Ardahan Kongrelerinin 100. Yılında Ahıska’yı Hatırlamak

Sayı 85- Ahıska Özel Sayısı (Ocak 2025)

Ahıska, Ardahan’ın coğrafi olduğu kadar tarihi olarak da ayrılmaz bir parçasıdır. Dede Korkut’un Ak saka dediği Ahıska M.Ö. VII yüzyıldan itibaren Saka’lardan (İskit) beri Kür-Aras boylarında kurulmuş birçok Türk devletinin sınırları içinde kalan stratejik bir bölgedir.  Ahıska, tarihsel süreçte Türk devletlerinin hakimiyetinde bulunsa da Rusların Kafkasya ve Türkistan’a inmesiyle kaderi değişmiştir. 1828 Osmanlı-Çarlık Rusya savaşında elden çıkan Ahıska, 1856 ve 1878 Osmanlı-Çarlık Rusya savaşlarında geri alınamamıştır. Böylece 1828’den itibaren Rus işgaliyle bölge Ruslaştırma, Hristiyanlaştırma ve farklı etnik nüfusların yerleştirilmesiyle yeniden şekillendirilmiştir. Ahıska’nın da içinde bulunduğu Kafkasya, I. Dünya Savaşı’nda Rusya’nın ve Osmanlı Devleti’nin yanında İngiltere ve Almanya gibi büyük güçlerin de güç mücadelesine sahne olmuş, bölgede Gürcü ve Ermeniler Türklere karşı desteklenmiştir. I. Dünya Savaşı’nın başlarında Sarıkamış harekâtında başarı elde eden Ruslar Anadolu’nun kuzey doğusu ve Karadeniz kıyılarını ele geçirmiş ve Türkler katliam ve göçe maruz kalmışlardır. 1828’den beri Gürcü, Ermeni ve Rus etnik gruplarının yerleştirildiği Ahıska,  Sarıkamış felaketi ile beklenen kurtuluşa erişemeyince Türklere yönelik mezalim yıllarca sürmüş, günümüze kadar uzayan sorunların temelleri de böylece atılmıştır.

1917 Bolşevik devrimiyle Rusların dünya savaşından çekilmesine rağmen Ahıska’daki durum değişmemiş I. Dünya Savaşı’nın bitmesi ve Mondros Mütarekesi’nin imzalanması Ahıska ve çevresine huzur getirmemiş, aksine Rus, İngiliz, Alman, Gürcü ve Ermeni istek ve faaliyetleri Türklerin sorunlarını daha da arttırmıştır. Bu gelişmeler üzerine Ahıska Türkleri anavatan ile yakın temaslar kurarak istiklal davasında yerini almış ve 1919 başında toplanan Ardahan Kongrelerine katılmışlardır.

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’nda yenilmesi ve Mondros Mütarekesi ile doğuda 1914 sınırlarına çekilmesi yani Elviye-i Selase (Kars, Ardahan, Batum) ve çevresinden çekilmeye zorlanmasıyla bölgedeki Türk topraklarında otorite boşluğu oluşturmuştur. Ateşkesi fırsat bilen İngilizlerin Batum ve Bakü’yü Kasım 1918’de işgal ederek Kafkasya’da Gürcü ve Ermenileri desteklemesi, Türkleri yeni bir zulüm ve katliama maruz bırakacak nitelik almıştır. İngilizlerin Elviye-i Selaseyi işgale hazırlanması üzerine bölge halkı yeni bir oldu bitti karşısında kalmamak için hemen teşkilatlanmaya başladılar. Böylece daha Mondros Mütarekesi imzalandığı gün 29 Ekim 1918’de merkezi Ahıska olan Ahıska Hükümet-i Muvakkatası adıyla geçici bir hükümet kurulmuştu. Bunu 3 Kasım 1918’de Iğdır merkezli Aras Türk Hükümeti ve 5 Kasım 1918’de Kars’ta Kars İslam Şurası’nın kurulması takip etti. Ahıska hükümet-i muvakkatasını kuran ve reisliğine Ömer Faik Numanzade’yi seçen ahali mücadeleye ant içmiş, Kars ve Ardahan’daki Türklerle ve askeri yetkililerle temasa geçmişlerdi.

Mondros Mütarekesi’ne göre, Türk ordusunun Kafkasya’dan çekileceğini duyan Ahıska, Ahılkelek, Gümrü, Iğdır, Nahçıvan bölgesindeki Türk ahali, aralarında irtibata geçerek ve 9. Ordunun da desteği ile teşkilatlanmalarını arttırdılar. Bölgede 3. Fırka Kumandanı Halit Bey ve 9. Ordu kumandanı Yakup Şevki Paşa’nın desteği ile Ahıska, Ahılkelek ve çevresinde millî teşkilat kurulması kararlaştırılmış, Kars ve Ardahan’daki kongrelerde bir millî hükümet kurulmasına ve savunma tedbirleri alınmasına başlanmıştı. Bu arada İngilizlerin himayesindeki Ermeni ve Gürcülerin tehditlerinin halkı endişeye sevk etmesi, İngilizlerin Kars’ı da işgalinin an meselesi olması 1918 sonu ve 1919 başlarında art arda toplanan Kars ve Ardahan kongrelerinde ele alınmıştır.

Birinci Ardahan Kongresi, 8 kişilik bir heyet ile 3-5 Ocak 1919’da toplandı. İki gün süren kongrede, Ahıska’nın da dahil olduğu Anavatanın kurtarılması için geniş ölçüde teşkilat kurulması ve zafere ulaşıncaya kadar çalışılması kararı alınmıştır. Ardahan kongresinin kararları telgraf ve telefonlarla gerekli yerlere duyuruldu ve daha geniş katılımlı ikinci kongre 7-9 Ocak 1919’da gerçekleştirildi. II. Ardahan Kongresi’nde Ahıska, Mühendis Osman Server (Atabek) ile temsil edilmişti. Osmanlı ordusunun Kafkasya’dan çekilmesiyle Ahıska’yı Gürcülere karşı savunmak için kurulan milis alayına kumanda eden Osman Server Bey Ardahan Kongresi’ne Ahıska delegesi olarak katılmış ve “Ecdadımın yurdu olan Ahıska’ya şimdi Gürcüler gelmişlerdir. Ben Ahıskalıyım, hududumda öleceğim. Kanımı orada akıtacağım. Türk kahramanları bana yardım ediniz.” talebi Ardahan Kongresi’ne katılanlarca da kader birliği olarak kabul görmüştür.

Nihayet Kars’ta 18 Ocak 1919’da Cenub-i Garbi Kafkas Muvakkat Hükümeti kurulmuş, bütün milli teşkilatlar veya şuralar bu hükümet çatısı altında birleştirilmiş ve halkı işgal ve saldırılara karşı koruyacak tedbirler alınabilmiştir. Bu sürecin içinde etkin bir şekilde yer alan Ahıska Türkleri de kongre kararlarına uyarak hükümetin bünyesinde yerini almışlardı. Zaten Ardahan kongrelerinde alınan kararlar, zaman-mekan boyutunu aşan ve Türklük ruhunun hakim nitelikleriyle Elviye-i Selase’den çok daha geniş bir coğrafyayı kapsamaktadır. Ardahan Kongresi, zamanlanma açısından İngiliz planını boşa çıkarması yönüyle önemlidir zira Kars istikametinde ilerleyen İngilizlerin Ermeni ve Gürcülerle bölgeyi işgale hazırlandıkları sıralarda düzenlenmiştir. Aynı zamanda olayların hızla geliştiği bir süreçte, bölgeden çekilen Osmanlı ordusundan destek alınarak gönüllülerden askeri birlikler kurulmuş, halkın bilinçlendirilmesi ve işgale karşı koyma gayretinin hayata geçirilmesiyle önemli adımlar atılmıştır. Yine Kongrede alınan kararlarla Batum’da çıkan Sadayı Millet gazetesinin milli hareketin yayın organı haline getirilmesi böylece Ahıska’nın da içinde bulunduğu bölge halkının haklı davasının Türk ve dünya kamuoyuna duyurulması sağlanmıştır.

Ardahan Kongreleri sırasında Gürcü ordusunun Ahıska’ya saldırıları Ocak ve Şubat aylarında devam etmiş, Server Bey’in komutasındaki milisler Ahıska ve Ahılkelek bölgesinde Gürcü ordusunu durdurmuştu. İngilizlere karşı siyasi ve diplomatik mücadele veren Türkler, Gürcü askeri saldırılarına karşı cephede savaşmak zorunda bırakılmıştı. İngilizlerin desteğini alan Gürcü ordusu Nisan ayında büyük bir kuvvetle Ahıska, Ahılkelek ve Posof’u alarak Ardahan’a ilerlemiştir. Zaten o tarihlerde Kars’taki milli teşkilatı kendileri için tehlike olarak gören İngilizler Ermeni ve Gürcüler ile anlaşarak Kars ve çevresini Ermenilere, Ardahan’ın kuzey bölümünü de Gürcülere vadetmişlerdi. Bu Antlaşma’dan sonra askeri gücünü takviye eden İngilizler, 13 Nisan 1919’da Kars’ta meclis binasını kuşatarak ve Cenubi Garbi Kafkas hükümeti üyelerini tutuklayarak hükümet başkanı ve bakanları sürgüne göndermiş ve yönetim Gürcü ve Ermenilere devredilmiştir. Ermenilerin Kars’ta yaptığı gibi Gürcüler de 20 Nisan 1919’da Ardahan’ı işgal etmiş ve Türkleri katletmeye, mallarını yağmalamaya başlamışlardı. İngilizlerin himayesinde saldırılarına başlayan Gürcü ve Ermenilerin savunmasız kalan bölgeyi mezalim merkezi haline getirdiği ve can ve mal güvenliğinin kalmadığı yerlerden biri de Ahıska idi. O da Kars ve Ardahan ile aynı kaderi paylaşmıştır.

Türklere yönelik mezalim 1920 sonlarında Kazım Karabekir Paşa’nın komutasında başlayan Doğu Harekâtı ile ve Kars, Batum, Ahıska ve Ahılkelek’in kurtarılmasıyla durdurulmuştur.  Doğu harekâtı ile işgal ve mezalimden kurtarılan Ahıska, -23 Şubat 1921’de kurtarılan Ardahan’ın bir parçası olmaya çok yaklaşmışken- Bolşeviklerin Gürcistan’a girmesi üzerine ve Sovyet Rusya ile Türkiye arasında barış antlaşmalarının yapılmasıyla sınır dışında bırakılmak zorunda kalmıştır.

Kars ve Moskova Antlaşmalarıyla 1921’de Sovyet Rusya’da kalan Ahıska, II. Dünya Savaşı’nda yeni bir zulmün ve kıyımın pençesine düşmüştür. Sovyet yönetimi 1944’te Ahıska’da (Adıgün, Aspinza, Ahılkelek ve Bogdanovka ilçeleri) Türkleri öz yurtlarından zorunlu göçe tabi tutarak yakın tarihin soykırımlarından birini Ahıska Türklerine uygulamıştır. Hâlâ öz vatanlarına dönüp özgürce yaşayamayan Ahıska Türklerinin istiklal davasına ve onların anavatan ile yakın temaslarına bir örnek Ardahan Kongreleri dönemindedir. 1919’da toplanan Ardahan kongreleri yüz yıl sonra yine Ardahan’da düzenlenen bilimsel bir toplantı ile yeniden hatırlanmıştır. Ardahan Üniversitesinin ev sahipliğinde Türk Tarih Kurumu ve Serhat Kalkınma Ajansının desteği ile elliye yakın yerli ve yabancı bilim insanının katılımı ile 20-22 Şubat 2019 tarihinde Ardahan’da gerçekleştirilmiştir.

Sempozyum yüz yıl önce Ocak 1919’da Ardahan’da toplanan iki kongre özelinde yerel ve bölgesel, ulusal ve uluslararası alanda askeri tarih başta olmak üzere, siyasi, sosyal, kültürel, sıhhi ve sanatsal boyutlarıyla tarihsel süreç değerlendirilmiştir. Yeni belge ve bilgilerin ışığında gerçekleştirilen bu sempozyumda Ahıska özelinde olduğu kadar çevresi olan Ardahan ve Kafkasya’da o dönemdeki gelişmeler incelenmiş ve sonuçlar 564 sayfalık bir kitaba dönüştürülmüştür. Bu sempozyumda doğrudan Ahıska konusu Dr. Yunus Zeyrek’in “Ardahan Kongresi Öncesi ve Sonrasında Ahıska’da Milli Mücadele” başlıklı bildirisiyle ele alınırken; Ardahan’daki o dönem Gürcü-Ermeni mücadelesi, Alman, İngiliz ve Rusların çıkar çatışmaları bağlamında yaşananlar, Elviye-i Selase, Kafkas Cephesi, Aras Türk Hükümeti, Azerbaycan Türklerinin destekleri gibi başlıklar; ayrıca Cihangiroğlu İbrahim Bey, Yusuf Ziya Bey, Halit Paşa, Yakup Şevki Paşa, Çiçerin ve Rawlinson gibi kişilerin Ardahan kongreleri ve Ahıska’nın da içinde bulunduğu bölgenin tarihinde oynadıkları roller ve faaliyetleri hakkında bilgilere yer verilmiştir.

Ahıska’nın yakın yüzyılına dair bilgilerin bulunduğu sempozyum kitabı akademik çevrelere olduğu kadar bölgenin bilim, kültür ve sanatına da katkı sunmak amacıyla sempozyum programına birçok faaliyet dahil edilmiştir. Bu bağlamda Sempozyumun kapanış oturumunun kongre binasında yapılması, kongre plaketlerinin tasarımı ve resim sergisi gibi geleceğe iz bırakacak uygulamalar yanında konser, Çıldır gölünde kızak, yöre âşıklarının atışması ve Ardahan mutfağından örnekler sunulmasıyla tanıtım da yapılmıştır. Ayrıca sempozyum programı dahilinde Ahıska’ya bir gezi de düzenlenmiştir. Ahıska gezisine katılan yerli ve yabancı bilim insanları Ahıska kalesi, mezarlıklar, cami ve kervansaray gibi ecdat yadigarı eserleri yerinde görme, tanıma, hatırlama ve Ardahan’ın yanı başındaki bu topraklarla hemhal olma imkanı bulabilmişlerdir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir