Romantik Mücahit Hüseyin Cavid Üzerine

  Özet Ateş ülkesinin ateşten gömlek giyen edebiyat adamı Cavid, Azerbaycan edebiyatına getirdiği biçim ve üslup yeniliğiyle övgü alırken, Azerbaycan edebiyatı ve diline yabancı unsurları sokmaya çalıştığı ve toplum düşmanı olduğu ithamlarına uğratılmıştır. Eserleri dikkatle incelendiğinde, Cavid’in büyük bir şair ve dram dâhisi olduğu hemen anlaşılır. Rus baskısının koyu bir gölge gibi Türk dünyası üzerine […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Nasılsın? (Dedi ve Gitti)

Psikologları neden seviyorum biliyor musunuz? Sadece dinliyorlar. Anlat anlatabildiğin kadar, saçmala, ağla, zırla, arada bas kahkahayı, sonra yeniden. Parasıyla değil mi? Zaten adı çıkmış deli doktoruna, delir gitsin. Ama seviyorum psikologları, parasıyla da olsa dinliyorlar. (Peh sen öyle san; artık onların da dinlemeye tahammülü kalmadı, para gücünü kaybediyor bazı alanlarda). Dünyanın en zor işlerinden biri […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Özgürlük

Duyarsız kalmamıza hiçbir zaman izin vermeyecek yazılarınızı okuyup suskun kalmak ne mümkün. Müsemmalığımı bir kenara koyuyorum, dilim şişti yazmazsam uyuyamam, yazmazsam en derin uykulardayım demektir. Her zamanki gibi bugün de güzel ülkemizde birileri Milliyetçiliği, birileri Laikliği, birileri Cumhuriyetçiliği, Halkçılığı, İnkılâpçılığı, Dinciliği sorguluyor. Kalıplar yıkılıyor, fistanlar dikiliyor, üç beden büyük çuvallar geçiriliyor sırtımıza. Sorulmuyor? Düşünmek en […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Mülâkat

Kalem çevirmeyi özlemişim parmaklarımın üzerinde. Nasıl başlıyorduk çocuk kokan o satırlara hatırlıyor musun? Unutmasak!.. Başladı yine ve yine… Balkon kapısı açık, perdenin altından hoop içeri rüzgâr taşır bir kulağımdan diğerine “Bekir Sıtkı Sezgin” söylüyor iplik iplik uzuyor sesi. Ruhum sıkışmış, gönül tahtımın altında yangın, kurudu boğazım, parmak uçlarım soğuk, hafiften titrer mürekkeb, kaçıncı deneme, ağaçlara […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Birgün

Televizyonda somon balıklarıyla alakalı bir haber izlemiştim. Üretim çiftliğinde büyütülen balıklar, belli bir boya geldiğinde okyanusa bırakılıyor. Bir yıl sonra çiftliğin havuzunda, küçük balıkların arasında birkaç tane iri somon balığına rastlanıyor. Yapılan araştırmalar neticesinde okyanusa bırakılan balıkların geri döndüğü anlaşılıyor. Somonlar bu geri dönüş sırasında iki deniz geçiyor ve havuzla kanal arasındaki tel ağları patlatarak […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Aksi

Böyle sevemez miyim yani! Aksi olur, hırçın olur, suskun olur; bende olmayan her şey olurum sende… Şuh ile kahkaha atıp inciler dökerken yollarına pazarcı kesmi, sen görününce öteden ben bakmaya kıyamam “belyad”olurum. Ama sen bilmezsin, geceleri buz tutar benim hayallerim, önce parmak uçlarım üşür sonra titrerim kendi içimde. Bir yudum şekersiz çayla ısıtırım yüreğimi, ahh çabalarım ne […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Ortadoğu’nun Temel Sorunları

Başkalarında olmayan bir şeyin sende olması bir avantajdır. Ama aynı zamanda herkesin sende olanı istemesi birçok getirisi olmakla beraber yaşamını idamede bir dezavantajdır. Merkezine Arap yarımadasını koyarak döndürülen bir pergelin çizdiği bir çemberdir Ortadoğu. Bir kısım toprağı Afrika’nın kuzeydoğusunda bir kısmı Asya’nın güneybatısında. Türkiye’yi de bu çembere dâhil ettiğimizde Avrupa’nın en doğusunda, kısacası üç kıtanın […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Uyan

UYAN Aklımıza Avrupa yerleşeli, Sanki içimizde özü kaybettik.   Alpinlerden üstümüze çığ düştü, Ateşimiz söndü közü kaybettik.   Dağlar delip taşa tarih yazmışken, Orhunda söylenmiş sözü kaybettik.   Avrupa’nın renkli ışıklarında, Çin seddinden bakan gözü kaybettik.   Her nasılsa bizi yavaşlattılar, Adımlarda eski hızı kaybettik.   Herkes başka hayallere yürüdü, Anayı, babayı, kızı kaybettik.   […]

Yazının devamı İçin tıklayınız

Penceresinden Ufka Bakan Adam: İsmail Gaspıralı

Türk adı dünya edebiyatına kazındığı günden bugüne, tarih Türk milletinin kurduğu birçok Türk Devleti gördü. Kılıç tutan, bileği bükülmeyen, at üzerinde dört kıtayı fetheden Türk milletinin kurduğu devletlerin zayıf bir anında, başka milletlerin intikam arzularının cehennem ateşinde yakılmasına Türk ve dünya tarihi şahittir. Türk dünyasının en son imparatorluğu Osmanlı da bu ateşten nasibini almıştır. Çöküş […]

Yazının devamı İçin tıklayınız