kan gölüne döneceği […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ütopya

kerem gibi yana yana mecnun gibi kana kana içmek ab-ı hayatı maşukun çeşm-i siyahından.   tanrı sanıp kendini epikür olup dalmak etna’ya, baldıranı içmek sokratça bir hilâl uğruna tac mahal yapmak kızılorda’ya.   bir kara delik gücüyle gök adalarını yutmak, simurg misali kaf dağında tur atıp pervane olmak mum ışığına.   yana yana dönmek döne döne yanmak aşk uğruna…  

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ordumuzun Önemi

Türk Silahlı Kuvvetlerini önemli kılan iç ve dış güvenliğin sağlanmasında üstlendiği görevlerdir. Bu görev; yurdun bağımsızlık ve bütünlüğünün korunmasıdır. Sanıldığının ya da eleştirildiğinin tersine, ordunun iç güvenlikle ilgili görevleri dış güvenlikten az değildir. Çünkü iç güvenlik konusunda sorunları olan, birlik ve bütünlüğünü sağlayamayan bir ülkenin dış güvenliğini sağlaması zaten olanaksızdır. Bunun bir örneğini Kurtuluş Savaşı’nda […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

“Şu Çılgın Türkler” Üzerine

Drama yazarı Turgut Özakman’ın 2005 yılında son belgesel romanı yayınlandı: Şu Çılgın Türkler! Batı ve onun yerli uzantıları tarafından değerleri sürekli aşağılanan yılgın Türklere bu kitap ilaç gibi geldi dersek yeridir. Sonuçta kitap çılgınca tüketilmeye başlandı. Büyük bir satış başarısı gösterdi. Korsan baskılar hariç, Mart 2006’nın sonunda 300 baskı yapmış ve yaklaşık 600 bin kitap […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Bir Eğitim Ütopyası

Bir Türk atasözü, “Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir” der. Aynı atasözünü değiştirerek “Perşembenin gelişi Pazartesiden bellidir” diyemeyiz. Futuroloji (Gelecekbilim) 1970’li yıllardan sonra yeni bir bilim alanı olarak gelişmeye başladı. Futuroloji, bazılarına göre “bilimsel kehanet” olarak adlandırılsa da, sonuçta bilimin “kestirim” işlevinden başka bir şey değil. Futuroloji alanında çalışanlar “Perşembe’nin durumunu” ne zamandan tahmin edebilir, yordayabilirler? Ne […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Aşkın Felsefesi: Gül ile Bülbül

Oskır Vayld’ın (Oscar Wilde) “Gül ve Bülbül” adlı harika öyküsünü okuduğumda on yedi yıllık biriydim. Derinden etkilemişti beni. Ondan mı yoksa zaten öyle miydim bilmiyorum, sevgiliden çok sevginin kendisini seviyorum. Kurtçuktan böceğe kadar doğayla ilişkimde de sevgi hep ara bağ oldu… Sevgiliye değil, onun şahsında aşka âşık olmak maşuka haksızlık mıdır? Öyle olsa gerek. Ama […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Sunuş

Aşk Olsun! Bir ara yayınına ara veren dergimiz kaldığı yerden devam etmektedir. Bu aranın sebebi iştahsızlık değil, derginin neredeyse bütün işlerini sırtlanmış olmam ve bu dönem içinde yoğunluğumun artmış olmasıydı. Ancak okuyucuların yeniden yayın için gelen istekleri artınca ve Fulya Koyunoğlu da işin bir kısmını üstlenince, yeniden merhaba demek kaçınılmaz oldu. Başka yazılar da olmasına […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

AB: Batı İle İlişkileri Yeniden Düşünmek!..

İnsanlık ülküsü adına bakıldığında, AB projesi ileri bir adımdır. Etnik, dinsel ve diğer kültürel farklılıkları bir yana bırakarak “insan olmakta” birleşmek doğrudur. Bu birlikteliğe halkının çoğu Müslüman olan Türkiye’nin de katılması, insanlığın geleceği adına daha ileri bir adımdır. Çünkü yakın ve uzak tarihte hilal ve haç arasındaki çekişme ve savaşlar önemli bir yer tutmaktadır. Haçlı […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

21. Yüzyılda Eğitimimizin Yönü

Eğitim, toplumun geleceğine yatırım yapma işidir. Bu anlayıştan hareket ederek, eğitime nasıl yatırım yapmalı, 21. yüzyıl için nasıl bir insan tipi yetiştirmeliyiz? Bu insanın niteliği ne olmalıdır? Asıl şu soruyu yanıtlamalıyız: Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz? Türkiye, küreselleşen dünyanın bir parçası olduğuna göre; bu soruları yanıtlamadan, dünya toplumlarının bilimde, sanatta ve uygarlıktaki yönünü bilmemiz gerekmektedir. […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Nereye Gidiyoruz?

Tam bağımsızlık ilkesine göre kurulu bulunan Türkiye Cumhuriyeti’nin yöneticileri adeta at gözlüğü takmış gibi hareket etmektedir. Sanki bütün yönler ortadan kalkmış, başka seçeneğimiz yokmuş ve ölüm dirim sorunuymuş gibi Avrupa sevdasına yakalanmış gibidirler! Gözler başka şey görmemektedir. Bu kara sevdalı hali o kadar belirgindir ki, bütün pazarlık fırsatlarını kaçırdığı gibi, karşı tarafı pervasızlaştıracak kadar ödüncü, […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Norveç’te Eğitim

Eğitim, Araştırma ve Kilise İşleri Bakanlığı, eski Kilise İşleri Bakanlığı ve Kültürel İşler Bakanlığının bir bölümüne dayalı olarak kurulmuştur. Kilise ve Eğitim Bakanlığı ülkenin ilk beş bakanlığından biri olarak 1814’te kurulmuştur. 1982’de Kilise ve Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Bilim İşleri Bakanlığından ayrı ve bağımsızdı. Diğerlerinin yanı sıra yüksek öğretim ve araştırma için sorumlulukları eskimişti. 1 […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Hollanda’da Eğitim

Yönetsel yapı Hollanda’da okulların yönetim ve finansmanı çoğunlukla yerel yönetimlere (belediye) ilgilenir. Bununla birlikte ilköğretim düzeyindeki okulların % 70’i, ortaöğretim düzeyinde ise % 80’i özel kurumlardır. Bunlar arasında az sayıdaki kilise ve dernek okulu da vardır ve bunların finansmanının bir kısmına da yerel yönetimler katkıda bulunur. Okullar Türkiye’de olduğu gibi her yıl denetmenlerce denetlenmez. Her […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Tarihe Yeniden Bakmak

Tarihin Çağlara Ayrılarak İncelenmesi Geçmiş, geleceğe yön verir. Geçmiş nasıl yazılırsa yetişen kuşaklar o geçmişe bakarak geleceğin doğrultusunu çizmeye çalışırlar. Başka deyişle nasıl bir gelecek tasarımı yapılmışsa, ona göre bir geçmiş yazılır. Bu anlaşılabilir bir durumdur. Perşembenin nasıl olmasını istiyorsanız ona göre bir Çarşamba düzenlerseniz yetişen kuşaklar büyük ölçüde verilen doğrultuda yollarına devam ederler ve […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Mankurtlaştırma Sürecinde Ateş Suyu Etkisi

Giriş [1] Anadolu, ilk uygarlıkların ortaya çıktığı bir yer ve biz Anadolu’da yaşıyoruz. Bu topraklar çeşitli uygarlıkların kurulup geliştiği bir alan üzerindedir. Burada kurulan devletlerin hemen hepsi dünyanın önemli olaylarında belirleyici olmuştur. Hitit, Lidya, Roma, Selçuklu, Osmanlı Devleti bunlar arasındadır. Bu topraklarda yaşayıp da yeterince etkin ve öncü rol oynayamayan devlet sadece biziz. Kuşkusuz, uygarlıkları […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Atatürkçü Öğretmen

ATATÜRKÇÜ ÖĞRETMEN Atatürkçülük, Sanayi Devriminin sonuçlarına uygun olarak toplumsal yapıyı güncelleyerek tarım toplumunun gelenekselliğinden  sanayi toplumunun modernleşmesine geçmek amacıyla, 19. yüzyılda başlayan ıslahatların 20. yüzyılın başında tamamlanmış halidir. Atatürkçülük, sanayi devriminin sonuçlarının Türkiye’de uygulanmasıdır. Bu bağlamda Atatürkçülüğe karşı çıkış Sanayi Devrimine ve modernleşmeye karşı çıkıştır. Bunun anlamı fabrikaları kapatmak, şehirden köye göçmek ve modern bilimin […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Eğitimde Atatürkçülük ve Örtük Program

Eğitim, bir toplumun kendi geleceğini planlaması, kurması ve geleceğine yön vermesi girişimidir. Verilen yön; çağın gereklerine göre, toplumun ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve tarihsel özellikleri dikkate alınarak biçimlendirilir. Atatürkçü düşünce sistemi eğitimde; “hayatta en gerçek yol göstericinin bilim olduğunu” esas alır. Paradigma piramitlerinin üst üste bindiği ve bilişim toplumu yolunda ilerleyen bir dünyada, bundan daha […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

İns, Cins, Köpek, Kuyruk ve Değişmeye Dair

Değişmezlik bireylerin değil, insanlığın bir özelliğidir. Schopenhauer İns olarak, sınırı olmayan (ya da henüz bilinmeyen) bir dairenin belki de ortasında bir noktadayız. Evrenimizi ve çevrenimizi binlerce yıldır keşfetmeye çalışıyoruz ama henüz bunu başaramadık. Bilmelerimiz makro evren ile mikro evren arasında “mekdanılds tostu” gibi. Eflatun diyor ki; “bilmediklerimi ayağımın altına koysaydım, başım göğe ererdi”. İlâhi Eflatun! […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Künye

EĞİTİŞİM DERGİSİ ISSN 1307 – 1785 Üç Aylık Eğitim, Bilim ve Sanat Dergisi Süreli Yayın Sahibi, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Editörü Dr. İkram Çınar Düzelti Dr. İkram Çınar İnternet Adresi egitisim.gen.tr Adres: Kafkas Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, KARS Tel. +90474 225 11 50 / 1442 Yazı, öneri ve taleplerinizi için e-posta: egitisimci[at]gmail.com Web Tasarım   […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Yayın İlkeleri

YAYIN VE YAZIM İLKELERİ Eğitişim Dergisi, insanın insanlaşma sürecine katkıda bulunmayı amaçlayan dolayısıyla ağırlıklı olarak eğitim alanında ancak diğer bilim ve sanat alanlarında da özgün araştırma makalelerini, deneme / derlemeleri ve çevirileri, şiir, deneme gibi yazıları yayınlayan elektronik bir dergidir. Dergi üç ayda bir yayınlanır. Yayın İlkeleri Dergide ağırlıklı olarak eğitim olmak üzere diğer bilim […]

Yazının devamı İçin tıklayınız