AÇIKLAMA: Bu yazı Seeddin Hürüşanoğlu'nun “Gaçkın Türklerin Harayı” [Kaçkın Türklerin Haykırışı] başlıklı makalesidir. Makale, 1990 yılında, Azerbaycan'da Diderginler [Kaçkınlar] 1918-20, 1948-52, 1988-89. Baku: Genclik, adlı kitabın 212-230. sayfaları arasında yayınlanmış ve oradan alınarak yayınlanmıştır. Bu yazı, Sovyetler Birliği'nin henüz dağıldığı ve Ahıskalılara Özbekistan'ın Fergana kentinde yaşatılan katliamın hemen akabinde yazılmış, olayları sıcağı sıcağına anlatan ilk elden bir yazıdır.

Kitabın yayınlandığı 1990 yılında Azerbaycan'ın alfabesini değiştirmediği için bu yazı Kiril alfabesinden latin alfabesine dönüştürerek Eğitişim Dergisinde yayımlanmıştır. Translitrerasyonda, Kiril yazılı Türkçeden Latin harflerine aktarılmasındaki emeği için Ahıskalı kökenli üniversite öğrencileri Mürşit Seferoğlu ve Vügar Süleymanov’a teşekkür ederim. Yazı, Dr. Minara Aliyeva tarafından gözden geçirildikten sonra yayınlanmıştır. Yazıda imla ve dil özellikleri olabildiğince korunmuş, köşeli parantez içindeki açıklama niyetli birkaç kelime dışında, düzeltilmemiştir.

İkram Çınar

 

GAÇKIN TÜRKLERİN HARAYI

Mehseti diyarı Gürcüstanın en sefalı regionlarından [bölgelerinden] biridir, esrler boyu burada gürcülerle yanaşı türkler çiyin-çiyine yaşamış, onların sevinç ve kederleri bir olmuşdur. Diyarın erazisi 8 min kvadrat kilometre beraberdir. 1926. İlin [yılın] siyahıya alınmasında bu diyarda türk dilinde danışan 71 min nefer geydiyatta alınmışdı. Oktyabr ingilabından sonra burada sovet hakimiyyeti gurulmuş ve türkler de diger sovet adamları kimi sosializm guruculuğu işlerinde feal iştiraka goşulmuşlar.

Her yerde olduğu kimi Mehseti [2] diyarında da kolhozlar yaradılmıştır. Türkler Sovet ölkesinin inkişafı namine çalışmışlar. Lakin 30. İllerden sonra ayrı-ayru Gürcü rehberlerinin regionun Türk ahalisine garşı münasibeti heyli deyişmeye başladı. Milletçiler türklere garşı assimilyasıya siyaseti heyata keçirdiler. Bele ki, zor gücüne onların familiyalarını gürcüleşdirir, uşagların milli dilde ohumasına heç bir şerait yaratmırdılar. Türkler respublikada gürcüler ve ermeniler, diger halglarla eyni huguga malik deyildiler. Onlar gürcüstanın içtimai-siyasi heyatında iştirak etmir, sovet ve partiya organlarının terkibine seçilmirdiler.

Türklere garşı heyata keçirilen bele siyaset minlerle vicdanlı ve merd insanları gezeblendirmiş, onlar hagsızlıglarla razılaşmayarag öz hagg seslerini ucaltdıglarına göre “kulak” –halk düşmeni, hain elan olunmuşlar. Türklerin böyük ekseriyyeti bu ad altında tutularag mehv edilmişler. Halkımızın böyük oğlu Ömer Faik Nemanzade de onların arasında olmuş ve 1937. il oktyabrin 10’da halg düşmanı kimi güllelenmişdir. Milletçiler halgı geniş migyasda [oranda] assimilyasiyaya ugrada bilmediyine, yeni özlerinin menfur niyetlerine nail olmadıglarına göre türkleri Gürcüstandan govmag, öz dede-baba yurdundan didergin salmag usuluna el atdılar.

Mehseti türkleri her il 15 noyabr [kasım] tarihini özlerinin milli matem günü hesab edirler. 1944. il Gürcüstanın Türkiyeye hemserhad olan 5 rayonundan –Adigon, Ahalsih, Ahalkalak, Bogdanovka, Astinzinsk rayonlarından “rehberin emrine esasen” dövlet serhedlerinde tehlükesizliyi temin etmek zaruriliyi adı ile türkleri daimi yaşayış yerlerinden zorla, silah gücüne çıhardılar. Bu gerar müharibenin gurtarmasına ve gelebenin gazanılmasına az galmış, 40 minden çoh türkün gönüllü olarag Sovet Ordusu sıralarında faşizme garşı gehremanlıgla vuruşduğu, şücaetler gösterdiyi, gehremanlıg tarihimize şanlı salnameler yazdığı bir vahtda verilmişdi. Minlerle türk vetendaşı müharibenin odlu-alovlu goynundan geri gayıtmadı, geri dönenler ise öz yurdunda halgını, ailesini, gohumlarını göre bilmedi…

Rehberin emrini dahili goşunlar yerine yetirirdiler, onlar çoh az bir vahtda, cemi iki-üç saat erzinde türkleri böyükden-kiçiyedek bir yere yığıb silah altında yahınlıgdakı demir yoluna teref apardılar ve orada onları gözleyen yük vagonlarına mindirdiler, sonra Orta Asiyaya ve Gazahıstana yola saldılar.

Gürcüstandan demek olar ki, bütün Mehseti türkleri çıharıldılar. Yüz minden çoh türkün yaşadığı 220 türk kendi [köyü] boşaldıldı, evler, mal-gara ve halgın emlakı müsadire edildi. İnsanlar doğma torpag ve ev-eşiyinden didergin düşdüler. Üreklerinde böyük nisgil, hesret ve gezeb hissi aparan yüz minden çoh insan iki aydan artıg soyug, heç bir şeraiti olmayan, en adi tibbi yardımdan bele mehrum olan vagonlarda aç-yalavaç, isti yemek olmadan menzil başına gedirdiler. Onminlerle adam yolda soyugdan ve acından, hestelikden öldü. Hette iki ay erzinde bütöv aileler bele bir terefden esgerlerin zülmünden, bir terefden ise şeraitsizlik neticesinde gedip Orta Asiyaya çıha bilmediler.

O vaht menim yeddi yaşım var idi. İki böyük gardaşım cebhede vuruşurdu. İki ay erzinde uzun yol, soyug ve açlıg iki bacımı elimizden aldı, onların ezablı ölümü bu gün de gözlerim önünden getmir…

Adamların köçürüldüyü yerler çoh pis idi, birteher [bir çeşit, bir türlü]tahtapuşlarda yaşamalı oldug. Muharibe illerinin ağırlığına bahmayarag yerli ehali, sade özbekler, gazahlar, gırgızlar bize öz kömek ellerini uzatdılar, bizim derdimize şerik oldular, hetta en ahırıncı tikelerini bele yarı böldüler. Bu, bizim özümüze de ağır tesir edirdi. Bir garın aç, bir garın toh yaşayan insanlar gelben [kalben] bize bağlı olub, her cür merhemet gözsterdiler.

Biz Mehseti Türkleri o günleri hatırldıgda öz rehmdilliyi ile bize kömek göstermiş şehsleri minnettarlıgla yad edirik.

Muharibe gurtardı. Hamımız göz yaşı içinde gelebeni sevinçle garşıladıg. Sebrsizlikle ezizlerimizi gözledik. Cebheden geri gayıdanlar uzun müddet öz doğmalarını tapmagda eziyyet çekdi.

Zehmetsever türk ehalisi tedricen köçürüldüyü yerlere alışdılar, mal-gara ve heyet-baca sahibi oldular. Ne etmek olardı? Taleyin bu gara üzü ile de barışmag, çetin de olsa halga edilen zülme dözüb yaşamag lazım idi.

Türkler esasen kend teserrufatı ile meşgul idiler, pambıg becerirdiler.

1956-cı ile geder “hüsusi” köçürülen yerlerde yaşadıg. Hamı nezaret altında sahlanılırdı. On iki il bütöv bir halg en alçaldıcı bir vezifeni yerine yetirdi: ayda iki defe özünü hüsusi komendantlıgda geyd etdirmek lazım idi. Hüsusi komendantlığın çoh ağır goyduğu şertlere danışıgsız emel etmek ölüme beraberdi. Gonşu rayona [ilçeye] gohum, heste, defn yerine getmek üstünde adamları 1948-ci ilin fermanına esasen mühakime edib, iyirmi il katorga işi kesirdiler.

Nehayet, 1956-cı ilde, partiyanın XX gurultayından sonra türklerin mecburen köçürülmesi haggında ferman leğv olundu. Bu fermandan sonra adamların bir çohu hüsusi köçürüldükleri yerlerden Azerbaycana, Şimali Gavgaza, Gürcüstandan başga ölkenin diğer regionlarına köçmeye başladılar.

Gürcüstanda türklere garşı bele bir fikir hakim idi ki, güya türkler hegigeten öz yerlerinden günahsız göçürülmemişler. Buna göre de respublikanın ehalisi türkleri geri gebul etmek istemedi. Respublika hakimiyyet organlarının çıhardığı gerara esasen türklerin evveller yaşadığı erazi serhedyanı zona elan edildi ve müvafig sened olmadan ora getmeye icaze verilmedi. İnsanlar hetta bu gün de öz doğma yerlerine gedib ezizlerinin mezarlarına azad şekilde baş çeke bilmirler.

Hazırda türkler SSSR-nin demek olar her yerinde yaşayırlar. Şimali Gafgazda 10 min nefer, Gazahıstan 80 minden çoh, Azerbaycanda tegriben 60 min, Gırgızıstanda 20 min, Özbekistanda 300 minden çoh, Ukraynada ve diger regionlarda minlerle türk yaşayır. Türkler halg teserrüfatının bir çoh sehelerinde öz namuslu zehmetleri ile ad-san gazanmışlar.

Özbekistanda pambıg ustaları arasında Sosialist Emeyi Gehremanı Seadet Gülehmedovanın, mehanizator Cavad Guliyevin adı da vardır. Tanınmış mehanizator bir grup alim, konstruktor ile birlikde yeni pambıgyığan maşınının işlenib hazırlanmasına ve tetdbig edilmesine göre en yüksek mükafata – Lenin mükafatına layig görülmüşdür.

Doğma yerlere gayıtmag türklerin en mügeddes arzusudur. Çünki onlar daim mürekkeb problemler ve temin olunmayan menevi telebatlarla garşılaşırlar. Bele ki, bu günedek milli dilde, ne mekteb, derslik ve lüğet var, ne de kitab neşr olunur, televiziya ve radio verilişleri de yohdur, bütün ölkede türk dilinde bir gazet bele burahılmır. İnsanlar öz milli dillerini ve adet-enenelerini gettikçe yaddan çıharıp, milli hüsusiyyetler tedricen silinib sıradan çıhır.

Ölkenin partiya ve sovet hakimiyyeti organları bizim ehtiyaclarımıza bu günedek heç bir digget yetirmemişdir. Bütün bu iller erzinde türk halglarının vetene gayıtmag uğrunda apardığı mübarize dayanamamışdır. 1964-cü ilde Frunze şeherinde Azadlıg üzre Müveggeti Teşkilat Komitesi (MTK) adlandırıldı. Komiteye evvelce Enver Odabaşov başçılıg edirdi, bugün ise komiteye Yusif Serverov rehberlik edir. Onların her ikisi Kabardin-Balkar MSSR-de yaşayır. Her iki mübariz öz üzerlerine çoh çetin, lakin şerefli bir vazifeni, türk halgının edalet uğrunda apardığı mübarizeye rehberlik etmek vezifesini götürmüşdür. Komite sovet ganunları çerçivesi dahilinde fealiyyet gösterir, heç bir ekstremist fealiyyetine yol vermir, halgın öz tarihi vetenine gayıtmasına, onun öz temiz adının özüne gaytarılmasına ve ölkenin diğer halgları arasında tam beraberliyin bergerar olmasına çalışır.

İnsana doğulduğu ve böyüdüyü, doğma ve ezizlerinin defn olunduğu ana torpagdan daha ne eziz ola biler? Buna göre de harada olmağımızdan asılı olmayarag doğma ocağın, doğma torpağın hoş, mehriban etri bizi özüne cezb edir.

1988-1989-cu illerde Mehseti türkleri doğma torpaglarına gaytarılmag telebleri uğrunda apardıgları mübarizeni daha da feallaşdırmışlar. Özbekistanın şeher ve gesebelerinde bir nece defe böyük mitingler geçirilmişdi.

Ölkenin mühtelif regionlarında yaşayan Mehseti türklerinin nümayendelerini SSRİ halg deputatlarının birinci gurultayı açılan günedek Moskva şeherine göndermek gerara alınır. Halg nümayendelerinin böyük destesi halg deputatlarının ve gurultayın diggetini türk halgının bu keskin problemine digget yetirmek megsedile Moskva şeherine toplaşmışdılar. Hemin günlerde halg gurultayın işini müşahide edir, inanırdı ki, onun menafeyi diggetden kenarda galmayacag, nehayet, halgın problemleri hell edilecegdir. Halg hökümetden edalet gözleyirdi, lakin başına getirilecek müsibetden hebersizdi.

Halgımızın düşmenleri özbek ve Mehseti türklerinden olan cavanlar arasında adi savaşmaya milletlerarası don geydirerek günahsız adamların gırğınında ondan möhkem istifade etdiler.

Bütün dünyaya en ganlı hadiselerin, kiçik bir halgı mehv etmek üçün teşkil edilen gırğının neticeleri bunlardır: Resmi melümata göre 110 nefer öldürülmüş, 1011 nefer yaralanmış ve zedelenmiş, 1200-den çoh yaşayış evi yandırılmış ve dağıdılmışdır. “Sobesednik” gezetinin (1989, N 29) hüsusi mühbiri Konstantin Mihaylov o vaht yazırdı: “Öz esrinde çoh şey görmüş mehkeme ekspertleri bu vehşiliye teeccüblenrdiler. Sumgayıt ve 1988-cı ilde Zagafgaziyanın payızını gören herbçiler bir ağızdan deyirdiler ki, onlar bu hadisenin yanında heç nedir”.

Sov. İKP MK Siyasi Bürosunun üzvü, SSRİ Nazirler Sovetinin Sedri N.İ.Rıjkov Endican Vilayet Partiya Komitesinde görüş zamanı Fergane vilayetinde baş veren hadise haggında demişdir: “Men heyatımda çoh şey görmüşem, amma Mehseti türklerinin düşergesinde gördüklerimi heç ne ile mügayise etmek olmaz”.

Bizim isteyimizden asılı olmayarag, 1989-cu ilin iyün ayı günahsız adamların mehvi ile geyd olunan gara ay, Özbekistanda milli münasibetler tarihinde yazılacag şerefsiz bir sehife kimi halgımızın tarihine dahil olacagdır.

Ferganede helak olanların hatiresine göre, Özbekistan SSR Ali Soveti Riyaset Heyetinin fermanı ile 11 iyun tarihi respublikada matem günü kimi geyd olundu.

Lakin yetişmekde ve hazırlanmagda olan bu hadisenin garşısı alına bilerdi, eger partiya, sovet ve hügug mühafizesi organları vahtında işe garışsaydılar, bele geddarlığa ve kütlevi gırğına yol verilmezdi.

Men buna tam eminem ki, özbekleri hansı güvveler ise bele bir ağır cinayete, türkleri cezalandırmağa sürüklemişdir. Gaçgınların düşergesine gelmiş “İzvestiya” gezetinin mühbirine (12 iyun 1989-cu il) Ebdulfes Bediroğlu demişdir: “Biz hökümet dairelerine müraciet etdik. Bize bildirdiler ki, sakit olun, evinizden çıhmayın, heç kim size deymeyecek. Biz ele de etdik. Ele hemin gün gırgınlar başlandı”.

İyun ayının 15-de gaçgınların düşergesinde helak olmuş Mehseti türklerinin defni oldu. N. İ Rıjkov bildirir ki, düşergede geyri-insani inilti var idi, insanlar öz ezizlerine, yeni helak olanlara ağlayırdılar. (“Argumentı i faktı”, 1989, N 33).

N. İ. Rıjkov gaçgınların düşergesinin yerli komitesi üzvleri garşısında çıhış ederek demişdir: “Mehseti türk ehalisinin öz tarihi vetenlerine gayıtmag haggında isteyinin temin olunması imkanı öyrenilecekdir. Azğınlıg ve ganunsuzluğun hökm sürdüyü bir dövrde bu kiçik halgın esassız olarag köçürülmesi faktına bahılmalıdır…”

Fergana vilayetinde ganlı hadiseler başlanana geder, yeni Mehseti türkleri öz vetenlerine gaytarılmag telebi ile çıhış etdiyi vaht Gücüstanda ayrı-ayrı milletçi ünsürler halgın milletçilik şüuru ile zeherlenmesi sahesinde heyli tebliğat işi aparırdılar. Gürcüstan SSR Elmler Akademiyası Şergşunaslıg İnstitutunun şöbe müdiri, professor İ. Lomuri “Zarya Vostoka” gazetinde (mart 1989-cu il) çıhış ederek bildirmişdir: “İlk növbede nezerden gaçırmamalıyıg ki, Gürcistana köçmek isteyen türklerin migdarı öz köhne yerlerini teleb eden Mehseti türklerinin böyük ekseriyyetidir. Lakin bu siyaseti heyata keçirmek mümkün deyildir. Birincisi, Mehseti diyarında yaşayan kendlilere bu gün torpag çatmır. İkincisi, Gürcüstan en çohmilletli respublikaladan biridir. Yaddan çıharmamalıyıg ki, son vahtlar milletlerarası münasibetler heyli keskinleşmişdir. Respublikada yeni, etnik cehetce bize uzag olan bir halgı getirib yerleşdirmek veziyyeti daha da keskinleşdire biler”.

Meseleye bu cür yanaşmag, bele neticeler çıharmag aşağıda gösterildiyi kimi, halgın milli şuurunun oyanmasına, daha doğrusu, bir halgın başga halga garşı goyulmasına getirib çıharmışdır. “Moskovskiye novosti” [Moskova haberleri]gazetinde (25 iyun 1989-cu il) Dmitri Sidorov bu hagda yazmışdır: “İyunun [Haziranın] 17-de Ahalsih şeherinde (Mehsetide) beş min neferlik miting keçirilmişdir. Ertesi gün bele bir miting Borjomide olmuşdur. Mitingin iştirakçıları türklerin Gürcüstana köçürülmesine garşı çıhış etmişler”.

Fergane vadisindeki hadiselere gayıdarken, 1989-cu yıl 8 sentyabr [Eylül] tarihli ‘Novoye vremya’ [Yeni zaman] (No 37) jurnalında ‘Ferganenin harayları’ başlığı altında sosiolog Kseniya Myalo ve igtisatçı Pyotr Gonçarovun etnik ziddiyyetlerin sebebleri baredeki düşüncelerini yada salmag isteyirem. Hemin megalede yazılıb "Fergane … biz burada ne baş verdiyi barede özümüze hesabat veririk mi? Respublikanı [Cumhuriyeti] 50 min nefere yahın Mehseti türkü terk etmişdir, onlardan 16 min nefer en ağır veziyyet şeraitinde olanları herbi poligondan [kamp yeri] çıkarılmışdır. Türkler dehşetli gırgından hilas olmagdan ötürü müveggeti sığınacag üçün poligonlara getirilmişdiler. Bu ne demekdir, ikinci defe deportasiya [sınırdışı] edilmek deyilmi? Güçlü diktatörün galemi gücüne deportasiyanın bu derecede hayata geçirilmesinin heç bir ehemiyyeti yohdur, bu deportasiya zamanı bu kütlenin tezyigi altında ‘Ruslan’ maşınaları [arabaları] ehalini daşımag üçün verilmiş, herbçiler onları muhafize yoh, müdafie etmişler. Bununla meselenin mahiyyeti deyişmir. Bu yene de govulmak demekdir."

Düşürgeye getirilen yaralılar ve zererçeken türklerin hamısı Gürcüstana - öz vetenlerine gaytarılmalarını teleb edirler. Lakin Gürcüstan rehberliyinden resmi melumat verimedi. Böylelikle de 16282 nefer Mehseti türkün Smolensk, Orlov, Kursk, Belgorod şeherlerine ve RSFSR-in diger vilayetlerine köçürülmesi teşkil edildi.

‘Trud’ [Emek] gazetinin hüsusi mühbiri V.Belıh "Fergane dünen ve sabah" adlı megalesinde yazmışdır: "Ekstremistler mahiyyetçe öz istediklerine nail oldular. Mehseti türklerinin böyük ekseriyyeti müveggeti olsa da Fergane vilayetinin hüdudlarından kenara köçürüldüler - dövlet burada onların menzillerinin ve heyatlarının tehlükesizliyini, tohunulmazlığını temin ede bilmedi."

RSFSR-in merkezi rayonlarına köçürülen türklerin ardınca Özbekistanda galıb yaşayan minlerle türk de öz doğma evlerini atıb gaçtı. Onlar da gırgın ve zorakılıgdan gorhub getdiler.

İyülün [Temmuzun] 20-de Özbekistan KP MK-nın növbeti bürosu [kurultayı]keçirildi. Büroda bir daha geyd edildi ki, Daşkend, Sır-Derya, Semergend, Endican vilayet partiya komiteleri ehali arasında lazımi izahedici iş aparmamış, milletlerarası münasibetlerde yaranan gerginliyi vahtında aradan galdıra bilmemiş, neticede Mehseti türklerinin bir hissesi respublikanı terk etmişdir. Hegigeten, Özbekistan’dan hemin hadiseler zamanı köçürülenlerden elave daha 70 min Mehseti türk çıhıb getmişdir. Onlardan 60 min neferi Azerbaycana gelmişdir.

Azerbaycan SSR-de DGMV ile elagedar mürekkeb veziyyeti nezere alarag, respublikaya gonşu Ermenistandan 200 minden çoh gaçgının (mültecinin) gelmesini bilerek Mehseti türkleri gırğın töredilen regionlardan [bölgeden] birbaşa Azerbaycana deyil Krasnodar, Stavropol diyarlarına, habele Kabardin-Baltar MSSR-e getmişdiler. Lakin bu yerlere çoh çetinlikle gelib çıhan türk ailelerine garşı yerli hökümet daireleri ağır tedbirler heyata geçirmek isteyirdiler. Krım tatarlarının konstitusiya [anayasa] hügugunun berpası uğrunda feal mübariz Mustafa Cemilov avgustun 23-de melumat verib bildirdi ki, ‘Krasnodar diyarına yüzlerle Mehseti türk gelib çıhmışdır, Smolensk, Kursk ve RSFSR- in diger vilayetlerinden de hemçinin onlarla türk ailesi herbi hisselerin vasitesile bu regiona getirilmişdir. Krasnodar vilayetinin hakim daireleri regiona gelenleri son derece düşmençilikle garşıladılar, ağır veziyyetde olan bu gaçgınlara neinki her hansı bir kemek gösterdiler, eksine onları her vasite ile sıhışdırıb vilayetin erazisinden çıhıb getmelerini teleb etdiler. Krasnodarlılar bu telebi ireli sürerken SSRİ Nazirler Sovetinin 1987-ci il 27 dekabr [aralık] tarihli gerarına esaslanırdılar. Hemin gerarda Krım vilayeti ve Krasnodar diyarı rayonlarında geydiyyata düşmek mehdudlaşdırılırdı.

Adamlar buradan göçüb getmiş Krım tatarlarının evlerini alıb yaşayırdılar. Avgustun 2-de Aşağıbakan sahe milis [polis] işçisi, baş leytenant [üst teğmen] Arakelyan bir neçe Mehseti türkün evine gelib onların savadsızlığından ve rus dilini bilmemesinden istifade  ederek pasport rejimini pozduğunu deyib, hüsusi veregelere imza eletdirir. Arakelyan bu imzaları toplamagla Mehseti türklerine bildirmişdi ki, güya bu onlara gış üçün yanacag ayrılmasından, uşagları mektebe yerleşdirmekden, habele, gend, paltar üçün, yuyucu madde ve sabun verilmesinden ötrü vacibdir.

On gün sonra hemin veregeleri imzalayanların hamısını rayon inzibati işler komissiyasına çağırdılar. Rayon icraiyye komitesinin sedri P. İ. Habarov geti olarag bildirdi ki, pasport rejimini pozduglarına göre türkler yeniden geldikleri Fergane, yahud Smolensk vilayetine köçüb getmelidirler, çünki Krasnodar diyarında onsuz da ehalinin sıhlığı çohdur.

Türkler hökümet daireleri işçilerinin bu teleblerinin esassız olduğunu iddia etdiler. Onların melumatına esasen Krasnodar diyarında bir kvadratkilometre [kilometrekare] 58 adam düşürdüse, Fergane vilayetinde bir kvadratmetr [metrekare] erazide 250 nefer adam yaşayırdı. Demeli, türklerin köçüb geldiyi hemin vilayetde Krasnodar diyarına nisbeten ehali 5 defe sıh yaşayırdı.

Mehseti türkleri onu da bilirdiler ki, onların bu diyarda, yeni Krasnodarda yaşamaları heç de diyarın demografiyasına tesir göstermeyecekdir. Çünki türkler Krıma derhal köçüb geden Krım tatarlarının evlerinde yaşayacagdır.

Bele oldugda, P. İ. Habarov teleb etdi ki, türkler Smolensk vilayetinde köçüb getsinler. O, türkleri şirniklendirmek megsedile bildirdi ki, guya orada onlara yardım göstermek üçün heyli migdarda vesait ayrılmışdır.

Sonra hökümet daireleri diyarda 300 min nefer ermeninin yaşaması ile türkleri gorhutmağa başladılar. Onların fikrince, ermenilerin türklerle tarihi düşmençilikleri mövcud olduğuna göre biz diyarda togguşmaların olacağından ehtiyat edirik.

M. Cemilov daha sonra yazır ki, diyarda bele şayieler yayırdılar ki, guya türklerin gelmesi ile elagedar olarag regionda sabun, gend ve diğer erzag mehsulları tapılmır. Artıg türklere garşı bir neçe huligan hereketleri töredilmişdi. Krasnodar diyarına gücle köçürülmüş türklere demek olar esasen yalnız krım tatarları yardım edirdi.

Belelikle, Mehseti türklerinin yalnız yegane bir yolu - öz gan gardaşları hesab elediyi doğma Azerbaycana gelmek, onlarla bir yerde yaşamag yolu galırdı. Odur ki, onlar Azerbaycana gelmeye başladılar.

Ferganeden çok uzagda yaşayan türkler ne üçün öz doğma ocaglarını atıb köçmek heyalına düşdüler.

1989-cu il iyun ayının 15-de Daşkend şeherinde Özbekistan partiya ve sovet feallarının yığıncağında çıhış eden N. İ. Rıjkov bu suala aydın cavab vermişdir. O, demişdir: "Ekstremistler öz çirkin işlerini görmüşler. İndi iki halg arasında etimadsızlık körpüsü salınmışdır. 100-e geder insan helak olmuş, bir neçe yüz nefer yaralanmış ve şikest olmuş, minlerle insan evsiz-eşiksiz galmışdır."

Başka vilayetlerde yaşayan türkler bütün bunlardan sonra orada gala bilerdilermi? Onlar her an bu gorhunu hiss edirdiler. Kişiler ve cavanlar özlerine göre yoh, öz arvadlarına ve gızlarına, uşaglarına göre gorhurdurlar.

İlk günler şehere çıkmamağa, bazarlıg etmemeye çalışırdıg, pis bir bahışdan, söz atmadan, meshereye goyulmagdan çekinirdik. Ehtiyat edirdik ki, bize garşı edilen her hansı bir hereket yeni milletlerarası münasibetleri gızışdırmagda gığılcım ola biler.

Televizorda bu dehşetleri gören, onlar haggında etraflı eşiden insanlar daha Özbekistanda yaşaya bilmezdiler. Onlar Özbekistan hökümetine garşı inamlarını itirmişdirler, hamı yeniden bele gırğınlar baş vermiş olarsa hökümet dairelerinin onları vahtında müdafie edeceklerine inanmırdı.

Melumdur ki, 1989-cu ilin aprel [nisan] ayından etibaren hökümet daireleri Mehseti türklerine garşı nezerde tutulan bu hereketler barede gabagcadan bilirdi. Bir çoh müessiselerde yazılı veregeler yapışdırılır, türklerin respublikadan köçüb getmesi teleb olunurdu. Ele hemin vahtdan başlayarag türklerin işe götürülmesinden imtina edildi. Mehseti türklerinin konkret yaşayış yerlerini müeyyenleşdirmek sahesinde bir sıra megsedyönlü işlerin aparılması faktları aşkara çıharıldı. Ehalinin son siyahıya alınması faktından bu megsedle istifade etdiler. Ayrı-ayrı hallarda ünvanlar milis işçileri terefinden degigleşdirilirdi.

N. İ. Rıjkov Daşkendde partiya, sovet ve teserrüfat feallarının iyun ayının 15-de (1989-cu il) keçirilen yığıncağında Mehseti türklerinin heyat terzi ile bağlı çoh meselelere tohunmuşdur.

Partiya işçileri yerlerde baş veren her bir cinayet hadisesini bilseler de, özlerini görmezliye ve eşitmezliye goyurdular.

Biz türkler hele bu güne geder başımıza getirilen bu dehşetli hadisenin neden törendiyini, sebebini bilmirdik. Onu da bilmirik ki, bu hadiseler niye mehz biz türklerin başına getirilib?

Bazen bu konfliktin [çatışmanın] başlıca sebebleri arasında sosial-igtisadi şeraiti, işsizliyi, heyat seviyyesinin aşağı olmasını da iddia edenler olur.

1989-cu il, iyulun 14-de ‘Komsomolets Uzbekistana’ gezeti yazırdı: "... Hazırda Fergane vilayetinde yaşayan ehalinin igtisadi veziyyetinin çoh pis olması sebeb kimi ireli sürülür. Buna garşı mübahise etmek olmaz. Lakin hegiget yarımçıg ola bilmez. Ne üçün bütün seviyyelerde bele bir fakt haggında susurlar ki, Fergane vilayeti şehsi maşınların migdarına göre respublikada birinci yeri tutur? Fergane, Kokand, Taşlak bazarlarında hazırda meyve-terevez giymetlerinin keskin şekilde aşağı düşmesi faktı üzerinde ne üçün heç kim düşünmek istemir? Bu ona göredir ki, komendant saatının [sokağa çıkma yasağının] tetbigi ile elagedar olarag vilayetden kenara meyve ve terevez aparılması gadağan olunmuşdur. Ahı, evveller avtomobil gatarları Rusyanın merkezi rayonlarına, Urala, Sibire ve ölkenin başga regionlarına bazarlara mal aparırdılar ki, bu da adamlara heyli gelir getirirdi."

Baş vermiş dehşetli hadisenin ehemiyyetini azaltmag, daha doğrusu, kiçiltmek megsedile aşağıdakı şayieni guraşdırmışdılar: "Bir bakal [kadeh] piveni [birayi] böle bilmediklerine göre uşaglar dalaşmışlar."

Özbekistan KP MK-nın birinci katibi R. Nişanov ise SSRİ Halg deputatlarının birinci gurultayında melumat vererek göstermişdi ki, dalaşma bazarda bir nimçe çiyelek üstünde baş vermişdir.

Mühtelif gezetlerin mühbirleri ise yazdılar ki, bu hereket yahşı teşkil edilmiş mafyacı grupun işidir.

SSRİ halg deputatı Erkin Yunusov 1989-cu il avgustun 6-da ‘Pravda Vostoka’ gazetinde yazmışdır: "Fergane faciesinin baş vereceyi arefede cinayetkarlar aleminin başçıları ölkenin her yerinden buraya ahışıb gelirdiler." Daha sonra o yazırdı ki, dahili işler organlarına melum olan cinayetkarlar Kokand ve Margilanda ekstremistlerin fealiyetine başçılıg edirdiler. Lakin onların tutulması barede vahtında heç bir tedbir görülmedi.

Türküstan herbi dairesinin ‘Frunzovets’ gezetinin mühbiri polkovnik V.Harabov: "Ne üçün Mehseti türkleri" adlı megalesinde (29 iyun 1989-cu il) yazırdı ki, men Fergane küçelerinde bu megsedle adamlarla söhbet ederken mühtelif fikirler eşidirdim. Lakin bir neferin söhbeti meni özüne celb etdi. Adını bildirmek istemeyen bir orta yaşlı şehs deyirdi ki, "Onların özü de bu işde günahkardır. Heç neyi gizli sahlamag lazım deyildi."

Mehseti türklerinin tegsiri ne idi ve onlar neyi gizli sahlayırmışlar? Bu suallara cavab almag üçün men gaçgınların düşergesine yola düşdüm. Düşergede gaçgınların köçürülmesi üzre müveggeti teşkilat komitesinin üzvü, Kuvasay DRES-in keçmiş reisi Cemil Şabanovu, mikroavtobusun keçmiş sürücüsü Radıhan İsmayılovu ve geçmiş pedagog, hazırda pensiyaçı [emekli], keçen ile geder Mehseti türklerinin müveggeti teşkilat komitesinin vilayet bölmesinin sedri Fikri Şükürovla görüşdüm. Onlar özü de bu düşmençilik çıhışlarının sebebini bilmirdiler. Lakin facieye sebeb olan hadiseler haggında onların bezı söhbetleri meni maraglandırdı. Meselen: onlar dediler ki, 1988-ci ilin payız aylarında özünü jurnalist adlandıran Alimcan adlı bir özbek Kuvasaya gelmiş ve ehalini çirkin işe sövg etmeye çalışmışdır. Alimcan her bir şehsle ayrıca elageye girmeye çalışırdı, onların danışığı baş tuturdu. Alimcan onlara deyirdi ki, Orta Asiya müselmanların olmalıdır… Oradan artıg adamları götürmeliyik… Biz Rusları çıhararıg, çünkü 70 ildir onlara tabe olmuşug. Özümüz öz toprağımızın sahibi olarıg.

Polkovnik [albay] daha sonra yazır ki, bu günler gaçgınların düşergesinde özbek dilinde veregler yayılmışdır. Veregelerde deyilirdi: "Bir-birimize garşı elimizi galdırmag evezine başımızı galdırıb bahmalıyıg… Biz ne üçün çiyin-çiyine hereket etmirik?"

Daha sonra müellif özüne sual verir; Mehseti türklerinin bu dünyada faciesi tamamile başga reng alır. Onlara teklif edilen sazişe girmediklerine göre türkler zerer çekmemişlermi?

Hadiselerin perdesi arhasında dayanan dairelerin gezebine onlar düçar olmamışlarmı?

Narkotik maddeler ve içkilerle zeherlenmış adamlar bu sebeb üzre Mehseti türklerin üzerine galdırılmamışdırmı?

Tabe olamayanları mehv etmek, buradan çıhıb getmeye mecbur etmek lazımdır. Öz güvvemizi göstermeli, bununla da yerde galanları gorhutmalı, ganlı bayrag altında müttefigleri birleşmeye mecbur etmeliyik.

Fergane vilayetinde baş veren facieli hadiselerin sebeblerini ve köklerini tehgig eden komissiyanın [komisyon] terkibinde çalışan, hazırda pensiyaçı olan, Özbekistan KP MK-nın keçmiş birinci katibi N. A. Muhitdinov ‘Covet Özbekistanı’ (12 avgust 1989-cu il) gezetinde yazmışdır: "Gırğın töredenler arasında özbek milli paltarı [giyisi] geymiş mühtelif milletlerden olan çohlu şehsler var idi."

ÜİLKGİ MK-nın metbuat grupunun siyasi icmalçısı Nureli Letifov 1989-cu ilin oktyabr ayında ‘Sobesednik’ (No 42) gezetinin mühbirinin suallarına cavab vererek demişdir: "Hele Ferganede hadiseler baş vermezden evvel men Fergane politehnik institutunun telebeleri arasında hüsusi sorğu keçirmişdim. Suallar tehminen bele idi: ‘Dağlıg Garabağ Muhtar Vilayetinin paytahtının adını çekin.’

Onlara aşağıdakı şeherler teklif edilmişdi: Sumgayıt, Stepanakert, Mahaçgala, Nahçivan.

Telebelerin yalnız 30 faizi düzgün olarag Stepanakertin adını çekmişdir.

Men eyni sorğunu Fergane hadiselerinden sonra da keçirmişdim, bu sorğu en mühtelif sosial gruplar arasında, o cümleden partiya ve komsomol rehber işçileri arasında da keçirilmişdi. Sorğunun neticeleri çoh acınacaglı oldu.

Bele ki, Ferganede siyasi üsyanı teşkil edenler - men bunun mehz siyasi üsyan olduğuna tam eminem, - yerli genclerin medeni seviyyelerinin ve intellektual seviyyelerinin çoh aşağı olmasını nezerde tutmuşdular. Savadsız adama ise guraşdırılmış şekli gösterdikte o her şeye hazır olur. Çünki savadsız adam tengidi mühakime yürütmeye gabil deyildir."

1989-cu il iyunun 25-de Aleksandr Minleev ‘Moskovskie novosti’ gezetinde yazırdı ki, Milletler Soveti sedrliyine seçilerken Rafig Nişanovun cavabları şübhe doğururdu. Meselen, onun aşağıdakı sözlerinin menası melum deyildir. O, demişdir: "Her şey yahşı gedirdi, lakin son illerde Mehseti türkleri defelerle onları öz vetenlerine gaytarmag telebi ile feal çıhış edirdiler." Daha sonra ise o, yazırdı ki, bu telebleri vahtı ile gonagseven adamların gezeblenmesi kimi başa düşmek lazımdırmı?

1989-cu il iyunun 23-de Özbekistan KP MK-nın XIV plenunumu Merkezi Komitenin komissiyasını yaratdı, hemin komissiya Fergane vilayetinde baş vermiş facieli hadiselerle elagedar olarag yerlerde gırğının sebeb ve köklerini bu işde marağı olan teşkilatlarla birlikde araşdırmalı, hemin hadiselere siyasi giymet vermeli ve partiya, sovet ve hügug mühavizesi organlarının mesuliyyeti barede konkret [belirli] teklifler ireli sürmeli idi. Komissiyanın terkbine Mehseti türklerinin nümayendeleri dahil edilmemişdi.

Komissiyanın ‘Pravda Vostoka’ (30 iyul 1989-cu il) gazetinde derc olunmuş bezı neticeler bunlardır: "Problemin birterfli tegdim olunmasına aid her cür cehdler, onu mürekkebleşdirmek, facienin başlanğıcını yalnız meişet zemini üzerindeki konflikte aid etmek menevi siyasi şeraitin son derece gerginleşmesinin esl sebeblerini tehlil etmekden konfliktin diger regionlara yayılması tehlükesinden uzaglaşmag demekdir. Bele mövge mövcud veziyyetde mesuliyetsizliye ve siyasi cehetden zerere getirib çıhara biler. Ayrı-ayrı partiya ve sovet işçilerinin vilayetde veziyyeti mehz bu cür geleme vermek cehdi, guya baş vermiş ganunsuzlug halları tamamile gözlenilmez olmuşdur seyi esassızdır."

Özbekistan KP MK-nın 1989-cu il, 20 iyul tarihli komisiyasının işinin yekunlarına göre, merkezi komitenin bürosu gerar gebul etmişdir. Gerarda Fergane vilayetindeki baş vermiş facieli hadiselere göre partiya, sovet ve hügug muhafize organlarının rehber işçilerinin mesuliyyeti müeyyen edilmişdir: Fergane vilayet partiya komitesinin birinci katibi Ş. M. Yoldaşova şiddetli töhmet elan edilmiş, vilayet icraiyye komitesinin sedri H. Mecidov tutduğu vezifeden çıharılmışdır. Vilayet partiya teşkilatının ikinci katibi A. V. Kozıra şiddetli töhmet verilmiş, vilayet partiya teşkilat katibi T. A. Agamberdiyeva vezifesinden azad olunmuş, vilayt partiya teşkilatının katibi A. R. Mamatkazinaya şiddetli töhmet verilmiş, vilayet partiya teşkilatının katibi B. A. Aşrafhanova ise şiddetli töhmet elan edilmişdir. Daha sonra vilayet icraiyye komitesinin dahili işler idaresinin reisi S.Y. Burhanov vezifesinden azad edilmiş, Fergane vilayeti dövlet tehlükesizliği idaresinin reisi N. G. Leskova şiddetli töhmet elan edilmiş, tutduğu vezifeden azad edilmesi barede raport vermişdir. Hemçinin Özbekistan SSR dahili işler naziri tutduğu vezifeden azad edilmesi barede hahiş erizesi tegdim etmişdir.

Sov. İKP  Merkezi Komitesi bu hadiselere siyasi giymet vermemişdir. Özbekistan SSR-in sovet, partiya ve hügug mühavizesi organlarında işleyen en yüksek vezifeli şehslerden biri bele mesuliyyete celb olunmamışdır. Onlar Fergane vilayetinin rehber işçileri kimi cezalandırıla bilerdiler.

Bu güne geder muttehimler kürsüsünde adi icraçılar eyleşmişler. Bu gırgınların teşkilatçıları kimlerdir, onlar ne vaht öz cezalarına çatacağlar, bu hele melum deyildir. Gırğını töredenlerin teşkilatçıları bu güne geder aşkara çıharılmamışdır. Bu gırğınların esl tegsirkarları ne geder ki aşkara çıharılmamışdır ve ciddi cezalandırılmamışdır, bütün bu hadiselere göre bütün Özbekistan halgı mesuliyyet daşıyır.

Beli gara güvveler gelebe gazanmışdır. Türkler Özbekistan toprağından govulmuşlar. 46 il erzinde türkler Özbekistanın igtisadiyyatının inkişafına az töhve vermemişler.

Yukarıda geyd olunduğu kimi, 1944-cü ilde deportasiyadan sonra ayağa galhmag, yaşamag üçün adamlar çoh işlemeli olmuşdurlar. Gördüyü işlere göre halga edaletle yanaşılmışdırmı? Bu sualın cavabını Fergane vilayetindeki facieli hadiselere elagedar olarag gırğının sebeblerini ve köklerini öyrenen komissiyanın geydlerinde tapmag mümkündür. Hemin geydlerde gösterilir ki, rehber vezifelere kardlar ireli çekilerken, deputat [milletvekili] korpusu yaradılarken sehvlere yol verilmişdir. Ehalinin milli strukturunun payına nisbeten Mehseti türklerin hüsusi çekisi rehber kadrların terkibinde iki defe, sovetlerin bütün bölmelerindeki deputatları arasında üç defe azdır. Fergane ve Kokand şeherlerinin sovetliklerinde ise bu milletin nümayendelerinden bir nefer bele yohdur.

Türklere garşı münasibetde daha bir edaletsizlik üzerinde dayanmag isteyirem. Bu edaletsizlik bu defe yalnız merkez terefinden heyata keçirilmşdir.

1990-cı il, fevralın [şubat] 22-de Azerinformun mühbirleri A. Şerifovun, S. Peretsin ‘Bakı’ gezetindeki megalesinde çoh edaletli olarag Özbekistandan gaçıb Azerbaycana gelmiş Mehseti türkleri haggında merkezin gerar çıharmaması tengid olunmuşdur.

Doğrudur halg SSRİ Nazirler Sovetinin "Özbekistan SSR-den daimi yaşayış yerini mecburen terk etmiş Mehseti türklerinin RSFSR-nin vilayetlerinde yaşamag üçün zeruri şeraitin yaradılması üzere tedbirler haggında" gerarı (26 iyun 1989-cu il, No 503) böyük minnetdarlıgla garşılamışdır. Bu gerar Fergane vilayetindeki gaçgınlar düşergesinden köçürülmüş 16 min nefer zerer çeken Mehseti türküne aid idi. Bu gerarla gaçkınlara [mültecilere] yardım megsedile heyli migdarda vesait, birdefelik müavinet, yaşayış evi tikmek üçün pul ayrılmışdı. 1990-cı ilin gerarına esasen ise RSFSR Nazirler Sovetine 126 milyon manat hecminde esaslı vesaitin ayrılması, o cümleden tikinti guraştırma işleri üçün, habele RSFSR vilayetlerine Mehseti türklerin köçürülmesi ile elagedar 100 milyon manat vesait nezerde tutulmuşdur.

Respublikanın şeher ve rayonlarında yerleşdirilmiş Mehseti türklerin nümayendelerinin iştirakı ile Azerbaycan SSR Nazirler Sovetinde keçirilmiş müşavire haggında Azerinformun 1990-cı il 14 fevral tarihli melümatında deyilir: "Özbekistanda öz evlerini atarag respublikamıza gelmiş 10 minlerle Mehseti türkünün başına getirlimiş facieli hadiselerden tehminen yarım ile geder vaht keçir. Mehseti türklerin böyük ekseriyyeti Saatlı, Sabirabad, Gazah, Guba, Haçmaz, Şamahı ve Ağsu rayonlarında yerleşdirilmişdir. Bu rayonlarda 750 aileden çoh aile yerleşdirilmilş, 400 aile üçün ise torpag sahesi ayrılmışdır. Lakin hele de bu güne geder gaçgınların bir çoh aileleri çadırlarda, köhne yarı uçuk evlerde inzibati binalarda yaşayırlar. Respublikanın Mehseti türklerini yerleşdirmek, tam yaşayış yeri ile temin etmek, yaşlılar üçün yeni iş yerleri açmag, yeni uşag bağçaları ve mekteblerin tikintisini inşa etmek imkanı vardırmı?"

Elbette, respublikanın bele imkanları çoh mehduddur, ahı, respublikada Özbekistandan gelmiş türklerden elave Ermenistandan govulmuş 200 minden çoh gaçgın Azerbaycanlılar da vardır ki, hazırda onların sosial-igtisadi ve meişet şeraiti çoh keskin bir problem kimi respublika hökümetinin garşısında durur.

Hele bu güne geder gaçgınlara maddi yardım-kompensasiya verilmesi barede dövlet programı yohdur. Eger respublikanın sosial ve diger problemleri nezere alınarsa SSRİ Nazirler Soveti humanizm gösterib gaçgınlar haggında gerar çıharmalı ve gaçgınlar üçün normal heyat şeraiti yaratmalıdır. Ahı merkezi  hökümet organları çoh yahşı bilir ki Azerbaycana gelmiş Mehseti türklerinin heç biri öz doğma ocaklarını könüllü şekilde atıb gelmemişdir.

Bütün bu çetinliklere bahmayarag Azerbaycan halgı gaçgın türklere garşı çoh böyük gayğı ve gonagperverlikle yanaşır, onlara daim herterefli yardım gösterir. Metbuatın verdiyi melumata göre, Mehseti türkleri Azerbaycanın düz 27 rayon ve şeherlerinde yerleşdirilmişler. 1989- cu il dekabrın 1-dek onların tehmınen 50 faizi işle temin olunmuşdur.

Bütün gaçgınlar tesdig edirler ki, Azerbaycanda yerli sakinler onları mehribanlıgla garşılamış, hem maddi cehetce, hem de menevi cehetce yardım göstermişdir.

Öz doğma torpaglarını mecburiyyet garşısında galarag atıb gelen gaçgınlar Krasnodar ve Stavropol diyarlarında iş ahtara-ahtara öz şehsi leyaget hisslerini itirmeli olmuşlar. İş tapmayıb, mühtelif menevi tezyige meruz galarag Azerbaycana köçmeyi üsütün tutmuşlar. Lakin Mehseti türkleri bele hesap edir ki, Azerbaycanın bütün imkanları tükenmişdir. Hazırda adamları yerleşdirmek böyük çetinlikler yaradır. Buna bahmayarag yerli hökümet ve sade Azerbaycan halgı min bir eziyyet görmüş türklere her cür yardım göstermeye hazırdır, bu respublikada normal insan yaşayışı üçün zeruri olan bütün imkan ve şeraiti yaratmağa çalışırlar. Gaçgınlar heç vaht unutmayacaglar ki, alçaldılmış, tehgir edilmiş türk halgına azerbaycanlılar en çetin anlarda bele merhemet ve şevget göstermiş, goynunda yer vermişdir. Bu, gaçgınları menevi cehetden ruhlandırmışdır.

Ferganedeki ağır ve dehşetli hatirelerden uzaglaşdırılma megsedile 1989-cı ilin iyul ayının evvellerinde respublikada Mehseti türklerin uşaglarının Leningrada ve diger şeherlere ekskursiyaya gönderilmesi teşkil edildi. Onların gezintisine serf olunan hercler yerli sevet organları terefinden ödenildi.

Men 1989- cı il iyul ayının evvellerinde Bakıya gelerken demir yolu vağzalında Mehseti türklerinden olan gaçgınların gebul edilmesi gerargahında işin nece yahşı teşkil edilmesinin şahidi olmuşam. Gerargaha genç türk Seyfeddin MEMMED başçılıg edirdi. Gerargahdaki növbetçiler Rusiyanın ve Şimali Gafgazın şeherlerinden gelmiş gaçgınları gebul edirdiler. Men iki gün Bakıda olub, gerargahın işini müşahide etmişem. Burada demir yolu vağzalında gaçgınlar bütün gün erzinde gebul edilirdiler. Her gün 100-150 gaçgın bir yere toplaşırdı. Vağzalda gaçgınlar üçün sernişin vagonları ayrılır, onlar yatacag desti ile temin edilirdiler. Gaçgınlar vağzalın binasında da yerleşdirilirdiler. Onlara günde üç defe isti yemek verilirdi. Növbetçiler hestelere, uşaglara ve gocalara hüsusi digget yetirirdiler. Gaçgınlar toplaşdıgca onlar avtobuslara, yahud demir yolu ile respublikanın mühtelif rayonlarına gönderilir ve orada garşılanması teşkil edilirdi. Men defelerle gaçgınların onları garşılayanlara garşı minnetdarlıg hissi ile yanaşmalarının şahidi olmuşam. Hemçinin gaçgınların ardınca bakılıların semimi bahışlarını görmüşem.

Sabirabad rayonundaki “XX partiya gurultayı” adına kolhozun tarlalarında gaçgınları, o cümleden bacımı yerleşdiribler. 1989-cı il, noyabrın 5-de men bacımın yanına getmek istedim. Arvadım, gızım ve cebhede helak olmuş gardaşımın arvadı - goca garı menimle birlikde bacımın yanına gettik. Biz Eli Bayramlı şeherinden sonra, "GAİ" postunun yanında avtobusdan düştük. Dayanacagda  kolhozun yerini degigleşdirmek istedim. "GAİ" işçisi bize digget gösterip yanımıza geldi ve bizimle maraglandı. Men ona öz adamlarımızı ahtardığımızı dedim. Baş leytenant derhal cevap verdi: "Gözleyin indi sizi apararam.” Onun "Jiguli" markalı maşını "GAİ" postunun yanında dayanmışdı. O maşını işe salıb yanımıza geldi. Maşının gapısını açıb bizi oturtdu ve kolhozun tarlasına apardı. Teqriben 10 kilometr yol gettigden sonra men tanımadığım milis işçisine heyirhahlıg gösterdiyine göre pul teklif etdim, lakin o bundan geti şekilde imtina etdi. Maşın dayandı, otagdan adamlar çıhmağa başladı. Bacımın ailesi de onların arasında idi. Bacım üstüme atıldı ve biz gucaglaşdıg, o ağladı. Milis işçisi Aydın maşından çıhıb hamı ile salamlaşdı ve sonra öz maşınına doğru döndü. Bir neçe saniye keçdi, men "Jiguli" maşınına teref bahdım. O heç kime mehel goymadan maşını işe salırdı. Ona bir daha minnetdarlıg etmek üçün maşına yahınlaşdım. Genç milis neferinin de gözleri hemçinin yaşarmışdı. Men imkandan istifade ederek bu yazımda ona ürek sözlerimi demek isteyirem: Aydın, gardaşlıg kömeyine göre çoh sağol.

Mehseti Türkleri her yerde azerbaycanlıların bele mehribanlığına rast gelmişler. Türklerin Azerbaycana köçürülmesi prosesinin [sürecin] davam etdirilmesi, yerli camaatla elagesinin güclendirilmesi onların dil ve medeniyyetlerinin inkişafına müsbet tesir gösterecekdir.

Gaçgınlar söhbet edirler ki, respublikanın hakimiyyet daireleri onların problemlerine mesuliyyetle yanaşırlar. Azerbaycan Halg Cebhesi, partiya ve sovet organları yaşayış yerlerinde türklerin yerleşdirilmesi, meişet şeraitlerinin yahşılaşdırılması, onlara herterefli digget ve gayğı gösterilmesi geydine galırlar. bir çoh türkler söhbet edir ki, yerli ehali Ermenistandan gaçıb gelmiş Azerbaycanlılara nisbeten onlara daha böyük mehribanlıg gösterir. Respublikada gaçgınlar, “Gayğı” cemiyyetleri fondundan yardım edilir. Elece de respublikanın büdcesinden yardım gösterilmesi planlaşdırılmışdır. Bu yahınlarda Azerinformun gezetde bele bir melumatı derc olunmuşdu ki, "sovet sülh fondunun" Azerbaycan şöbesi Mehseti türklerine 13 min manatdan çoh yardım göstermişdir."

SSRİ Ali Sovetinin deputatı, hazırda Özbekistan SSR Nazirler Sovetinin sedri M. Mirkazımov "Daşkendskaya pravda" gezetinin mühbiri ile söhbetinde (13 sentyabır 1989-cı il) demiştir: "Bizim hamımız etiraf etmeliyik ki, Mehseti türkleri seçmek hüguguna malik olmalıdır... Onların harada olmasından asılı olmayarag heyat şeraitleri yahşılaşdırılmalı ve işle temin edilmelidirler.”

Bu söhbeti gezet sehifelerinde ohudugca fikirleşirem ki, bele heyat yalnız burada - Azerbaycanda temin edile biler, çünki yerli ehali bize mehribanlıgla yanaşır.

Hazırda  Mehseti türk halgının problemleri üzre deputat komissiyası fealiyyet gösterir. Halg edaletin berpa olunmasını ümidle gözleyir. Eger dövlet halgın problemini - halgın müteşekkil süretde öz doğma topraglarına, Vetenine gaytarılması problemini hell etmese gaçgın türkler İttifagın bütün regionlarından Azerbaycana gelecekler.

“Komsomolskaya pravda” gezetinin mühbiri T. Belaya “Yolda dayanacag?” adlı megalesinde (16 dekabr 1989-cu il) Belgorod vilayetinde yaşayan Mehseti türklerinin ailelerinin heyatı haggında danışarag yazmışdır: "Facieli taledir. Bu halg gısa tarihi dövr erzinde iki defe ev-eşiyinden ve torpağından mehrum olmuşdur… Dövlet onlara borcludur. O, müdafie funksiyasını yerine yetirmemiş, onları gorumamışdır.”

Daha sonra o megalede yazır ki, türkler Ferganeye getmek istemirler ve özlerine bele bir sual verirler: “Bes bundan sonra ne olsun? Halg harada yaşamalıdır?”

İbrahimovlar ailesinin üzvleri mühbire demişler: "Böyük gardaşımız Voronej vilayetindedir, bacılarımız Rostovda ve Oryol şeherindedir. Bir gardaşımız Bakıdadır, biz ise buradayıg.” Burada yaşamağa ne dinimiz, ne de enenemiz yol vermir. Gohumlarsız ne defn, ne toy keçirmek olar - deye İsmayıl Helilov öz fikrini bildirir. Sonra müellif yazır ki, “ Müveggeti” yaşamag hem de daimi yaşamag tehlükesi yaradır ki, bu da özlüyünde heyli problem doğurur. Meselen, rus dilini bilmeyen uşagların tehsil alması. Her bir mekteb bu vezife ile ayrılıgda öhdesinden gele bilmez, rayon seviyesinde ise heç kim öz seyini birleştirmeye can atmır. Bu yerlerde galmag fikri olmayan Mehseti türkleri ya işe düzelmek istemir ya da işe düzelen şehsler ürekle işlemirler. Tebiidir ki, bu da yerli ehalinin narazılığına sebeb olur. Sosial problemler günden güne keskinleşir, uşag bağçalarında yer çatışmır, emtee mallarının fondu artırılmır ve s. Mühbir faktlara esaslanarag yazır ki, ehalinin şimaldan cenuba migrasiyası gettikçe artır. Meselen, Smolensk, Orlov vilayetlerinden onlarla aile Belgorod vilayetine köçmüşler. İnsanlar onsuz da şimal vilayetlerind yaşamağa galmayacaglar, bu gün aydındır ki, onlar kortebii şekilde köçüb gelecekler. Odur ki, belke meselenin helli iller bele uzadılmamalı, vesait dağıdılmamalı, esebler tarıma çekilmemelidir. Bu mesele, ne geder mürekkeb olsa da onu geç-tez hell etmek vacibdir. Doğrudanmı, biz hele tam emin olmamışıg ki, her hansı bir işi gecikdirmek problemin hellini daha da çetinleşdirir? Hamı terefinden gebul edilen kompromis [ödün] yollarını ahtarmag lazımdır.

Müellif gezet megalesini İsmail Helilovun fikri ile başa çatdırır: "Eger hökümet yaz aylarına geder bizim meselemizi hell etmese, onu özümüz hell edeceyik: Özlüyümüzde müzakire edib, daha çoh harada Mehseti türklerinin yaşamasını müeyyen etdikden sonra hamımız hisse-hisse ora gedeceyik. Ahı birinci defe de türkleri bütün Özbekistana sepelemişdiler. Tehminen 20 il onların bir-birinden ayrılmasına serf olunmuşdur. İndi ise yegin ki, bir o geder vaht lazım olmayacag: “Gaçgınlar hakkında söhbetimin sonunda halgın gabagcıl tebegesi olan ziyalıların fikrini bildirmek isteyirem: Dövlet Mehseti türklerine boçludur. Dövlet 46 il bundan evvel Gürcüstandan onları govarag halgın elinden aldıglarını geri gaytarmalıdır:

Halga öz heyirhah adı gaytarılmalıdır, bunun üçün onun problemleri edaletle hell olunmalıdır:

• Dövlet senedi işlenib hazırlanmalı ve gebul edilmeli, pul ayrılmalı, doğma yerlere gayıtmag isteyen bütün şehsler üçün meydana çıhan kompleks meselelerin helline başlanımalı ve öz vetenlerinde onlara normal heyat fealiyyeti yaradılmalıdır.

• 1944-cü ilde geyri-ganuni olarag köçürülme zamanı Mehseti türklerine maddi cehetden ziyanın ödenilmesi gaydalarını müeyyen eden sened işlenib hazırlanmalı, müsadire edilmiş emlakın, mal-garanın, toyug-cücenin değeri ödenmek üçün pul ayrılmalıdır;

• Halgın özünü saxlaması üçün ona muhtariyyet verilmelidir.

Bu iller erzinde Mehseti türklerinin üreklerinde o geder hiddet, ağrı, inciklik, etiraz yığılıb galmıştır ki, eger yahın vahtlarda halgın bu problemi müsbet hell olunmazsa, halg sovet hökümetine garşı inamını bütünlükle itirecek ve halgın müeyyen hissesi, hüsusile Azerbaycanda yaşamayan Mehseti türkleri ganun çerçivesi dahilinde Türkiyeye migrasiya yollarını ahtaracaglar.


[1] Hürüşanoğlu, Seeddin. “Kaçkın Türklerin Harayı” (Redaktör, Veli Mecidov) 1990. Diderginler 1918-20, 1948-52, 1988-89. Baku: Genclik. Ss. 212-230.

[2] Azerbaycan’da da Sovyet tarihçiliği etkisiyle Ahıska bölgesine Mesketya, orada yaşayanlara da Mesheti adının verildiği anlaşlıyor. İngilizce literatürde de Meskhetian Turks olarak adlandırılıyor. Mesheti Türkleri adlandırması Azerbaycan'da yapılan adlandırmadır. Bütün dillerdeki anlamı aynıdır ve "Mesketya'da yaşayan Türkler" anlamına gelir (İ.Ç.).

You have no rights to post comments