KİNTSUGİ: KIRILAN EŞYALARI ALTINLA ONARMA FELSEFESİ VE SANATI

“Kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız:

 Önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?”

            -Irvin D. Yalom, Nietzsche Ağladığında

Küllerinden yeniden doğmak“ efsanevi bir kuşun hikayesidir. Farklı kültürlerde “Anka“, “Zümrüdüanka“, “Simurg” ya da “Phoenix” olarak adlandırılsa da ufak tefek farklılıkları olan bu hikayelerin hepsi aslında aynı şeyi anlatmaktadır. Yükseklerde, efsanevi Kaf Dağının tepesinde yaşayan, yaşadığı müddetçe ayağı toprağa değmeyen en ulvi değerleri temsil eden, ulaşılması neredeyse imkansız olan bir varlıktır Anka Kuşu. Efsaneye göre bu kuş, öleceğini hissettiği zaman kendisine ağacın kuru dallarından bir yuva yapar, yuvanın içinde ölümü beklermiş. Ta ki güneş bütün görkemiyle ortaya çıkıp, kuru dalları yakıncaya kadar. Böylelikle, Anka  oluşturduğu yuvada yanarak ölür ve küllerinden yeniden doğarmış. Yeniden doğan Anka kuşu gibi, insanların yaşadığı büyük yıkıntılar sonrasında ayağa kalkmasının onları daha güçlü kıldığına inanılır. Nietzsche’nin ‘ Beni öldürmeyen acı güçlendirir.’ Sözü tam olarak bunu anlatmaktadır. İnsanları öldürmeyen acılar, yaşantılar, olaylar v.s onları daha güçlü kılar. Yaşanmışlıklar insan hayatına daha çok değer katar. Bir insan acı çekmiş ve hasar görmüşse, bundan yaşantılarının üstünde ders çıkarır. Artık eskisi gibi değildir. Acılarının toplamının verdiği sinerjiyle artık daha değerlidir. Yaşantılarımızda kendimize has kırıklarımız vardır. Bu kırıklıkların hepsi birbirinden farklıdır. Geçmişimizde olmasını istemediğimiz bu kırıklıkları söküp atmak istesek, sanki benliğimizde oluşacak boşluk bizim sonumuz olacaktır. Geçmişimizin acıları oldukça değerlidir. Bana göre dünya mutluluk üzerine değil hüzün üzerinde döner. Başımıza ne gelirse gelsin hüzünle hatırlarız. Mutlu bir olayı anımsadığımızda dahi bir süre sonra gözlerimiz o tarihe gider ve aklımız oraya dalar. Geçmişi hüzünle hatırlarız. İşte yılların oluşturduğu bu hüzün ve kırıklıklardır yüzümüzdeki kırışıklıklar. Bizi daha bilge, daha yaşamış gösteren bu kırışıklıkların her birinin anısı farklı kırıklıklara dayanır. İnsanların yüzlerindeki bu kırışıklıkların nedeni yaşanmışlıkların insanı daha değerli ve güzel yaptığını unutmamamız içindir. Bu kalıntılar geçmişi hatalarla dolu insanın, bu hatalardan aldığı dersleri her an hatırlaması içindir.

Sadece insan mı yaşantılarıyla değer kazanır?

İnsanların kullandıkları nesneler de zamanla aynı olgunluğa erişemezler mi?

Japonların Kintsugi felsefesi, Anka Kuşu’nun yeniden doğuşunda olduğu gibi nesnenin de yeniden doğarak daha güçlü ve anlamlı olacağını savunur. İnsanlarla etkileşime geçen eşyanın da yaşanmışlıkları olduğunu ve bu yaşanmışlıklara saygı duyulması gerektiğini anlatır. Bu felsefeye göre kırılan bir eşyanın çöpe atılması kesinlikle doğru değildir. Kırılan eşyayı onarmanın ve adeta Anka kuşunun küllerinden doğması gibi yeniden işlevsel hale getirmenin eşyanın değerini artırdığına inanılır. Kintsugi felsefesinin altında yatan mantık; mükemmel olmayanı kucaklamaktır. Her şey mükemmel olmak zorunda değildir. Tıpkı insanların kusurları olduğu gibi eşyaların da kusurları olabilir. Bu kusurları görünmez kılmanın aksine onararak belirginleştirmemizin daha iyi olacağına inanılmaktadır.  

Kintsugi kırılmış parçaların sanatıdır. Parçalanmanın, kırılmanın ve acı çekmenin aslında kayıp olmadığını anlatan bu Japon sanatı 15.yy’a kadar uzanmaktadır. Eskiyen eşya tıpkı sahibi gibi sadakat ve sabır duygularına sahip olduğu için, yeni nesneye göre kullanımın ona kazandırdığı soyluluğa sahiptir. Kırılmış ve eski nesneler yeni nesnelere göre daha değerlidir.

Bir rivayete göre zamanın Japon imparatoru, kırılan vazo ve çömlekleri tamir etmek için Çin’e gönderir ve çok değer verdiği bu eşyaların metal tellerle birbirine tutturulduğunu görünce, metal kullanmak yerine altın kullanılmasını emreder. Bu olaydan sonra ülkede kırılan değerli nesneler altın, gümüş ve platinle tamir edilip kırıkları daha belirgin hale getirilmeye başlanır. Kırılan parçaları birleştirme sanatı Japonya’da sonraları popüler hale gelir. Bugün insanlar, $25’a aldığı bir kupayı tamir etmek için $100 dolarlık bir kintsugi seti alabiliyorlar. Kintsugi sanatı ile tamir edilmiş bir nesneyi ise $300 ile $500 dolar arasında alıcı bulmaktadır.

You have no rights to post comments